Mersin'in köylüklerinden bir arkadaşım vardı, Kendisi Mersin'de okuyordu ailesi köyde yaşıyordu. Burada dedesi ve babaannesi vardı, onların yanında kalıyordu. Yazında köye gidiyordu. Bu arkadaşımın adı Hakan, konuşuyoruz bir gün Hakan ile bana Dedesinin bir hikayesini anlattı, Dedesi tee o zamanlar baya eskiymiş yani, köyde 3-5 arkadaşıyla define kazıyorlarmış, arıyorlarmış. Neyse arkadaşıma söyledim beni dedenle konuşturamazmısın dedim, birinci ağızdan dinlemek istiyordum. Dede'de iyi sempatik biriydi zaten kırmadı bana çay ikram ettiler, Dedeye hal hatır derken sordum Hakan anlattıydı dedim çok merak ettim amca bi anlatsana dedim. Dede biraz zaman yolculuğu yaptı başladı senee bilmem kaç diye :D işte bunlar ta eskiden 3-5 arkadaş define avına çıkmışlar, bir mağara bulmuşlar, Mağara çok büyük değilmiş altı toprak zemin, ama sert. Bunlar işte büyük bir heyacan ile kazıyorlarmış, köyde ki anlatılan define hikayelerine kanıp gitmişler oraya. Bir zengin Ermeni zamanında buradan kaçmadan önce tüm altınlarını, mal varlığını vs. oraya gömmüş, neyse kazmaya başlamışlar baya derinede kazmışlar. Birşey bulamamışlar, ama hala kazmaya devam ediyorlarmış ta ki sabah ezanına kadar. Tam hava aydınlanmaya başlamış, Toprağın için de 2 kişi vardiyalı kazıyorlarmış, Dedeyle yanında ki arkadaşının sırtına, biri şaaaaak diye tokat atmış. Önce arkadaşlarının şaka yaptığını sanmışlar, ama onlarda mağaranın girişindeymiş, Sonra birden fırlamışlar mağaranın çıkışına doğru ya allah ya bismillah diyerekten kaçmaya, mağaranın girişine geldiklerinde arkadaşları çoktan fırlamış zaten, Dedenin anlattığına göre o kapıda ki arkadaşları da dışarda 3 metreye yakın bembeyaz bir varlık girişte ki arkadaşlarını kaçırtmış (korkutmuş) Bunlar taaaa köye kadar koşmuşlar tüm herşeyi orada bırakmışlar, korkudan ilk bi hafta gidememişler bile oraya 1 hafta sonra gittiklerinde tüm kazı aletleri yerinde değilmiş, Dede'nin dediğine göre o mağaraya kimse girmezmiş, cinlerin zütürdüğü söyledi bana. ( Dede ne içtiniz amk dedim içimden ) Dedeye bu sefer o mağaranın yerini sormayla uğraştım, Hakan'ıda ikna etmem lazımdı

Hakan'ı ikna etmeyi başardım, tek dedeye mağaranın yolunu tarif etmesi kaldı. Dede bizi oralara göndermeye niyeti olmasada onada tarif ettirdik sonunda. Gecenin yarısı mezarlığa gittiğim arkadaşım Hakan ile arkadaşdı zaten, O zaten benim gibi meraklıydı hemen gelmeyi kabul etti. Hakan ben Melih hazırladık, en fazla 1 hafta kalacaktık Melih ile ben Hakan zaten yazın orada yaşadığından geri dönmücekti Mersin'e, Neyse yine 3-5 kıyafet aldık yanımıza valizi hazırlayıp ilçe otobüsünü bekledik bindik gittik, 3 saatte vardık ilçeye, oradan da bi taksi tuttuk onların köye geçtik. Ailesi iyi insanlardı hiç bir şey demediler bizi görünce sağolasunlar, kendi çocuklarıymışız gibi davrandılar. ilk gün Hakan ailesiyle vakit geçirdi, akrabalarını ziyaret etti vs. Bizde Melih ile köyde dolanıyoruz, At-Eşşek arıyoruz bulsak binecez amk gibmicez :D Neyse beyler Hakan'ın bir arkadaşı vardı köyden onuda getirdi yanından Hakan, mağraya doğru yol almaya başladık. Hakan'ın arkadaşı adı Zafer, çıktık 4 kişi yürüyoruz, daha öğlen saatlerinde kafamıza güneş geçecek amk. En sonunda mağaranın olduğu yolu bulduk, mağara ta anasının ammında, yürüyemiyorsun bile o yolda amk çok taktan bir yer mağaranın olduğu yer yol falan yok, Tanrının gibtir ettiği yer. Zar zorda olsa mağaraya ulaştık, az bişey de tırmandık. Artık mağaranın girişine kadar geldik. Bu sefer Hakan ile arkadaşı züt attı biz girmicez, siz girin biz sizi burada bekleriz. Ne korkaksınız amk dedi, olum biz korkarız öyle şeylerden. Bişe çıkarsa görürüm seni dedi, Baktım Melih aç kurt gibi hemen mağaraya dalmaya hazır, bende girmekte terettüt etsemde, Melih bi gir bak bakayım kanka fazla derine gitme dedim. Bu daldı içeriye hemen

Beyler yalanım varsa gözüm çıksın, Melih girdi 20-30 saniye sonra çığlıklar atarak geri çıktı dışarıya, bini durdaramıyoruz afgan tazısı gibi koşuyor. Lan o öyle koşunca bizde fırladık dıbına koyim. Neyse bunu durdurmaya çalışıyorum noldu lan diye, dursana oluuuum. neyse durdu sonunda. Noldu lan ne bağırıyon öyle dedim,
Melih; Kanka yemin ederim, şeffaf 4 gözlü birşey gördüm dedi, gözleri kıpkırızıydı dedi. Kak gibtir git bizi mi yiyon lan dedim, Baktım o arada Hakan ile arkadaşı yol aldı gitti bile. Olum bekleyin dedim, siz gelirsiniz dıbına koyim sizin dedi giderken. Melih'te gidecekti tuttum onu dur lan sen bi yere gitmiyon gel birlikte görelim. bin nasıl tırsmışsa 10 dakka yerinden kıpırdamatım, olum işte beynin sana oynadığı oyunlardır falan filan. Neyse bin arkama tuttunmuş öyle geliyordu, korka korka. Bende tırsıyordum bu böyle yaptıkca. Mağaranın girişine geldik, açtım telefonun ışığını. Daldım içeriye, Melih'de arkamda. içeriyi dolaşıyorum börtü böcekten başka hiç bi yok, olum sen ne gördün burada bu yannanlardan mı korkuyon dedim. Vallaha gördüm Serkan yalan söyleyeni gibsinler dedi. Biraz daha dolaştım mağarayı, bi demir toprağın altına gömülmüş, inanın yalan söylemiyorum beyler. Baktım biraz üstünü eşeledim, Dedenin tarif ettiği kürek, ama sapı yok sadece demir kısmı toprağa gömülmüş hafiften. Ulan ben şok oldum çıkardım demir küreği topraktan. Hasgibtir dedim baya küflenmişti ama demir, Koca koca örümcekler ağ kurmuştu gibtimin mağarasına sanki korku filmi gibiydi harbiden fakat orada da paranormal birşey yaşamadım. Birde gece gelmeyi kafaya takmıştım ama buna zütüm yemiyordu en başta. Küreği aldım Melihle birlikte köye doğru gitmeye başladık tekrar.

Gitmeden önce ki son gün, Hakan'ı arkadaşını ve köyden 2 kişiyi daha ikna ettik, ne gibim olursa kimse kaçmıcakdı, Gece hava karardı, 6 kişi gidiyoruz. Hakan'ın arkadaşlarından biri yanında tüfek aldı nolur nolmaz. Yaban domuzu, kurt vs çıkarsa indirecekti. Aldık fenerleri gece hepimiz tırsa tırsa gidiyoruz, Geldik mağaraya doğru düşe kalka gece yürüyüşü daha zor gündüzden. dıbına koyim neredeyse tüm çalıların içinden bişey çıkacakmış gibi sürekli sallanıyor ses geliyor, Birde Melih altına sıçıyordu havada ışıklı şeyler geçiyor diyor. Ateş böceği o dıbına kodum korkma hemen dedim. Yanımızda birada almıştık bi tak çıkmazsa içeriz diye, geldik mağarayı aydınlattık iyice, ortada ateş yaktık. Oturduk bekliyoz, 1 saat geçti neredeyse hayvan-börtü böcek seslerinden başka bir tak yok, en sonunda açtık içmeye başladık, geçtik mağaranın içinde sabahladık. Etrafı falan düzelttik çıktık gittik. Bi ruhani varlık gelemsede o gece çok güzel geçmişti.

Devam ediyorum, anlatılacak çok şey var daha. Cinler benimle olsun

Mersin'deyim tekrardan beyler, eski okul arkadaşım yatılı kuran kursuna gitmekteydi. Severim kendisi iyi bir insandı, Cin meselelerini anlattım ona, oda aynı burada ki ipneler gibi inkar dinden çıkarır dedi. Ben inanmayı bıraktım Mehmet, beni inandır dıbına koyim tek bi kanıt falandı filandı derken, doğmatikdi sorgulamaydı.vs.. beni dergahlarına davet etti. Yatılı olarak, gidecektim. Bende ilk başta gitmek istemsemde, ikna etti beni. Sevmezsen ortamı gidersin dedi, esas gidiş amacım, orada birinin daha önceden cinleri gördüğünü, annesinin havas ilmi ile uğraştığını söylüyordu önceden. Neyse beyler ortam güzel fakat sıkıcıydı, orada ki hoca inançsız olduğumu biliyordu, Mehmet söylemiş ona gitmeden önce. Maksat bana doğru yolu buldurmak. Benimde gidiş amacım belki bir farkındalık yaratırlar diyeydi. 1 haftadır oradayım, bende herkes gibi islam dini ile ilgili şeyler öğreniyorum, Kur'an-ı Kerim öğretiliyor. Hoca beni çağırdı herkes gittikten sonra konuştuk. Böyle yapış amacımı sordu, yaşının vermiş olduğu şeyler bunlar. Şeytan'ın aklını kurcalamasına izin verme vsvs. güzel bir konuşma yaptık, yalan yok beyler hocayıda dergahta ki insanlarıda sevdim. Fakat 2 tane muallak gözlerini beni kestirmişler, sorgulamamdan gıcık kapmışlar olacak ki bana zıt gidiyorlardı. Neyse beyler oraya da gelecem. Benim esas amacım Mehmet'in arkadaşı ile konuşmaktı, cinlere getirince konuyu çocuk hemen kapatıyordu mevzuyu, En az onu ikna etmek için 5 gün uğraştım. Hüddam denen birşey varmış, hizmet eden cinler anldıbına geliyor tam olarak bilmiyorum. Fakat bunlar çok daha farklıymış, iyilermiymiş neymiş. Sadece o şey için bana birşey yapabileceğini söyledi. Hafta sonu olduğunda herkes evine gidebiliyordu, fakat ben Mehmet ile takılıyordum orada. Mehmet'in arkadaşıda sırf benim için gitmişti evine. Bana özel birşey hazırlatacaktı

Arkadaşı getirdi bana onları, birde bir dua benzeri arapça harflerden uğraşan bir parşömenler hazırladı, bunları muska tarzı birşey, fakat muskadan daha büyük birşey, parşömenleri onun içine koyup boynuma asacakmışım. Abdestsiz gezmicekmişim. parşömenları boynuma astım muska gibi bişeyin içine koyup. Neyse beyler artık bekliyordum birşeylerin gelmesi için. Fakat o dergahta bana gıcık olan binin biri, bahçede sıkıştırdı. Hayır oğlum sen ne ayaksın lan gibi kelimeler kullanıyordu. dıbına kodumun çocuğu sanki anasını şeytan gibmiş, o şeytanda benmişim gibi hakaretler ediyordu. En sonunda dayanamadım, bu bine ağız kafa göz, allah ne verdiyse saldırdım. Doğulu arkadaşlarımız alınmasın fakat, bu dövdüğüm çocukta cahil doğunun bir köyünden gelmiş, cingene oruspu çocuğu gibiydi, oradaki herkes ayırdı tuttu beni. Hocaya zütürdüler direk benide çocuğuda, bu yavşak hemen hocanın yanında bana iftiralar atmaya başladı. Yemin ederim hocam durduk yere küfür Allah,a, kitaba küfür ediyordu. Ben uyardım onu diye kavga etti benimle demeye başladı. Ulan ben orada acayip ayar oldum, hoca onun yalan söylediğini biliyordu onu susturdu, fakat çocuğu dövdüğüm için hoca benim burada daha fazla kalamıyacağımı söyledi. O çocuğun yüzüne tükürdüm gitmeden önce. Mehmet ile de vedalaştık keşke böyle olmasaydı falan filan, arkadaşının bana hazırladığı şeyleride yanımda zütürdüm tabi. Eve geldiğimde ise, bana dediği herşeyi harfiyen yaptım fakat birşey olmadı. Sinirimden onlarıda yaktım attım

Bu ekmek kırıntıları ile yat diyenlere ithafen;
Bu ekmek olayı ilk denediğim şeylerden biriydi, önce ekmeği aldım yatağımın altına serpiştirdim, evde kimse yok cenabetimde, soyundum çırılçıplakta yattım uyudum. Hiç bi gib olmadı, ne reelde nede rüyamda. Diger bir denemem ise sidikdi, geçtim evimizin ddıbına eski demirden tek kişilik bir yatak vardı. 1 gün boyunca 3 şişe işedim. Akşam oldu dama çıktım şişeleri aldım açtım yatağımın etrafında sidikleri dairesel döktüm. Diğer işemediğim şişeyide başucuma koydum. Sabaha kadar uyamadım o ağır kokudan uyamadım, sonunda burnuma mandal taktım uyabildim bunda da hiç bir gibim olmadı. Yalan söylediğimi düşünebilirsiniz beyler fakat bunların hepsi çocuk oyuncağı, bazıları çok abartıyor. Mal mal şeyler yazmaya gelen bi gibtirsin gitsin lütfen

ilk gün kabul etmedi, bende kuzenime söyledim onu ikna et, sonra beni ara. Kuzenim aradı 10 gün sonra. Gel dedi kadın durduk yere beni kuzenime sormuş, çağırmasını söylemiş. Bende aradıktan yarım saat sonra yola çıktım. Neyse kadının evine girdim, kuzenime sen dışarda bekle dedi sadece beni içeri aldı. Evi bir görseniz beyler rutubet, küf, pis koku hepsi havada uçuşuyor amk. Kedi dolu evin içi birde. Kırmızı eski perdelerle tüm pencereleri kapatmış, içeriye ışık girmiyor amk. Kadın dedi ki sen içeri geç, elime 2 tane yaprak verdi içerde ovcala avuç içinde ne için geldiğini biliyorum dedi. Ne için geldim teyze diye sordum. Cinleri görmek için dedi. Önce şaşırdım yalan yok, fakat bunu kuzenimde ona söylemiş olabilirdi. giblemedim yine, geçtim içeri bekledim.

Salonda oturuyorum beyler, teyzenin gelmesini bekliyorum. Teyze içeri doğru geldi. Birden salonun cdıbını açtı, yaktı bi sigara, dışarıya doğru kitlenmiş bakıyor. içimden diyorum teyze napıyon dıbına koyim diyorum bişe gösterecen iyi ki amk diyorum, yaktım bi sigara bende. Sigaramı yaktım bi duman çektim, teyze hemen geldi aldı ağzımdan sigarayı. Bende birşey yapacak diye beklerken, sigarayı elimin üstüne söndürdü. Felaket yandı elim, başladım bağırmaya napıyon lan anasını gibtimin ruh hastası, beyinsiz oruspu çocuğu demeye başladım. Baktım teyze kahkaha atıyor. Git buradan cinlerim senden iyi enerji almıyor, evimi terket diye bağırdı. Cinini ananı gibeyim diye çıktım dıbına koyim, kuzenim hemen nolduuuu diye geldi yanıma dışarda bekliyordu, dıbına kodumun karısı elimde sigara söndürdü dedim. Baktım hemen kuzenim evine zütürdü elime buz koydum. Teyzem hem bana hemde kadına sinirlendi. Senin ne işin var orada vs diye, Melisa'ya da birdaha oraya gitmemesini söyledim, zaten kuzenim elimi görünce neredeyse ağlıcaktı. Beyler orada o kadının ta dıbına koyabilirdim fakat teyze kafayı sıyırmış ve benden yaşca büyük bir kadındı sinirlerime hakim olup birşey yapmadım. Kendisi hala bi tımarheneye kapatılmamış, ciddi bi risk lan o kadın

Annem ile konuşuyorum, hiç cin musallat oldu mu falan filan diye. Bana hamileyken anlattığına göre çok uğraşmış cinler onunla. iş yerinde babam eczacı nöbetci olduğu gecelerde hep tek başınaymış bana hamileyken. Rüyalarında sürekli cingene gibi fosforlu açık cırtlak renkli elbiseler giyiyorlarmış ve kafaları at kafası şeklinde oluyormuş. Dikkatimi çeken nokta ise, kim cin gördüm dediyse hep kafaları at şeklinde oluyor amk, bu atların cinlerden çektiği nedir yahu. Neyse annemi tanırım yalan söylediğini de hiç görmemişimdir fakat sırf annem diye anlatacaklarının doğru olduğu anldıbına gelmez. Hamilelik sürecinde bir çok kadın böyle hayaller görmesi çok sık olan birşeydir. Artık hormonsal ve pigibolojik çöküş yaşıyorlar sebebi genelde bu. Fakat annemin söylediği birşey de eski evimizin salonundan sürekli sesler geliyormuş. Ama 3 kere sesleniyorlarmış daha da fazla seslenmiyorlarmış bunuda inanmadım. Tek birşey teretütte bıraktı beni, ben doğduktan sonra herhalde aradan max 3 ay geçmiş. Annem banyoda bizleri yıkıyormuş, sonra beni kurulamış kucağına almış. Ağzında da sigara varmış, şaaaaak diye ağzına bir tokat yemiş. Önce korkmuş kadın, benim yaptığımı sanmış. Ama daha o yaştaki çocuğun eli nereye uzanacak amk, elime bakmış elimde yanık yok bile. Baya korkmuş kendisi o zaman. Anneanem de oğlu öldükten 1 hafta sonra evde namaz kılarken, odada ki dolaplar çekmeceler açılıp kapanmaya başlamış. Sülalemde böyle çok hikaye var, anneanemin bunları yaşayış sebebleri travma olabilir, ağır depresyona girmiştir sonuçta evladın ölüyor.

edit: Cinler yeşilaycı olabilir

Çocukluk arkadaşım vardı, izmir'den beri sıkı dosttuk kendisiyle. Şimdi kendisi kıbrısta yaşıyor. Bu sefer onun yanına cin değil tatil amaçlı gidiyordum. Neyse beyler gittim hava alanından kıbrısa geçiş yaptım. Arkadaşım beni aldı evlerine gittik. Neyse beyler herşey iyi hoş güzel tatilimide yapıyorum. Kıbrıs'da bir inanış var oğlakların içine cin girdiği söyleniyor. Birde bunların mahalle genç bir abi vardı, 30'lu yaşlarda. Adam kafayı oğlaklarla bozmuş. Kapının girişine ve pencerelere oğlak boynuzları asmış. Ben ilk gördüğümde arkadaşıma sordum bunlar ne diye? Oda anlattı işte. Bunların mahallesinden her gece 2 tane oğlak geçermiş, kimsede ellemezmiş. Çoğu kişi içine cin girdiğini düşünüyormuş. Benim arkadaşa sordum sende mi inanıyon lan yoksa dedim? Yok be bizim buradakiler cahil her taka inanıyor dedi. Benim umrumda bile değil geçen geçsin yol herkesin amk dedi, güldürdü beni. Kafama taktım bu oğlak olayını cidden balkona çıktım sigara içmek için baktım 2 tane oğlak geçiyor dedikleri gibi. Direk ama yoldan sapmıyorlar, geceden ışık vurunca gözleride parlıyor hayvanların. Kankama dedim hadi gel aşağı inelim, şunları takip edelim diye. Yok lan bizene amk naparlarsa yapsın dedi. Bende o öyle diyince fazla giblemedim. Aradan 1 hafta geçti yine oğlaklar geçiyor aynı yoldan hava yine karanlık. Ulan bi baktım 12 yaşında bitane çocuk onlardan saklanıyor, hay anasını gibim korktuğun şeye dedim içimden. Aşağı indim oğlakları kovaladım. Direk kaçtılar zaten, tuhafıma giden sadece 2 tane oğlak sürekli her gece aynı yoldan geçmesiydi. Başında kimsede yok, başıboş dolaşıyorlar. Birde mahalle halkının o oğlaklardan korkmasıda cabası. Aklımdan geçmedi değil birini kavurma yapmak ama yakalayamazdım muallakleri :D

Tuvalete ekmekle gidiyorum beyler, geliyorum hemen

Dedemin köyündeyim, her gece eşşek anırma sesleri geliyor. Sordum eşşek niye her gece böyle anırıyor? Cinler eşşeği rahatsız ediyormuş ve onları görebiliyormuş hayvanlar. Ulan eşşeğin sesini her gece duyuyorum fakat, kime sorduysam biz eşşeği sattık, bizimki öldü. Köyde birinin eşşeği var, oda bizimki anırmaz bizde duyuyoruz o sesleri diyordu. Harbiden gece gizlice o eşşeğin olduğu ahıra yaklaşmıştım, anırma sesi oradan gelmiyordu. Eşşek biryerde feci anırıyor fakat sesi gelmiyor. Bir gece kafayı koydum eşşeği bulmak için sese doğru gidiyorum, uzun uzun anırma seslerini dinlemem sonucunda eşşeği buldum beyler. Eşşekte öyle biryerde ki dikenli çalılar otlar etrafında fink atıyor. Yazık eşşek zayıflıktan kuruya kalmış, heryerine dikenler saplanmış. içim acıdı onu öyle görünce, eve doğru tekrar gittim. Sabah olduğunda dayımla birlikte gittik eşşeği oradan zorla zütürdük. Üzerinde ki iğneleri tek tek çıkardım, yıkadım bi güzel. Eşşek belli ki önceden sahipliymiş, herhalde yaşlandığı için bırakmışlar oraya. içim parçalandı, malum dedem yaşlı insanlar bakamazlar hayvana. Köyde imami ikna ettim ona bıraktım eşşeği. Kime söylesem biz para vermeyiz diyorlardı amk zaten satmıyorduk eşşeği.

Kıssadan hisse: Eşşeğin içine cin değil, açlık girmiş

Bu şeytan ile anlaşmaları az çok filmlerde, dizilerde vs biryerlerde görmüşsünüzdür. ilgimi çekti, belki anlaşma için gelirler. Baktım araştırdım forum sitelerini, Şeytanla anlaşma oralarda demonla anlaşma anldıbına geliyor. 72 tane Demon varmış beyler, bunların her birinin ayrı özellikleri ve güçleri var. ( Online oyunlarda ki gibi hepsinin skilleri var :D ) Ulan dedim öyle boş beleşe çağırıyoruz belki ondan gelmiyor. Birde benden alacağı olursa gelir belki dedim. Başladım araştırmalara, ultra mantıksız olsada denemekten zarar çıkmazdı. Şimdi Demon'larla aramda geçenleri yazacam

Ben cinin ayağına gitmem, cin benim ayağıma gelir!!!1

Okuyan varsa ses versin, ses vermesenizde devam edecem neyse beyler yalnız hissetirmeyin :D

Adını vermek istemediğim dandirik forum sitesi, Türk yapımı bizzat, demonlarla ilgili şeyleri çoğunun çevirisini yapmışlar. Ulan bi baktım forum sitesinde yarısından çoğu çağırdım geldi, bazıları gönderemiyorum şimdi, bitane oç birlikte yatıyoruz bile diyordu. Yorumları görünce gaza geldim. Aha yazan şey anı böyleydi, çok daha uzundu ama bu gibtiri taktan şeyi bile denedim.

Demonun Sembolü
· Renkli Mumlar (Siyah veya Demonun renginde bir mum)
· Tütsü (Hafif bir koku olsa iyi olur.)
· Temiz ve sakin bir ortam
ilk önce Efendi Şeytana dua etmelisiniz. Edeceğiniz duada samimi olun. Demonu niçin çağırıyorsunuz ve amacınız nedir? Bunlara duada değinmelisiniz. Ben şu duayı kullanırım:
Efendimiz, gücünüzle bana güç katın ve ışığınızla beni aydınlatın. Demonlarla görüşmek ve onlarla dost olmak için size dua ediyorum. (Demon Adı) benimle görüşmesi ve sorduklarıma cevap verip bana her anlamda yardım etmesi için size yalvarıyorum Yüce Efendimiz.

Anasını gibim bu saçma sapan şeytan çağırma duasını okurken bi yandan da gülüyorum. En sonunda ciddiyetimi takındım her yazılanı harfiyen yaptım. Bekledim bekledim bi gibim gelmedi. Sadece bu değil bu arada beyler yabancı kaynaklarda ki şeyleri de denedim. Lakin hiç bi tak olmadı. Onun yerine kapı çaldı, gelen kardeşimdi napıyon lan dıbına godumun putperesti dedi. O binte bir demon sayılabilir aslında, ama yinede doğaüstünün yerini tutmaz.

Not: Bunları yaparken amacım bir şeytana veya cin'e tapmak değildi beyler, sadece herhangi bi ruhani varlık görmekti tek amacım. Tapınmayı sevmem