1. 1.
    +12 -14
    http://www.youtube.com/wa...BxjQ&feature=youtu.be

    en değerli misafirim (beta-berk bayındır)
    .
    .
    .
    .
    .
    ---
    -o'na ithaf olunur-
    ---

    Çok yıllar önce, karlı, soğuk bir şubat gecesinde, tek başıma evime dönerken, içerlek bir avlu duvarı dibinde rastladım ona. ince bir bayan sesi ile hıçkırıyordu. istemsiz başımı döndüğümde bir taşın üzerinde oturan yirmili yaşlarda, iyi giyinimli bir kızcağız gördüm turuncu sokak lambasının titrek ışığında.
    Uzun süre soğuk altında kaldığı belliydi tir tir titriyordu yaprak gibi. Bir an ne yapabileceğimi düşündüm bu bayan için kendi kendime. Anlık bir tereddütten sonra,
    - Sizin için bir şey yapabilir miyim bayan?
    diye sordum? ilk başta cevap vermedi, sessiz ağlayışına devam etti. Bekledim. Bir müddet sonra, ince ve titrek sesiyle başını kaldırıp,
    - Hayır. Yapabileceğiniz bir şey yok,
    Diye cevap verdi. Sesi bin yıl öncesinden gelen mitolojik bir insan gibiydi sanki.

    dinlemek isteyen olursa devam edeceğim panpalar.

    edit : entrylerimin tamdıbını tek başlıkta okumak için http://inci.sozlukspot.co...k-değildir-beyler/@eswia
    ···
  2. 2.
    +4 -2
    - Ama bu soğukta donma tehlikeniz var, isterseniz bir taksi bulalım size evinize göndereyim.
    Ters bir eda ile,
    - Hayır, istemiyorum gidebilecek bir yerim yok,
    diyerek sert çıkış yaptı bana. Polis merkezine başvurmayı bile önerdim ama kabul etmedi. Artık son çare olarak evimde kalabileceğini söyledim. Ayrıca evimde kendisi kalacaktı, ben de kuzenlerimin evinde kalacaktım, bana güvenemeyebilir diyerek bu öneriyi sundum ona.
    ilk etapta pek sıcak bakmıyordu ama daha sonradan kabul etti gelmeyi. Evim de yakındı zaten. Açıkçası ben de güvenemiyordum her ne kadar erkek olsam da sonuçta hiç tanımadığınız bilmediğiniz birini evinize alıyorsunuz. Tamamen riskli bir durum. Ama yine de insan başka bir insanı giyiminden, konuşmasından, hal ve hareketlerinden az çok nasıl biri olduğunu farkedebilir. Bu kızcağız öyle değildi.
    ···
  3. 3.
    +3 -3
    200 metrelik yolu sessizce yürüdük. yine de çekingenliğinin farkındaydım. eve geldiğimizde ne yapacağını bilmez bir şekilde kendini koltuklardan birine bırakıverdi. hala hıçkırıyordu. evet iyi giyinimliydi, ailesinin durumu iyi olmalıydı. gözlerini kapadı başını arkaya yasladı.

    ben de mutfağa geçip sıcak sütlü kahve hazırladım. dudakları soğuktan mosmor olmuştu, elleri kızarmıştı, beti benzi bembeyaz olmuştu. içimden "her halde yarım saat daha kalsa donardı" diye geçirdim.

    sütlü kahveyi benden alırken elleri titredi. polar battaniye getirdim kendisine üstüne örtmesi için. kahvesini yudumlarken konuşmak istedi ama dişleri kenetlenmişti, zorlandı. kendini yormamasını rahatına bakmasını söyledim.
    ···
  4. 4.
    +4 -4
    bir süre sonra eline yüzüne kan geldi kendine gelmeye başlamıştı. kendisini bu kadar üzen şeyin ne olduğunu sordum. anlatmaya başlamıştı.

    zengin bir ailenin çocuğuydu. baba sabahlara karşı eve gelen bir alkolik, annesi de konken partilerinden geri kalmayan bir kokoş. bir abisi varmış kızın yurt dışında okuyan. aile buna karşı ilgisiz. kendisi de üniversitelerin birinde okuyan pgiboloji öğrencisi.
    ···
  5. 5.
    +2 -2
    bir erkek arkadaşı var ve birbirilerini seviyorlarken, ilgisiz babanın çalışanları tarafından çocuğun varlığı babaya bildiriliyor. baba bununla erkek arkadaşını uzun süre takibe aldırıyor. ve çocuğu tehdit etmeler başlıyor bir süre sonra. kız da bunu öğrenir öğrenmez babasına koşuyor elini çocuktan çekmesi için.

    baba buna karşı çıkıyor ve ayrılmasını istiyor. kız da doğal olarak ilgisiz babayı değil, ilgilenen sevgiliden yana seçimini yapıyor. ve bir gün önce babasının adamları tarafından çocuk feci bir şekilde dövülüyor. hastanede yoğun bakımdaymış sevgilisi. hastaneye gitmiş ama göstermemişler çocuğu buna.

    çocuğun ailesiyle bir süre kalıp üzüntülerini paylaşmış birlikte. ve sonrasında da dayanamayıp atmış kendini sokağa. eve de dönmek istememiş. başından geçenler özetle buydu.
    ···
  6. 6.
    +4 -2
    evet ortada üzücü bir durum vardı ve çözülmesi gerekiyordu. kızın anlatım şekli o kadar içten ve hüzünlüydü ki aslında karışmamam gerekirken içimden bu insana yardım etme kararı aldım.

    ben de kısaca kendimi anlattıktan sonra kızın mevzusuna geri döndük. uzun uzadıysa nasıl davranması gerektiğini anlattım. gerekirse kızın babasıyla bile görüşebileceğimi söyledim.

    ama hepsinden önemlisi ailesini arayıp iyi olduğunu birkaç gün arkadaşında kalacağını söylemesini rica ettim. aradı annesi ile görüştü ve durumunu bildirdi. bense oldukça rahatlamıştım. her ne kadar ilgisiz de olsa aile ailedir, kimsenin üzülmeye hakkı olmamalı diye düşünüyordum.
    ···
  7. 7.
    +5 -2
    çok geç saat olduğu için kuzenime gitmek üzere kalkmaya hazırlanırken odaların anahtarı olup olmadığını sordu sevcan. ben de olduğunu söyledim. o halde gitmeme gerek olmadığını, kendisi için rahatsız olmamam gerektiğini, kalabileceğimi söyledi. tereddütteydim ama yine de kısa bir kararsızlıktan sonra kalmaya karar verdim.

    yine uzun uzadıya konuştuk. pgiboloji 2 nci sınıf öğrencisiydi. ama benim konuşmalarımdan da benim iyi bir ruh çözümlemecisi olduğumu düşündüğünü söyledi.
    ···
  8. 8.
    +4 -2
    bir ara açık olan televizyonda konuşmaksızın bir şeylere bakarken, sevcan'ın oturduğu koltukta uyuyakaldığını fark ettim. ben de kalkıp iyice üstünü örttüm usulca ve odama geçip kapımı kilitledim.

    yatağıma uzanırken aklımda heyecanlı hüzünlü bir hikayenin kalıntıları ile buruk bir sevinç yaşıyordum. bu kızcağız için elimden geleni yapmanın nasıl olacağını kafamda şekillendirmeye çalışıyorken, adam akıllı uyuyakalmışım.
    ···
  9. 9.
    +4 -2
    sabah kalktığımda kahvaltı hazırlamıştı sevcan. hani ne kadar mutlu oldum var ya, bir bilseniz. o zamana kadar hayatımın boş ve anlamsız geçirdiğimi anladım.

    sevcan oldukça kendine gelmişti. güzel neşeli bir kahvaltı yaptık ve ben işe gitmek üzere çıktım evden. gün boyu yoğun yorgun bir gün geçirdim ve akşamı zor ettim. geri eve dönerken evde bir bayanın olduğunu bilmek, yıllarca yalnız yaşayan biri için oldukça değişik bir duyguymuş bunu anladım.

    kızkardeşim olmadığına bir kez daha lanet ettim. hele ki, sevebileceğim birinin olmaması daha felaket bir durumdu.
    ···
  10. 10.
    +3 -2
    geri döndüğümde sevcan da dönmüştü eve. erkek arkadaşının bulunduğu hastanede geçirmişti gününü. çocuk yoğun bakımdan henüz çıkmamıştı. heyecanla anlattı bana gününü. ben de yoğun geçen günümü anlattım ve keyifli bir akşam yemeği yedik.

    zaman ilerledikçe kendine geliyordu sevcan. morali düzeliyordu. benim de bu konuşmalarda katkım vardır elbet. sanki kıramadığı kabuğunu kırmış gibiydi. ben de kısa süreli de olsa yalnızlığımı paylaştığı için sevinçten havalara uçuyordum.

    gece de oldukça sakin ve huzurlu geçti. kendisine diğer odalardan birinde yatak hazırladık. o gece erken yattık.
    ···
  11. 11.
    +2 -2
    yine sıkı bir sağlam kahvaltı ettikten sonra işime gitmek üzere sevcan'a da veda ederek yola koyuldum. artık ne o çekiniyordu benden, ne de ben ondan. yavaşça tanımaya başlamıştık birbirimizi.

    otobüsten inip işyerimin bulunduğu binaya yaklaşırken karşımda tekin olmaktan uzak oldukları apaçık üç kişi beliriverdi bir anda. anlık şaşkınlığım geçtikten sonra üzerime yürür bir edayla yolumu kapattılar.

    durdum. ve,

    - buyurun beyler ne istiyorsunuz?
    ···
  12. 12.
    +1 -2
    ortadaki kabadayı bir edayla,

    - kardeş, eşref ali bey'in çok çok selamı var. "işyerimize buyursun gelsin, kendisiyle görüşmek isteriz, misafirimiz olsun" diyor

    dedi. ben de adamlara işyerimden çıkışımda ziyaretine ancak gelebileceğimi söyledim. adamın adresini ve telefonunu aldım. adamlar gittiler. ben de işyerime çıktım.
    ···
  13. 13.
    +2 -3
    akşam çıkışta ise aynı üç adam aşağıda araçla beni bekliyorlardı. onlara bir dakika işareti yapıp sevcan'ı aradım. durumu anlattım. babasının adını ve bana gerekli şeyleri sordum. e nereden bilebilirdim ki hiç tanımadığım adamlar beni gelip işyerimden alacaklar, kimdir, necidir, neyin nesidir sormak lazım.

    gerekli bilgileri aldıktan sonra, sevcan aslında gitmemi istemediğini söylese de ben zaten bu kızcağıza yardımcı olmak adına ailesi ile görüşmek istiyordum, bu sebeple babasına gidip biraz sohbet ettikten sonra geleceğimi, beni beklememesini, yemeğini yemesini tembihledim sevcan'a.

    sonra da adamların kapısını açık tutarak beklediği araca bindim. yol boyunca adamlar hiç konuşmadılar. ben de konuşmadım. gevezelik yapmayı pek sevmem.

    yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuktan sonra dış cephesi camlarla kaplı, girişinde ne anlama geldiğini bilmediğim 7-8 tane bayrak direği olan, 10-12 katlı, ışıklandırılmış, güvenlik noktası olan bir binanın önünde durduk.

    benimle beraber önümde yürüyen üç adam sanki yolumu açıyorlardı. insanlar bu kişileri görünce yana açılıyorlardı. binaya girdik, güvenlikçilerin olduğu kısmı geçip asansöre geldik ve oradan en üst katta olan eşref ali bey'in oymalı ahşaptan yüksekçe ve özenli yapılan çift taraflı kapısından içeri girdiğimizde hafif ılık bir hava yüzüme çarptı.

    o ana kadar pek te etrafıma bakmamıştım dikkatlice. odasına girdikten sonra her ayrıntıya dikkat etmeye çalıştım.
    ···
  14. 14.
    +2 -2
    eşref ali bey heyecanla ve gülümseyerek karşıladı beni. hoş sohbet, hal hatır mevzularından sonra, sevcan'ı sordu bana. ben de sevcanla hangi şartlar altında tanıştığımı, bir bir anlattım. elbette ki herşeyi de anlatmadım çünkü ortada sorunu çözülmesi gereken bir sevcan vardı.

    adam beni sordu. ben de kısa cümlelerle kendimi tanıttım. bir taraftan da adamın öldüresiye dövdürmüş olduğu çocuk, hiç aklımdan çıkmıyordu ve karşımda gülen yüzlerle beni dinleyen adamın postunun altındaki kurdu farketmeye, belirlemeye çalışıyordum.

    eşref ali bey, kızını anlattı bana. yani bilhassa bir baba olarak, ona olan bakış açısını. ortamlarından da az çok bahsetti. bir nevi kendine öz eleştiri yaptı. sevcan'a ve yurt dışında okuyan abisine yeterince ilgi gösteremediğini kabul etti.
    ···
  15. 15.
    +2 -1
    - peki dedim, o çocuğu neden dövdürdünüz? şu an hastanede yaşam savaşı vermekte, biliyorsunuzdur.

    birden hiddetlendi. suratı düştü. kaşlar çatıldı. fırtına öncesi sessizliğe büründü bir anda ortalık. kısa süren sessizliğin ardından adam asık yüzü ve farklı bir ton verdiği gür sesiyle,

    - sanırım kızımın da bilmediğinden dolayı size aktaramadığı bir durum var ortada. sevcan'a bunu söylemek istemedim çünkü o çocuğu gerçekten sevdiğini anladım. sadece uzak durması gerektiğini söyledim beni dinlemedi. o çocukla görüşmeye devam etti. ben de sonunda dayanamayıp böyle bir yol izledim.

    dedi. durum daha da ilginç bir hal almaya başlamıştı. neydi eşref ali bey'in kızına söylemek istemediği durum çok merak etmiştim. ama bir taraftan da kızına bunu söylemeyen bana söyler mi ki diye hayıflanmaktan da kendimi alamamıştım.
    ···
  16. 16.
    +1 -2
    gözlerimdeki meraklı bakışları sezmiş olan adam, babacan bir gülümseme ile ben daha hiçbir şey söylemeden,

    - evet genç adam, bakışlarındaki merakı sezebiliyorum. o yüzden sen sormadan ben sana ne olduğunu anlatacağım. çünkü benim yapamadığım, anlatamayacağım şeyleri sevcan'a sen rahatça anlatabilirsin. onun dilinden ancak sen anlarsın, ben anlamam anlatamam da. seni de bu sebeple çağırıp konuşmak istedim zaten. kızımın elden gitmesine göz yumamam.

    derken gözleri doldu dolu olmuştu eşref ali bey'in. bu son söyledikleri merakımı bir hayli katlamıştı. bu sebeple ses tonuma fazla merak etmiyormuşum havası vererek,

    - sizi dinliyorum

    dedim.
    ···
  17. 17.
    +3 -2
    eşref ali bey, yorgunluktan bitap düşmüş gibi nefesini verip patron koltuğuna yığılır gibi oldu ve sonra derin bir nefes alarak dikleşti. sonrasında da anlatmaya başladı.

    - sevcan'ın da size bahsetmiş olduğu gibi her ikisini de 3 aylık bir takibe aldırdım adamlarıma. sadece sevcan ile birlikte geçirdiği zamanlarda değil diğer zamanlarda da takip edildi tarafımdan o hastanede yatan zibidi. ve adamlarım 2 nci ayın sonunda muzaffer denilen o şerefsizin uyuşturucu satıcısı olduğunu tespit ettiler. şerefsizin sırtı sağlam araştırdım. çok baba siyasetçilerden akrabaları var. bir kaç kez içeri alınmasına rağmen her seferinde, geniş bağlantıları sayesinde işin içinden balık gibi sıyrılmasını bilmiş. yoksa normal bir insan olmuş olsaydı, ben bu şekilde davranır mıydım? kesinlikle hayır davranmazdım.

    dedi. şok olmuştum. bir süre bu şokun etkisini üzerimden atamamıştım. hastanede yatan sevcan'ın sevdiği kişi muzaffer denilen adam uyuşturucu satıcısı!.. aman yarabbi bu bir kabus olsa gerek.

    bir anda aklım sevcan'ın bana olayları anlattığı ilk geceye döndü. yıldırım hızıyla anlattıklarını filtreledim beynimde. en ufak bir açık, çatlak, sızıntı yoktu anlattıklarında, ki %99 ihtimalle sevdiği adamın ne iş yaptığını bilmiyordu.
    ···
  18. 18.
    +2 -2
    - evet delikanlı artık, bu sırrımı öğrendin. ve benim evladımı kurtarmam gerek. o çakalın kızımdan uzak durması gerekiyor. yaklaşık 1 ay oldu bu durumu öğreneli ve hemen toparladım kendimi evlat. alkolü bıraktım. bu olay beni aileme ve evlatlarıma karşı daha hassas yaptı. artık hiçbir şey benim için eskisi gibi olmayacak, evlatlarım için yaşayacağım.

    derken eşref ali bey'in gözleri ışıl ışıl parlıyordu, sanki yüreği sıcak bir tebessüm saçıyordu etrafa.

    sonra sözüne devamla,

    - seni de araştırdım evlat hiç merak etme. o zibidinin hastanesinde nöbet tutan adamlarımla sevcan'ı takibe aldırdım. ve senin evini öğrendim. senin hakkındaki bilgiler de bugün sen gelmeden bir kaç saat önce bana aktarıldı. temiz bir aileden geliyorsun. kariyerli bir işin var. aslen adanalı'sın. sağlam yürekli bir çocuğa benziyorsun. bu sabah karşına düşman gibi çıkacaktım ama az önceki aldığım bilgiler doğrultusunda artık dost olacağımıza inanıyorum

    dedi gülümseyerek. hayretler içerisindeydim. adamın hiç sözünü kesmeden, merakla nereye varmak istediğini öğrenmekti o an tek düşüncem.
    ···
  19. 19.
    +3 -2
    - kısacası seninle hem dost hem baba-oğul gibi olmayı çok isterim sen de benim bir evladım sayılırsın bundan sonra. sevcan için ne gerekiyorsa el birliğiyle yapalım. kızımın heba olup gitmesi benim felaketim olur. bu uğurda varımı yoğumu her şeyimi saniyesinde feda ederim gözümü kırpmadan. ne gerekiyorsa bunun için bana bildirmen yeterli, isteğin anında yerine getirilecektir.

    dedi. umut doluydu. o an anladım ki sevcan meselesi artık daha hassas bir noktadaydı ve atılacak yanlış bir adım her şeyi darmadağın edebilirdi.

    - peki eşref ali bey. bu konuda elimden geleni yapacağım. sizden şimdilik herhangi bir isteğim yok. olursa söylerim elbette. ancak an itibariyle sizden şunu rica edeceğim. eşinizle de bu durumu paylaşıp benim de selamımı söyleyin ve ona iletin ki, hem siz hem o sevcan'ı önemseyip değer verdiğinizi, ilgilendiğinizi bir şekilde gösterin. o çok yalnız. ve ailesi olarak sizden umduğu ama göremediği sevgi ve ilgiyi bir başkasında aramış, anlattığınız gibi de yanlış insanı seçmiştir. bunun için aile olarak üzerinize düşeni yapmanızı rica ediyorum sizden, şimdilik hoşçakalın. tanıştığıma memnun oldum. iyi akşamlar.

    diyerek usulca ayağa kalktım ve adamın elini sıktım. vakit oldukça ilerlemişti. sevcan henüz aramamıştı ama araması yakın diyordum kendi kendime. artı babası ile görüştüğümüzü bildiği için de bölmek istememiş olabilirdi sohbetimizi.

    - güle güle delikanlı her şey için çok teşekkürler. en kısa zamanda da eşimle birlikte ziyaretinize geleceğiz. her zaman görüşürüz inşallah. arkadaşlar sizi evinize kadar bırakacak. iyi akşamlar.

    diyerek beni uğurladı eşref bey. kapıda bekleyen üç adamıyla birlikte geldiğim gibi geri döndüm eve.
    ···
  20. 20.
    +3 -2
    eve geldiğimde sevcan beni kapıda karşıladı meraklı gözlerle. anlatacağımı söyledim. ama kafamda deli sorular. yemek yememiş beni beklemişti. bunu duyunca içimden hafif bir ürperti geçti, gülümsedim.

    masayı hazırladık birlikte ve adeta ikimiz de kurt gibi saldırdık yemeklere. çok güzel yemekler yapmıştı nefisti her biri. soluksuz biraz atıştırıp, kendimize gelmeye başladıktan sonra anlattım geçen günü olduğu gibi. yalnız, muzaffer'in bir uyuşturucu satıcısı olduğunu kamufle ettim sevcan'dan. bu birden pat diye damdan düşermiş gibi söylenmezdi. kafamda bunu ona nasıl anlatacağıma dair kurgulama yapmaya zamanım olmamıştı.

    bazı kaçamak anlatımlarla o kısmı es geçtim. diğer kısımları da olduğu gibi anlattım. sevcansa pür dikkat beni dinliyordu. bense bir taraftan onu haberi bile olmadığı ve kapısına dayanan büyük felaketten "nasıl geri çevirebilirim"in hesaplarını yapıyordum.
    ···