sonra kapıyı biri açtı.

ela gözlü, koyu kumral saçlı, köşeli çenesi vardı. sert ve yukarıya doğru eğimli koyu kaşları olan biriydi.
yakışıklıydı.
yalan söylemicem kalbim en sertinden bir küt küt etti.
normalde dış görünüş değil de kişiliğe önem verdim bu yaşıma kadar ama bilemiyorum işte...

kapıda sertle ifadesiz arası bana bakıyordu.bir şey dememi bekledi.
rezillikti kendi adıma birazdan olanlardan dolayı.

+ımm şey mert'e bakmıştım kız arkadaşıyım da.
-mert banyo yapıyor geç içeri.(elini de salona doğru açarak)

o an tüm etkilenmem kayboldu. hangi kız bunun zütünü bu kadar kaldırdıysa allah onun bin belasını versindi...

Beyler uçsuz bucaksız bir evrende bir nokta kadar olan gezegenin üzerinde düşünme yetisi gelişmiş sıradan basit önemsiz canlılarız. Parayı da, meslek sınıflarını da, fakiri de, zengini de, ferrariyi de, cabrioyu da, tanrı da, kapitalizmi de, kast sistemini de bizler yarattık. Bu gezegen üzerinde insanlar doğup insanlar ölüyor, savaşlar oluyor, aşklar yaşanıyor, icatlar yapılıyor. Peki bizim degerimiz ne? Koca bir 0! O yüzden fakir ya da zengin olmanız önemli değil dünya üzerinde kalan ömrünüzü keyifle geçirmeye bakın

yazı ortalamıştık artık. dediğim gibi arada aklıma gelse de çok fazla eksisi vardı.
size de günlüğüme olduğum kadar dürüst olacağım hayır etkilenmedim diyemem ama
bilirsiniz bazen adam kötüdür uzak durulasıdır. zaten yanlıştı da, sadakatsizlik ne yapanı ne yapılanı affedemeyeceğim bir şeydir.(mert bunu hiç anlamasa da)
27 temmuz mert'in doğum gününe hazırlanıyordum.

tüm gün ona hediye baktım.
sonunda iki tane beyaz ve açık mavi yazlık gömlek aldım dar kesim.

akşam bağdat caddesinde doğum günü vardı. mekan havelka belki bilenleriniz vardır.

la olgum gibcem yapıcagnız işi hikaye okuyalım diye girdik amk baslıgına almıs rüzgar basını gidiyo amk cokta gibimdeydi sorulara cevap vermesı inci lan burası amk hatırlayın lan sunu artık hatırlayın unutmayın su amk sözlüğünün geçmişini kim giblerdi eskiden bu lavugu yapmayın oğlum kendinize gelin

Salak duygusal 1 ergen

(bkz: emo)

derken yerde 100 dolar buldum. gözlerim buğulanmıştı. ilk görüşte aşk olabilir miydi bu acaba? hemen yere domaldım ve merhaba diye seslendim benjamin franklin'e. tam elimi atıp alıcaktım ki bir anda para ileri doğru hareket etmişti. tekrar yanına gidip tekrar uzandım ama yine gitti. bir kaç yüz metre sonunda bir inşaatın içine doğru girmişti aşkım. hiç düşünmeden bende girdim içeriye. o gün bana 9 erkek tecavüz etmişti. ilk başta yadırgamıştım bu durumu ardından hoşuma gittiğini anlamış devamlı inşaata gidip ciks yapmıştım. para ve cikse aşık olmuştum.

o gün öyle geçti.bir iki saat sonra da rüzgar ve kevaşesi gittiler.
annem anlayışlı biridir insanları yargılamaz.o ve mert hariç tanıdığım herkes nefret ediyordu artık ondan ben de öyle.

çünkü özünde çok yakışıklı olmak da varlıklı olmak da birini kibirli yapmamalı.
işin sonunda yaşlanınca, şaçlarınız dökülüp göbeğiniz çıkınca, işiniz batınca varlığınızı kaybedince ne oluyor?

insan doğası gereği kaybetmeye mahkumdur bence. neyse.

o bir kaç gün boyunca rüzgar'ı hiç görmedim. sormadım umrumda da değildi.
sonra da evinin tadilatı bitince oraya geçti.

1 2 hafta sonra da istanbul'a döndük mert de bir kaç gün sonra geldi.

aslına bakarsanız ''büyütülecek bir şey yok marmaris'in intikdıbını aldım konuyu kapatalım''
temalı açıklaması inandırıcı değildi.
sadece konu kapansın istemişti.
içindeki o yarı ego yarı kibir varlık yalnızlık denizinde yaşlanmaya devam ediyordu.

o hafta boyunca mert'le bolca gezdik. onun yanında oldum.
ailesinden dolayı bozulan moralini düzeltmek için saatlerce konuştum.
mert de babası gibi sadakatsizdi tüm sorunlar buradan oluyordu.

ve buradaki bazı arkadaşların belirtemediği üzere sadakat kimseden etkilenmemek değil
etkilensen dahi uzak durmayı başarmaktır

ben:ailen ne işle uğraşıyor.
mert:şirketleri var dağıtıcı firma.
ben:okul durumun nedir?
mert:bizim okulda aslında geçen yıl dondurduğu için yoktu.
ben:hangi bölüm okuyorsun.
mert:elektrik mühendisliği.

eaa mert yeter beah!! dur da cevap versin diye çıkıştım.
o sırada rüzgar'ı ilk defa içten gülümserken gördüm.
gülüşü de güzeldi muallaknin.

gibtirin gidin amk kız aşık olmuş işte. çocuk yakışıklı olgun alfa bu da tutulmuş.

ne bekliyorsunuz amk kendisini sürekli aldatan abazaya bağlı kalmasını mı?
biye kadın maldır dimi duyguları yoktur aşık olamaz sevemez?

kız aldatmamış amk şoparları gidip adam akıllı ayrılmış.
aşık olmuş dye insan suçlanır mu?
mert adam olsa ben de karşı çıkardım ama o sürekli aldatırken bu kız da aşık olur hakkıdır.

ayrıca güzel de yazıyorsun okutuyorsun tebrikler.
merak etmeyin herhangi amacım yok düzenli güzel bir ilişkim var.
bu kadar ergen kıza demediğini bırakmayınca sinirlendim.

çifte standartınıza koyayım.

forza rüzgar amk...

olm ben şimdi küfür edersem bu bin beni bağlantılarıyla buldurur tatava yapar gibime geliyor.
oçu öyle bir anlattı ki susamlı laptobun kamerasını bantladım aq.

gelsin bir de kız tavlama başlığı açıp gibtirip gitsin.
yıllardır senin benim gibi yalnız adamlar kazanova gibi kız şöyle tavlanır böyle gibilir diye
kafa gibiyor. bari gerçekliğini bildiğimiz biri iki kelam etsin.

ayrıca cesaretimi topladım ananı bacını gibim rüzgar.

hemcinsim yazmis okumak için ugrasayim bari ama cidden diger panpalarin dedigi gibi abinde gavatlik, ablanda huurluk, babanda genislik hissediyorum, sana da guvenen erkege gerizekali diyorum

güneşli bir istanbul güni mert'le taksim'de oturuyorduk.
güzel bir gündü. sayesinde ben de sigaraya başlamıştım.
biri yanında o kadar çok içince haliyle deniyor insan.
havadan sudan konuşup geyiğin dbine vuruyorduk.
mert'le ilgili her şey kötü değil tabi.
inanılmaz bir espri yeteneği var.

hani cem yılmaz'ın biletli gösterisine gitsen anca gülersin o kadar.
rüzgar ne ise onun tam zıttıydı mert.
güler yüzlü sempatik komik biriydi.

ben mert'e aşık olmadım olamadım. duygusuz olduğumdan değil tam hoşlanma sevigiye dönecekken hep aldattı.
bahane olarak da ben bir erkeğim ve bir şeyler yaşamalıyım tensel şeylerdi
derdi ama onu son kez de uyarmıştım.

o gün telefonuna sürekli murat adındaki bir arkadaşından mesajlar geliyor.
mesajları tam okuyamayınca telefonu yine de normalden biraz daha eğimli tutuyor görmeyeyim diye (telefonu istedim hiç yapmazdım ama aldatılınca paranayoklaşıyor insan)

+ne şimdi bu susamlı
• mert telefon.
+al murat işte...
• bana ver bana, gösterme öyle.

telefonu aldım. mert'e kurcalar gibi gözükerek aynı numaraya mesaj attım.

susamlı gitti güzelim konuşabiliriz diye mesajı gönderdim.

direk aradı. inanabiliyor musunuz ? içim paramparça oldu o an telefon çalıyor murat adıyla kodlanmış o sürtük arıyordu. mert de yüzüme kitlendi ve telefonu açtım.

''lan mert yapacağın espriye sokayım ahaha (cidden muratmış amk)

o gün de öyle bitti. mert'ten ve çocuktan özür diledim.
mert bir süre konuşmayalım dedi.

bir yandan gidiyoruz.

+mert mesaj atmasa bunu düşünmeyecek birisin yani( diye konu açtım )
-istanbul'un göbeği burası. taksi, minibüs, otobüs var sorun olmazdı.
+hiç otobüse bindin mi
-hayır bir kaç defa metrobüs kullandım.
+akbilin de yoktur senin?

ses yok...

+bizim okuldaymışsın geçen yıl dondurmuşsun bu yıl devam heralde?
-evet öyle gözüküyor aslında müzikle ilgili bir şeyler yapmak istiyorum.
+bir şey çalıyor musun?
-piyano çalıyorum.
+neler çalıyorsun
-barok dönem ağırlık eserler.
+barok dönem nedir?
-osmanlı'Nın lale devrinden önce gelen dönem.
+dalga mı geçiyorsun.
-evet.

nedense bu sefer kıl olmamıştım. sadece merak etmiştim onu.

üsküdar'a bizim binanın önüne geldik tariflerimle.

+teşekkürler bıraktığın için.
-bir şey değil.

daha sonra arabadan indim kapıyı kapattım.
dönüp binaya giriyordum ki arkadan seslendi.

+önümüzdeki hafta sonu resim sergisi var.bir tanıdığımın gelmek ister misin?
-tamam mert'in de işi yoksa geliriz.(aslında biliyordum beni çağırdığını ama işte anladınız)
+ben seni davet ettim. (köşeye sıkıştım)
-bilmiyorum konuşuruz.
+hafta sonu seni alırım!
-iptal gelmiyorum.
+sen bilirsin kararın değişirse mesaj at.
-kararım değişmez de numaran yok.
arabadan indi yanıma gelip iç cebinden kartını verdi. (şimdi bu saçmalık değil de nedir)

-söyleseydin kaydederdim karta gerek yok.
+uğraşma istedim kendine iyi bak.

tüm gece kafamda öküzler dolaştı. acaba neden beni çağırdı.
belki sadece yazın egosunu kırdığım içindi.''evet, evet bu olmalıydı)
gitmemeye karar vermiştim.

akşam doğum gününde onu tekrar gördüm uzun zaman sonra.
köşeli kemik yapısı tertemiz traşı siyah gömlekle birleşince de biraz ergenliğime döndüm.
şimdi biliyorum kızacaksınız ama 4 yıl öncesine kadar odamda damon salvatore posterleri vardı

neyse işte. uzun zaman geçtiği için ters yapmak gelmedi içimdem.
masanın ucunda oturuyordu. yanına kadar gittim.

rüzgar beni eve bırakıp gittikten sonra odamda bir süre ne yapmaya çalışıyor diye düşündüm.
çok geçmeden mert'e mesaj attım.

rüzgar beni bir resim sergisine davet etti
-biliyorum beni de bu sabah davet etti.

kafam iyice allak bullak olmuştu.
rüzgar'a mesaj attım.

+sana zaten mert'le geleceğim olursa demiştim.sen hayır seni davet ediyorum dedin ama mert'i çoktan davet etmişsin zaten?''

• kendi hayal dünyanda kurduklarını görmek istedim.
+sen şimdi bana bir şeyler mi kanıtladın? zaten olursa mert'le geleceğim demiştim ve bunu mert'e mesaj attım senin onu davet edip etmediğini bilmeden.sen kendini ne zannediyorsun, kimsin? senden etkilendiğimi mi zannediyorsun.
• evet.

ben ancak şakasına küfür ederim ama o an ona cidden ne küfür varsa saydım içimden.
mesaj atmadım o da atmadı.

+eviniz burası demek.
-yok biz illuminati'yiz burayı kamufile olmak adına kullanıyoruz.
+özürü mü kabul edecek misin? (o sırada duvardaki nazar boncuğunu yerinden çıkardı yandaki tabloyla yerini değiştirdi rahatlığa bak ulan)

-rüzgar çıksan diyorum artık bizimkiler gelirse büyük sorun çıkar.
derken kapısı açık olan ve benim olduğu belli olan odama girdi.

rüzgar ne yapıyorsun arıza mısın

yatağıma laak diye uzanıp ellerini başının arkasına koydu.
tavana doğru bakıyor o sırada. rahatmış ayrıca özürü mü kabul ettin mi

karşı koyması zor biriydi. küfürlerinizi hazırlayın yelkenleri suya indirdim.
+tamam ama bu son olsun dedim gülümseyerek.

-neden pembe susamlı. (yatak örtümü kast ediyor uzandığı yerden) ben de ayakta dikiliyorum.

+belki kız olduğum içindir sayın zeka küpü.

ani şekilde kalktı. sana güzel bir takım bakalım çok cafcaflı bunlar dedi.
+karışmadığın bir yatak örtü takımım kalmıştı!!

hadi yemek yapalım dedi. (yok bildiğin şaka ortalama bir türk ailesinde evde bir erkekle kızını bulmak ne demek haberi yok)

-gazete de okumuyorsun anlaşılan. rüzgar babam gelmeden çık üçüncü sayfaya haber olmayalım.

gülümsedi tekrar.

pekala dedi. kapıyı açtı. ayakkabılarını giyinmedi.
döndü çekecek var mı
-yok rüzgar eğil ölmezsin.

gider ayak tutup kendisine çekti dur napıyorsun apartman burası dememe kalmadan

dudağımla yanağımın birleştiği yerden öpüp gitti.
kapıyı kapattıktan sonra. yine aynı heyecanı yaşadım.

bu nasıl kalp ulan kızıldereli kabilelerindeki vurmalı çalgılar gibi sürekli.

insanları ifşa doğru değilse kızın adını niye soyluyon amcuk ayrıca bosluklar bırakarak yazmanız ne kadar benziyor tesadufum böylesi oç

Gibiş bekliyorum