Bireysel ırkçılığı ön plana çıkaran bir insan farz edin ki ırktan anladığı etnik köken değil kendi ve diğerleridir.
Bu insan, varlığı meçhul, evrensel (insansal) ahlak yasalarını yıkmaya kararlıdır ve varolan yasayı yıkmanın tek yolunun yasa koyucusunu yıkmak olduğunun farkına varır.
Kendi iradesiyle düşündüğünü sanan tüm insanları silip süpürdükten sonra (öldürmek(benliklerini, etikleri yıkmak))
Kendi ahlak yasalarını koyar. Zira o yasalar artık yazılı bir belge değildir çünkü yargılayacak başka birey yoktur ortada.
Kazanan taraf daima haklıdır zira. Etikte de pratikte de. Sevgili teistlerimizi yobazlıktan suçlayan ateist dostlarımızın öncelikle: bir yandan ahlaki kuralların varlığını ve insan tarafından belirlenebileceğini savunurken ( çalmamak, öldürmemek... ) diğer yandan kuraları kendi birlikte yaşam pgibolojilerine göre şekillendiren insan denilen varlığın evrimi desteklerken, bireysel hazzı reddetmeleri, onları bir o kadar iki yüzlü ve yobaz dedikleri teistler kadar kendini beğenmiş yapmaz mı.
Gerçeği salt materyalizmde arayan bir ateist ile saçmalayan bir teistin arasındaki,en büyük fark buradadır benzerlikler beraber.
Führerin ırkçılığına bir de bu gözle bakabilirsek belki biraz anlayabiliriz zira Bireysel ırkçılık ( güç istenci, baskınlık ve üstünlük dürtüsü) insan denilen şeyin derisinin en iç kısmına kadar kazınmıştır.
insanlık suçu olup, olmadığına gelince ırkçılık salt insanın ta kendisidir. Reddetmek budalalıktır.

Düşünme ey insan senin yerine ben düşünürüm ve senin iradene karar veririm Yok olup olmayacağına karar verecek biri varsa elbetteki iraden yoktur.

Ve elbette Bireysel ırkçılık toplumsal anlamda saçmalıktan ibarettir çünkü Bireysel ırkçılığı yapan kendisi hariç diğerlerini dışarı alır. Burada amaç o kendisi sözcüğünü genişletip ta benliğin kalmayıncaya kadar hazzın peşinden gitmektir.

Phnglui mglw nafh cthulhu r'lyeh wgah'nagl fhtagn..

kralın kim olduğunu sorun aq einsteinleri

Sonsuza dek yatabilen ölü değildir ve garip sonsuzluklarda ölüm bile ölebilir...

Amini yugioh gibsin panpa. Acın izleyin bi bölümde var bu soru mk. Cevabı da orda.

bekçilerden birine "eğer öteki bekçiye hazine odasına hangi kapıdan girilir diye sorsam o ne cevap verir"- yani ikisi de öteki kapı veya bu kapı diyecektir

CiNSiYETi

gardiyanlara 2 posta helal

Cevabı veriyorum beyler
yarramın başı degil tabiki öteki gardiyana göre dogru olan yol nedir diye sorarız
bu soruyu dogrucu gardiyana sordugumuzu var sayalım cıkış kapısıda onun arkasındaki olsun dogru söyliyen gardiyan kendi kapısını gösterir yalancı gardiyana sordugumuz zaman arkadaşının kendi kapısını söylicegini bildigi icin yalan söylemesi gerekmektedir yani bu durumda yalancı kendi kapısını söyliyemez ve dogrucu gardiyanın kapısını gösterir bu şekilde anlarız

Gider seni benden baska giben oldu mu derim gerisinin onemi yok beyler

Beni duyuyor musun derim evet derse doğrucudur hayır derse yalancıdırda gerisi sıkıntılı

yanındaki gardiyan yalan mı söylüyor ?
bu soruya sadece yalancı gardiyan cevap verecektir ve evet diyecektir. doğrucu gardiyan ise yanındaki gardiyanın doğrucu mu veya yalancı mı olduğunu bilmediği için bilmiyorum diyecektir.

1+1'in cevabını söyleyip çıkış kapısını gösterin

Diğer gardiyana sorsam ne derdi sorusu sorulur cevabın tam tersi uygulanır.

BAZI AMINA KODUKLARIM HALA ANLAMAMIŞ LAF EDiP ATARLANIYORLAR.
Lan son kez söylüyorum kısa ve net gardiyanlardan herhangi birine:
ARKADŞINA DOĞRU KAPININ HANGiSi OLDUĞUNU SORSAM BANA NE CEVAP VERiRDi vb ayarında bir soru.

sen diger gardiyanin yerinde olsaydin hangi kapiyi kurtulus kapisi diye gosterirdin?
Eğer yalan söyleyen gardiyana sorduysa yalancının kendisini doğrucunun yerine koyup kurtuluş kapısını göstermesi gerekir ama adam yalancı olduğu icin ölüm kapısını gösterecektir.
Eger doğru söyleyen gardiyana sorduysa doğrucu kendisini yalancının yerine koyacak ve ölüm kapısını gösterecektir.
Mahkum gardiyanin işaret etmediği kapıyı seçeçektir.

bi gardiyana sorsa padişah, sana bu kapının önünde yalan atmaya devam edip beni arkandaki kapıda öldüreceklerin beklemesini emretse emri uygularmıydın derim yalancıysa hayır der dürüstse evet der zaten diğer kapıdan geçersin

Yani: padişahın, yaptığın görevin beni öldüreceğini bile bile emrini kabul eder miydin?

ikiside her durumda emri kabul etmiş ama illaki gardiyanların birisi evet diğeri hayır diyecektir bu durumda doğru kapı yalancının emri kabul etmesiyle cevaba evet veya hayır diyecek

Ya da: Padişah Sana "Ölüm kapısının önünde dur emri verdimi?" sorusuyla.
Gardiyan: Evet verdi(Doğrucu.)
Diğer bir cevap: Hayır vermedi(Yalancı.)

şimdi bunu söyleyince gardiyanlar buga giricek dürüst; Öyle bir emir aldım derse ölüm kapısının önündedir ama yalan söyleyemeyeceği için emrin ne olduğunu açıklamak zorunda kalır.

Yalancı; Hayır veya evet yani mecburen emri yalanlamak için açıklama yapıcak yalan veya doğru bir şekilde ama emre itaat ettiğini bildiğimiz için kapının önünde padişahın emrini uyguluyor olacak buda;
Evet ölüm kapısında durma emri aldım.
(Doğrucunun kesin vereceği cevap.)
Hayır doğruluk kapısında durma emri almadım.
(Yalancının vereceği cevap.)

Düşündürdün seninde gece gece amk.

seni benden başka giben oldu mu ?

yanındakine sorsam, hangisinin çıkış kapısı olduğunu söylerdi. o zaman bi kapıyı gösterecek. o kapıya değil de diğer kapıya gidin. cevabı şimdi editleyip açıklıcam beyler iki örnekle beraber.

edit: başkaları da demiş zaten cevabı açıklamama gerek yok

gardiyanlara a ve b ismini verelim:

a gardiyanına "b gardiyanına sol kapıda cellat var mı diye sorsam evet diye cevap verir miydi"