/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 151.
    0
    hadi looo
    ···
  2. 152.
    +4
    1. kağını aldım katlanmış yüzünü açtım ve okumaya başladım

    "Ey büyük ve yüce Azazil. (Burada bir irkilmiştim beyler çünkü Azazil Şeytanın cennetten kovulmadan önceki ismiydi) Sen ve senin hizmetkarlarının yolundan çıkmayacağımıza dair ant içeriz. Senden ve senin hizmetkarın Yesus'un üzerine konduğu hazineden pay isteriz."

    Beyler bu arada yere döktüğüm kan benzeri lanet şey toprağın üzerinde daha da iğrenç kokmaya başladı. Bizim bebeleride kaldırdım Mete ve Muhammet Teonun koluna girerek taşıyorlardı.

    Sessiz ve sakin bir park bulduk yorgunluk, uykusuzluk, bıkkınlık hepsi birikmiş çok daha ayrı bir duyguya bürünmüştü. Korku yerini yavaş yavaş dehşete bırakmış, peşinden koştuğumuz belanın bizi kat kat aştığını anlamıştım. Dehşetle 2. kağıdın yazını yüzeyini araladım.

    "Ey Yesus. Ben Hizmetkarın Mehmet oğlu Kadir Çetin (Aman Allah'ın bu dedemdi, demek o da bu iğrençliğin içinde çekilmiş ve bana bütün bu dehşeti miras bırakarak cehennemi boylamıştı ha) Ey Yesus ve onun büyük efendisi, Azazil. Mehmet oğlu Kadir Çetin sizin büyüklüğünüze kurban adamaz ister."

    Kağıdın diğer yüzünde 2 satır birşey yazıyordu ama bunu okumak beni neredeyse dehşetin pompaladığı adrenalin beni öldürecekti.

    "Ben Mehmet oğlu kadir çetin size kurban olarak oğlum Kadir oğlu Melih çetini sunuyorum."

    Dedem olacak bin kurban etmek için kendi oğlunu benim babamı seçmişti. Ne kadar da kördüm bunca zaman bu iğrençliği nasıl görememiştim. Yanıbaşımda ya hemen yan oda da bir şeytanperest vardı ama bunun hakkında şüphelenmiyordum bile. Ağlamaya başladım demek annem bir hiç için ölmüş, babam güç ve para hırsı yüzünden yıllardır o tımarhanede yatıyordu. Yaşlaşık 5 dakika felan hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Benim ağlamam bizim bebeleri de dehşete düşürüyordu. Teo zaten ipleri kaçırdı, (sürekli nas felak okuyor garibim) Mete bile korkuyor dehşet verici bir şekilde dişlerini sıkıyordu. Muhammet bir ağacın dibine oturmuş bir sigara yakmış ve olanları düşünüyordu.

    Bense toprağa oturmuş ağlıyordum bir yandan da göğe bakarak anlamsız seslerle bağırıyordum.

    3 Kağıdı açtım.
    ···
  3. 153.
    +3
    "Ey Yesus senin hazinene göz koyduk bilesin. Bizlere biraz sıcaklığını hissettirsen, bizde sana dualar eder, kıblemizi senin ayakların belleriz... Oğlum sana kurban ben senin sıcaklığına Ey Azazil oğlu Yesus. Dokunduğun yer babanın ismiyle anılır. Bak yanımda Yavuz oğlu Selman Avcı da öyle düşünüyor. O da sana Selman kızı Zehrayı kurban ediyor. (Amn Allah'ın Selman- Selman amca o da mı bu işin içindeydi halbuki bu adam 5 vakit namazında mümin bir kuldu. Ya Rabbi neler oluyordu. Etrafımızı münafıklar mı? sarmıştı. O da Zehra ablayı kurban etmiş baksana müşrik bine.) (En azından buradan sonra kime gideceğimi biliyordum).

    Yazılar devam ediyordu... -Ey Yesus kalbimizi sana açtık kanımızı bu kaseye akıttık kurbanlarımızdan birer tel saç aldık ta geldik sana. Aç kutunun kapağını aç hazinenin mührünü seni kıble babanı yaratıcı bilelim."

    iğrençlik ve pervasızlık akan bu sözler kimindi bir emekli imamla bir işçinin mi? Allah yardımcımız olsun zorlu bir yola girecektik. Bir sigara yaktım ve neler yapabileceğimi hesaplamaya başladım."
    ···
  4. 154.
    +7 -1
    Sabaha kadar orada kaldık bir sokak lambasının altında Teo dua ediyor Muhammet sıfır paketi kendi başına bin ediyordu. Mete hala öfke ve dehşetle beraber kardeş kardeş bir bankın üzerinde oturuyordu. Ben düşünüyor düşünüyordum. Teo ama harbi harbi ipi koparmıştı sanırım.

    Sigaranın biri sönüyor öbürü yanıyordu. Korku ve dehşet sabah ezanıyla biraz dağılmıştı. Teo 4 saattir kıpırdamadığı yerinde fırlayarak "Namaza namaza beyler kalkın ne olur kalkın namaza Allah çağırıyor" koşuşturmaya başladı amık Teonun o görüntüsü dedemi çatıda gördüğümden daha korkunçtu.

    Muhammet bile söylediğini mantıklı bularak düştük yola en yakın caminin çadırvanında abdest alıp girdik caminin içine. Amık münafık mahallesinde de kimse gelmemiş namaza bi biz 4 genç varız camide bir de 50li yaşlarda klagib imam tiplemeli bir imamımız var.

    Neyse namazımızı kıldık (Not: Bu arada amık kutusunu attım çöpe ama notlar cepte çevşen boyunda öyle takılıyoruz hani). Tesbihler çekildi dualar edildi ama amık Teosu da abarttı ha nerden baksan yarım saat dua etti neyse biz görevimizi yaptık çıkacakken. Teo

    -Hocam işiniz yoksa bizi biraz aydınlatabilir misiniz? (Ya Rabbi bu çocuk... )
    -Ne işi evladım benim maaşım bu yüzden yatıyor. Oturun bakalım
    ···
  5. 155.
    0
    rezzzzzzzzzzz
    ···
  6. 156.
    0
    rez panpa seri
    ···
  7. 157.
    +6
    Hocanın karşısına etrafına hilal şeklinde dizildik. Meteyle Muhammet bile suspus hocanın söyleyeceklerini dinlemek için pozisyon alıyorlardı. Ben umursamaz ve birazda yorgunluğun getirdiği bitkinlikle oturduğum yere adeta kilitlenmiştim. Hocanın dilinden kelimeler birbir dökülüverecek gibiydi.

    Teo:Hocam hocam ho... -cam
    Hoca:Efendim evladım
    Teo Hocam benim bir sorum olacaktı
    -Sor evladım
    Teo:Hocam biz üç harflilere karıştık. işlerine bulaştık. Pişmanlık içindeyiz. Bilmediğimiz bir mirasın varisleri olduk. Para pul derken birbirimizi batağa sürükledik. Eskiden derviştim şimdi alkoli,k oldum. Para pul derdi çözer sandım imanımdan oldum. Bana bize bir çare göster hocam.

    Vay amık bizim Teo meğer ne şair ruhluymuş. Bir bir kelimeleri sıraladı adama. Korktum lan. Neyse beyler devam edelim o an onları düşünüyorum.

    -Evladım karanlık ne kadar büyürse. Karanlık sadece bir bedendir ışık ise karanlığı kesen kılıç. Vay anasına hocada Teo da deli edebiyat yapıyorlardı.
    -Sen evladım ve sizler gençler karanlık sizin her köşenizi kapatsa da, birer kandil olun parlayın

    Teo: Hocam ibadet yok, iman yok. Para gözümüzü kör etti göremez olduk önümüzü.
    -Ne parası bu evladım nasıl bulaştınız cinlere
    Teo hazine hocam hazine
    -Neyin hazinesi kimin hazinesi
    Ben:Yesus hocam Yesus diye bir mahlukun
    -Yesus mu?
    Teo:Ne oldu hocam

    Hoca birden sinirlenmişti beyler hem de çok. Kaldırdı kafasını gözleri ateş saçıyordu elemanın. Hemen kalktı yerinden başladı bağırmaya

    -Kafirler! münafıklar! Fasıklar çıkın Allah'ın evinden. Varlığınızla kirletmeyin Şeytanperestler. Bağırdıkça bağırıyor eleman.

    Bizi apar topar dışarıya atmıştı. Arada da birkaç tane geçirmeyi ikmal etmedi tabi. Amık bunun Yesus isminden bu kadar nefret etmesi beni dehşete düşürmüştü doğrusu. Bizim bebeler tabi Yesus kim ne bilmiyorlar hızlıca onlara kağıtta yazanları anlattım.
    ···
  8. 158.
    +7
    Amık gün ağarmış biz nereden baksanız 24 saattir büyük bir koşuşturmanın ortasında uykusuzduk. Bir de bunun üzerine babamın dedemin para sevdasına delirip, annemi öldürmesini öğreniyordum. Dıbina goyim lan hayat bu kadar acımasız olamaz diye düşünüyordum.

    Bizim bebeler kağıtta yazanları anlattığımda daha da beter bir hale gelmişlerdi harap ve bitaplardı. Akılları kaçmakta olduğunu bende biliyordum. Ama hiçbiri de bir kelime edemiyordu. Camiden kovulunca parka geçtik Mete su ve sigara almıştı. (inanın beyler yemek aklımızın ucundan bile geçmiyordu hepimiz dehşet içindeydik). Muhammet bankın tekinde elinde müptelası olduğu kısa chesterfilti pazo yakıyor arada birkaç yudum su da ağzının tadını alıyordu. Öbür yandan benim anlattıklarım ve hocanın tepkisiyle neredeyse aklını kaçırmak üzere olan Teoya su içiren Mete vardı. Benim üstüm is pas içindeydi bir kenara geçip bir yandan yapılan kafirlikleri düşünüyor diğer yandan elimdeki wistan kırmızı soft tan nefes alıyordum.

    inanın beyler ellim ayaklarım titriyordu. Uyumaz temizlenmek ve korkmadan yaşamak için hayatımın yarısı verirdim. Zeynep Zeynep diye aklımdan geçirdim iyi ki benle görüşmeyi kesmişti. Düşünün beyler siz olsanız bunu birine yapabilir miydiniz_ Bir laneti başkasına bulaştırabilir miydiniz? (Asla çünkü sizler incici binlersiniz, ekşici olsaydınız ha keza yapardınız)

    Her neyse beyler orada konuşmadan birkaç saat geçirdik. Arabaya gidemiyorduk o gece gördüklerimizden dolayı. Korku her yanımızı sardı.
    ···
  9. 159.
    +4 -1
    Derken Mete bir anda Teoyu bırakarak olduğu yerden fırladı. Beni tuttuğu gibi çimlerin üzerine yatırdı ve yumruklamaya başladı. Ne yapsa haklı adam amık normal bir insanın görmeyi kaldıramayacağı işleri gördü kimsenin bilmemesi gereken şeyleri öğrendi. Sinir sistemi artık bu olanlara dayanamamış olacak ki bütün hınçını ve öfkesini benim suratıma boşaltıyordu. Bir süre yumrukladıktan sonra ağlamaya başladı ve beni bıraktı yanıma geçip hıçkıra hıçkıra ağlamöaya başladı dudaklarından bir bir cümleler dökülüyordu.

    M:Ahtapot Ahtapot
    B:Efendim kardeşim. diyebildim kanayan burnumu silerken suratım kesin kızarıklar ve morluklar içindeydi ama umurumda değildi bu adam benimle gidilmesi zor bir yolda koşmuştu.
    M:Şu kız ne yaptın onu. Hafif gülümsüyordu sanki bu kadar karanlığın içinde birazcık aydınlık arıyor gibiydi.
    B:Hangi kız dostum.
    M:Alanya daki eve getirdiğin. O an kalbimde bir titreşim oldu beyler ensemden aşağıya buz gibi bir su döküldü. Zaynepten bahsettiğini anlamıştım ama kendimi bu kadar çabuk kaptırdığımı bilmemesi daha iyi olurdu.
    B:Ha şu kız ne olmuş ona
    M:Bitti mi yani?
    B: Ne bitti mi kanka birşey başlamamıştı ki.
    M:Yazık olmuş oysaki o kadar da güzel görünüyordunuz. Bu sözü kalbimden bir damar daha koparmıştı ama ne alakası vardı ki. Şimdi canımızın derdindeydim. Orada sadece aklımızı allak bullak eden şu konudan kurtulmak için konuşuyorduk zaten.

    Sustu sustum sustuk. Saat sekiz civarıydı artık uyumamak için tüm kaslarımı zorluyordum. Teklif etsemde kimse eve geri dönmek istemeyeceğinden otele gitmek gibi bir öneride bulundum. isteseler de istemeseler de geleceklerdi. Hemen bir kaç sokak altımızda bir otel vardı izbe bir yerdi ama ne yalan söyleyeyim rahat yatak sıcak yemek vardı o şu an bizim için lüks bir şeydi.

    Toparlanıp çıktık yola bir kaç dakika sonra otelden içeri girdik verdik nüfus cüzdanlarımızı yaptırdık kayıtlarımızı parayı da ellerini tutuşturunca aldık anahtarı ve çıktık odalarımıza. 4 Oda tuttuk ama çevşen 4 tane değil kimseninde zütü yemiyor çevşensiz oda da uyumaya özellikle Teonun. Neyse beyler geçtik bir odaya neyseki yataklar iki kişilik Teoyla Mete yatakta yattı ben koltukta Muhammet te odalarımızdan gitirdiğimiz yorganlarla yaptığımız yer yatağında.
    ···
  10. 160.
    +3 -1
    Kalktım beyler ne olduğunu bilemiyorum. Öğle saatleriydi sanırım bizim bebeler hala sere serpe yatıyorlar amık. Bu kadar erkek kalktığıma bende inanamamıştım. Saatlerin koşuşturmacası ve korkusu beni bu kadar erken kaldıramazdı diye düşünürken kapı çaldı.

    Gittim kapıyı açtım kırmızı giysili bir oda servisine bakan elemandı kapıdaki 18 yaşlarında belli ki yazları çalışıyor burada. işte konuşmaya başladı.

    -Abi buyrun yemeğiniz. Metal bir tepside bir kapakla kapatılmış bir tepsiyi uzattı bana. Aldım hemen elinden çok açtım beyler çok hemen gibtirsin gitsin de yemeğimi yiyeyim diye cebimden hemen bir 20 lira verdim elemana.

    Kurt gibi açtım amık hemen girdim içeriye bizim bebeleri uyandırmadan bir sandalye çekip oturdum yemeğe. Kapağı açtım koca bir tavuk beyler işte etrafı yeşillikle felan süslenmiş fırnda güzelce kızartılmış bir tavuk. Hemen tabağın yanında duran bıçaklarla dışından dışından yemeğe başladım amık şeyi oldukça lezzetliydi ya da ben çok aç olduğumdan öyle hissediyordum. Taki bıçakla tavuğu ikiye ayırana kadar. Aman Allah'ım içi böçek ve solunala doluydu hemen ağzımdaki çiğnenen yemeği de tepsinin üzerine kustum. Sandalyeden fırlamıştım ne oluyor lan dedim kendi kendime. Korku ve hiddetle hemen resepsiyona koştum tabi elimde de kurtlu tepsiyle beraber. Ben katları indikce tavuğun içindeki kurtlar ve böceklerde tavuğu yiyor kemiklerini ortaya çıkarıyordu. Birkaç kat indikten sonra karşımda güzel bir kadın vardı. Elimdeki tepsiyi ve kurtları göstererek.

    -Bu yemeği kim hazırladı. dedim
    Güzel kadın=GK
    GK:Yunus usta hazırladı. Çok sinirlenmiştim lan amık karısı elimdeki böcekleri takmıyor yüzsüz yüzsüz "yonos hoco hozorlodo"
    -Neredeymiş bakalım şu yunus usta zütür onun yanına beni söyleyecek birkaç şeyim var.
    GK:Tamam. dedi ve düştük bunun peşine beni mutfak gibi bir yere getirdi amık karısı neyse.

    Karşımda arkası bana dönük yaşlı bir adam havuç kesiyor.
    GK:Usta bu adam seninle birşey konuşmak istiyormuş. Usta da ses yok havuca devam
    -Usta bir bakar mısın? Usta da ses yok havuca devam.
    -Ustaaa. dememle adam havuçları bırakıp parmaklarını kesmeye başladı amık. O anki adrenalinle koşup hemen adamı kurtarmaya çalıştım, yüzünü bana çevirmiştim ki karşımda simsiyah gözleriyle dedemi gördüm. Aman Allah'ın bir anda korkuyla tepsiyi bir köşeye fırlattım çıokan ses beynimde öyle bir yankılanmıştı ki gözlerimi kapatıp başımı iki elimin arasında çınlamaları dindirmesi için kulaklarıma yaklaştırdım. Gözlerimi bir açmıştım ki biraz önce mutfak olan bu küçük oda. Şimdi kanla yıkanmış mermer zeminii tavandan yere sarkan sinekli etleri ve küçük dar pencereleriyle tam bir mezbahaya benziyordu.

    Dedem hala bir tabakanın üzerinde elinde paslı bir bıçakla parmaklarını kesiyordu. Bir anada korkunç bir sesle şoktan arınıp tekrar dehşete kapıldım.

    Yesus:Benim altınıma dokunanın ellere ne olur görün. Bir anda elime bakakalmıştım. Biraz önce zararsız gibi görünen böcek ısırıkları elimin etini ve kemiğini birbirinden ayırmıştı. Geriye sadece kuru var kansız beyaz kemikler kalmıştı.

    Şok Dehşet korku ne arasanız kalbimin içindeydi. Kadına döndüm bakmak için. Eli yüzü şişmiş dudaklar kırmızıdan mora gözlerse etlerin arasında küçüçük hale gelmişti. Elinde benim attığım metal kutu duruyordu.

    Ses tekrar yankılandı mezbahanenin duvarlarından.

    Senide deden gibi köle yapac---.
    Bir anda Muahmmet'in yüzüme vurduğu suyla uyandım.

    (Kardeşlerim bu hikaye kısmi olarak gerçek bir kısmıyla da oldukça uydurmadır. Kişilerin isimleri ile birazcık oynasam da karakterler vardır ve gerçektir. Hikayenin içerisinde geçen Zeynep karakterinin ismi gerçek olmasa da yaşananlar tamamen gerçektir.

    Son Not: Olay kesinlikle benim başımdan geçmemiştir. Ben sadece olayı ana hatlarıyla birinci ağızdan dinleyen ve olayı hikayeleştiren biriyim.

    Yazdığım notlar tamamen doğrudur mesela olayı yaşayan kişi Abdülle bir daha hiç görüşmemiştir.)
    Tümünü Göster
    ···
  11. 161.
    0
    Bitti mi yoksa devamı var mı ?
    ···
  12. 162.
    0
    noldu lan bittimi amk ? hepsi rüyamıydı yapma bunu ahtapot
    ···
    1. 1.
      0
      Yok birader sadece mezbaha olayları felan rüya.
      ···
    2. 2.
      0
      Rez pnp rez
      ···
    3. 3.
      0
      hee iyi o zaman dicektim ne kadar klişe bi son olmuş :D
      ···
    4. diğerleri 1
  13. 163.
    +5
    Suyun kaldırma kuvvetiyle otelin ucuz kıanepesinden helen fırlamıştım. Dudaklarımda kan tadı vardı burnumdan ve gözlerimden kulaklarıma kadar kan sızmıştı. Göz bebeklerime dahi kan oturmuş bir zombi filminden fırlamışcasına korkunç görünüyordum.

    Bizim bebeler kriz geçirdiğimi yaklaşık bir dakika kanepede debelendiğimi sonra gözlerimden ve burnumdan kanlar boşalmaya başlayınca korkup suyla uyandırmaya çalıştıklarını anlattılar. Amık bende işte rüyamı anlattım bu bebelere irkildi gavaşalar.

    Herkeste bir belirsizlik vardı şimdi ne yapacağız amık hayatımız boyunca böylemi yaşayacağız lan derken ben Selman amcanın yanına gitmek istiyordum bu işleri artık bir sonuca kavuşturmak zorundaydık. Ama kafama takılan şey Selman amca kızını kurban etmesine rağmen para alacaklar listesinde ismi yoktu.

    Selman amca hayatında sadece kızı olan bir adamdı. Kızını evlendirmiş, dedemin evi gibi vir evde tek başına köpekleriyle yaşayan yaşlıca babacan bir adamdı. Dedem dedem dedem o adamın bile ahiretini yakmıştı.

    Kalktığımda Sabah ezanı okunuyordu, yaklaşık 16 saat kütük gibi uyumuştuk tabi onlar ben kabuslarda dolaşıyordum. Neyse beyler Selman amcayı evini felan bunlara anlattım yola düştük. Ama ayaklarımız geri geri gidiyordu lan geri geri gidiyordu. Yanımıza biraz sigara ve ev ziyaretine gidermiş gibi tatlı felan aldık. Az gittik uz gittik neyse beyler dedemin evinde birkaç kilometre uzakta olan Selman amcanın evinin önüne geldik.

    Kapıyı çalıyorum çalıyorum yok kapı duvar. Ama içeriye girmek herşeyi yapardım amık artık bu işlerden sıkılmıştım yapmam gereken belliydi içeri girecek Selman dayıdan isim listesindekilerin kim olduğunu öğrenecek sonrada parayı bırakıp bu işten kurtulacaktım.
    ···
  14. 164.
    +2
    Hemen bir parça odun aldım kömürlükten gerekirse camı kırcak sonrada eve girecektim. Polisler gelse de Selman amca beni kurtarırdı ne de olsa. Biraz daha kapıyı kırarcasına vurduktan sonra baktım olmuyor evin arka tarafına geçtik orada hem bizi görecek kimse yoktu hem de buradaki pencere yere daha yakındı.

    Kırdım camı içeri girdim normal bir evdi 1. kattaydım bizimkiler gibi aile bireyleri kesinlikle taban katta oturmazlardı çünkü orası gayet soğuk olurdu. Selman amcada üst katta olmalıydı diye düşündüm. hemen ahşap merdivenleri çıktım. odaları tek tek geziyorum yatak odasına girmiştimki. Oracıkta kusacaktım, Selam dayı yaklaşık 5-6 ay önce nalları odasında yatarken dikmiş gibi beyler.

    Beyza çarşafların üzerinde kurtlar kemiklerinden ayrılan eti yiyordu. Midem kalktı amık Teo bunu görmemeliydi. Cama çıktım bizimkilere bağırdım işte gelin diye ama Meteye Teoyla alt katta kalın Muhammet sen yanıma gel dedim.

    Bunlar gelene kadar bir sigara yaktım artından etrafı kolacan ediyordum ki. Aynalığın önünde kızıma yazan bir mektup buldum. Hemen açtım amk münafık'ı ne yazmış olacakki acaba.

    Zarfı açar açmaz bir çevşen daha düştü. Vay anasına neydi bu cevşen aşkları bu adamların.
    Her neyse koydum cevşeni masanın üzerine Kağıdın katlanmış yüzeyini açıp okumaya başladım.
    ···
  15. 165.
    0
    Ayrac*l
    ···
  16. 166.
    +3
    "Sevgili Kızım Zehra

    Öncelikle senden özür dilerim. Şimdi soruyorsundur kesinlikle. Neden özür diliyorum neden cesetim çürükler içinde diye (dayı ne çürüğü sen bildiğin kurda kuşa yem olmuşsun). Bunların hepsini cevaplayacağım.

    Belki hatırlarsın seni yıllar önce bir adama zütürmüştüm. Sen o zamanlar daha çok küçüktün. Hanir hıtrlarsın ya 70lerine merdiven dayamış bir adam oğlu delirmiş ve karısını vahşice öldürmüştü. Bir oğlan çocukları vardı ismi Ahtapot. işte zarfımdan düşen çevşeni ona ulaştırman gerekiyor. Neden mi? Şimdi diyeceklerimi iyi kulak ve delirdiğimi düşünme. Ben kızım çok kötü birşey yaptım birkaç yıllık dünya hayatımı neredeyse heba ediyordum ama o ihtiyar adam ahiretini yıllar önce Azazil'in oğluna satmış. Şeytanların hazinesinden pay kapmak için oğlunu kurban etmiş. Ama tek başına olduğu için hiçbir zaman hazineyi çıkarmayı başaramamış. Oğluda benim gibi iğrenç bir şekilde ölecekti lakin karısının laneti bozması sonucu o delirdi karısıysa vahşice öldü. Kızım bundan yaklaşık bir kaç ay önce bende seni kurban ederek hazineyi almaya gittik. Uzun bir kazma kürek ve ayin meselesinden sonra altın paraları çıkardık. Üzerinde "Kanlı yazılar olan altınları çıkardık". Kişi başı 1000 altın alabildik. Ben kendimi veda ederek sana miras olarak bin altın bıraktım. Artık bilmiyorum ahiretim yandı mı yoksa kaldı mı? Ama bu altınlar sana helaldir.

    Sözün kısası kızım bu çevşeni Ahtapota zütürmen gerekiyor. Ve altınlar benim yatağımın altındaki sandıkta yatıyorlar.

    Seni seven Baban 21.12.2009

    Dedem meğer ölmeden 4 ay önce hazineyi çıkarmıştı ha.
    ···
  17. 167.
    +2 -1
    Ben bunları okurken Muhammet çoktan yanıma gelmişti. Kağıtı Muhammet'in eline tutuşturdum ve masanın üzerindeki çevşeni de boynuma takıp dayının çürümüş bedenin altındaki yatağın altına baktım altı leş gibi kokuyordu. Sandığı çok geçmeden gördüm. Sarılı parılı hoş bir sandık yatağın dışına çektim, elime alıp zütürdüm Muhammet'in yanına ve masanın üzerine vurdum sandığı baya ağır bir şeydi amık.

    Yüzümde bir gülümseme vardı amık. Muhammet'in çıkarken yanında getirdiği baklava paketini açtım yanımda çürümüş beden olmasına rağmen attım ağzıma bir tane amık gülümsüyordum yaklaşık 2 haftadır ilk defa gülümsüyordum açtım isim listesi kağıdını baktım amık 6 kişi var biri dedem zaten mefta bir diğeri Cevdet münafığı o da ölüm döşeğinde amık. 6 kişi biner altın aldıysa amık +1 de Selman amca yani yedi kişi 7 bin altın almışlar amık. Yani bana kalan gidip Selman amcanın altınları gömmek ve finito amık geri kalan parayla huzurla yaşayacaktım öncelikle buraları bir halletmemiz gerekiyordu. Alt kata indim bir sigara yakmışım zaten dudaklarımdan gülümsüyor namussuz sigara. Meteye dedim Teoyuda al gidin arabayı alın getirin. Bunlar mırın kırın etseler de sonunda ikna oldular.

    Tekrar yukarı çıktım Muhammet mektubu okumuş, sandığı da çoktan açmıştı. Sandık ağzına kadar altın doluydu amık kanlı altındı ama yinede mutlu ediyordu lan adamı. Dedim kardeşim altını da alıp Cevdet abiye gideceğiz bini ne yapıp ne edip konuşturacağım. Bu altını nereden aldılarsa oraya zütüreceğiz sonra da gömüp yolumuza bakacağız.

    Amık bu bin mutlu ben mutlu takılıyoruz oynuyoruz felan tabi. Hayat güzel ama önce yapmamız gereken ardımızda delil bırakmamak için altın sandığını bizim bebelere verecektik ve öncen yola çıkaracaktık ve polise haber verip olaydan sıyrılacaktık. Günler sonra Selman dayıyı öldürmekten dolayı içeri giremezdim.

    Bizim bebelere altını verdik çıkıp gittiler "Güzelce de tembihledim gidin biz birkaç saate aramazsak ne yapıp edin o binden laf alın" dedim. artık bu meselenin bitmesi gerekiyordu. Polisleri aradık tabi onlar gelene kadar kıpırdamadık bile mektubuda hemen yaktık yok ettik. Zehra abla altından felan haberi olmayacaktı ama zaten de altına felan ihtiyacı olan biri değildi koca zengindi yani sıkıntısı yoktu.

    Polisi aradık birkaç dakikaya geldi işte ifadeler alındı Zehra Ablaya haber verildi geldiler felan enişteyle. Allah tan beni hatırladı Zehra abla yoksa işler yaş beyler eve ziyarete geldiğimi kızının beni tanıdığını felan sözledim kapıyı açmayınca da korkup camı kırarak içeri girdiğimizi felan sıçıyorum yani boş atmıyordum. Zehra abla ağlıyor bir yerden felan ama amık görmeniz lazım cesede ilk bakan polis kusa kusa kaçtı. Tatlı felan var amık bir de masanın üzerinde lanet olsun ya. Amık sigaraları yaktık 4-5 saat polislerle uğraştık felan (Not:Selman dayının cenazesine gitmedim.)
    Tümünü Göster
    ···
  18. 168.
    +1 -1
    7 saat sonra karakoldan ve Zehra ablanın yanından ancak ayrılabildik işte polisler nerede oturduğumuz felan sordular bir yere gitmemeiz gerektiğini zırvaladılar takan kim bizden bir sıkıntı yoktu yatarsak hırsızlıktan yatardık her neyse. Bizimkiler bizim gitmemize gerek kalmadan hemen Cevdet münafığından 800 altın almışlar amık o da çok koorkmuş

    Bizim bebelere bu parada hayır olmadığını alıp gömmemizi istediğini söylemiş. Hazineyi nereden çıkardıklarını felan söylemiş. Hala sargılarla dolaşıyormuş münafık bin. Ama korkusu o korkusu yok mu? işte 800 küsür altını elinin tersiyle ittirtmiş ona Bizim bebeler eve geldiklerinde 2 sandık ağzına kadar tıka basa altın vardı amık.

    Hocayı aradık amık Hocam işte böyle böyle bu binler Şeytanın kesesinden 7 bin altın almışlar. Hocam bizde 1800 altın kurtardık hazinenin yerini de öğrendik gelin Allah için gömelim kurtulalım Hocam.

    Hoca kabul etti beyaz kısa torosuna atlamış gelmiş adam.
    ···
  19. 169.
    0
    Helal pnp aynen devam beklemedeyiz bitirme amık hikayesini uzadikca sariyor
    ···
  20. 170.
    0
    rezerved
    ···