/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +50 -10
    Lise 2'nin ilk günleriydi. Fakirler okula süt beyaz, zenginler ise, kürtbeyaz bir şekilde gelmişlerdi. Ben tabi hem kürtlere olan nefretim hem de fakirliğim yüzümden johnson's baby oil sürülmüş bebek zütü gibi parıl parıl gelmiştim.

    Geçen yıldan çömezliği atmış bir şekilde kızlara baka baka, çadırın demirini düzelte düzelte geziyordum. Ayağımda okul açılmadan bir gün önce aldığım tak rengi mekap.. şaka şaka adidas basket ayakkabılarımla gitmiştim. En az bir beş yıl giyerim diyerek almıştım onu da.

    Zaten bunu da hiç anlamadım amk millet genelde futbol oynuyor okullarda ama yine de herkesin ayağında basket ayakkabısı oluyordu.

    Basket takımında falan da değildim. Hikayeleri okuyorum dıbına koyim herkes zengin, herkes takım kaptanı, bütün dövüşlerde kafayı atıp milleti felç ediyorlar. Am üstünde züt gibiyorlar ama nedense sözlükten çıkmıyorlar ve hep popüler birileri yüzünden aldatılıyorlar. E o popüler kişi sözde sizsiniz amk.

    Böyle ironik giberim beyler şşş.

    Neyse takunu çıkarmadan devam edelim.
    Günler böyle geçiyordu. Ben her sabah yastığıma, yorganıma, odamın kapısına, cebimde bulunan numunelik paraya söve söve kalkıyor ve hayat neden bu kadar taktan diye düşünürken, servisçimiz Yalçın abinin açtığı gibindirik şarkılarla ve servisteki bıyığı egosuyla kapışan kızlarla birlikte okuluma gidiyordum.

    O gün de her zamanki gibi servisten biraz geride inip sağa sola baka baka sigara içiyordum. Servislerden benimle aynı şekilde inen bir dönem alt, üst ve eş olmak üzere kravatı göbeğine kadar indirmiş sakal uzattığını sanan istenmeyen tüy kıvamında binlerle sigaramı içip birlikte derse geç girmiştim. Sınıfıma yeni bir kız gelmiş. Neden okulun ilk günü gelmedi diye düşünürken, kesin zengindir babası nakil ettirmiştir amk demiştim içimden ve çaktırmadan bacaklarına ve olmayan memesine seko yapa yapa dersin bitmesini beklemeye başlamıştım.

    ...
    Bahsettiğim ayakkabılar ilk gün gibi duruyor beyler
    http://www.imgim.com/image/telyw6r.jpg/
    ···
  2. 2.
    +19 -2
    ...

    Sınıfa yeni gelen kız bana bir bakış attı sonraları adını öğrenmiştim, Beyza'ymış. Gözleri tanıdık geldi fazlasıyla. Daha önce bir yerlerde tanışmış gibiydik. Dedem hiç tanışmadığın insanların tanıdık gelmesini kâlu belâya bağlardı hep.
    Ama bilmiyorum farklı biri gibi değildi o. Sınıfta daha önceleri konuştuğum bir kız daha vardı, adı Özge'ydi. Çalışkan, ukala, zeki, zengin ve kibirli bir kızdı. Bu yüzden aklımda kalmayacak şekilde konuşmayı kesmiştim onunla. O da halinden memnun gibiydi ara sıra bakışlarını yakalasam da.

    Kısacası sicilim temizdi. ikinci dersten sonraki tenefüs yanıma geldi Beyza. Merhaba diyerek önümdeki sıraya yüzü bana dönük bir şekilde oturdu. Merhaba dedim. Adın Dadesuma mı senin dedi. Ha gibtir sen de mi incicisin yoksa ifşa mı oldum ananı gibim sirkan demedim tabi isim yok kullanıcı adı var çünkü.

    Evet nereden biliyorsun yeni geldin sınıfa sanıyordum dedim. Ya yüzün çok tanıdık geldi de derste düşündüm nereden tanıyorum acaba diye, biz seninle ilkokula gitmiştik dedi. Ama ben neden hatırlamıyorum amk. Kesin önceden çirkindi ondan bilmiyorumdur dedim. Biraz muhabbet ettik sonra görüşürüz diyerek yerine geçti. Sınıftaki forsum bir anda iki katına çıktı tabi. Bizim binlerin yeni gelen kızı Dadesuma kaptı beyler dediklerini duyar gibiydim. En yakın arkadaşım olan Tuğrul geldi yanıma hemen. Kendisi sessiz sakin bir tipti. Kızlarla bırak çıkmayı konuşamazdı bile. Gizli ferrecilardandı kendisi. dıbına kodumun sapığı. Bütün sektöre hakimdi lan ilk ferreyu(sibel kekilliyle siyah giyinmiş bir adam) bu gavatın verdiği cd den izlemiştim vcd'de. Hatta o cd yi bizim okul servisine de takmıştım binlik olsun diye ama ses gelmemişti.

    ...
    ···
    1. 1.
      -11
      çok uzun eksiledim
      ···
  3. 3.
    +18 -1
    ...

    Tuğrul la birlikte oturuyorduk her zaman zaten. Ders başladı tabi gibleyen yok hocayı. Tuğrul sustu sustu ders başlayınca konuşmaya başladı benimle.
    -Ne konuştun lan karıyla?

    -Kim? Ben? O benle konuştu oğlum.

    -zütüme bakma falan mı dedi ne dedi anlatsana at organı.

    -Benden hoşlanmış da kanka işte sana gibtirmek istiyorum ne zaman basarsın bana falan dedi.

    -Sana da bir şey sormaya gelmiyor amk.

    -Sen düzgün soru sormayı biliyor musun sanki dıbına kodumun sarı zütü.

    -Lan sarı züt demesene kaç oldu bak giberim kaynatanı ha.

    -Beni de çağır giberken kanka.

    -Ben uyuyorum ders bitince kaldır beni gece film indiricem diye uyuyamadım aq zaten.

    -Savaş çıksa sende yirmi yıllık ferre stoğu vardır amk dünyanın sonuna mı hazırlanıyorsun bi çözemedim senin şu merakını, izledikten sonra sil nolcak sanki.

    -Anısı var onların her birinin sen ne anlarsın. Hem çocuklarıma miras kalır kötü mü amk.

    -Miras bırakayım derken 20 milyar çocuk harcadın beyninin reseptörlerini gibeyim tuğrul.

    -Reseptör ne la?

    -Ne biliyim ama güzel küfür de mi lan? :D

    -hehehe iyiymiş.

    Böyle bir muhabbetle konuyu kapatmıştım. Zaten üstünde durulacak pek bir şey de yoktu. Her zamanki gibi öğle arasında okulun yanındaki internet kafeye gidip fifa 2005 oynamıştık. Bizim mal hep Milan'ı ben de Liverpool ya da M.United ı alırdım hep. Derse yine geç kalmıştık. Hocalar zaten alışmıştı. Bizim derse geleceğimizi bilirlerdi ama ne zaman geleceğimiz meçhuldü.

    Sınıfa girdiğimizde herkes aynı soruları sorardı. Kaç kaç bitti kim yendi diye. Kızlar bile alışmıştı artık bu duruma. Kız demek de içimden gelmiyor ama pembe kimlikleri vardı bir de etekle geliyorlardı işte bahtımı gibeyim. O zamanlar herkes sivri faul bırakırdı. En şekilli faul kızlardaydı tabi beyler. Ee öyle olcak tabi amk. Saç serbest sakal serbest ohh miss.

    ...
    ···
  4. 4.
    +9
    ÜSLUBUMU AZ ÇOK GÖSTERDIĞIME iNANIYORUM BEYLER.
    + REZLERINIZI ALIN

    ZATEN KENDi HAYATIM OLDUĞU iÇiN TIKANMADAN YAZACAĞIM. EYVALLAH ŞiMDiDEN
    ···
  5. 5.
    +6
    ...

    Cuma günü son iki dersimiz beden eğitimiydi şansa gel. O arada Beyza bana bakmaya, gizli gizli süzmeye devam ediyor ama tabi benim başımda kaval yelleri esiyordu. Düşündüğüm birkaç şey vardı. Gattuso denen gavadı nasıl sakatlarım bir de seedorf la maldini şerbetli mi amk.

    Bugün yaptığımız fifayı yenilmiştim tahmin ettiğiniz üzere. Bizim tuğrul denen puşt, alır seedorf u sağdan köşe çizgisine kadar koşar oradan kaleye döner ya orta açar ya da kenardan gol atmaya çalışır. Schevchenko' da her yerden çıkar bir şekilde o topu gole çevirirdi. Sonra 1 gol atsa bile oyunun sonuna kadar defansta top çevirir orta sahaya bile geçmezdi bu vizyonuna sapladığımın sarı zütlü pekekenti.

    Acayip sinirlenmiştim. Maç yapıyoruz derse girmişiz ama benim kafa hala fifada. Ben de gerçekten iyi futbol oynardım. Daha doğrusu bizim o zamanlar oynadığımız şey futsaldı. Çünkü her sene başında spor parası adı altında tüm okuldan toplanan 3 5 lira para ile gidilip en kaliteli toplar alınır. Ama dışarıda bile oynatılmazdı ilk zamanlar. Sizlerde de vardı kesin amk.

    Neyse maç yapıldı ayrıntılarını hatırlamıyorum ama tuğrul gavadını birkaç kez duvara yapıştırmıştım orasını unutmuyorum hiç.

    Çıkışta annem aradı telefonumu, oğlum baban başka mahalleden ev bulmuş oraya bakmaya gideceğiz istersen sen de gel. dedi. Gittim servisçimize mahalleyi sordum o da beni başka bir servise yönlendirdi. Serviste şansa bakın ki Beyza ve Özge vardı.

    Servise biner binmez o rehber kız koltuğuna oturdum zaten kimseyi tanımıyorum. O zamanlar herkes kendi servisini sahiplenir ve bir reyiz edasıyla arkasında sigara içer, son fırtı çekip dumanı da servise bindikten sonra içeri üfler kendilerince bir tak yaptıklarını sanarlardı.
    Bu aynı köpeklerin ağaca sürünüp, sonra da işeyerek bölge sahiplenmesi gibiydi bence.

    Biner binmez oturduğum koltuğa, geleneksel sigara merasimi yaparak içeri geçen dalyarak, okulun başlıca yavsaklarından biri olan bin osman lakaplı gavat,(önceden de kavgalıydık biz bunla, lisenin ilk haftası benden güzel bir kafa yemişti. Araya ocakçı tayfa girip olayı kapatmıştı, nedenini hala bilmiyorum ama benden uzak durmaya çalışır bir havası vardı hep) beni görür görmez yüzünün şekli değişti. Abi servis de iyice tramvaya döndü, herkes biniyor haaaa dedi beni ima ederek. Bizim servisçimiz aynı zamanda bağlı bulundukları şirkete de ortaktı. 5 6 tane servisi vardı ve benim bindiğim de onlardan biriydi yani kısaca ben kalırdım osman bini giderdi. * Servisçimiz Osman dalyarağını giblemeden yoluna devam etmişti.

    ...
    Tümünü Göster
    ···
  6. 6.
    +7 -2
    ...

    Bu bindiğim servis okulun zengin mahallelerinden birine gidiyordu. Özge'nin zengin olduğunu biliyordum da Beyza'yı ilk gördüğümde babası zengindir kesin nakil olduysa tahminim tutmuştu. Yanımdaki ikili koltuğun bir önünde yani servisci abinin bir arkasında oturuyordu Beyza.

    Konuşmaya başlamıştık. Zaten servise ilk bindiğimde bunda bir hareketlenme olmuştu, zannımca onun için bindiğimi falan sanmıştı. Servisten servise atlayıp havada sigaradan firt çekerek kız kesiyorum sanki ben aq. Bu kızlar harbiden mal la.

    Yol boyu saçma salak şeylerden konuşmuştuk. Zaten hala sınıfla alakası yok gibiydi. Herkesle konuşmuyor hatta hemen hiç kimseyle konuşmuyordu. Nedenini bilmiyordum ama çekingenlikten öte okul değiştirmenin verdiği o yeni kişileri tanımak zorunda olma istemsizliğiydi bana göre.

    ...
    ···
  7. 7.
    +5 -1
    Beyler hadi hadi deyip durmayın aq. Hızlı hızlı yazıyorum ama çok uzun soluklu bir hikaye olacak bu yani ramazanı bitiririz en kötü ihtimal ama emin değilim. Sizin de tutumunuza göre olayları özetleyebilirim
    ···
    1. 1.
      +1
      Ben ramazan sonlarında köye gidiyom çekmez mk interneti çabuk bitir aga
      ···
      1. 1.
        +1
        Numaranı alırım part part sms atarım panpa ben sana. Adamdaki lükse bak la *
        ···
  8. 8.
    +5
    ...

    Servisin güzergahı genelde büyük avm çevrelerinde yaşayan godaman veletlerinin evleriydi. Yoksa ben de mi o zengin binlerinden biri gibi ayda 300 500 lira sırf bina aidatina verilerek oturulabilen binalarda oturacaktım?

    Nasıl olacaktı hiç bilmiyordum. Babam maden mühendisiydi doğrudan inşaat işleri falan da vardı ama kendi ailesinden çok kardeşlerine abisine ablasına annesine destek çıkardı. Amcamların arasında okumuş tek kişiydi babam. Bu yüzden babannemin en değerlisiydi. Eve para getiren değerli olur bilirsiniz.

    Ama öyle lüks arabalara binebilecek veya rezidanslard oturabilecek bir paramız kesinlikle yoktu. Benim büyüdüğüm mahalle daha çok, müstakil evlerin yıkılmaya başlandığı yerlerine 90lı yıllarda yapılan 4 5 katlı lojman tarzı binalardan oluşuyordu. Ama hatrı sayılır bir derecede müstakil ev kalabalığı vardı. ciksenlerin metropollerine henüz uğramayan toplumdan kopuş, kendi parana bakıp, çekirdek aileye dönüş safhası bizim buralara 2000li yılların başında dahi uğramamıştı. Bir samimiyet vardı hep. Dışarıdan suuu diye bağırırken, çıkan komşu teyzeler kendi çocukları gibi bize su verir, salça ekmek, nadiren çikolatalı ekmek sürerlerdi.

    Ben bunları düşünürken ağzımın kenarında buruk bir gülümsemeyle, o zamana kadar bu kadar iyi niyetli insanlarla yaşamış ve kendimi hiç bozmadan bu zamana kadar gelebilmenin mağrur olmayan sevincini yaşıyordum. Sevinçlerimiz bile kibirden uzaktı. O kadar utangaç ve saf kalabilmiştik bütün bina, belki de mahalle olarak. Eğer buralara taşınırsak, ben bu sahte ve ağzında implant dolu gülüşlerin samimiyetine nasıl inanabilecektim ki?

    ...
    ···
  9. 9.
    +8 -1
    ...
    Beyler rica etsem bu Entry altında toplanabilir misiniz? Eğer sevdiyseniz samimiyetime ve hikayemin daha başlangıcı bile olsa da gerçekliği size uyduysa devam edeceğim. Fikirlerinizi iyi veya kötü beyan etmeniz benim için çok faydalı olacak. Hangi saatler size uyar, ben ne kadar uydurabilirim kendimi ona bir bakalım
    ···
    1. 1.
      +1
      takipteyim biraz daha hızlı yazarsan sevinirim
      ···
    2. 2.
      +4
      Beyza taşşanı yesin hadi panpa
      ···
    3. 3.
      +1
      panpa beyzayı gibmiyosan gidicem kusura bakma
      ···
      1. 1.
        0
        Gitmek istiyorsan gidebilirsin güzel kardeşim ne kusuru
        ···
      2. 2.
        0
        gibmiyonmu ama
        ···
      3. 3.
        +10
        Bakalım panpa belki Osman'ı giberim?
        ···
      4. 4.
        0
        Rezerced
        ···
      5. 5.
        0
        Panpa çok güzel hikaye sana hangi saatler uygunsa bize fark yapmaz
        ···
      6. diğerleri 3
    4. 4.
      +1
      Devam Et Dinliyoz Bin
      ···
    5. 5.
      +1
      Güzel gidiyosun bin devam
      ···
    6. 6.
      +1
      iyi başladın panpa ama hızlı yazma özenerek yaz okumaya değer birşeyler çıksın ortaya
      ···
    7. 7.
      0
      rezerve aldın da nereye kayboldun amk geldim yazdım o kadar lan
      ···
    8. diğerleri 5
  10. 10.
    +11
    ...

    Avm'nin yanında inip annemi aramıştım. Adres bulma yeteneğim annemden geçmeydi. Babam bu konularda tam kabzımaldı. Zaten bizim tuğrul la her dışarı çıktığımızda semtin hemen her yerini ağzımızı ayıra ayıra, vay dıbına koyim ne hayatlar var, ulan komşunun porschesi olsa naparsın tarzında sorular sora sora gezdiğim için her yere karşı bir göz aşinalığı vardı bende. Sonunda adresi bulmuştum. Çok ihtişamlı olmasa da şu an oturduğumuz evden çok katlı ve bahçesi bakımlı duruyordu. Binanın içine girdiğimde dışarıdan katbekat şaşalı gözüken bir yapıyla karşılaşmıştım. Ulan ne hayatlar var be. Okulda belki aynı sıralara baş koyduğumuz adamlar gelip bu binalarda ömrüne ömür katarken, biz ise evde değilken amcığın biri gelip pet şişeyle kapımızı açıp üç kuruşluk altını bileziği çalmasın diye uğraşıyoruz.

    Adaletini köpürterek gibeyim dünya.

    ...
    ···
  11. 11.
    +9
    5. Kattaydı ev asansöre bindim. indiğimde annem beni kapının önünde karşılamıştı. içeri ayakkabılarımızla girip baktık, ev acayip büyük lan ben zaten tek çocuğum, ne gerek var böyle bir eve. içten içe de bu zengin mahalle kültürünün bizi bastıracağından korkuyordum. Her küçük sorun benim için bir kaçış bahanesi oluyordu o yüzden.

    Sonraları öğrendiğime göre... Annemin babası olan dedem vakti zamanında buralara binalar yaptırmış, kendisi yurtdışında inşaat ustalığı yaparak o zamanki yaşadığı ülkede italyan firmaları ile ortaklık kurmuş.

    Sonra uzun yıllar dışarıda olmamın yorgunluğu ile her şeyi satıp büyük paralar kazanıp geri dönmüş. Ama kendini iş bilir sanan kardeşleriyle kurduğu ortaklıklar yüzünden kazandığının birçoğunu kaybetmiş.

    Bu bina dedemlerin soyadını taşıyordu. Vay be dede sen neymişsin. Zamanında satılmış tabi dairelerin hepsi. Kala kala bu daire ve karşı daire kalmış. Orada da karı koca doktor olan birileri oturuyormuş.

    Evi bir şekilde almışız. Ama eski evimizde sayılmayacak. Orası önemli. Sonra döneceğim neden önemli olduğuna.

    Evi beğenmemek imkansız zaten. Çıktık asansöre bindik bende bir takıntı var. Her asansöre binişimde yanımdaki kişilerle çaktırmadan da olsa boy ölçüşürüm. Babama yetişememe daha bir 5 santim vardı lan o zamanlar.

    Asansörden indiğimizde tam kapıyı açacakken dışarıdan birileri benden önce davranıp aralamıştı kapıyı. içeri önce kır saçlı bir amca ve sonrasında bir kadın ve bir kız girmişti(Beyza değildi)

    ...
    ···
  12. 12.
    +7
    ...

    Kız acayip güzeldi ama dönüp bakmadı hatta beni görmeye tenezzül bile etmedi lan. Üzerimde liseli kıyafetlerim vardı. Gerçekten güzeldi kız be. Eve doğru giderken aklım hala o kapıda karşılaştığımız kızdaydı. Normalde hiç umursamazdım ama bir şekilde hafızamda kendine yer edinmişti o kızın silüeti.

    Dersler taktan taktan gidiyordu tabi dinleyen yok. Hangi akla hizmet sayısalı seçtiğimi de hiç bilmiyorum. Bizim zamanımızda sayısalda başarısız olsan bile eşit ağırlık ve sözelciler aptal olarak görülürdü. O yüzden sayısal kalabalık olurdu hep. Zaten sözel züt büyütmek için birebirdi. Ama az talep olunca açılmamıştı o sene.

    Ertesi sabah kendimi biraz daha elit hissettiğimden midir nedir, üzerimde deri montla gitmiştim okula. Zaten herkes örgü hırka giyiyordu, kekolarsa blazer armalı takım elbise üstü gibi alakasız renk tonlarına sahip ceketlerle geliyorlardı. Ben spor giyinenlerdendim. Hayatımda hiç iskarpin tarzı bir ayakkabı giymemiştim o zamana kadar.

    Sırasıyla saç sakal üniforma kontrolü yapılırken o sene okula gelmiş olan hiç sevmediğim ve sevmeyeceğim huur çocuğu bir hoca, adını degistiriyorum çok cins bir adı var illa tanıyan çıkar aq. Adı sebastian olsun. Bu çok uzun oldu amk. Sebo olsun. Bu gavat pertevniyal lisesinden gelmişti. Oğlu bizim şehirde üniversiteyi kazanmış o yüzden bize bela olmuş. Oğlunun dıbına koyim senin.

    Beni kenara çekip herkesin içinde top sakal olarak nitelendiremeyeceğiniz bir uzunluk ve sıklıktaki tüy demetini çekmeye başladı. Sakalın uzunluğu ve tipi La vie d'Adèle diye Türkçe çevirisi Mavi En Sıcak Renktir adında bir film var izleyen olmuştur illaki. Orada Adèle'in hoşlandığını sandığı bir oğlan var. Çakışıyorlar. Oglan buna zalım saplıyor. Aynı o gavadın sakalı gibiydi ama tipim çok şükür öyle değildi. Sıfatını gibtiğim. Bir de demeden geçemeyeceğim. Bunlar buluşuyorlar ne diyelim derken kız Yunan döneri yiyelim diyor. Bildiğimiz hatay dürümü yiyorlar amk. Çok sinirlenmiştim huur çocuğu Y*nanlar.

    ...
    ···
  13. 13.
    +7
    ...

    Biraz kendimden bahsedeyim isterseniz. O zamanlar için konuşursak 1.80 boyunda kumral, bal rengi gözlü, turuncu sakallı, vücudu genler sayesinde yapılı bir çocuktum. Abartı veya çarpıtma yok kesinlikle.

    Çalışkan değildim hatta aşırı tembeldim ama sınıfı geçecek kadar yapıp çıkanlardandım. Tuğrul ise çerkezdi. Diğer adı da jankattı ama onu kullanmıyordu. Zaten bi gibe benzemiyor. O da benle aynı boyda saçı siyah düz kafası üstten hafif şişkin, tipi yerinde fakat sivilceleriyle başı belada olan biriydi.

    En yakın arkadaşımdı. Kısacası çok göze batmayan ama ilgiden de uzak kalmayan kişilerdik. Kimseyi giblemezdik. Sınıftaki gruplaşmaların hepsine dahil olabilecek derece fransız yaşıyorduk. Ben tip olarak üst sınıflara tuğrul ise alt sınıflara hitap ediyorduk sanırım. Kızlarla muhabbet kuramamaktan öte gerek duymuyorduk. Çünkü eninde sonunda işin ucu paraya çıkıyordu. O da bizde pek yoktu. Zaten parayla işimiz de yoktu. Ben ayda yılda bir sigara içerdim. Tuğrul benim aldığım sigaraları kırardı içme şunu amk diye sonra kendisi başladı o da ayrı bir mallık tabi.

    ...
    ···
  14. 14.
    +8
    ...

    Günler böyle geçip giderken biz o bahsettiğim eve taşınmıştık. Yeni eşyalar alınmış aşırı borca girmiştik. Taşındıktan sonra anlamıştım ki sadece yeni bir eve değil, yeni bir hayata başlamıştık. Eski mahallemde yakın arkadaşlarım, dedem, anneannem, teyzelerim, dayım, kuzenlerim ve binamızdaki karadut ağacı kalmıştı. O zamanlar gözümde çok büyütmüştüm belki bilmiyorum ama eski mahalleme gidip de maç veya kola çekirdek yaptıktan sonra evime gidememek bana koyardı. Bütün yakın arkadaşlarımla aynı binada oturuyorduk ve ben belki kardeşim olmamasının verdiği ekgiblikle onları kendime birer abi ve kardeş yerine koymuştum. Hayatım aşırı taktanlaşmıştı.

    Benim o zamanki halimi anladığınıza eminim. Çünkü o zamana kadar arkadaş edinme derdim hiç olmamıştı. Evime geldikten sonra bütün herkes benim arkadaşımdı. Ama onu kaybetmiştim.

    Artık okuldan gelir uyurdum sürekli akşam kalkınca balkona çıkar karşı binalarda perdeyi açık bırakan milf var mıdır lan acaba diye hacdan gelen çakma dürbünle balkona pusu kurardım. Ama gördüğüm kadarıyla kimse kıçına buzlu badem bile sokmuyordu. Gerçek zenginlik bu değildi.

    ...
    ···
  15. 15.
    +9
    Kimseden ses yok neyse beyler eyvallah
    ···
    1. 1.
      +1
      la olum okuyom yaz sen
      ···
  16. 16.
    +8
    Okuyacaksanız devam edelim lan yoksa bitireceğim amk ne beğeniyorsunuz ne yorum yapıyorsunuz
    ···
  17. 17.
    +7
    Ses verin binler la
    ···
    1. 1.
      0
      Devam et aq
      ···
  18. 18.
    +11 -1
    ...

    Okula gitmek bile istemiyordum çünkü her gün taktan evime geri döneceğimi bilmek beni kısır döngüye mahkum etmiş gibiydi. Çocukluk arkadaşlarımla çarşıda görüşebiliyorduk ama eski evim çarşıya uzak olduğu için onlarla da dilediğimiz kadar zaman geçiremiyordum.

    Okula geç gitmistim o gün. Sınıfa girdiğimde hiç erkek yoktu. Beden hocası 9 ve 10. sınıfınbütün erkeklerini spor salonuna toplamış. Ben de geç olsa da aralarına katıldım. Hoca herkese sporcu bağdaşı şeklinde parkelere oturtmuş bir şeyler anlatıyordu. Herhalde çok büyük kavga var aq bu ne lan dedim içimden.

    Ben de geçtim 9ların koluna bacağına vura bura bizimkilerin yanına geçtim. dıbına kodumun çömezleri.

    Bedencimiz her klagib bedenci gibi bel çantası, terlik gibi taktan bir adidas ayakkabı, eşofman ve üstüne de nike tişört giymek yerine takım elbise giymişti. Dünyanın sonuna hazırlanıyor olabilirdik. Veya savaş da çıkmış olabilirdi. Ay olabilir mi hadi inşllh.ss

    Ben oturduktan hemen sonra arkadaşlar diyeceklerim bu kadar. Gelmek istemeyenlere bir şey demiyoruz tabi ama çok eğleneceğiz stres atacağız dedi. Çıktı gitti

    ...
    ···
    1. 1.
      +1
      panpa bütün entryilerini şukuladım. hatta bu entryi şukulayan tek kişi de benim, değerimi bil amk devam et *
      ···
      1. 1.
        0
        Adamsın panpam
        ···
  19. 19.
    +8 -1
    ...

    Tipini gibeyim örtmenim senin. Dışarı çıktık bizde. Tuğrul a neydi bu aq mevzu mu var lan yoksa dedim.

    -Yok lan 19 mayıs gösterilerine katılacakmışız olum. Dedi

    -Siz gidin kızlar bana emanet kanka ben kalırım sizin yerinize.

    -Öyle ayağı giberler la sen gelmezsen ben napcam amk kaç ay. Dedi

    -O kadar uzun sürecek mi ki lan?

    -He la bir yarım dönem yeriz en kötü. dedi

    - Oooo kanka valla mı lan ama askerlik tatbikatı gibi olursa napcaz amk ben seni gibmek istemiyorum.

    -Ya olum bazen bana yürüdüğünü düşünüyorum bak gibecem ha. Dedi

    - Yumurta gibi oğlansın olum kız olsan ilk sana tırmanırdım valla

    -Ben de sana kanka yalan yok. dedi

    - Ben sana verirdim kanka gözüm kapalı zaten.

    -Neyse kanka kız bulamassak birimiz cinsiyet değiştirsin o zaman.

    -Anlaştık kanka.

    ...
    ···
  20. 20.
    +6
    ...

    Şaka maka çok mutlu olmuştum beyler lan. Ertesi gün herkes eşofmanla gelsin hoca derse girmeyeceksiniz bütün gün dedi.

    Lan hemen başlıyor muyuz amk. Nasıl bir kareografi yapıcaz ki bu kadar uzun süre hazırlık yapacağız amk daha kış yeni yeni bitiyordu.

    Sabah ilk kez mutlu bir şekilde eşofmanla ve çantasız okula gitmiştim. Zaten çanta zütürmüyordum normal günlerde de ama olsun kimse bir şey diyemeyecekti.

    Sınıfa girdik herkes eşofmanla oturmuş zütü yaymış sınıfın kızlarına nispet yapıyordu. Hehehe tipini gibtiklerim dıbınız da olmasa napacaksınız acaba.

    ...
    ···