/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 57.
    0
    rezervatullahi şakşakiye
    ···
  2. 56.
    +1
    uzun bir aradan sonra devam etmeye hazır mısınız amk
    ···
  3. 55.
    0
    Yaz bin
    ···
  4. 54.
    0
    okuyan yoksa yazmıyorum amk
    ···
    1. 1.
      0
      Yaz sana amequu
      ···
  5. 53.
    0
    ufak bir mola
    ···
  6. 52.
    0
    var mı okuyan beyler?
    ···
  7. 51.
    +1
    johnny, yalan dedi inanmam.

    jayden; o zaman yarın seninle buluşmaya gelirken jenny'nin elindeki lüks çantaya iyi bak çünkü o justin'in hediyesi dedi.

    johnny içten içe kızmaya başladı, bu şüphe onu içten içe kemiriyordu. bir yanı jenny bunu kesinlikle yapmaz derken diğer yanı aksini idda ediyordu. tam da bu kaosun pençesindeyken jayden bedenini johnny'e yaklaştırdı. göğüslerini ona sürttü elini bacaklarından kasıklarına doğru gezdirirken kulağına şehvetle; herkesin bir sırrı vardır johnny, dert etme dedi.

    johnny birden kendine geldi ve jaydeni iterek ardına bile bakmadan hızla ortamı terk etti.

    jayden, onun arkasından tebessümle; sanırım değerli arkadaşım jenny'e artık küçük bir sürpriz yapmanın vakti geldi diye düşündü. En sevdiği çantayı ona hediye edersem ne kadar sevinir kimbilir, diyerek mağazanın yoluna koyuldu.
    ···
  8. 50.
    0
    artık yeter dedi, johnny. senin derdin ne? ne istiyorsun benden, biliyorsun. Niye beni zor durumda bırakıyorsun.

    jayden yıllanmış kaşarların geleneksel taktiğini kullandı ve anlayamadım? diye cevapladı, yapmacık ve yalan bir ifadeyle.

    johnny; nasıl anlayamazsın jayden? jenny ile ikimizi kastediyorum. niye bizi zor durumda bırakmaya çalışıyorsun. görmüyor musun ben onun için her şeyi göze aldım. dişimle tırnağımla geleceğimiz için çalışıyorum. anlamıyorum mu sanıyorsun laf arasında soktuğun tamirci imalarını dedi.

    jayden; madem gizlin saklın yok niye ona gerçeği söyleyemiyorsun johnny dedi?

    johnny; araba tamircisi olmamın onun için sorun olmayacağını biliyorum, zamanı gelince bunu ona da anlatacağım dedi.

    jayden dalga geçerek güldü, sence günümüzde jenny gibi güzel bir kızın bir tamirci ile ilişkisinin sürebilmesi mümkün mü dedi.

    johnny sesini yükselterek yeter dedi. bu senin anlayamayacağın bir şey, paradan, hayattan, aldığımız nefesten daha da öte, ve jenny ile aramızda.

    jayden'in yeşil gözleri sinsice parıldadı ve gülerek ve aşk karın doyurmuyor bebeğim dedi.

    Johnny; aç kalırım, susuz kalırım, fakir kalırım, hasta olurum ama ölmem çünkü bana jenny'nin aşkı yeter, dedi.

    jayden; sen yokken kuzenim justin ile beraber buluşmalarımızda jenny'nin aklına hiç gelmiyordun dedi.

    johnny beyninden vurulmuşa döndü. çünkü henüz bu ucuz yalana inanacak kadar saf ve temiz duyguların insanıydı.
    ···
  9. 49.
    0
    johnny'nin hesaba katmadığı tek şey jenny'nin, üniversitenin değiştirdiği her saf genç kız gibi özentilik ve tikilik vasıfları kazanmasıydı. jayden bunu gayet güzel biliyordu. herşey onun için sona ermişken artık johnny'nin iplerini ellerinde tutuyordu.

    jenny ve johnny ile arkadaş ortamında her buluşmalarında sürekli imalarda bulunuyor, johnny'i gizliden zor durumda bırakıyordu. johnny, durumu elinden geldiğince kotarmaya çalışıyor ancak gidişatın kötü olduğunu sezebiliyordu. jenny'i kaybetmek şu hayatta en son isteyeceği şeydi artık, hemde her ne pahasına olursa olsun.

    jenny'nin onu her haliyle kabul edeceğine inanıyordu, çünkü onu seviyordu. bu dünyada aşktan daha önemli bir bahane olabilir miydi onlar için? aksini düşünemiyordu.

    jayden'in kendini sıkıştırmasından bıktığında onunla özel olarak konuşması gerektiğini düşündü johnny, ve jaydeni kenara çekti.
    ···
  10. 48.
    0
    garaja girdiklerinde jayden gördüklerine inanamamıştı. johnny'nin gizlediği yüzünü gördü ve aklından geçen binlerce fesatla birlikte yeşil gözleri ışıl ışıl parıldadı.
    sessizliği michael bozdu; kolay gelsin kardeşim, bayanın arabası yolda arıza yapmış, bizim johnny onu eskisinden daha da iyi yapar dedim, bu arada... Jayden; johnny demek bizden gizlediğin o meşhur işin buymuş diyerek michael'in sözünü kesti.

    michael, demek tanışıyorsunuz ne kadar güzel dedi, sanırım marş motorunda sorun var ben yedek parçacıya gidiyorum sormaya diyerek dükandan ayrıldı.

    jayden hemen; burada çalıştığından jenny'nin haberi var mı? dedi. gayet ilgi çekici bir iş.

    johnny, en kısa zamanda söylemeyi düşünüyordum diye konuyu geçiştirmeye çalıştı. ancak karşısındaki profesyonel kaşarın bu yemi yutmayacağını bilmiyordu.
    ···
  11. 47.
    0
    başlıyorum biraz toparlıyim amk baya uzak kaldık
    ···
  12. 46.
    0
    reserved
    ···
  13. 45.
    0
    beyler başlıyorum var mı dinlemek isteyen
    ···
  14. 44.
    0
    Reserved bin süper devam et
    ···
  15. 43.
    0
    anlatsana gavat
    ···
  16. 42.
    0
    beyler var mı dinlemek isteyen
    ···
  17. 41.
    0
    yok ise devamı yarın
    ···
  18. 40.
    0
    beyler dinleyen yok mu amk
    ···
  19. 39.
    -1
    günler sonra, tam da tüm umutların tükendiğini kabullendiği bir anda jayden'in pembe mini cooper'ı hiç beklenmedik bir biçimde arıza yaptı. los angeles çevre yolunun ortasında çaresiz bir biçimde mahsur duruma düşen jayden'in şansına yarım saat sonra tesadüfen bir çekici araç yoldan geçmekteydi. aracın içindeki yardımsever delikanlı jayden'a yardım etti ve ikisi sanayi sitesinine doğru yola koyuldular. jayden yolun yarısı boyunca kızıp küfrettikten ve trip attıktan sonra sinirli bir biçimde, lanet araba neden bozulacağı tuttu ki dedi. genç gülerek, olur böyle şeyler, kafanıza takmayın. tamirhanemde sorunu çözer ve sizi en kısa sürede arabanıza kavuşturmaya çalışırım, eğer tahmin ettiğim gibiyse tamir etmem fazla vaktimi almaz dedi.

    jayden şaşırarak; aksanınız yabancı gelmiyor, acaba penisilanya ile bir alakanız var mıdır? diye sordu.

    Michael; ortağım ve ben buraya penisilvanyadan geldik, neden sordunuz? dedi.

    jayden gülerek, bende penisilvanyalıyım dedi, kilometrelerce ötece iki hemşerinin birbirini bulması ne kadar da garip değil mi dedi.

    evet dedi michael. ve son virajdan, ortağı johnny'nin düzensiz hayatını yeniden alt üst etmek üzere döndüler.
    ···
  20. 38.
    0
    Johnny'nin los angeles'a gelmesinden beri geçen sürede jayden'in neredeyse bütün planlarını bozulmaya yüz tutmuştur. justin jenny'nin yanında tamamiyle bir yancı olmuştur ve artık kendisini daha da çok rahatsız etmeye başlamıştır. jayden ile sık takıldıkları lüks kafede yine bir hezimetin durum değerlendirmesini yaparlarken justin, kuzen, amcamın ikimiz hakkındaki düşüncesini biliyorsun, elinde sonunda bizi evlendirmeyi düşünüyorlar dedi. amerikalı olmasına rağmen mal gözlü ve şark zihniyetine sahip hatta bu uğurda aile içi evlilikleri bile hoş görebilecek mezhep sahibi bu kişi bob jr, jenny'nin babasıydı. dallastaki aile yadigarı 400 dönümlük buffalo çiftliğinin miras olarak bölünmemesini istemekteydi. şu an kardeşi, aynı anda justin'in babası salak harry'i oyalayıp tüm mirasın kaymağını yiyiyordu. kızı hafifmeşrep jayden'i harry'nin kendi gibi salak oğlu justin ile evlendirerek saltanatını daha da uzun sürdürmek gelecek planlarının en büyüğüydü.

    ancak jayden'in kuzeni olmasa yüzüne bile dönüp bakmayacağı yılışık, sünepe ve erkek müsveddesi justin ile evlenmek aklının ucundan bile geçmiyordu. bu sebeple kendini kurtarması için gerizekalı kuzenine amcasının reddedemeyeceği bir gelin bulmalıydı. ve bu iş için jenny biçilmiş kaftandı. ya da başka bir ifade ile jayden'in kaçış biletiydi. amcası üniversitenin bitmesiyle beraber hiçbir mazeret kabul etmeyecek ve işi bir an önce oldu bittiye getirmeye çalışacaktı, bu sebeple jayden'in zamanı daralmaktaydı. üstelik şimdi johnny bütün planları alt üst etmişti.
    ···