/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +120 -19
    Olay Çanakkale’de yaşayan Bilal Bey dilinden anlatılacaktır.
    Bilal Bey anlatıyor: Yaklaşık 7 yıldır köyün ağalığını yapıyordum. Köyde herkes adaletli birlikten memnun ve hoşgörülüydü. Fakat son 1 yıldır köyde işler ters gitmeye başlamıştı, buğday bereketimiz yoktu, tarlalarda yetişen mahsülün bereketi yoktu. Tarlaların verimi epey düşmüştü ve köyde kıt kanaat geçim başlamıştı. Herkes artık kendini düşünüyor, pazara çıkmıyor ve kendine yetecek kadar mahsül topluyordu. Sürekli köylüler yanıma geliyordu “Bilal aga bak köyde kıtlık var birşeyler yapmazsan artık bu köyün ağası demem” sana deyip gidiyorlardı. Sürekli düşünüyordum acaba bu köy, bu verimli, mutlu insanları barındıran köy neden bu denli kıtlığa çarptırılmıştı, bir türlü anlayamadım. Bir gece yanıma oğlum Vakkas geldi. “Baba tarlamızda ki meyveler, sebzeler sürekli biri tarafından koparılıyor, biçiliyor, üstüne basılıyor artık toplanamaz hale geldiler napıcaz” dedi. “Aman oğul olur mu öyle şey, çocuklar oynarken dozunu kaçırmışlardır veya birilerinin canı çekmiştir ondandır” dedim. Vakkas suratıma baktı “baba bu gece tarlaya git ve bak ne oluyor, ne dönüyor yoksa sonumuz cidden kötü olacak” dedi. Düşündü Vakkas haklıydı bu gece tarlaya gidip neler olup bittiğine bakacaktım.

    Tek başlıkta okumak için: http://www.incisozluk.com...C4%9Fullar-1998/sahibi/1/
    ···
  2. 2.
    +51
    Arkadaşlar bunu sizden ilk kez bu hikayede istiyorum ilk entrye şuku atın. Neden derseniz hikaye bekleyenler var onlarında görmesi için trende çıkmamız gerek. Bana inanın ben bu hikayeyide yarım bırakmyacağım. Siz bana sövsenizde, primci desenizde trip atıp bırakmayacağım. inanın bana yazma isteğim gelmiyor, sanki boş bir duvara anlatıyor gibiyim. Varlığınızı belli edin lütfen. Siz uzun entry isterseniz uzun yazıcam, saat kaçta isterseniz o zaman yazıcam, bırak derseniz bırakırım, devam derseniz devam ederim yeter ki küfür etmeyin, yarım bırakmayacağım, söz.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam panpa verdim şukunu
      ···
    2. 2.
      0
      hocam devam. etmezsen o zaman küfür yersin.
      ···
    3. 3.
      +1
      aimmaster dostum ben hiç bir zaman hikaye bırakmadım geç part attım fakat yarım bırakmadım, bırakmam.
      ···
    4. 4.
      0
      adamsin adam uzun entry gir seri ol
      ···
    5. 5.
      0
      Devqmmmmmm9
      ···
    6. diğerleri 3
  3. 3.
    +48 -1
    Hiç beklemeden eve gittim. Vakkası ağıra sokup orda beklemesi gerektiğini ve annesinin, kardeşlerinin yüzünü dahi görmeyi haketmediğini söyledim. Vakkas o kadar dayaktan sonra sadece dediklerimi yapıyor yüzüme hiç bakmıyordu daha doğrusu bakamıyordu. Eve girdiğimde vakkasla beraber bir yolculuğa çıkacağımı ve köylü sorarsa ile gittiğimi söylemelerini söyledim. Evden ayrıldım. Evden çıktıktan sonra ahıra doğru gittim ve vakkasıda alıp verilen adrese doğru gitmeye başladık. Adrese göre bir minibüse binip köyün en tenha yerine kadar gidip ordan sonra 20 dakika yürümemiz gerekiyordu. Fakat denildiği gibi olmadı, minibüse bindiğimiz zaman şoför son durağın o köy olmadığını ve o köye minibüslerin girişin ve çıkışın yasak olduğunu söyledi. Şoföre göre patika bir yolun başında inip 35-40 dakika yürüyecektik. Denildiği gibi yaptık şoförün bizi indirdiği yerden dümdüz şekilde önümüzde ki yolu takip ettik ve birkaç evin olduğu bir köye vardık. Köye vardığımda dikkatimi çeken tek şey çok sessiz bir alan olmasıydı. Kağıtta yazılan şey kırmızı kağılı küçük bir gecekondu idi evin numarası sonradan yazılma 6 haneli bir numaraymış. Sadece etrafımıza bakarak bu evi aramaya koyulduk. içimden diyorum “ah şerefsiz vakkas ne hallere düşürdün beni” fakat evlat yapacak bir şey yok.
    ···
  4. 4.
    +29 -13
    Beyler artık sıkıldım bu hikayeyide yarım bırakmayacağım. Normalde bu hikaye yarın sabaha bitecekti ve gececi tayfa ile beraber sabaha kadar yazacaktım. Fakat nasip değilmiş. Şuan ciddi şekilde küfür ediyorlar ve hikayeyi bozuyorlar, ağlama noktasına geldim.
    FiNAL
    “Olayların sonunda Bilal aga ve Vakkas, Gaziantepe gidiyor. Orada kalamaya başlıyor. Gaziantepte 1 defa 3 kişiyle karşılaşıyorlar fakat bir şekilde onları atlatıyorlar. Daha sonra köye dönme kararı alıyorlar fakat döndüklerinde evlerini yıkık buluyorlar. Hanımıda vefat etmiş. Daha sonra baba-oğul hayatları devam ediyorlar. Vakkas sonunda öldürülüyor. Bilal aga yerini yurdunu terk edip Çanakkaleye yerleşiyor.”

    Beyler ben hiçbir hikayemi kopyala-yapıştır mantığıyla yapmadım. istediğiniz yerden araştırabilirsiniz. Hepsini belirli insanların ağızlarından dinleyip Word formatında part-part yazıyorum, yazdığım an inciye atıp mesajlarımı okuyorum, yanıt veriyorum, tekrardan partları yazmaya devam ediyorum. Artık uzun bir süre hikaye yazmayacağım. Hakkınızı helal edin. Benim size hakkım helal olsun. Amacım prim değil, sizlere güzel anlar katabilmekti. Hoşçakalın.
    ···
    1. 1.
      0
      Madem bitirmeyecektin yarın devam edicem yazıp detaylı anlatsaydın
      ···
    2. 2.
      0
      naptin lan harbiden
      ···
    3. 3.
      -1
      Hay amk lan buyuk insanlari daima sevmeyenler olacaktir atalarimizi dusun oc
      ···
    4. 4.
      +1
      Atalarımızla karşılaştırılacak kadar büyük bir insan değilim. Sen gibi diğer yazarlar gibi sıçan, ağlayan,gülen bir insanım.
      ···
    5. 5.
      0
      Herşeye rağmen bitiricem diyipte böyle final part atabiliyorsan 2 satır bravo sana böyle primci yazarlar sözlükte bol zaten birşey diyemeyeceğim
      ···
    6. 6.
      0
      havaryuduing bunu senden duymak üzücüydü. Keşke görmeseydim dediğim nadir entrylerden.
      ···
    7. 7.
      +1
      Kardeşim adamın hikayesini bozdular sinirden bitirdi ne yapsın
      ···
      1. 1.
        0
        Keşke herkes senin gibi anlayışlı olabilse.
        ···
    8. 8.
      -2
      senin ben ananı avradını gibiyim huur cocugu bitirsene adam gibi kahpe evladı
      ···
    9. 9.
      0
      Seninde ananın amı bin duygusala bağlama
      ···
    10. diğerleri 7
  5. 5.
    +41
    “Senin bu hayvan oglu hayvan oğlun karşı köyden bir kıza tecavüz etmiş” dedi. O an dünya başıma yıkıldı, bu kadar büyük bir suçu bu kadar kısa sürede söylemeleri cidden karışık geldi bana. Vakkas resmen kendi kendine hayatını bitirmişti fakat bu büyüler neyin nesiydi? Ayağa kalktım ve Vakkasa sert bir tokat attım, sanki tüm yılların ağırlığını elimde biriktirip öyle vurmuştum. Vakkas “ne yaptın oğlum sen diyorum”, “baba zorla olan bir şey yok” diyor. O an vakkasın dediklerini duymuyordum bile, vakkasa sadece yüzünü tutuyordu ve tüm kahve bize bakıyordu. Vakkasa hala vurmaya devam ettim o kada çok sert vuruyordum ki artık köylü dayanamayıp beni tutmaya gelmişti. Kendime bunu hiçbir zaman yediremedim ve hala yediremiyorum. Daha sonra bir şekilde beni sakinleştirdiler. Vakkasın tecavüz ettiği kızın abisi ve abisinin eşi büyü işleriyle çok uğraşan köyde pek sevilmeyen insanlarmış, bunlar vakkasa büyü yapmış ve Vakkası öteki aleme adak olarak adamışlar.
    ···
    1. 1.
      0
      Rezerved
      ···
  6. 6.
    +41
    Eve geldiğimde Vakkasla konuşmaya başladım. “Vakkas köylü senin yüzünden köyün bu durumda olduğunu söylüyor, oğlum ne yaptın birşeyleremi zarar verdin, yoksa yanlış birşeymi yaptın, paramı çaldın ne yaptın oğlum” dedim. “Baba benim kimseye bir zararım olmadı ne olduğunu bilmiyorum ama köylü bana karşı kötü davranıyor, bir gün korkuyorum öldürecekler” dedi. Bu olayı kurcalamam gerekiyordu. Acaba bu köyde biri bizim ailemize büyümü yapmıştı bunu bile düşünmeye başlamıştım. Sürekli düşünüyordum nihayetinde o günü gece ettik. Gece vakti uyurken bahçe kapısından değişik sesler geliyordu. Camdan dışarı baktığımda sol tarafa doğru 0 mesafede bir kişi vardı fakat kim olduğunu göremiyordum, direk elime tüfeğimi aldığım gibi kapıya doğru koşmaya başladım.
    ···
    1. 1.
      +1
      Cggvfyggg
      ···
  7. 7.
    +37
    Gece karanlık çökünce saat 23:00 civarı eşime ve oğullarıma “ben tarlaya gidiyorum gelen varmı, gelmek istiyormusunuz” dedim. Ev ahalisi suratıma gitme manasıyla, sıkkın şekilde baksalarda sözüme devam ettim. En büyük oğullarımdan Vakkas ve Fikrete “Hadi Vakkas, Fikret sizde gelin” dedim. Fakat ikiside gelmemekte ısrarcıydı. “Aman gelmezseniz gelmeyin” dedim ve evden çıktım. Hava epey karanlıktı, köpek uluma sesleri ve havlama sesleri gecenin sessizliğini bozan tek seslerdi. Gökyüzüne baktığımda sadece yıldızları ve koskocaman dolunayı görüyordum. Evin bahçe kapısından yola çıktım bir 15 dakika yürüdükten sonra patika yola girdim ve tarlaya doğru yürümeye başladım. 15-20 dakika yürüme sonrası gözle görülür mesafeden tarlamı görebiliyordum. Fakat çiçeklerin ve yaprakların arasında bir kıpırtı ve hışırtı vardı. Birden sendeledim ve seyretmeye başladım.
    ···
    1. 1.
      -3
      Panpa özelden köyün ismini söyler misin ?
      ···
      1. 1.
        +12 -1
        ananın amı köyü.olm bide salak veletler bunlara inanıp korkuyor filan asudgaustdgıasdas
        ···
      2. 2.
        +2
        Iiyyyyy pis tak şeytan
        ···
    2. 2.
      +1
      Korkunçlu hikaye var rez
      ···
    3. 3.
      +1
      rezervasyon
      ···
    4. diğerleri 1
  8. 8.
    +36
    Çaresiz kalmıştım ne yapacağımı bilmiyordum. Bir yandan içimde şey vardı bırakayım bu vakkası ne olursa olsun, ister ölsün, ister gebersin fakat gönlüm el verdi hoca ile konuştum “hocam” dedim. “Ne yapmamız gerekiyor, bir çıkış yolu olsa gerek” hoca bana baktı baktı “bak bilal aga senin bu oğlanın işlediği suç büyük suç ben normalde yardım etmezdim ama ben seni bir yere göndereceğim sen oraya gideceksin onlara benim selamımı ileteceksin onlarda sana yardım edecek” dedi. Çaresizdim, kabul ettim. Eline aldığı bir kalemle bir kağıda bir şeyler yazdı. Kağıtta bir adres, 6 haneli bir numara ve arapça bir şey yazılıydı, aldım kağıdı, kahvehanenin önünden vakkasın ensesinden tuttum, yüzüm yerde bir şekilde vakkasla beraber eve doğru gitmeye başladık. Yol boyu hiç konuşmadık, çünkü benim artık vakkas diye bir oğlum yoktu. Onu bu illet büyüden kurtarıp atacaktım, red edecektim ama baba yüreği genede yenik düşüyordum.
    ···
  9. 9.
    +33
    Beyler okumuyorsanız sonra yazayım. Kendi evimde ağırlamam gereken misafirlerim var. Ben size telefondan hikaye yazıyorum. isterseniz primci deyin, isterseniz sövün fakat ben hikayeye misafirlerim gittiği zaman devam edeceğim. Siz rez alın burada kalın bakın söz veriyorum gelicem. Fakat şuan çok sıkışığım.
    ···
    1. 1.
      +2
      okuyoruz panpa hepsine şuku atıyorum 3-5 part daha art gece devam edersin seviyorum seni up up up upluyom hadi
      ···
    2. 2.
      +3
      Misafirini gibiyim ne zamanda geldi Vakkasıda gibiyim ne yaptıysa amk
      ···
    3. 3.
      0
      Deli mustafa napıyo
      ···
      1. 1.
        +1
        Evine gitti.
        ···
    4. diğerleri 1
  10. 10.
    +33
    Vakkasa bakarak sözlerime devam ettim. “Vakkas tarlaya gittim ama sadece gördüğüm şey yılandı” dedim. Vakkas “Baba biliyordum, gece vakti yılandan başka ne olacaktı” dedi. “Tarlayı çok suluyoruz ondan geliyordur” deyince hemen vakkasa bakıp “yarın tarlaya gidiyorsun kardeşinle yenecek durumda olan tüm mahsulleri topluyorsun ve o tarlaya daha bir şey ekmiyorsunuz” dedim. “Tamam baba” deyip karşılık verdi. Bir iş vardı fakat neydi, anlamaya çalışıyordum. O gece uyudğumda çok rahat bir uyku çekmiştim ama ne rahatlık böyle içim bile mutluydu, galiba son mutlu uykumdu anlayamamıştım. Sabah ezanı okunurken hanım tarafından uyandırıldım. “Bey hadi uyan” diyordu. Hanıma baktım ve uyandım abdestimi alıp, kıyafetlerimi giyip sabah namazını kılmak için caminini yolunu tuttum.
    ···
  11. 11.
    +32
    Kapıdan dışarıya çıktığımda bir kişi ayakları zütüne değercesine bahçemden dışarıya doğru kaçmaya çalışıyordu. Arkasından baktığımda herhangi bir değişik canlı olmadığını, insan olduğunu farkettim. Biraz arkasından seyrettim, yoldan patika yola saptı, patika yoldan koştu koştu, en son gölgesini gördüm dahada görmedim, gözden kayboldu. “yahu gece vakti bunun burda ne işi var acaba” dediğim sıra Vakkas uyandı yanıma gelip “baba ne oluyor hayırdır” dedi. Durumu ona anlattım. O sıra konuşurken Vakkas kapıya doğru dönerek sesli şekilde “babaa” dedi. Bende ileriyi seyrederken bir anda Vakkasa döndüm birde ne göreyim.
    ···
  12. 12.
    +32
    ilk baş düşündüm “ulan bunlar bu saatte uyumaz hadi Vakkas uyudu, hanım uyumaz” neyse dedim girdim bahçeye, sol tarafımdaki çeşmeden “hoşşş hoşşş” su sesleri geliyordu. Çeşmeye doğru bakmak istesemde direk evime doğru gittim ve kapıya vurdum. Kapıya vurduğum anda evin tüm lambaları yanmaya başladı, pencereden yansıyordu. “haydaa” dedim bir anda nasıl hepsi açılıyor. 15 saniyelik bir bekleyiş sonrası hanım kapıyı açtı. “buyur bey” dediği anda “bismillah” deyip gözlerini patlattı. “Noldu hanım” dedim. “Bey bu ne hal yüzünün rengi bembeyaz olmuş noldu birşeymi oldu” dedi. ilk baş onları korkutmak istemedim tarlada yaşadığım olayı anlatmayacaktım, fakat arkada Vakkasın sesini duydum “Yılan görmüştür ondan korkmuştur” dedi. Vakkasa sert bir bakış attım. Direk içeri girdim elimi yüzümü yıkayıp, oturduğumuz odaya geçtim.
    ···
  13. 13.
    +31
    O günü sabahı namazdan sonra güzel bir kahvaltı sofrası vardı fakat herkes yemek yerken Vakkas bir türlü yemek yiyemiyordu. “Vakkas iyimisin oğlum” dedim “iyiyim baba geceki olaylara aklım takıldı” dedi. Ben o anda vakkasın bir şeyler yaptığını bir nevi anlar gibi oldum. Kahvaltı sonrası çaylarımızı içerken vakkasa döndüm ve dedim. “Vakkas evladım bak bir düşmanın varsa bana söylemiyorsan, korkuyorsan korkma söyle. Bu işinde icabından gelir yeterki size bir şey olmasın” dedim. Vakkas bana bakarak devam etti, “ohoo baba seni düşündüğüm için beni suçlu konumuna düşürüyorsun, kalbimi kırıyorsun doğrusu” dedi. Vakkas haklıydı günahını alamazdım. Saatler öğlene doğru gelince Vakkasla beraber meydandaki köy kahvehanesine doğru gitmeye başladık.
    ···
  14. 14.
    +31
    Camiye geldiğimde cami avlusunda kimse yoktu, “Allah allah” dedim yanlışmı geldim, saatimi şaşırdık, ne yaptık. Caminin kapıları açıktı, içeriye girdim. içeriye girdiğimde saftaki köylülerin bana değişik baktığını gördüm, hepsi kindar şekilde bakıyordu. Galiba bu bereketsizliğin benim yüzümden olduğunu düşünüp bana kızıyorlardı. Selam verdim tüm cemaat selamımı aldı, fakat hoca yüzüme bakarak bir hasbinallah çekti sonrasında bende safıma geçtim. Sabah namazını kılmaya başladık. Kıldığım namazdan keyif almıyordum, sanki zorunlulukla kılıyor gibiydim. Namazı bitirdik tüm cemaatle birlikte dışarı çıktık. Bir dede yanıma geldi ve şöyle dedi “bunların hepsi o senin oğlun olacak Vakkas yüzünden, ne geldiyse sizin yüzünüzden geliyor başımıza” dedi ben hiçbir şey anlamadım. Ne diyeceğimide bilmiyordum, çünkü neyin ne olduğundan haberim yoktu.
    ···
  15. 15.
    +27 -4
    Etrafa biraz göz gezdirmeye başladık. 4-5 dakika boş yürüyüşün ardından tarif edilen evin tam dibine geldik. Biraz geç farketsekte Vakkas bana bakıp “baba burası” dedi. Çok heyecanlı ve umutlu söylemişti. Yol boyunca hiç konuşmayan vakkas sanki herşeyi unutmuştu ve dillenmişti. Öyle bir izlenim verdi. Vakkastan bahsedeyim biraz size. Deli dolu bir çocuktur, gözlüklü, biraz uzun boylu, o zamanlar saçları hafiften dökülüyordu. Neyse devam edeyim. Eve vardık, gecekondunun dış kapısını açtığım anda “tırrank” diye bir ses çıktı ve o ses sanki kulağımın en dibine kadar işledi. O sesten sonra yavaşça bahçeye girdik, bahçeye girdiğimiz anda kapı açıldı ve bir yaşlı teyze bizim gözlerimize baktı. 10 saniyelik bir bakış sonrası “Aleyküm selam” dedi. Ben henüz selam vermemiştim fakat bana bakıp selam almıştı. Yaşlı kadın sözlerine devam etti. “Hocamın selamı için Allah razı olsun. Vakkas sen bahçede bekle, Bilal aga sen benimle içeri gel” dedi.
    ···
    1. 1.
      0
      Devam panpa yarım bırakma
      ···
  16. 16.
    +31
    Seyrederken yavaş yavaş tarlaya doğru yaklaşıyordum. Ben tarlaya yaklaşınca hışırtı sesleri yavaşça kesiliyordu, iyice yanaştım yanaştım kendi kendime “ Ulan Bilal ağa korktun mu yoksa hay Allah seni” dedim ve cesaretli şekilde tarlaya girdim. Ama öyle bir atmosfer vardı ki o hışırtı seslerinin geldiği yöne bir türlü bakıp, kafamı çeviremiyordum, yavaş yavaş mahsülü kontrol etmeye başladım. Vakkasın dedikleri doğruydu, birkaç sebze, meyve zedelenmiş ve yenilmeyecek hale getirilmişti. Nitekim sağa doğru adımımı attım ve hareketlenmelerin olduğu yere doğru yürümeye başladım. Her bir adım atışımda hışırtı sesleri çoğalmaya başladı. Yaklaştım, yaklaştım yaprakların ardına elimi atmamla beraber elimde bir sıcaklık ve sanki biri elimi tutmuş gibi hissettim.
    ···
    1. 1.
      0
      rezzzz alalım
      ···
  17. 17.
    +29 -1
    içeri girdiğim anda içerisi çok güzel kokuyordu. Sanılanın aksine ağır, değişik bir koku beklerken huzurlu bir kokuyla karşılaşmıştım. içeri girdim v yaşlı kadına dedim “vakkas dışarıda tek başına ona bir şey olmazmı.” Kadın bana bakarak “hayır benim evimin sınırlarında hiçbir şey olmaz olmayacakta” dedi. Biraz konuştuk. Neler yaşadığımı, nelerle karşılaştığımı anlattım. Kadın beni pür dikkat dinledi ve sonunda vakkasın içeri girmesine müsaade etti. “Vakkas birazdan içeri gelecek, lütfen onu tersleme” dedi. “Çağırayım mı” dedim. “Hayır çağırmana gerek yok, ben çağırdım” dedi. inanmayacaksınız dediği gibi oldu 10 saniye sonra Vakkas oturduğumuz odaya geldi yanıma oturdu. “Neden geldin vakkas” dedim. “Canım istedi bir anda sıkkınlık düştü içime” dedi “bende geldim” diye ekledi. Kadın Vakkasa bakıp “vakkas sadece gözlerime bak” dedi. Ve vakkasın gözlerine öyle sert baktıki, vakkasta aynı şekil sertlikte ona baktı, yaklaşık 3 dakika boyunca gözlerini birbirinden hiç ayırmadılar ve evde çıt bile çıkmıyordu.
    ···
  18. 18.
    +30
    ilk olarak köyde ki durumu anlattım hoca zaten bunu biliyordu, daha sonra tarlaya gittiğim geceyi anlattım, daha sonrada dün gece yaşadığım kapıma domuz yağı sürülme olayını anlattım. “Hayırdır inşallah” deyip biraz düşünmeye başladı. Yüzme baktı devam etti. “Agam bir belalınız bir düşmanınız varmıydı” dedi. “Yok hocam bizi bilirsin, köylüde bizi sever, kimseye bir yanlışımız olmadı bu zamana kadar” dedim. Hoca yüzüme baktı “yahu bu anlattıkların büyü alameti bir düşmanın var ki sana büyü yaptırmış” dedi. Ben bunları duyduğum anda epey bir korktum, “yav hocam bunun bir çaresi yokmudur, büyü felan ben hayatım boyunca böyle şeyleri bilmedim, bilmemde.” Dedim. Hoca bana baktı “bilal aga sen bugun evine git yarın öğlen vakti köy kahvehanesinde bunları konuşalım sanada uyarsa” dedi. “Tamam hocam Allaha emanet olun”dedim. “Allah razı olsun” dedi yavaş yavaş yanından uzaklaşıp caminin çıkışına doğru gitmeye başladım. Camiden çıktığım anda değişik şeyler hissetmeye başladım. Sanki bir elektrik vardı ve beni çekiyordu ama güzel bir histi. Etrafımda biri tarafından izlendiğimi açıkça hissedebiliyordum.
    ···
  19. 19.
    +28 -1
    Bir 10 dakikalık sessizliğin ardından fikret odaya geldi. “Vakkas abi , baba çıkabilirsiniz” dedi. O boşluktan çıktığım anda içime bir ferahlık, yüzüme bir soğukluk geldi. Sanki tekrardan nefes almışım gibi hissettim. Bu gece bu köyden kaçıp gitmeliydim, kimsenin haberi olmamalıydı. Gece saatlerinde, köpeklerin bile havlamadığı saatlerde vakkas ve ben yürüyerek ilçeye gidip, oradan minibüse binip iLe gidecektik. Fikreti yanıma çağırıp “oğlum bahçeden su almış gibi yap etrafı bi kolaçan et birileri varmı ne olur ne olmaz” diye. Fikret “tamam baba” deyip evden çıktı. Bizde kendimize küçük bir valiz ayarladık, şehir dışında yaşayan akrabaların yanına veya yakınına gidecektik, plan buydu. 2 dakika sonra fikret geldi. “Baba” dedi. “Dışarısı bayağı sarsıntılı, evin yakınlarında 3 tanımadığım kişi var” dedi. Hemen yaşlı kadının söyledikleri aklıma geldi, Vakkasın peşinde 3 kişi vardı, acaba bu 3 kişi bunlarmıydı, düşünüyordum. Nitekim bir plan yapıp onları atlatmak gerekirdi ama nasıl yapacaktım.
    ···
    1. 1.
      -1
      Hadi bremın Amk Vakkası yüzünden ağalığı bitip madam olan Bilal'i anlat
      ···
    2. 2.
      0
      Yaz panpa seri
      ···
  20. 20.
    +28 -1
    Vakkas bana baktı ve dedi. “Baba fikreti kapıdan dışarı çıkartıp koşturalım, adamlarda fikreti vakkas sanar ve peşine takılır bizde o ara arka yoldan otluklara çıkarız, tarla yolundan ilçeye kadar yürürüz.” Aslında mantıklı bir fikirdi, fakat eğer dışardakiler silahlıysa fikrete zarar verebilirlerdi. Fikrete “fikret bunu yapabilecekmisin veya yaparmısın” dedim. “Yaparım baba size bir zarar gelmesin ben herşeyi yapmaya hazırım” dedi. Fikrete son kez baktım, Vakkasa baktım, hanıma baktım. Artık ailemiz ciddi şekilde dağılmıştı. Belkide ilk oğlumu kurban ediyordum. Fikreti öptüm “hadi oğlum” dedim. Dediğim anda fikret “aaaaaaaaa” diye bağırarak kapıdan çıkıp tarlalara doğru koşmaya başladı. Sesini duyan köpekler havlıyor, gece fikretin sesi kulaklarımızı çınlatıyordu. Evden birinin çıktığını gören 3 kişi bir anda fikretin peşinden koşmaya başladı. Plan doğru şekilde işliyordu. O anda bizde vakkasla beraber arka taraftan patika yola doğru koşmaya başladık.
    ···
    1. 1.
      +5
      Fikret'i Fatmagül gibi gibcekler
      ···
    2. 2.
      +2
      Fikretin suçu ne
      ···
    3. 3.
      0
      fikretgülün suçu ne
      ···
    4. 4.
      +3
      Tü tü Fikret bitmiş dıbını gibeyim böyle vakkasın
      ···
    5. diğerleri 2