/i/Bilim

"hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. ilimin ve fennin dışında mürşit aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir".
M.K ATATÜRK
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +150 -35
    Ama ciddi bir dinleyici kitlesi istiyorum, öyle 3-4 kişiye anlatmam. Öyle yüzeysel değil, mitokondriden başlayıp protein sentezi, mutasyonlar, enzimler falan gidecez. Darwincilik yapmayacağım amacım hâşâ Allah'ın olup olmadığını kanıtlamak değil hakeza Allah'ın kudretini bir kez daha görmüş oluruz.
    ···
  1. 2.
    +68 -85
    Salak evrim yok darwin yalan maymunu gibtim

    edit:muna kodum salaklari
    edit:bos durmasin en sevdigim ve en sacma sozu yaziyim "besle kargayi soksun dalgayi"
    ···
    1. 1.
      0
      Kanıtlarım.
      ···
    2. 2.
      -4
      Kardeşim evrimi kanıtlarsan islamı yalanlamış olacaksın. Haşa maşa ne diyorsun
      ···
    3. 3.
      0
      Ya amk Komikmi yoksa 2 gündür uyumuyorum diyemi gülüyorum anlamadım
      ···
    4. 4.
      0
      Bi sus amk gavatı
      ···
    5. 5.
      0
      (bkz: maymunu gibtim)
      ···
    6. diğerleri 3
  2. 3.
    +6 -1
    evrim yalan len amq
    ···
  3. 4.
    0
    Eşek oğlu eşek
    ···
  4. 5.
    0
    Okumadım xd
    ···
  5. 6.
    +12 -10
    eğer insanlar maymundan geliyorsa neden şimdiki maymunlar insan olmuyor aq?
    ···
    1. 1.
      0
      Kanka dinliyeceksen anlatacam bak.
      ···
    2. 2.
      0
      anlat mamQi
      ···
    3. 3.
      -1
      Maymunlarla insanlar kuzendir ayni atadan turemislerfir maymun degil primat olacak o
      ···
    4. 4.
      +3
      Evrim denince neden aklina maymundan insana iliskisi geliyor mk
      ···
    5. 5.
      +3
      Kamyon şoförleri uzun yoldan gelince yol şoför mu oluyo amk ne alaka
      ···
    6. 6.
      0
      Zihniyetini gibeyim senin
      ···
    7. 7.
      +1
      Böyle cahiller var ya abi
      ···
    8. 8.
      0
      Şakaysa komik değilse daha da komik
      ···
    9. 9.
      +1
      Ben senin bu cümleyi yazarkenki beyninden geçen hücrelerin ta anasını avradını gibiyim
      ···
    10. diğerleri 7
  6. 7.
    +12 -1
    Bu adam batılı tapınak şövalyelerinin yalanlarını bize yutturmak için burada, kanmayın panpalar. Adam misyoner.
    ···
    1. 1.
      0
      Panpa kalırsan anlatacam bak.
      ···
    2. 2.
      0
      Hadi kaldım diyelim.
      ···
    3. 3.
      0
      Bunlar hep emparyalizmin oyunclari zumzi
      ···
    4. diğerleri 1
  7. 8.
    +11
    Neyse şöyle bir giriş yapalım ilgi çekerse size akedemik bilgiye boğacam.
    ···
  8. 9.
    +25 -1
    Canlının işleyişini hep hücresel boyutta düşünmüşüzdür. Ancak bir canlının hayatını nasıl sürdürdüğünü öğrenmek istiyorsak hücre altı elemanları moleküler seviyede incelememiz gerekir. incelememize başladığımızda ilk ilgimizi çeken eleman mitokondri olmalıdır, çünkü canlının metobolik olayların devamlılığı için enerjiye ihtiyacı vardır. Enerjiyi üreten bir eleman da mitokondri, kloroplast ve mezofildir. Bunların hepsinin benzer ama farklı mekanizmaları vardır. Bizim sadece mitokondri üzerinden konuşmamız yeterli olacaktır. Mitokondri, çift zardan oluşan ve diğer organellerin aksine kendi kalıtım materyali olan bir organeldir. Dış zar geçirgendir, iç zar yüksüz ve iyon halindeki molekül ve atımları geçirmez. iki zarın arasında atp, adp, amp, p, fad, nad, nadp, coa, K, Mg ,Ca bulunur.
    iç membran yüksek seçici geçirgendir. Üzerinde özel taşıyıcılar ile molekülleri taşır. Üzerinde ETS elemanları ve ATP sentezleyen enzimler vardır.

    Glukolizden prüvatlarımız matrikse geldi ve burada Coa ile etkileşime girerek asetil CoA oluşturuldu ve bu molekül tca ya girdi sonrasında oluşan e taşıyıcıları matrikste dolaşmaya başladı.

    Bu e taşıyıcıları ets elemanları ile tutulup e ler oksijene kadar taşındı bu sırada hidrojen iyonları intermembran boşluğa bırakıldı. Bunun sonucunda menbranlar arasında potansiyel fark oluştu ve matriks ile intermembran arasında bir proton gradienti meydaba geldi. Protonlar f0f1 kompleksi ile matrikse dönerken atp sentezlendi .

    Buradaki çıkarımımız canlının enerjisinin nasıl oluştuğudur. Mitokondride enerji üretilmesi kendiliğinden olduğudur. Şimdilik fazla ayrıntıya girmedim, proton taşıyan elemanlar mitokondriyal dna ile konuşacağız.
    ···
    1. 1.
      -1
      Türkçe konuş gibicem eski bir tm öğrencisine böyle konuşulur mu
      ···
    2. 2.
      0
      Mf ciler kuduruyor tm ciler bu ne aw diyor. Saka aq saka eski bi mf ci olarak ben de bu ne aq diyorum.
      ···
    3. 3.
      0
      Donup kaldım o harfler ne öyle
      ···
    4. diğerleri 1
  9. 10.
    +2 -2
    kardesim belki beni inanç altincisinde gormussundur orada yanit veririm cogunlukla o altincide takilirim dinliyorum evrimede inaniyorum sen yaz ben burdayim muhabbet etmek istersen edebiliriz
    ···
  10. 11.
    0
    rezervasyon
    ···
  11. 12.
    0
    Yazz bakalimmm
    ···
  12. 13.
    0
    Reserveddd
    ···
  13. 14.
    +15 -1
    Panpalarım ilgi görmüş sonunda, şimdi size ATP nin üretilmesinin aslında nasıl kendiliğinden olduğunu anlatacam.
    Üst partı okuduysanız intermembran boşlukta proton biriktiğini ve bunun matriks ile intermembran boşluk arasında bir proton gradienti oluşturduğunu biliyorsunuz. Şimdi işte ATP nin üretilmesi bu esnada meydana geliyor, bildiğiniz gibi entalpi kuralları gereği h+ iyonu difüzyona uğramak isteyecek ve haliyle matrikse dönmek istiyecek. işte h+ iyonları matrikse dönerken f0f1 kompleksine girecek bu kompleksin iki belki 3 kısmı var ki bunun birisi f0 biri f1 belki biride oligomisinlerden oluşan ara kısım. f0 kısmı membran içinde gömülü f1 kısmı matriks içinde. H iyonu f0 dan matrikse geçerken, bir çark gibi düşünün çarkı döndürüyor ve f1 kısmına bağlı adp ve amp lere P ekleniyor bu şekilde enerji taşıyıcı moleküller oluşuyor. işte insanın vücudunda meydana gelen işlem insanın günlük işlerinin yapmasının temelini oluşturuyor.
    ···
  14. 15.
    +6
    Daha da ayrıntıya girebilirim ancak gerçek hayatınızda kullanamayacağınız bilgilerle beyninii meşgul etmek haksızlık olur.
    ···
    1. 1.
      0
      hacı zaten baya ayrıntıya girmişsin bari biraz daha devam edeydin böyle. aslında hoşuma gitti
      ···
    2. 2.
      0
      hacı zaten baya ayrıntıya girmişsin bari biraz daha devam edeydin böyle. aslında hoşuma gitti
      ···
    3. 3.
      0
      Yazıyorum *
      ···
    4. diğerleri 1
  15. 16.
    0
    rezzzers yararlı biseye benziyor
    ···
  16. 17.
    0
    Evrim derken panpa hangi evrimden bahsediyorsun
    ···
    1. 1.
      0
      Genin evrimi, evrim mekanizması.
      ···
  17. 18.
    0
    Rözerveyşın
    ···
  18. 19.
    +11
    Şimdi protein neyi ifade ediyor anlatayım, protein kısaca polipeptit zinciridir, yani aminoasit zinciri. Gen ifadesinin vücutta işlev yapan bölümüdür, yani genin vücuttaki etkisidir, fenotip ile genotip arasındaki köprüdür. Dna dan üretilir ve birçok işlevde kullanılır. DNA'dan mrna yazılımına transkripsiyon denir. Önce gen ve DNA hakkında bilgi vermek konunun anlaşılırlığı bakımından önemli.
    Bildiğiniz üzere DNA üzerindeki genlerin hepsi protein yapımına katılmıyor. Exon ve intron denilen diziler var. Exonlar rna olgunlaşmasından sonta protein üretimine giderken intronlar proteine karşılık gelmiyor ve bu intron bölgelerinin hakkında bilinmeyen çok şey var. Bakteri gibi daha basit canlılarda intron bölgeleri çok daha fazla, henüz anlaşılmış değiller.
    Bir proteinin üretilmesi için tüm dna kendini eşlemiyor demiştik, belli bölümleri transkripsiyonu belirliyor mesela, promotor denen başlatıcı ve terminator denen translasyon sonlandırıcı kodonlar arasında kalan diziye de gen diyoruz ve bunlar herhangi bir proteine karşılık gelmiyor. Prokaryot canlılarda biraz daha farklı, ökaryotlardan farklı olarak operatör genleri ve baskılayıcı genleri var, bu baskılayıcı gen uygun olmayan koşullarda transkriptin olmasını önlüyor. Asıl rna üretildikten sonra olgunlaştırma ile intron bölgeler asıl rnadan çıkıyor ve exon bölgeler birleşik şekilde mRNA yı oluşturuyor.
    Şimdi proteinin üretildiği yer ilan ribozomdan bahsedelim. iki alt birimi olan bu organel prokaryot ve ölaryotlarda farklı altbirimlerden meydana gelir. Sebebi ökaryot canlıların daha fazla proteine ihtiyacı olmasıdır. Buna göre evrilmiştir. Şimdi iki alt birimden oluşuyor dedik bu alt birimlerin isimleri var ancak mesela ökaryotlarda 40s ve 60 s bir araya gelerek 80s parçasını oluşturuyor. Neyse, ribozom mRNA yı tanır ve tRNA ile serbest amino asitler tRNA ile ribozoma taşınır, tRNA ile aminoasit birbirine ATP enerjisi ile bağlanır. Ribozoma giren tRNA aminoasitleri mRNA dan okunan bilgiye göre dizer, her tRNA önceki tRNA yi iterek kendi aminoasit​ini peptit ucuna bağlayarak protein oluşur, ribozomda protein oluşumuna translasyon denir. işte bir protein sentezlendi ancak bu protein hala kullanışlı değil, buna primer yapı deniliyor, düz bir zincir halinde. Sonra bu zincir bükülüyor ve merdiven gibi oluyor buna sekonder yapı deniliyor, sonra katlanıyor ve buna tersiyer yapı deniliyor son olarak işlevsellik kazanması için diğer proteinlerle bir araya gelmesine de kuaterner yapı deniliyor.
    Enzimlerin de protein yapısını hatirlarsanız genin ne kadar önemli işlevleri kontrol ettiğini anlayabiliriz. Yine bu bölümde fazla ayrıntıya girmedim. Sonraki bölümde enzimleri anlatıp mutasyona geçeceğim ve konuyu evrin ile bağdaştıracağım
    Tümünü Göster
    ···
  19. 20.
    0
    Okurum rez
    ···