/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 26.
    +5
    Ertesi gün dedemin evinde uyandık beyler işte kalktık yemek felan yedikten sonra doğruca yolumuz xxxx şehriydi Meryem ablamız (dul ve güzel komşumuz) adresi yazmıştı sağolsun. Arabalara doluştuk yine beyler son sürat gidiyorduk. 3 saat kadar sonra şehrin girişi,ne varmıştık. Ama beyler adresi bulmak zulüm gibiydi o nasıl bir şehir Allah'ın yollarını, trafiğini cadde boylarını işte ne varsa hepsini gibeyim.

    Birkaç saat de dönercilerin ve çakma saatcilerin arasında dolaştıktan sonra bir hayırsever vatandaş bizi adrese zütürdü. Çok dua ettim adam doğrusu. Dublex bir villanın önündeydik beyler (Not: Pay listesinde Cevdet abi en çok parayı alan adamdı neden en çok cukkayıda onun yaptığını anlatacağım beyler)

    Neyse amık çaldık kapıyı bir kadın çıktı hizmetçiydi sanırım. Ama ateş ediyordu kız saf bir güzelliği vardı. 5 tane sapı karşısında görünce saşırmış olmalıydı ama yine de yüzündeki hafif tebessümü bbozmadan.

    -Buyrun kime bakmıştınız. Hemen arkamda abazanlar af attı ama Allahtan kız duymadı. Yoksa fena bozulurdu.
    -Biz Cevdet Beye bakmıştık kendisi burada mı? oturuyor acaba.
    -Evet ama kendisi şuan burada değil.
    -Nerede acaba?
    -Geçen hafta intahar etmeye çalıştı ama başaramadı şu an xxxx özel hastanesinde kendisini görmek istiyorsanız oraya gitmelisiniz ama sizinle konuşaçak halde olduğunu sanmıyorum.
    Lan dünyam başıma yıkılmıştı dibina goyim ya konuşmazsa ya konuşamazsa amık o zaman ne yapardım. Hayatım boyunca bir çevşenin etrafında mı? olamam gerekiyordu ya bu da öbürü gibi kaybolursa?

    Düşünülecek çok şey vardı ama içimde bir kazan su kaynıyordu beyler ya Cevdet abi konuşamazsa o konuşmazsa...
    ···
  2. 27.
    +5
    Memleketime geldikten sonra hızlı adımlarla dedemin ahşap evine doğru yürümeye başladım. Bizim bebelerde korka korka arkamda geliyorlar akıllarında kesinlikle Abdül gibi gitmek vardı kesin ama geçmişti artık o tren bir kere onları artık zorlu ve kafa karıştırıcı bir yap boz bekliyordu. Muhammet ve Mete münafıklarında gram korku yok amık sanki Avrupalı turistler gibi geziyorlardı memleketimi Teoyla Murat amık koptu kopacaklar ama.

    Neyse beyler lafı uzatmayalım. Evin olduğu sokağa dönünce Mustafayla Mete bile korkmuştu. Ahşap evin üzerin öbek öbek kara kargalarla doluydu beyler hayal edin evin kızıl kiremitleri bile kapkara tüylerle kaplıydı. Pencerelerin önünde tavanda balkonda her yerdelerdi.

    Teo bunu görür görmez zaten bir fenalaştı. Muratta bir kötü olmadı değil. Sürekli gaklayan yüzlerce karga evin etrafını sarmıştı. Mustafa ve mete bile tırsmışlardı. Geri dönelim amık giberim parasını pulunu diyorlardı.

    Binbir güçlükle bunları eve girmeye ikna etmiştim. Eve yaklaştıkça zaten kargalar birbir uçuyorlardı. Biz evin önüne geldiğimizde neredeyse hiç karga kalmamıştı ama hayvanlar sanki onları canlı canlı yakıyormuşuz gibi huzursuzlar...

    "Gak Gak Gak" Anahtarlarımı ayarladım soktum kilide evin anahtarını "Tık Tak Tok" kilidi çevirip açtım kapısı ev saat 11 gibi olmasına rahmen sanki akşam saatleri gibi loştu beyler etrafta derin bir yanık kokusu vardı ama öyle plastik felan değil et yanığı kokusu vardı. Et.

    Çok korkuyorduk amık yusuflardaydık anlayacağınız ne bulmamız gerekiyorsa hemen bulmalıydık. Dedim bunlara "dağılın lan binler arayın parşömen isim hsapp cüzdanı ne bileyim işte bir ipucu arayın"

    Dakikalarca 5 adam evi taradık... Ve sonunda birşey bulmuştuk işte
    ···
  3. 28.
    +4 -1
    Ahahaha amk yarra çok pis yiyeceksiniz gibime geliyo
    ···
  4. 29.
    +4 -1
    Şaşırdım amık şaka zannettim. Ama gerçekmiş meğer her şeyi tek tek anlattı. 6-7 hafta önce bir çocuk buna sarhoşken tecavüz etmiş buda hamile kalmış. Amık ağlayacak gibi olmuştum ben bakmaya kıyamazken biri gibmişti anlayacağınız. (Şimdi ki kafam olsa sanırım kabul ederdim kızı o haliylede olsa) Neyse işte beni sevdiğini felan söyledi ama ben istesemde o bu hali kaldıramayacağını felan söyledi bir daha görüşmememizin gerektiğini felan zırvaladı işteama beyler ben bir anda çocuk gibi ağlamaya başladım. Amık olacak iş miydi bu.
    .
    .
    .
    Kalktı ayağa bende kalktı yanağımdan öptü tekrardan sarıldım ama en az 5 dakika öylece kalmıştım o ağlıyor ben ağlıyordum. Şimdi olsa gibseler bırakmazdım. Ama kollarımdan kaydı gitti. Ağlaya ağlaya arabaya bindim bir tekelin önünde durup ne var ne yok aldım amık sahile tekrar indim sabaha kadar içmiştim. O kadar sarhoş olmuştum ki bir süre sonra sızmışım kalktığımda üzerinde turist bebeler vardı amık onlar uyandırmıştı. Şişeleri toplayıp kaçtım resmen oradan eve geçtim bizim bebeler ossura ossura uyuyordu.
    .
    .
    Çıktım odama banyo yapacaktım amık t-sörtü bir çıkardım ne görsem beğenirsiniz.
    ···
  5. 30.
    +4 -1
    En son sabah ezanını hatırlıyorum, sonrasında bebekler gibi uyumuşum. Sahab biri dürtüyordu başımda Teo ağzını aça aça gelmiş yanıma "rüyanda mı gördün pezo" dedim buna bu da "açım aga" dedi "lan anan mıyım ben Metenın yanına git o bakar sana" dedim ( Not: Meteyle Teo çok iyi anlaşır beyler bir dediklerini iki etmezler o derece) Neyse beyler bu paytaklaya paytaklaya indi aşağıya bu gittikten sonra beni de uyku tutmadı kalktım mini dolaptan bir kutu şeftali suyu alıp bir sigara yaktım hemen orada sigaramı da içtikten sonra indim aşağıya.
    .
    .
    .
    .
    Bizim bebeler kahvaltı hazırlıyordu. Kahvaltı dediysem de saat 12 olmuştu.
    -Günaydın beyler
    T:Sanada günaydın birader
    M:Eyvallah
    A:Günaydın gardaşım

    Birden kolundan biri çekti beni koridora. Murat gözlerime korkuyla bakıyordu.
    -Lan bana oyun mu? yapıyorsunuz
    -Lan ne oyunu hala dünün etkisinde misin?
    -La ne etkisi amık lan sana seni gördüm diyorum anlamıyor musun?
    -Ya içme şu zıkkımı ya da ağzınla iç ben yukarıdaydım
    -Kendimi kaybetmedim ne gördüğümüzü biliyorum elinde fener gibi bir zımbırtıyla etrafta fink atıyorsun la huur.
    -Eeee giberim ha diyip kolumu kurtardım
    -Salaklaşma bundan da kimseye bahsetme diyerek geçtim tekrardan salona ve masaya oturdum bir süre sonra Muratta girdi içeriye yüzünü yıkamış öyle gelmişti. Elamanın korkytuğu her halinden belliydi. Büyük ihtimalle de sabaha kadar kabus görmüştü.

    Abdül: Beyle dün bir rüya gördüm ya
    Teo: Hayırdır inşallah bilader. bunu derken hala ağzındaki salamı parçalıyordu.
    Abdül: Kanka kanın üzerinde yüzen altınlar gördüm bir tahtanında üzerine bir bıçak saplanmıştı ama pastan artık turuncu olmuştu bıçak birde cevşen gördüm bakır işlemeli bir çevşen.
    .
    .
    .
    Çevşen kelimesini duyunca benim yediklerim boğazımda duruvermişti. Eve takmam gereken çevşeni getirmemiştim. Demek Muratın gördükleri gerçekti. Ya Abdül'ün rüyasına ne demeliydi ha.
    ···
  6. 31.
    -5
    eksileri kim veriyor diye sövüyorsan sövme panpa ben veriyorum (:
    ···
    1. 1.
      0
      Vay amık verdim cugunu
      ···
  7. 32.
    +4 -1
    Oturtturdu beni bir yere denizin sesi esen meltem felan çok güzeldi. Kalktı gidiyor... Birşey yapmam gerekiyor birşey derken ağzımdan tek kelime çıkıverdi.
    -Gitme!

    Munsur bir gülücük attı sanki bunu istiyordu gavaşe. Konuşmaya başladık.
    -Niye bu kadar içtin?
    -Sen hiç bu kadar içmez misin?
    -Ben genel olarak içmem alkolün tadını beğenmiyorum. O yüzden de kafa olacak kadar içemiyorum. Hiç yoksan sigaramı yakabiliyorum.
    -Hazır sigara demişken. Uzattım bir dal bun. Aldı yaktı bana verdi bir tanede kendine yaktı. Sigaralarımızı içerken muhabbet devam ediyordu tabi.
    -Al şimdi sen yine yakamazsın.
    Hafifce gülmüştüm o kadar masum bir ses duymamıştım daha önce
    -Adın ne
    -O kadar önemli mi?
    -Önemli benim için önemli
    -Senin ismin benim için önemli değil
    Hayallerim yıkılmıştı bir anda dibine goyim. Başımı öne eğmiştim. Buradan bize ekmek çıkmayacak diyordum tam.
    -Çünkü biliyorum, seni arkadaşınla konuşurken duydum. dedi gaveşe yüreğime indirecekti.
    -Ahtapot. Ahtapot değil mi? Adın.
    -Evet. başım hala önemdeydi adını söylememesi bende güven kaybına yol açmıştı galiba.
    -Zeynep ben dedi.
    Dünyalar benim olmuştu la binler. ismini söylemişti neyse beyler o dakikadan sonra alkolünde verdiği etkiyle hayatımı anlatmıştım o da dökülüyordu ağlaştık arada abisini bıçaklamışlar lan ölmüş ne bileyim ailesi tarafından kabul görmemiş işte o da evinden baya uzaklarda alanyalarda bir barda şarkı söylüyormuş. Ama sesi çok güzeldi o söylüyor ben bir dal sigara yakıyordum.
    ···
  8. 33.
    +4 -1
    Amık korka korka gittik hastaneye işte Cevdet Y. isimli kişi kaç numaralı oda da kalıyor yanına girmemiz mümkün mü? Felan diye sorduk işte uzun bir soru cevap klasiğinden sonra yanına girmemizin mümkün olduğunu ama fazla yormamamız gerektiğini çok fazla konuşturmamız gerektiğini söyledi.

    Tabi bir de yalnız birimiz girebilirdik Cevdet abinin yanına bu şanssız kişide bilin bakalım kim?

    Uzun uzun koridorlar geçildi "pıst pıst" kapılar açıldı amık sanki uzaya çıkıyoruz hepi topu ölmek üzere olan bir adamın yanına gidiyorduk.
    ···
  9. 34.
    +4 -1
    Derken Mete bir anda Teoyu bırakarak olduğu yerden fırladı. Beni tuttuğu gibi çimlerin üzerine yatırdı ve yumruklamaya başladı. Ne yapsa haklı adam amık normal bir insanın görmeyi kaldıramayacağı işleri gördü kimsenin bilmemesi gereken şeyleri öğrendi. Sinir sistemi artık bu olanlara dayanamamış olacak ki bütün hınçını ve öfkesini benim suratıma boşaltıyordu. Bir süre yumrukladıktan sonra ağlamaya başladı ve beni bıraktı yanıma geçip hıçkıra hıçkıra ağlamöaya başladı dudaklarından bir bir cümleler dökülüyordu.

    M:Ahtapot Ahtapot
    B:Efendim kardeşim. diyebildim kanayan burnumu silerken suratım kesin kızarıklar ve morluklar içindeydi ama umurumda değildi bu adam benimle gidilmesi zor bir yolda koşmuştu.
    M:Şu kız ne yaptın onu. Hafif gülümsüyordu sanki bu kadar karanlığın içinde birazcık aydınlık arıyor gibiydi.
    B:Hangi kız dostum.
    M:Alanya daki eve getirdiğin. O an kalbimde bir titreşim oldu beyler ensemden aşağıya buz gibi bir su döküldü. Zaynepten bahsettiğini anlamıştım ama kendimi bu kadar çabuk kaptırdığımı bilmemesi daha iyi olurdu.
    B:Ha şu kız ne olmuş ona
    M:Bitti mi yani?
    B: Ne bitti mi kanka birşey başlamamıştı ki.
    M:Yazık olmuş oysaki o kadar da güzel görünüyordunuz. Bu sözü kalbimden bir damar daha koparmıştı ama ne alakası vardı ki. Şimdi canımızın derdindeydim. Orada sadece aklımızı allak bullak eden şu konudan kurtulmak için konuşuyorduk zaten.

    Sustu sustum sustuk. Saat sekiz civarıydı artık uyumamak için tüm kaslarımı zorluyordum. Teklif etsemde kimse eve geri dönmek istemeyeceğinden otele gitmek gibi bir öneride bulundum. isteseler de istemeseler de geleceklerdi. Hemen bir kaç sokak altımızda bir otel vardı izbe bir yerdi ama ne yalan söyleyeyim rahat yatak sıcak yemek vardı o şu an bizim için lüks bir şeydi.

    Toparlanıp çıktık yola bir kaç dakika sonra otelden içeri girdik verdik nüfus cüzdanlarımızı yaptırdık kayıtlarımızı parayı da ellerini tutuşturunca aldık anahtarı ve çıktık odalarımıza. 4 Oda tuttuk ama çevşen 4 tane değil kimseninde zütü yemiyor çevşensiz oda da uyumaya özellikle Teonun. Neyse beyler geçtik bir odaya neyseki yataklar iki kişilik Teoyla Mete yatakta yattı ben koltukta Muhammet te odalarımızdan gitirdiğimiz yorganlarla yaptığımız yer yatağında.
    ···
  10. 35.
    +5
    Birkaç gün sonra Muhammet te elinde sayısal vs kuponlarıyla gelmeye başladı. Bin tam bir kumarbaz olmanın ilk adımını atmıştı. Lotonun totonun biri bin para. Aldığı parayı tekele gömüyordu. Zamanla aramızdaki bağlarda zayıflamaya başlamıştı.
    .
    .
    .
    .
    Okula daha seyrek gidiyor birbirimizle daha az konuşuyorduk. Bu durum iyicve kanıma dokunmaya başlamıştı. Teo yattığı odayı akol kokusu dolduruyor. Metehan eve gusül almak için geliyor, Muhammet kuponlarıyla yatıyordu. Yani beyler birileri kulağımıza günah işle diye fısıldıyordu. Gel zaman git zaman finalleri zar zor vermiştik haziranın ilk haftasıydı sanırım. Bunlar memlekete gitmek için hazırlanıyorlardı. Ama benim gönlüm el vermemişti.
    Aldım karşıma bunları
    ...
    B:Beyle kalamaz mısınız bu yaz burada?
    T:Ben kalamam kanka evdekiler çalışmazsam giberler beni
    M:Aynı be bilader. Yüzümü özlediklerinden değilde bi gibe yarayayım diye çağırıyorlar.
    Muhammet: Beni biliyorsunuz beyler gitmesem arayıp niye gelmediğimi sormazlar siz kalırsanız bende kalırım.
    B:Lan arayın o zaman evleri burada çok güzel maaşlı iyi bir iş bulduğunuzu bu yaz gelemeyeceğinizi söyleyin. Bizde bir araba alır çıkarız yollara gezeriz şöyle bi.
    .
    .
    .Fazla düşünmemişlerdi bile, ailelerini de kandırmak çok kolay olmuştu. Bu sıcak parayla 3. ayımıza giriyorduk ama olayların birbirini böyle izleyeceğini hiçbirimiz bilmiyorduk.
    ···
  11. 36.
    +5
    Suyun kaldırma kuvvetiyle otelin ucuz kıanepesinden helen fırlamıştım. Dudaklarımda kan tadı vardı burnumdan ve gözlerimden kulaklarıma kadar kan sızmıştı. Göz bebeklerime dahi kan oturmuş bir zombi filminden fırlamışcasına korkunç görünüyordum.

    Bizim bebeler kriz geçirdiğimi yaklaşık bir dakika kanepede debelendiğimi sonra gözlerimden ve burnumdan kanlar boşalmaya başlayınca korkup suyla uyandırmaya çalıştıklarını anlattılar. Amık bende işte rüyamı anlattım bu bebelere irkildi gavaşalar.

    Herkeste bir belirsizlik vardı şimdi ne yapacağız amık hayatımız boyunca böylemi yaşayacağız lan derken ben Selman amcanın yanına gitmek istiyordum bu işleri artık bir sonuca kavuşturmak zorundaydık. Ama kafama takılan şey Selman amca kızını kurban etmesine rağmen para alacaklar listesinde ismi yoktu.

    Selman amca hayatında sadece kızı olan bir adamdı. Kızını evlendirmiş, dedemin evi gibi vir evde tek başına köpekleriyle yaşayan yaşlıca babacan bir adamdı. Dedem dedem dedem o adamın bile ahiretini yakmıştı.

    Kalktığımda Sabah ezanı okunuyordu, yaklaşık 16 saat kütük gibi uyumuştuk tabi onlar ben kabuslarda dolaşıyordum. Neyse beyler Selman amcayı evini felan bunlara anlattım yola düştük. Ama ayaklarımız geri geri gidiyordu lan geri geri gidiyordu. Yanımıza biraz sigara ve ev ziyaretine gidermiş gibi tatlı felan aldık. Az gittik uz gittik neyse beyler dedemin evinde birkaç kilometre uzakta olan Selman amcanın evinin önüne geldik.

    Kapıyı çalıyorum çalıyorum yok kapı duvar. Ama içeriye girmek herşeyi yapardım amık artık bu işlerden sıkılmıştım yapmam gereken belliydi içeri girecek Selman dayıdan isim listesindekilerin kim olduğunu öğrenecek sonrada parayı bırakıp bu işten kurtulacaktım.
    ···
  12. 37.
    +3 -2
    Nasıl koştuysan amık yarın saatklik yolu 5 dakikada gitmiştik. Amık soluk soluğa kaldık. Teo hala titriyor hala dua ediyordu. Mete çatıdaki huur kimdi lan kimdi diyordu. Muhammet bir köşe çökmüş

    -Allah'ın affet bizi biz neye bulaştık diyordu. Mete aniden kalkıp yakama yapıştı bunlar hep senin yüzünden oldu lan bin. Dedeni de senide gibeyim. Diyip bana bir yumruk attı. Muhammet ve Teo hala şoktaydı. (Bende artık çevşenlerin bile bir işe yaramadığını anlamıştım.) Yanağım Metenin yumruğuyla kızarmış ama korkunun getirdiği adrenalin bana hiçbir şey hissetirmemişti.

    Mete tekrar oturduğunda kutuyu açtım ve içindeki inanılmaz kokuya dayanarak içindekileri yere döktüm içinde 3 parça jaletinlenmiş kağıt vardı.

    Şunlar yazılıydı.
    ···
  13. 38.
    +3 -1
    Dinleyen var mı? Beyler
    ···
    1. 1.
      0
      Devam et amk hadiii
      ···
  14. 39.
    +4
    Aşağı ya indik Teoyla ama amık herkes bıkkın, bitkin görünüyor. Çatalları zar zor ağızlarına zütürüyorlar. Sıkıldıkları belliydi. Mete hemen atladı zaten
    -Beyler deniz deniz sıktı artık daha değişik birşey yapalım bugün.
    Murat:Olur kanka ne gibi
    Abdül:Uçalım lan bugün Planör iyi olur
    Mete:Adam haklı beyler Planör iyi olur
    Abdül:Ben geçen bir barda afişini gördüm.
    Teo:iyi amık yapalım o zaman.

    Beyler ama benim içimde öyle bir bitkinlik vardı ki hiç gitmek istemedim. Onun yerine bizim bebelere karı -kız meselesi var diyip ev de kalmayı yeğledim. Zaten yükseklik korkusu var hafiften bir de yerin bilmem kaç kilometre üzerinde kalp krizi geçiremezdim. Hem yeni o kadar param olmuştu. Ha Gerçi o paralar nereden gelmişti. Aklımda işte hep bu sorular vardı. Bir türlü anın keyifini çıkaramıyordum. Aklım hep o paraların nereden geldiğindeydi. Düşündükçe ev daha bir ürpertici daha bir korkutucu geliyordu. Korkmuştum ve içimde garip bir özlem vardı. Zeynep Zeynep Zeynep kalbimin bir köşesinde hep o vardı.
    ···
  15. 40.
    +3 -1
    Kalktım beyler ne olduğunu bilemiyorum. Öğle saatleriydi sanırım bizim bebeler hala sere serpe yatıyorlar amık. Bu kadar erkek kalktığıma bende inanamamıştım. Saatlerin koşuşturmacası ve korkusu beni bu kadar erken kaldıramazdı diye düşünürken kapı çaldı.

    Gittim kapıyı açtım kırmızı giysili bir oda servisine bakan elemandı kapıdaki 18 yaşlarında belli ki yazları çalışıyor burada. işte konuşmaya başladı.

    -Abi buyrun yemeğiniz. Metal bir tepside bir kapakla kapatılmış bir tepsiyi uzattı bana. Aldım hemen elinden çok açtım beyler çok hemen gibtirsin gitsin de yemeğimi yiyeyim diye cebimden hemen bir 20 lira verdim elemana.

    Kurt gibi açtım amık hemen girdim içeriye bizim bebeleri uyandırmadan bir sandalye çekip oturdum yemeğe. Kapağı açtım koca bir tavuk beyler işte etrafı yeşillikle felan süslenmiş fırnda güzelce kızartılmış bir tavuk. Hemen tabağın yanında duran bıçaklarla dışından dışından yemeğe başladım amık şeyi oldukça lezzetliydi ya da ben çok aç olduğumdan öyle hissediyordum. Taki bıçakla tavuğu ikiye ayırana kadar. Aman Allah'ım içi böçek ve solunala doluydu hemen ağzımdaki çiğnenen yemeği de tepsinin üzerine kustum. Sandalyeden fırlamıştım ne oluyor lan dedim kendi kendime. Korku ve hiddetle hemen resepsiyona koştum tabi elimde de kurtlu tepsiyle beraber. Ben katları indikce tavuğun içindeki kurtlar ve böceklerde tavuğu yiyor kemiklerini ortaya çıkarıyordu. Birkaç kat indikten sonra karşımda güzel bir kadın vardı. Elimdeki tepsiyi ve kurtları göstererek.

    -Bu yemeği kim hazırladı. dedim
    Güzel kadın=GK
    GK:Yunus usta hazırladı. Çok sinirlenmiştim lan amık karısı elimdeki böcekleri takmıyor yüzsüz yüzsüz "yonos hoco hozorlodo"
    -Neredeymiş bakalım şu yunus usta zütür onun yanına beni söyleyecek birkaç şeyim var.
    GK:Tamam. dedi ve düştük bunun peşine beni mutfak gibi bir yere getirdi amık karısı neyse.

    Karşımda arkası bana dönük yaşlı bir adam havuç kesiyor.
    GK:Usta bu adam seninle birşey konuşmak istiyormuş. Usta da ses yok havuca devam
    -Usta bir bakar mısın? Usta da ses yok havuca devam.
    -Ustaaa. dememle adam havuçları bırakıp parmaklarını kesmeye başladı amık. O anki adrenalinle koşup hemen adamı kurtarmaya çalıştım, yüzünü bana çevirmiştim ki karşımda simsiyah gözleriyle dedemi gördüm. Aman Allah'ın bir anda korkuyla tepsiyi bir köşeye fırlattım çıokan ses beynimde öyle bir yankılanmıştı ki gözlerimi kapatıp başımı iki elimin arasında çınlamaları dindirmesi için kulaklarıma yaklaştırdım. Gözlerimi bir açmıştım ki biraz önce mutfak olan bu küçük oda. Şimdi kanla yıkanmış mermer zeminii tavandan yere sarkan sinekli etleri ve küçük dar pencereleriyle tam bir mezbahaya benziyordu.

    Dedem hala bir tabakanın üzerinde elinde paslı bir bıçakla parmaklarını kesiyordu. Bir anada korkunç bir sesle şoktan arınıp tekrar dehşete kapıldım.

    Yesus:Benim altınıma dokunanın ellere ne olur görün. Bir anda elime bakakalmıştım. Biraz önce zararsız gibi görünen böcek ısırıkları elimin etini ve kemiğini birbirinden ayırmıştı. Geriye sadece kuru var kansız beyaz kemikler kalmıştı.

    Şok Dehşet korku ne arasanız kalbimin içindeydi. Kadına döndüm bakmak için. Eli yüzü şişmiş dudaklar kırmızıdan mora gözlerse etlerin arasında küçüçük hale gelmişti. Elinde benim attığım metal kutu duruyordu.

    Ses tekrar yankılandı mezbahanenin duvarlarından.

    Senide deden gibi köle yapac---.
    Bir anda Muahmmet'in yüzüme vurduğu suyla uyandım.

    (Kardeşlerim bu hikaye kısmi olarak gerçek bir kısmıyla da oldukça uydurmadır. Kişilerin isimleri ile birazcık oynasam da karakterler vardır ve gerçektir. Hikayenin içerisinde geçen Zeynep karakterinin ismi gerçek olmasa da yaşananlar tamamen gerçektir.

    Son Not: Olay kesinlikle benim başımdan geçmemiştir. Ben sadece olayı ana hatlarıyla birinci ağızdan dinleyen ve olayı hikayeleştiren biriyim.

    Yazdığım notlar tamamen doğrudur mesela olayı yaşayan kişi Abdülle bir daha hiç görüşmemiştir.)
    Tümünü Göster
    ···
  16. 41.
    +4
    Attım bunu Jetta ya gittik bunun eve bir daireydi. Kendi evi değilmiş 2 oda bir salon tek kişi için lüx sayılabilir bir evi vardı. Hemen giyeceklerini aldı indik tekrar sahile. Bu üzerini değiştirdi ama beyler ben eriyorum ya hani gibmek için değil ama ona sarılasın öpesim geliyordu. Hani yavru kediler olur ya severken öldürecekmiş gibi olursunuz ben işte bu kıza karşı aynı şeyleri hissediyordum. Mavi bikinisiyle ateş ediyordu resmen namussuz. Geldi yanıma işte beyler akşama kadar bununla takıldım yine kum deniz güneş üçlüsüde yanımızda tabi. Hayatımda geçirdiğim en güzel günlerden biriydi.

    Saat 5 civarıydı bu ben kalkıyorum artık akşama xxxx barında şarkı söyleyeceğim gelirsen sevinirim dedi giderkende sağ yanağıma bir öpücük kondurdu. Ankara hukuk tutturmuş eşit ağırlıkçı gibi olmuştum amık. Havalara uçmamak için tek engel yer çekimiydi.

    Çok geçmeden o olmayınca denizin bir anlamı olmadığını anladım ve toparlanıp eve gittim. Bizim Teo ve Abdül akşam yemeği yiyorlardı. Diğerleri dışarı çıkmışlar takılıyorlarmış... Dün bunlarda düşürmüşler ama eve gitmek yerine sahilde felan gibmişler. Neyse tabi bunlara ben Zaynepten bahsetmiyorum... işte dedim bunlara " Ben bu gece xxxx barında olacağım gece geç gelebilirim." dedikten sonra çıktım dışarıya.

    Birkaç barda demlendim biraz sonra kızın olduğu bara geçtim.Baktım bizimki şarkı söylüyor ön sıralara kadar milleti ittire ittire geçtim kız bana bakıyor ben ona simsiyah giyinmiş namussuz bir ayrı çekici olmuş. Beni görünce bunu söylemeye başladı.

    https://www.youtube.com/watch?v=DR7mtyH0NRY

    .
    .
    Aşık olacak gibiydim harbi harbi amık. (Zeynepten sonra bir kız daha olmadı hayatımda zaten denemedim ona karşı hislerim bir ayrıydı)

    Bu arada beyler Zeynep'e paradan hiç bahsetmemiştim yani bana karşı birşeyler hissetmişse bu paradan kaynaklı bir gavaşelik değildi. Saatlerce kızı dinledim. Öylece dinliyordum ama beyler o bana bakıyor ben ona bakıyordum. saat 1 e geliyordu

    -Evet arkadaşlar son şarkımızı çalıyoruz. dedi

    https://www.youtube.com/watch?v=79FVviFHkds

    Başladı bunu söylemeye ama size yemin bile edebilirim şebnem kadar iyi söylediğine adımı basarım o derece.
    Şarkı bitti bu kulise gitti ben de çıkışta bunu bekledim gitarını felan koydu sanırım sonra çıktı dışarıya. Sabah olanları unutmuş olacak ki beni görünce gülmeye başladı. O gülümsemesi yok mu? zaten herşeyi unutturuyordu.
    .
    .
    Bir yerlere oturalım dedim gerek yok "dün ne kadar iyiydi sahile gidelim" dedi ben zaten hazırım beyler ölüme gidelim derse "ne dion la andaval" demezdim o dakika
    .
    .
    Geçtik yine sahile bunda yine kola bende tuborg (lanet bir bira türü kabul ediyorum) muhabbet aldı başını yine gidiyor. Durdu durdu gözleri ufka bakıyordu birşey söyleyeceğini anlamıştım beyler ama bunu inanın tahmin etmiyordum. Döndü bana gözleri dolu dolu yine ağlayacak gibi olmuştu kız.

    -Hamileyim. dedi
    Tümünü Göster
    ···
  17. 42.
    +4
    (Not: beni gördü herhalde ben gittikten sonra çalıştığı yerden ayrılmış, eş keza bu sene Antalya ya gittim bir cesaretle evine de baktım ama taşınmıştı. şimdi bile ağlamaklı oldum binler)

    Neyse Asıl konumuza dönelim. Eve geçtim beyler ama sallanıyorum. Yoldayken Teoyu aradım evdelermiş Allah tan (Çünkü anahtarı o kafayla almamıştım). ,işte beyler muhabbet sohbet gün nasıl geçti felan ardında uyumak için çıktık odalara. Amık ama o kadar sarhoşum ki kafayı koyar koymaz daldım. O yorgunlukla kapıyıda açık bırakmışım gecenin ilerleyen saatlerinde kendi kendime uyanıverdim. Kapının arasından koridorda yürüyen gölgeler görüyordum ama yusuf yusuf beyler kalkamadım hatta yorgana daha sıkı sarıldım.
    .
    .
    .
    Birden kapıdan Abdül bini girdi. Elde aha yarah gibi bir bıçak ucu kanlı amık diğer eline bakınca korkudan işedim neredeyse amık. Diğer elinde dedemin kelleyi sallıyordu huur. Onu attı bir köşeye hızla koşup benim üzerime çıktı. Amık korkuyor ama birşey de yapamıyordum kaderime razı gelmiştim kafayı elemana vermeyi kabul etmiştim neredeyse.
    .
    .
    .
    Huur bir anda konuşmaya başladı.
    -Altımlarım nerede. Amık ne altını valla ben altın felan bilmem amık zaten ha sıçtı ha sıçacam amık kalakaldım orada birşey diyemiyorum. Bu yine başladı ağzını ayıra ayıra konuşmaya amık ama dil bir yana sallanıyor dudakalr değişik değişik bükülüyor. Lan şu gündüz gözü bile korktum yine amık. Neyse bu konuşuyor ama ses değişik abi sanki onlarca kadın ve erkek aynı anda konuşuyor cızırtılı gibko bir ses.
    -Altınlarımı geri getir. dedi ve Elindeki bıçağı kaldırım göğsümde delikler açmaya başladı. Çayır çayır kesiyor beni amık acıma yok. Ben bağırıyorum ama sesim çıkmıyor.
    .
    .
    .
    Son bir anda şarkı çalmaya başladı.
    https://www.youtube.com/watch?v=GH6MB7YH-Bg
    Ne alakaydı amık biraz önce kesiliyordum amık etraf kanımın kırmızısına boyanıyordu ama bir anda bir şarkı çalmaya başlamıştı. Hafif bir irkildim ardından gözlerim açıldı amık bini Muhammet cebinde telefonu altında kısa pantolonuyla odaya girmiş beni uyandırmıştı.
    .
    .
    .
    Sövsem mi? yoksa sevsem mi? bilemedim. Ama irkilmemi ve yüzümdeki korku ifadesini o da görüyordu. Amık adam benim yüzümdeki ifadeden korkmuştu rüyamın aynısını görse herhalde çarşafı kahverengine boyardı.
    .
    .
    .
    Hemen kalktım yüzümü yıkadım ama amık ben hafif esmer bir adam olmama rağmen yüz A4 kağıdı gibi amık bembeyaz yüzerine birşey yazsan yansıtır o derece.

    (Spoiler: dedemin 3 aylık çürümüş kellesini getirmişti huur.)
    Tümünü Göster
    ···
  18. 43.
    +4
    1. kağını aldım katlanmış yüzünü açtım ve okumaya başladım

    "Ey büyük ve yüce Azazil. (Burada bir irkilmiştim beyler çünkü Azazil Şeytanın cennetten kovulmadan önceki ismiydi) Sen ve senin hizmetkarlarının yolundan çıkmayacağımıza dair ant içeriz. Senden ve senin hizmetkarın Yesus'un üzerine konduğu hazineden pay isteriz."

    Beyler bu arada yere döktüğüm kan benzeri lanet şey toprağın üzerinde daha da iğrenç kokmaya başladı. Bizim bebeleride kaldırdım Mete ve Muhammet Teonun koluna girerek taşıyorlardı.

    Sessiz ve sakin bir park bulduk yorgunluk, uykusuzluk, bıkkınlık hepsi birikmiş çok daha ayrı bir duyguya bürünmüştü. Korku yerini yavaş yavaş dehşete bırakmış, peşinden koştuğumuz belanın bizi kat kat aştığını anlamıştım. Dehşetle 2. kağıdın yazını yüzeyini araladım.

    "Ey Yesus. Ben Hizmetkarın Mehmet oğlu Kadir Çetin (Aman Allah'ın bu dedemdi, demek o da bu iğrençliğin içinde çekilmiş ve bana bütün bu dehşeti miras bırakarak cehennemi boylamıştı ha) Ey Yesus ve onun büyük efendisi, Azazil. Mehmet oğlu Kadir Çetin sizin büyüklüğünüze kurban adamaz ister."

    Kağıdın diğer yüzünde 2 satır birşey yazıyordu ama bunu okumak beni neredeyse dehşetin pompaladığı adrenalin beni öldürecekti.

    "Ben Mehmet oğlu kadir çetin size kurban olarak oğlum Kadir oğlu Melih çetini sunuyorum."

    Dedem olacak bin kurban etmek için kendi oğlunu benim babamı seçmişti. Ne kadar da kördüm bunca zaman bu iğrençliği nasıl görememiştim. Yanıbaşımda ya hemen yan oda da bir şeytanperest vardı ama bunun hakkında şüphelenmiyordum bile. Ağlamaya başladım demek annem bir hiç için ölmüş, babam güç ve para hırsı yüzünden yıllardır o tımarhanede yatıyordu. Yaşlaşık 5 dakika felan hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Benim ağlamam bizim bebeleri de dehşete düşürüyordu. Teo zaten ipleri kaçırdı, (sürekli nas felak okuyor garibim) Mete bile korkuyor dehşet verici bir şekilde dişlerini sıkıyordu. Muhammet bir ağacın dibine oturmuş bir sigara yakmış ve olanları düşünüyordu.

    Bense toprağa oturmuş ağlıyordum bir yandan da göğe bakarak anlamsız seslerle bağırıyordum.

    3 Kağıdı açtım.
    ···
  19. 44.
    +3 -1
    Bizim binler zar zor ikna olmuşlardı. Hatta Murat neredeyse cayacaktı ama onu da arkamızda zorla da olsa sürüklemiştik.

    Saatlerce süren yolculuklar yemeden içmeden hatta uyumadan geçen günler bizim bebeleri çok yormuştu. Ama dib korkusuna hepsi arkamdaydı. isterlerse olmasınlar.

    Neyse tekrar gelmiştik bizim dedenin evine Amk kargaları sanki evi bekliyorlardı. Amık evinin üzerinde bir parça kara bulut ekgib o da olsa tam cafı evi aq. Allahtan çevşeni iki sallayınca kaçıyor binler.

    işlerimiz acildi beyler korku ve yorgunluk hepimizi esir edecekti neredeyse. Ece girdik her yer zaten incin (Geçen ki taramada hiçbir yeri düzeltmemiştik)

    Zemin kata indik dedem burayı hiç kullanmazdı soğuk olurdu (Lamba bile yok amık katında fenerlerle indik aşağıya) . Adam tabi 87 yaşına kadar yaşadı her türlü hastalık vardı. Her neyse odaları tek tek kontrol ettik. Sonunda bir oda da sehpayı bulduk ama altında felan bir şey yoktu.

    Teo: Beyler yerin altında olmasın
    Murat:Beyler gibtir edelim ya bırakalım bu işi
    Ben:Lan ne bırakması bu lanetle m,? yaşayalım
    Muhammet:Amık buraya kadar geldik ben bırakmıyorum lan
    Mete:Lan amma da korktun lan gibtir git istemiyorsan.
    Ben:Kimseyi burada zorla tutamam. Tek başıma olsam da elimden geleni yapacağım
    Teo: Buradayım amık giden gitsin.
    Murat:Eeee gibetim lan sizin işinizi ben gidiyorum
    Mete:Gibtir git lan ödlek herif
    Muhammet:Bu kadar dayandığı iyi lan bu herifin
    Ben:Lan tamam git. Kimsenin nazıyla uğraşamam şu saatten sonra.

    Amık verdik bine bir fener çıktı yukarıya teo ve meteden bununla çıktı (Bahçeden kazma kürek alacaklardı. Birkaç dakika sonra bu binin arabasının sesini duydum ardından Mete ve Teo da geldi.

    "Ya Allah vurduk" zemine kazmayı (Tabi önce parkeler söküldü.
    ···
  20. 45.
    +4
    Yine ben yine ben aq. Dedemin kitaplığının arkasında buldum bu isim listesi ve kime ne kadar pay verileceğini. Ama aralarında şaşırdığım bir isimde vardı. Bizim bebeler soluk soluğa kalmışlar kanepelere yatmışlardı. Nede olsa saatlerdir uyumuyorlar ve oldukça heyecanlı bir maceranın ortasına düşmüşlerdi.

    Uyuyalım beyler bu isimleri yarın araştırırız isterseniz başka bir yere gideli isterseniz burada kalalım dedim. (ne de olsa çevşenin teki hala bizdeydi). Bebeler o kadar yorulmuş ki
    gelip bunları gibseler bana mısınız demezlerdi. Yattılar bunlar üzerlerini örttüm bende geçtim bir köşeye uyudum amık. Son 1 haftadır en temiz uykumu çekmiştim beyler kemiklerim yerine oturmuştu resmen bu çevşen neyin nesiyse bilmiyorum ama işe yarıyordu namussuz.

    Ertesi gün uyanmıştık ta nereden baksan 20 saate kadar kafa yaşamıştık. ne uyuduk amık derken derken bir kaçımız çıktı yiyecek bir şeyler alıp geldi (Sağolsun Teoyle Mete bu tip işleri yaparlardı). SAAT 8 gibiydi beyler yedik felan işte hazırlanıp çıktık yollara. Arada şaka felan yapıyorlardı bizimkiler moraller iyiydi. (Tabi iyi olacaktı amık çevşen işe yarıyordu işte)

    Elimdeki isimlerin kim olduğunu bulup sormak lazımdı. Ne kadar para kimdeydi nasıl alacaktık bu paraları korku ve heyecan dolu bir macera bizi bekliyordu. Öncelikli hedef tanıdığım biriydi.
    ···