Lise 2'nin ilk günleriydi. Fakirler okula süt beyaz, zenginler ise, kürtbeyaz bir şekilde gelmişlerdi. Ben tabi hem kürtlere olan nefretim hem de fakirliğim yüzümden johnson's baby oil sürülmüş bebek zütü gibi parıl parıl gelmiştim.

Geçen yıldan çömezliği atmış bir şekilde kızlara baka baka, çadırın demirini düzelte düzelte geziyordum. Ayağımda okul açılmadan bir gün önce aldığım tak rengi mekap.. şaka şaka adidas basket ayakkabılarımla gitmiştim. En az bir beş yıl giyerim diyerek almıştım onu da.

Zaten bunu da hiç anlamadım amk millet genelde futbol oynuyor okullarda ama yine de herkesin ayağında basket ayakkabısı oluyordu.

Basket takımında falan da değildim. Hikayeleri okuyorum dıbına koyim herkes zengin, herkes takım kaptanı, bütün dövüşlerde kafayı atıp milleti felç ediyorlar. Am üstünde züt gibiyorlar ama nedense sözlükten çıkmıyorlar ve hep popüler birileri yüzünden aldatılıyorlar. E o popüler kişi sözde sizsiniz amk.

Böyle ironik giberim beyler şşş.

Neyse takunu çıkarmadan devam edelim.
Günler böyle geçiyordu. Ben her sabah yastığıma, yorganıma, odamın kapısına, cebimde bulunan numunelik paraya söve söve kalkıyor ve hayat neden bu kadar taktan diye düşünürken, servisçimiz Yalçın abinin açtığı gibindirik şarkılarla ve servisteki bıyığı egosuyla kapışan kızlarla birlikte okuluma gidiyordum.

O gün de her zamanki gibi servisten biraz geride inip sağa sola baka baka sigara içiyordum. Servislerden benimle aynı şekilde inen bir dönem alt, üst ve eş olmak üzere kravatı göbeğine kadar indirmiş sakal uzattığını sanan istenmeyen tüy kıvamında binlerle sigaramı içip birlikte derse geç girmiştim. Sınıfıma yeni bir kız gelmiş. Neden okulun ilk günü gelmedi diye düşünürken, kesin zengindir babası nakil ettirmiştir amk demiştim içimden ve çaktırmadan bacaklarına ve olmayan memesine seko yapa yapa dersin bitmesini beklemeye başlamıştım.

...
Bahsettiğim ayakkabılar ilk gün gibi duruyor beyler
http://www.imgim.com/image/telyw6r.jpg/

...

Sınıfa yeni gelen kız bana bir bakış attı sonraları adını öğrenmiştim, Beyza'ymış. Gözleri tanıdık geldi fazlasıyla. Daha önce bir yerlerde tanışmış gibiydik. Dedem hiç tanışmadığın insanların tanıdık gelmesini kâlu belâya bağlardı hep.
Ama bilmiyorum farklı biri gibi değildi o. Sınıfta daha önceleri konuştuğum bir kız daha vardı, adı Özge'ydi. Çalışkan, ukala, zeki, zengin ve kibirli bir kızdı. Bu yüzden aklımda kalmayacak şekilde konuşmayı kesmiştim onunla. O da halinden memnun gibiydi ara sıra bakışlarını yakalasam da.

Kısacası sicilim temizdi. ikinci dersten sonraki tenefüs yanıma geldi Beyza. Merhaba diyerek önümdeki sıraya yüzü bana dönük bir şekilde oturdu. Merhaba dedim. Adın Dadesuma mı senin dedi. Ha gibtir sen de mi incicisin yoksa ifşa mı oldum ananı gibim sirkan demedim tabi isim yok kullanıcı adı var çünkü.

Evet nereden biliyorsun yeni geldin sınıfa sanıyordum dedim. Ya yüzün çok tanıdık geldi de derste düşündüm nereden tanıyorum acaba diye, biz seninle ilkokula gitmiştik dedi. Ama ben neden hatırlamıyorum amk. Kesin önceden çirkindi ondan bilmiyorumdur dedim. Biraz muhabbet ettik sonra görüşürüz diyerek yerine geçti. Sınıftaki forsum bir anda iki katına çıktı tabi. Bizim binlerin yeni gelen kızı Dadesuma kaptı beyler dediklerini duyar gibiydim. En yakın arkadaşım olan Tuğrul geldi yanıma hemen. Kendisi sessiz sakin bir tipti. Kızlarla bırak çıkmayı konuşamazdı bile. Gizli ferrecilardandı kendisi. dıbına kodumun sapığı. Bütün sektöre hakimdi lan ilk ferreyu(sibel kekilliyle siyah giyinmiş bir adam) bu gavatın verdiği cd den izlemiştim vcd'de. Hatta o cd yi bizim okul servisine de takmıştım binlik olsun diye ama ses gelmemişti.

...

TAMI TAMINA 60 TANE REZ ALINMIŞ. ULAN HANI NEREDESINIZ AMK? 30 dakika 6 part yazdım attm uzun uzun hepsi. Ayırsam temizinden 10 tane entry çıkar. Biraz saygı gösterin kendinizi belli edin dıbına koduklarim imlaya yazıma dikkat ediyorum bir de. Hayatımda ilk kez alamet-i farika lafını kullandım lan sizin için ama siz gidin bodyguard hikayesini top trend yapın amk giberim ha

...

Tuğrul la birlikte oturuyorduk her zaman zaten. Ders başladı tabi gibleyen yok hocayı. Tuğrul sustu sustu ders başlayınca konuşmaya başladı benimle.
-Ne konuştun lan karıyla?

-Kim? Ben? O benle konuştu oğlum.

-zütüme bakma falan mı dedi ne dedi anlatsana at organı.

-Benden hoşlanmış da kanka işte sana gibtirmek istiyorum ne zaman basarsın bana falan dedi.

-Sana da bir şey sormaya gelmiyor amk.

-Sen düzgün soru sormayı biliyor musun sanki dıbına kodumun sarı zütü.

-Lan sarı züt demesene kaç oldu bak giberim kaynatanı ha.

-Beni de çağır giberken kanka.

-Ben uyuyorum ders bitince kaldır beni gece film indiricem diye uyuyamadım aq zaten.

-Savaş çıksa sende yirmi yıllık ferre stoğu vardır amk dünyanın sonuna mı hazırlanıyorsun bi çözemedim senin şu merakını, izledikten sonra sil nolcak sanki.

-Anısı var onların her birinin sen ne anlarsın. Hem çocuklarıma miras kalır kötü mü amk.

-Miras bırakayım derken 20 milyar çocuk harcadın beyninin reseptörlerini gibeyim tuğrul.

-Reseptör ne la?

-Ne biliyim ama güzel küfür de mi lan? :D

-hehehe iyiymiş.

Böyle bir muhabbetle konuyu kapatmıştım. Zaten üstünde durulacak pek bir şey de yoktu. Her zamanki gibi öğle arasında okulun yanındaki internet kafeye gidip fifa 2005 oynamıştık. Bizim mal hep Milan'ı ben de Liverpool ya da M.United ı alırdım hep. Derse yine geç kalmıştık. Hocalar zaten alışmıştı. Bizim derse geleceğimizi bilirlerdi ama ne zaman geleceğimiz meçhuldü.

Sınıfa girdiğimizde herkes aynı soruları sorardı. Kaç kaç bitti kim yendi diye. Kızlar bile alışmıştı artık bu duruma. Kız demek de içimden gelmiyor ama pembe kimlikleri vardı bir de etekle geliyorlardı işte bahtımı gibeyim. O zamanlar herkes sivri faul bırakırdı. En şekilli faul kızlardaydı tabi beyler. Ee öyle olcak tabi amk. Saç serbest sakal serbest ohh miss.

...

...

Sevgi elini indirdi ben dönünce.

-yaşananlara istemeden şahit oldum da öğretmen olduğunuzu bilmiyordum kusura bakmayın hocam öğrencilerinizle arkadaş gibi olunca ben sizi öğrenci sanmıştım beni yanlış anlamanızı istemem. dedi

Ulan ben şimdi öğretmen değilim aslında desem bir şekilde kendisi olmasa bile yanındaki kızlardan biri bunu yayacak. Sonra yannanlara yan basıcaz içimizde gezdirecekler amk.

Her güzel şeyin bir sonu var tamam da bu kadar da çabuk olmaz ki Allah'ım ya. iki ucu taklu değnek napcam ben şimdi diye bütün ihtimalleri düşünürken..

-hocam bir şey demeyecek misiniz acaba? dedi.
-sen geç arkadaşlarının yanına sonra konuşuruz kafam şu an çok incin dedim.

Kız gitti.

Döndüm bizimkilere sizin dıbınıza koyim lan nolcak amk şimdi akıl verin beyler bana dedim. Kimseden ses çıkmıyor tabi.
Tuğrul bini nerede onu da bilmiyorum. Sözde en yakın arkadaşım ama fırtınalar kopuyorken ortadan kayboldu dıbına kodumun sarı zütü.

Neyse öyle böyle derken yemek arasına girdik. Herkes bitap düşmüş bir halde zaten. Çıktık yan sahanın tribüne oturduk sap gibi benim getirdiğim poğaçaları kemiriyoruz. Bi baktım kızlar geliyor. Hepsinin ellerinde saklama kapları tepsiler var. Bizim alt tarafa oturdular.
Sevgi döndü hocam gelmiyor musunuz sözleşmiştik ya hani dedi. Diğer kızlar baktılar ne hocası amk bakışıydı sanırım bu. Ama harbi kızmış hiçbir şey dememiş kimseye. Benden bahsetmemesi iyi miydi kötü müydü bilmiyorum ama o an için züt korkusu hududu aşmıştı çoktan.

indik bizimkilerle, kek var börek var, lan kısır bile yapmışlar amk. Ama içecek bir şey yok. Lan beni siz bu duruma soktunuz madem o zaman giberim dedim içimden.

Kavgasını ayırdığım arkadaşa cebimden 10 lira çıkarıp olum git şu gözüken marketten 2 şişe kola al da gel hadi bak yemiyoruz seni bekliycez dedim. Erkekler kikir kikir gülüyor o sıra. Arkadaş bozuldu tabi ama beni soktuğu durumun farkında olduğu için sesini çıkarmadan tamam hocam diyerek koştur koştur gitti. Döndüm bizim çocuklara, siz de ota taka gülmeyin lan yüz vermeye gelmiyor size de dedim. Kızlar utandılar. Bizimkiler arkadan sırtımı dürtüyorlar yeter gibtin attın hepimizi lan gibisinden.

Çok eğleniyordum. Gerçekten öğretmen olmak istedim o anlarda hehehe.

...
Bunu atmayı unutmuşum beyler hadi uyudum ben

...

Erkekler spor salonuna dedi. Dinci bir şey anlamadan bir öküz gibi sıraları ite ite çıktık sınıftan. Lan ben mutluyum da millet daha bir mutlu. Herkes saçını yapmış gelmiş. Dışını fırçalayan var amk düşünün artık.

Baktık ilk biz inmişiz, keş tayfa hemen okulun köşeden atlamaya gidiyor. Ben de gittim amk bi cuara yaktık içtik. Zaten torpilliyiz la hayırdır. Baktık dışarıda belediyenin otobüslerinden var bir sürü ulan noluyoruz. Hoca bizi gördü tabi geldi yanımıza hepimiz sabıkalıyız zaten. Ama kral adamdı helal olsun. Sigaranızı atın gelin lan gidiyoruz dedi. Taşağına kurban hoca senin.

-Nereye gidiyoruz hocam?

-Pavyona olum geliyon mu?

-Hehehe çok komik hocam.

-Okuldan çıkalım sana komiği göstericem ben.

-Pipisini gösterecek herhalde beyler zaaaaaaaaaaa.

Hoca tabi gitti kendi arabasına bindi o arada biz taşağa vuruyoruz durumu. Ne kadar aptalmışız amk ya o zamanlar.

Lan otobüsler gidiyor ama nereye gidiyoruz. Kimse bir tak bilmiyor. Baktım lan bizim eski evin oraya doğru gidiyoruz. Hayırdırsa

...

...

Okula gitmek bile istemiyordum çünkü her gün taktan evime geri döneceğimi bilmek beni kısır döngüye mahkum etmiş gibiydi. Çocukluk arkadaşlarımla çarşıda görüşebiliyorduk ama eski evim çarşıya uzak olduğu için onlarla da dilediğimiz kadar zaman geçiremiyordum.

Okula geç gitmistim o gün. Sınıfa girdiğimde hiç erkek yoktu. Beden hocası 9 ve 10. sınıfınbütün erkeklerini spor salonuna toplamış. Ben de geç olsa da aralarına katıldım. Hoca herkese sporcu bağdaşı şeklinde parkelere oturtmuş bir şeyler anlatıyordu. Herhalde çok büyük kavga var aq bu ne lan dedim içimden.

Ben de geçtim 9ların koluna bacağına vura bura bizimkilerin yanına geçtim. dıbına kodumun çömezleri.

Bedencimiz her klagib bedenci gibi bel çantası, terlik gibi taktan bir adidas ayakkabı, eşofman ve üstüne de nike tişört giymek yerine takım elbise giymişti. Dünyanın sonuna hazırlanıyor olabilirdik. Veya savaş da çıkmış olabilirdi. Ay olabilir mi hadi inşllh.ss

Ben oturduktan hemen sonra arkadaşlar diyeceklerim bu kadar. Gelmek istemeyenlere bir şey demiyoruz tabi ama çok eğleneceğiz stres atacağız dedi. Çıktı gitti

...

...

Avm'nin yanında inip annemi aramıştım. Adres bulma yeteneğim annemden geçmeydi. Babam bu konularda tam kabzımaldı. Zaten bizim tuğrul la her dışarı çıktığımızda semtin hemen her yerini ağzımızı ayıra ayıra, vay dıbına koyim ne hayatlar var, ulan komşunun porschesi olsa naparsın tarzında sorular sora sora gezdiğim için her yere karşı bir göz aşinalığı vardı bende. Sonunda adresi bulmuştum. Çok ihtişamlı olmasa da şu an oturduğumuz evden çok katlı ve bahçesi bakımlı duruyordu. Binanın içine girdiğimde dışarıdan katbekat şaşalı gözüken bir yapıyla karşılaşmıştım. Ulan ne hayatlar var be. Okulda belki aynı sıralara baş koyduğumuz adamlar gelip bu binalarda ömrüne ömür katarken, biz ise evde değilken amcığın biri gelip pet şişeyle kapımızı açıp üç kuruşluk altını bileziği çalmasın diye uğraşıyoruz.

Adaletini köpürterek gibeyim dünya.

...

...

Gittik biraz uzağa. Hala birkaç kişi bakıyor bize. Ayıp olmuyor mu hocam dedim. Olum şeklimi koymak için dedim yoksa bana ne senin sigarandan la dedi. iyi o zaman dedim kulağımdaki sigaranın birini verdim hocaya. Yaktı ben de ağzıma koydum diğer kulağımdakini. Durdu durdu..
Amaaan giberler dedi. Benim cuarayı da yaktı. Muhabbet etmeye başladık hala gelmeyenler var onları bekliyoruz zaten.

Topluluğa doğru yürüdük. Bizim bebeler baktılar ben hocayla sigara içiyordum. Lan herkes birbirini dürtüyor. Garipsenecek bir durum tabi. En son sigaraları bitirmek üzereyken kızların yanından geçtik. Hocayla sigara içmek demek reislik alamet-i farikası demekti o zamanlar için.

...

...

Bizim eski evin ileride spor kompleksi gibi bir yer vardı. Amatör küme maçlarının yapıldığı bir yerdi. Lan belki 50 tane otobüs var amk bu ne kalabalık böyle. indik otobüsten beyler Allah sizi inandırsın belki 2000 tane amlı var. Lan cennete eşofmanla mı geldik amk dedim içimden.
Herkes çadırları dikti, ortam oldu rock'n coke festivali. Hell yeah değil heaven yeah olduk.

Neyse hoca koyun yayar gibi eline almış bir tane pamuk helva sopası, millete vura vura sıraya dizdi bizi. Lan bu hocayı gibsen günah, gibmesen bela aq.

...

...

Gitti ama beni de aldı zütürdü o an beyler be. Çok hoşlanmıştım kızdan. Kendime güvenim geldi lan. Koftiden de olsa buluşma sözü gibi bir şey almıştım. Oradan yürürüm dedim. Arkadaşlarının yanına gittikten sonra onlara bir şeyler deyip bana bakarak gülümsemişti o ve yanındakiler. Ulan adını sormayı unutmuştum amk sonradan aklıma geldi neyse yemek yerken cilt no suna kadar öğrenirim nasılsa diyerek kendimi rahatlattım.

Bizim okulun ilk golünü ben atmıştım sanırım. Herkes oooooo Dadesuma helal olsun kardeşim kızı kaptın lan demeye başladılar.
Kesin amk evden bir şey getirdiniz mi yiyecek onu diyin hele siz?
-Yok lan ne getirelim amk dediler tahmin ettiğim üzere.

iyi o zaman beyler kızlarla birlikte yiyeceğiz davetlisiniz.
Gülmeler, gözyaşları, sigara izmaritleri eşliğinde bana sarıldılar tabi. Arkadaş arkadaşın pekekentidir beyler dedim.

Herkes sigara uzattı bir anda. Kardeşim gel ayakta kalma bak ben burayı ısıttım duvara oturma benim hırkaya otur demeye başladılar. dıbına kodumun mezarcıları. Seviyordum binleri. 4 5 çöp sigaram olmuştu bununla bir hafta rahattım. iki sigarayı tane sağ ve sol kulağıma koydum.
Yavaş yavaş herkes gelmeye başlamıştı. Hoca yana yana bizi arıyormuş ilk beni gördü geldi bu ne lan böyle kulağında sigarayla sen beni rezil mi edeceksin diğer hocalara diye bağırmaya başladı amk herkes bize bakıyor. Hocam bi gelsene dedim.

...

Kızın resmini ararken birilerinin profiline girip geçmişi deşelemek zorunda kaldım beyler. Sevdiğiniz kişinin başka biriyle mutlu olması koyuyor size belki ama asıl koyan sevdiğiniz kişinin bir başkasının arkasından üzülmeseymiş.

Mutluluklar geçici izler bırakır insanda. Üzüntüler, ayrılıklar ise sol kaburganı koparıp çeker alır. Pansumansız, iğnesiz bırakır gider seni. Hep kalır o acı orada. Ne zaman birini sevmeye çalışsan tekrar açılır o yara. Çok koyuyor be gerçekten çok koyuyor. Yarım kalmışlık insana çok koyuyor. Bir başkasını sevemeyeceğini bilmek, onun yerine kimseyi sığdıramamak çok koyuyor. Gençlik hatası derler ya büyüklerimiz hep. Hah işte o hatalar hayatınızı sonuna kadar değiştiriyor. Ne gençlik kalıyor, ne de başka bir şey. Erken yaşlanmak böyle bir şey sanırım. Bilmiyorum belki kendi içimizde çok büyütüyoruz bunları, belki de o kadar mühim şeyler değil bunlar ama galiba içimiz çok büyük be kardeş.

https://youtu.be/tH2w6Oxx0kQ

iyi sabahlar

...

Sevgi beni gördü. Etkilenmişti sanırım bu durumdan. Ama şimdi düşündüğümde çok amelece geliyor bu etkilenme durumları.

Hocayla girdik sahaya herkesi bağır çağır derken hizaya soktu. Ben yanında gidiyorum o sıra nedense. Durdu sen napıyon la geçsene yerine dedi. Bozuldum tabi. Döndüm giderken dur la dedi. Sen hareketleri öğrendin mi az çok dedi. Eh işte hocam bir çoğundan fazla öğrendim dedim. iyi geç milletin başında dur ben diğer taraftan komut vereceğim sen de kim yanlış yapıyor koreografiyi bozuyor diye kontrol et dedi.

olum fırsata bak lan. Bu kadar şansı bir günde tükettim sanırım. 10 yıl lanetli kalırım amk dedim içimden. Hocaya samimi davranmamdan mı neden bilmiyorum ama bir anda koro şefi gibi bir şey olmuştum amk. Hayatımda ön plana çıktığım yegane zaman dilimiydi sanırım o durumlar.
Müzik açıldı başladı millet işini yapmaya.

...

...
Beyler rica etsem bu Entry altında toplanabilir misiniz? Eğer sevdiyseniz samimiyetime ve hikayemin daha başlangıcı bile olsa da gerçekliği size uyduysa devam edeceğim. Fikirlerinizi iyi veya kötü beyan etmeniz benim için çok faydalı olacak. Hangi saatler size uyar, ben ne kadar uydurabilirim kendimi ona bir bakalım

...

Ulan önce kıvırsam mı acaba dedim ama böyle deyince üstümden bir yük kalkmış gibi oldu o yüzden ambiansı hiç bozmadan direk sevgi ne düşünüyor benim hakkımda madem öğretmen olmadığımı biliyor da dedim.

Meğer bizim okuldan am salağı bir arkadaş bunlar iki kırıtınca bütün her şeyi anlatmış. iyice de tembihlemiş bunları sakın anlatmayın baybars beni öldürür demiş.

iyi ki de anlatmış lan dedim, o kadar rahatladım ki artık sevgi ye rahat rahar yürüyebilecektim ve anlatacağım bir sürü şey vardı. Lan balkondan tükürsem rüzgardan falso alır evlerine giderdi o kadar yakındık amk sonunda. Komşu kızı kardeştir, kaldır kaldır yerleştir diye boşuna dememiş atalarımız(nasıl ata bu amk).

Sevgi senden çok hoşlandı. Zaten sözü geçen kişilerden hoşlanıyor o. Biz çocukluk arkadaşıyız onla dedi. Tuğrul a baktım kanka sen ne diyorsun dedim. Acıktım la ben dedi. Ulan rahatlamıştım ama bu oğlanın mallığı bazen beni çığrımdan çıkarıyordu amk. Senin ben dıbına koyim Tuğrul, ben diyorum çanakkale boğazı, sen diyorsun yandı zütümün ağzı.

Tipini, sıfatını, yetmiş yedi silsileni gibeyim lan senin. Mal ya.

...

...

Ben millete bakıyorum flamanın kenarlarındaki bezleri de çıkardım elimde sopayla geziyorum. dıbına kodumun 9. sınıf çömezlerinin ayaklarını hizaya sokuyorum. Vuruyorum falan. Bana bileniyorlar ama artislik yapacak züt yok hiçbirinde zaten olsa da alayına giderim. Hiç çekinmedim kavgadan hayatım boyunca. Zaten okula bir yıl geç gitmişim yaşım bunlardan en az 2 yıl fazla.

O arada gezerken osman denen züteleği gördüm. Beynini gibtiğim bu kadar kolay bir şeyi bile beceremiyordu. Becerse de farketmezdi her türlü elimden çekeceği vardı zaten. Hehehe elime düştün bin kurusu.

Gittim yanına diz kapağına vurdum.

-ayağının birini geriye çeksene 9. Sınıf bebeleri senden iyi yapıyor mal.

-olum bak hocaya güvenip bana artislik yapma okulda görürüm ben seni yavşak.

-osman senin burnun mu yamuk lan?(kaf yemişti ya benden)

-yamuk olsa ne yazar düz olsa yazar dıbına koduğum -o ara hareketleri yapmaya devam ediyor ben elimi arkaya bağlamış rahatım tabi-

-begenmiyorsan yeni bir şekil veriyim burnuna lan ondan dedim hemen bozulma amk.

-olum sen neyine güveniyon lan dün taktun bugün koktun ha.

-ben kendime güveniyorum da sen babanın parasına güvenme bence.

-aynı mahallede oturuyoruz senin benden ne farkın var gerizekalı.

-ben elimde sopayla 9. sınıf bebeleriyle birlikte hareket yapmıyorum. Her yaz babam okulun duvarlarını boyatıp bana sınıfı geçmemi sağlamıyor kardeş.

Sustu kaldı tabi. Hoca paydos verdi. Milletin zütünden ter akıyor ben bir beden öğretmeni havasıyla rahat rahat dolaşıyorum o sıra. Hoca geldi hangileri düzgün yapamıyor dedi. Salladım birkaç 9. sınıfla osman binini gösterdim. Bebeler iyiler gayret ediyorlar ama bu arkadaş yapmak istemediğinden midir nedir bir türlü uyum sağlayamadı hocam dedim.

-Osman bir işi düzgün yap dıbına koyim seneye mezun olacan bi gibe yara la bıktım senden ha dedi hoca.

Hocam ben bi tuvalete gideyim o zaman sonra da yerime geçer hareketleri yapmaya devam ederim siz ihtiyacınız olunca söylersiniz ben kontrol ederim çevremdekileri dedim. Tamam dadesumacım çok yardımcı oldun bunu unutmam ben sağ ol dedi hoca.
Tuvaletin oradan sesler geliyordu hemen hızlıca oraya gittim.

...

beyler aslında bu anlattıklarımın içinde tuğrul daha çok ön planda ama bu bin beni 8 yıllık arkadaşlığımızdan sonra bir kız için harcadı ve ben de koydum zütüne tekmeyi. yine de konduramıyorum ne yalan söyleyeyim. tek çocuk olmanın verdiği bir tekillikten midir nedir kardeşim gibiydi. her şeyimi bilirdi. her şeyine ben koşardım. bu huur çocuğunun babası çok şerefsiz bir adamdı. abisi, ablası ve annesi de keza öyleydi. ama sattı lan beni. belki ölmüştür bile amk. o kadar uzağız lan. hiç konuşmadım daha sonra o da aramadı, zaten aptal amk hala aklı bir karış havada, ben abilik ediyordum bu bin kurusuna ama sattı beni hem de üç aylık bir kız için lan. asıl neden sonradan öğrendiğime göre benim Türkçü olmammış. halbuki bu gavat kendisi çerkez milliyetçiliği yapıyordu. ben zaten milliyetçiydim bunu biliyordu ama son zamanlarda bu iyice kürtleri savunur olmuştu. ben de sivriliyordum bu konularda her daim. bu yüzden birbirimizden iyice uzaklaşmıştık. sizin de takdirinizdir ki; en iyi arkadaşınızla her şeyi rahat rahat konuşmak istersiniz ama bu konular açılınca birbirinize tepki koyuyorsanız o arkadaşlık bir yerde kopuşa geçer. bana ve bize olan da buydu sanırım. ha pişman mıyım veya yokluğunu arıyor muyum derseniz, hayır kesinlikle. hikayemde de belirttiğim gibi varlığıyla yokluğunun pek bir farkı yoktu. bu noktadan bakarsak hayatımdaki yerinin de pek ehemmiyetli olduğu söylenemezdi ama ne yaparsın işte...

hikayeye gelirsek hiçbir şekilde tek bir yalan yok. bazı anasının kulağına üflediğimin evlatları iyi sallıyorsun mahiyetinde konuşmuş, cevap dahi vermedim onlara. okumak istemeyen zaten gibtirsin gitsin. burada eğlenceli bir dille kendi başımdan geçen şeyleri tüm gerçekliği ile anlatıyorum. küfür jargonu o zamana değin belki biraz farklılık gösterebilir ama ondan öteye geçen farklı bir olay veya şişirme kat-i suretle meskûn değil.

söyleceklerim bu kadar. sizden şuku ve yorum istiyorum okuduğunuza dair bir imare bekliyorum sadece. bunu da devam etmem için güç toplamak olarak görebilirsiniz neyse eyvallah

5. Kattaydı ev asansöre bindim. indiğimde annem beni kapının önünde karşılamıştı. içeri ayakkabılarımızla girip baktık, ev acayip büyük lan ben zaten tek çocuğum, ne gerek var böyle bir eve. içten içe de bu zengin mahalle kültürünün bizi bastıracağından korkuyordum. Her küçük sorun benim için bir kaçış bahanesi oluyordu o yüzden.

Sonraları öğrendiğime göre... Annemin babası olan dedem vakti zamanında buralara binalar yaptırmış, kendisi yurtdışında inşaat ustalığı yaparak o zamanki yaşadığı ülkede italyan firmaları ile ortaklık kurmuş.

Sonra uzun yıllar dışarıda olmamın yorgunluğu ile her şeyi satıp büyük paralar kazanıp geri dönmüş. Ama kendini iş bilir sanan kardeşleriyle kurduğu ortaklıklar yüzünden kazandığının birçoğunu kaybetmiş.

Bu bina dedemlerin soyadını taşıyordu. Vay be dede sen neymişsin. Zamanında satılmış tabi dairelerin hepsi. Kala kala bu daire ve karşı daire kalmış. Orada da karı koca doktor olan birileri oturuyormuş.

Evi bir şekilde almışız. Ama eski evimizde sayılmayacak. Orası önemli. Sonra döneceğim neden önemli olduğuna.

Evi beğenmemek imkansız zaten. Çıktık asansöre bindik bende bir takıntı var. Her asansöre binişimde yanımdaki kişilerle çaktırmadan da olsa boy ölçüşürüm. Babama yetişememe daha bir 5 santim vardı lan o zamanlar.

Asansörden indiğimizde tam kapıyı açacakken dışarıdan birileri benden önce davranıp aralamıştı kapıyı. içeri önce kır saçlı bir amca ve sonrasında bir kadın ve bir kız girmişti(Beyza değildi)

...

...

Bu bindiğim servis okulun zengin mahallelerinden birine gidiyordu. Özge'nin zengin olduğunu biliyordum da Beyza'yı ilk gördüğümde babası zengindir kesin nakil olduysa tahminim tutmuştu. Yanımdaki ikili koltuğun bir önünde yani servisci abinin bir arkasında oturuyordu Beyza.

Konuşmaya başlamıştık. Zaten servise ilk bindiğimde bunda bir hareketlenme olmuştu, zannımca onun için bindiğimi falan sanmıştı. Servisten servise atlayıp havada sigaradan firt çekerek kız kesiyorum sanki ben aq. Bu kızlar harbiden mal la.

Yol boyu saçma salak şeylerden konuşmuştuk. Zaten hala sınıfla alakası yok gibiydi. Herkesle konuşmuyor hatta hemen hiç kimseyle konuşmuyordu. Nedenini bilmiyordum ama çekingenlikten öte okul değiştirmenin verdiği o yeni kişileri tanımak zorunda olma istemsizliğiydi bana göre.

...

ÜSLUBUMU AZ ÇOK GÖSTERDIĞIME iNANIYORUM BEYLER.
+ REZLERINIZI ALIN

ZATEN KENDi HAYATIM OLDUĞU iÇiN TIKANMADAN YAZACAĞIM. EYVALLAH ŞiMDiDEN