uuuuuuuuv

4. Deneme:
Yine saçma sapan bir internet sitesinde bir yazı okudum cinleri görmek için. Cinleri görmek için, karanlık, harebe pis yerlere gidin. Ama bunu mutlaka gece yapın diyordu. Şu duayıda okuyun dedi, yazılan duayı bir kağıda yazdım. Geceye kadar evde takıldım saat tam 12 olduğunda evden çıktım, bizim mahallede gece balicilerin, tinercilerin barındığı harebe, leşten çok eski bir ev vardı. Yıkıldı yıkalacak görseniz aynı cin filmlerinde ki harebe evler gibi. Elimde fener vardı birde arka cebimde her ihtimale karşı bir çakı vardı. Işığı tutarak içeri girdim 2. kata doğru çıktım, ulan bi baktım 3 kişi var. Birden hortladılar amk beni memur sandılar önce, bi baktım mahalleden eski arkadaşlarım içmeye gelmişler oraya. Ne işiniz var lan burada dedim? Bunlar asıl senin ne işin var dıbına koyim dediler, neyse konuştuk ettik. Her gece takılıyorlarmış orada. Bende sordum onlara hiç cine falan denk geldiniz mi lan dedim, onlarda başladı bazen bişeyler yürüyor sanki, biri de at sesi duyduk dedi. Kahkaha attım orada, neyse geçtim yan odaya tek başımayım, önce o yazan duayı 3 kere okudum, ardından bi sigara yaktım başladım beklemeye. Saat sabah 4'e geliyordu içerde ki muallakler çoktan yol almıştı bile yine bi tak yoktu ortada. Hadi bekledik o kadar sabah ezanınıda bekledim o saat'de belki denk gelirim dedim yine bi tak olmadı. En sonunda eve gittim artık.

Okuyan yok lan galiba, neyse ben yinede yazayım kıyıda köşede dursun

5. Deneme:
Bu sefer yabancı kaynaklara yöneldim. Orada cin değilde demon denen gibik bişey çağırma yöntemi yazıyordu. Bilmem kaçtane mumu daire yaptım. Latince bir yazı vardı onu yazdım. Bunun içinde geceyi bekledim. Dediklerini harfiyen yaptım, yaprak kıpırdamadı dıbına koyim. Ama bu daha eğlenceliydi lan ayin yapıyodum sanki, bide emma watson olsaydı daha güzel olurdu

7. Deneme:
Ouija diye bişey öğrendim. Ouija tahtası deniyor, bununla ruh falan cin her taku çağırabiliyormuşsun işte. Bulunduğum şehirde bulamadım gibtimin tahtasını. Bi internet sitesinden sipariş verdim 3 gün sonra geldi tahta. Bi tecrübeli ablamızdan öğrendim yanında mutlaka bir kız olsun. Kadın olunca daha kolay mı ne gelirlermiş dediydi. Neyse bende sevgilimi çağırdım, malum gece yanıma gelemezdi. Gündüzden zar zor ikna ettim. Kendisi çok korkar böyle şeylerden, Eninde sonunda ikna ettim. Evde Kur'an-ı kerim vardı yanına aldı onu gelirse korusun diye :d, Neyse perdeleri falan çektim evde karanlık olmasa da loş bir ortam yarattım. Mumları yaktım, başladık ey cin geldiysen 3 kere seslen/ bi yere vur diye. Hiç birşey yoktu herzaman ki gibi, devam ediyoruz. Tam o esnada kapı çaldı ödüm takuma karıştı, metafizik şeylerden değil, kızın akrabalarından biri mi geldi lan acaba diye. Bizimki zaten çığlık attı o esnada. tırsa tırsa açtım kapıyı, gelen kuzenimmiş. Güzel bi küfür ettim ipneye, napıyonuz lan falan dedi. Anlattım onada ne yapmaya çalıştığımızı, bin gibişiyom sandı en başta

7'nin devamı;
Kuzenim kızdı önce olum yapacak başka birşey kalmadı da böyle saçma sapan şeyleri mi deniyorsun amk? Bizimle deniceksen dene yoksa kalk gibtir git dedim, onuda ikna ettim. Başladık 3 kişi denemeye. Benim kuzen cıvıtmaya başladı, bende 3 kere çaktırmadan masanın altına vurdum ödü takuna karıştı pekekentin, sonra benim yaptığımı anladı tabi. En sonunda Ouija tahtasında ki fincanımsı şeffaf şey haraket etmeye başladı. Hepimiz birbirmize baktık, önce bir tırsma gelmedi desem yalan olur hareket edince. Ulan o heyacanla elini çekti, dur lan dedim daha bişey belli değil. Elini zorla koydurdum tekrar, o heyacanla hemen adını sordum. Baktım adımı yazmaya başladı, hemen anladım benim kuzenin yaptığı muallakliği oynatıyordu pekekent, bin kıkır kıkır gülüyordu. Sövdüm ona ardından bir kaç deneme daha yaptık, yine bi tak olduğu yoktu. Sonra bir film açtık izledim, hatunuda dolmuşa kadar bıraktım. Ama daha kararlıydım bitane metafizik bi varlık görmek için bilereklerimi kesecek derecedeydim

8. Deneme:
Yabancı kaynaklardan devam ediyordum beyler. Demon çağırma yöntemlerini kafaya takmıştım bu sefer. Neyse aradım taradım bi kaynakta yoğunlaştım. Bir hayvan derisinin üzerine kanımla yazı yazacaktım. Ulan ben nerden bulayım hayvan derisi derken, kasab'ın birine gittim. Önce dalga geçiyor falan sandı, dayı parası neyse verecem dedim. Neyse gettirdim bi koyun derisi, deri kurutulmuş bir deriydi zaten. Masanın üstüne deriyi koydum yanıma leptop'u aldım, görselde ki yabancı yazı ve şekilleri yazmaya başladım. Parmak ucumu bıcakla kestim. Başladım yazmaya sözleri okudum yine birşey olmadı. Deriyi sakladım dolunay'da bekledim o sözleri yine okudum. Yine bi gibim olmadı, boşuna kanımı akıttığımla kaldım, yalnız beni fena kandırdı dıbına kodumun gevaru

9. Deneme:
Kendim gibi bir arkadaşım vardı oda çok meraklıydı ruhani şeylere, neyse bu sürekli araştırma yapıyordu benim gibi. Aklıma geceleyin mezarlığa gitme fikrini soktu. Ulan dedim ölüden başka bişey yok orada ama yinede gidersek belki 3-5 ruhani bişey görürüz, kalbimizin odalarına ışık dolar dedim. Evet beyler ne kadar yanımızda cin çağırma duası falan varsa hepsini zütürdük yanımızda. Saat gecenin 11'i, çıktık yola gidiyoruz mezarlığa. Mezarlığın girişinde güvenlik görevlisi vardı, o saatten sonra içeri almaları yasaktı. Bizde mezarlığın arka tarafına doğru gidip duvardan zıpladık girdik mezarlığın içine. Yalan yok beyler ilk 10-15 dakka zütümüz 3.5 attı, mezarlık hiç gündüz vakti gibi değil beyler. Harbiden gece görseniz altınıza bile sıçarsanız. Atmosferi yetiyor. Hazır gelmişken dedemle, dayımın mezarına'da uğradım. Adettendir diyip fatiha okuduk. Çeşmeden su doldurdup mezarlarını suladım. Hafiften hafiften korkum gitmeye başlıyordu. Neyse beyler bi bank vardı mezarlığın iç taraflarına doğru geçtik oturduk oraya. Ama çıkan her sese avlanacak bir ceylan gibi kafayı döndürüyoruz amk. Okuduk okuduk yine bişeyin geldiği gittiği yok. Ama hafiften sanki bişeyler görür gibi oldum ama bu sadece beynimin bana oynadığı bir oyundu. Eğer birşey olsaydı bunu farkederdim. 1 Saat geçmişti, hiç birşey yoktu yine ama gündüzü görmeye niyetliydim mezarlıkta.

Devam ediyorum

Mezarlığın iç taraflarında geziyoruz, bi ses duymaya başladım. Ulan tırstık arkadaşımla aha en sevdiğim şeyin üzerine yemin ederim beyler yalan söylüyorsam muallakyim. Zaten inanıp inanmamak size kalmış bişey. Neyse devam edeyim, önce 2-3 dakka ses gelen yerden uzaklaştık, ama biri küfür ediyor. Ulan bune dedik iyice tırsmaya başladık. Hafiften hafiften ses gelen yere doğru yaklaştık birlikte. Birden yere uzanmış 45-50 yaşlarında bi dayı gördük. Elinde boğma var (Bi alkol çeşiti) Bizi görünce direk hayırdıııır lan ibbbbneeeeeeeeeelerr ne ayaksıınız olum siz burada ne işiniz faaar lan diye sormaya başladı. Amk o an kahkaha atmaya başladık, neyse dayı sana afiyet olsun dedik gittik, giderken hala bize küfür ediyordu bin, elimizden bi kaza çıkmasın diye aldırmadık züte. Yine döndük dolaştık dedemin mezarına geldik, hiç bir tak yok. Hava hafiften aydınlanmaya başlamıştı, yavaş yavaş toparlanıp gitmeye başlamıştık

En son yavaş yavaş toparlandık mezarlığın arka tarafından tekrar duvarın üstünden zıpladık. Ulan az ilerde polis bizi görmesin mi oradan atlarken, bi baktım tam yürürken arkadaşımla arkamızdan 2 polis koşarak geliyor. Durun lan diye, aha gibi tuttum dedim şimdi.

Diyoloğu aynen yazıyorum beyler
P: Polis - B: Biz

P: Dursanıza lan, 10 dakkadır bağırıyoruz şurada
B: Abi nereye gittik ki?
P: Napıyodunuz lan orada? Ne işiniz var oğlum bu saatte burada, hadi ne aldıysanız çıkarın bizi uğraştırmayın.

B: Abi ne alması, hiç birşey çalmadık bizzzzz
P: ( yanımda ki arkadaşa ) Ağzını yayma lan öyle, ne işiniz var dıbına koyim o zaman bu saatte, birde ön kapıdan çıkmıyorsunuz duvardan mı zıplıyorsunuz? Haydi lan çıkarın!
B: Abi allah ekmek kuran çarpsın ki bişey almadık!
P: Ne işiniz var olum o zaman burada bu saatte?
B: Abi dedemin mezarına geldik yemin ederim, çok özlediğimi hissettim.
P: gibtir lan gündüz özlemeni giderseydin o zaman, Olum ara şunların üstünü, kimliklerini de al bi gbt'ye bakalım.

Üstümüzü aradılar GBT'yi sorguladırlar, kimliklerimizi geri verikene;

P: Hiç bi vukuatınız yok gençler, yalnız asker kaçağımışsınız.
B: Abi ne asker kaçağı ya biz onu tecil ettirdik.
P: Burada öyle gözükmüyor olum
B: Bakayım abi
P: gibtir lan taşşak mı geçiyon bizle Hahahahaha
P: Şimdi size tutanak tutayım mı lan? Niye geldiniz bu saatte ne işiniz var söyleyin?

En sonunda cin çağırmak için geldiğimizi söyledik, bize kahkaha atarak gönderdiler

P: Tamam lan hadi gidin, bidaha görmeyim sizi bu saatlerde burada
B: Yok abi bidaha gelmeyiz
P: Eviniz uzaksa bıraklım sizi gençler
B: Yok abi yakın biz yürürüz sağolun.
P: Tamam hadi gidin

bi yemek yiyip geleyim açıktım beyler, cinler benimle olsun

Devam ediyorum beyler, okumayıp laf dalaşına gelen şakirtler bi gibtirsin gitsin lütfen

Mevsim yaz, dayımın oğlu var ismi Kemal'dir. Kendisi yazın köyde kışında şehirde kalır. Aynı emekli amcalar gibi. Neyse beyler, yaz günü sıcaktan kavrulduğum bir gecede bizim eve çıka geldi birden, hal hatır derken laf lafı açtı. Bu sürekli köyde evlerine taş atıldıklarını söylerdi. Bunların köyü çok eskidir beyler, yeni yetme köylerden değildir. Kaç tane eski topluluk yaşamıştır kim bilir. Bir takım sorular sordum. Başlattı bizim ki anlatmaya, bir yol var dedi, gece oradan geçenlere cinler musallat oluyormuş. Yok taş falan atıyorlarmış, korkunç insanlar geçiyormuş falan filan, ama bu anlattıkları beni heyacanlandırdı.. Birde orada kaç kere kayıp vakası yaşanmış, bilmem neler falan anlattıkça anlattı. Beni hep köye davet ederdi, yanında zütürmek isterdi ben gitmezdim. Ama bu anlattıklarından sonra gitme kararı aldım. Neyse beyler akşamdan 3-5 giyecek ufak bi valiz hazırladım. Sabah otobüse bindik 3 saatte vardık köye. Köyde fena değildir, yazları kalabalık oluyor. Neyse beyler o anlattığı yola beni zütürmesini istedim. Önce yok falan desede zütürdü, gündüz gözüyle gördüm bol ağaçlı biryerdi, hafifde yol dardı, topraklı bir yol. Bi ağaçın gölgesine oturduk konuşmaya başladık, hani lan bişey yok burada dedim, oda tabi olmaz dıbına koyim gece geleceksin dedi. ilk gece beni zütürmedi oraya, ilk evlerinde kaldığım gecede harbi eve taş atılma sesi geliyordu, Sabaha kadar zar zor uyudum meraktan. Kaç kere çıktım dışarıya baktım hiç bi gibim yok. O taş atma sesleri sürekli gelmesede arada bi geliyordu. Ama hala sebebinin başka birşey olduğunu düşünmekteyim.

Neyse beyler 2 gün daha köyde takıldım. Diğer akrabalar falan vardı onlarıda ziyaret ettim, Kemal'in arkadaşlarıyla hep birlikte mangaldı falan takıldık 2 gün boyunca. Bunun arkadaşları yanındayken artık ısrar ettim, yinede beni oraya gece bırakmak istemiyorlardı. En sonunda lan tamam sadece beni geceleyin oraya bırakın gidin sonra dedim. Aslında kendimde giderdim ama bi araba olmadan çok zor gidilir, ebem gibilirdi o yolları aşıncaya kadar. Neyse Kemal'in arkadaşı kabul etti saat 11 oldu, çıktık yola 20-25 dakkada vardık. Saat 1 olmadan seni gelir alırız dedi. Tamam dedim bıraktılar gittiler beni tek başımayım artık. Bir şişe su, sigaram birde cep telefonum var beyler başka da bir takum yok. Domuz, kurt murt çıksa yarra yerdim anca topuk yapabilirdim. Tek korkum o hayvanlardan birinin çıkmamasıydı açıkcası

Bi sigara yaktım, tam yolun ortasına oturdum beklemeye başladım. Orası işlek bir yol değildir beyler, eski ve iptal edilmiş bir yoldur, dediğim gibi toprak eski yol. Heryer kapkaranlık bir ay var birde gökyüzünde ki yıldızlar, hala bekliyorum bu sefer dua falan hiç bi şey yok. Birden baktım bi köpek havlama sesi geldi, ama yavru bir köpek havlama sesi. Görünürde birşey yok sadece ses geliyor. Ufacık sevimli bir yavru köpek çıka geldi ağaçların arasından. Çok sevimli birşey. Fakat köpek yanıma gelmiyordu, karşıma geçti oturdu köpek, aramızda 5 metre var köpekle.. Gel kucu kucu diyorum köpek iplemiyor bile beni sanki, fakat gözlerini bana dikmiş bakıyor. Kalktım köpeği sevmeye ilk başta bana hırladı, sonra alıştıra alıştıra kafasını 1-2 okşadım. Yine hırlamaya başladı, sevmeyi bıraktım köpeği gel diyorum gelmiyor , nedesem giblemiyor köpek beni sadece oturduğu yere kitlenmiş belli bir yöne doğru bakıyor. Yavru köpek normalde hemen hemen tüm yavru köpekler daha insancıl çok daha az saldırgandır. Ama bu öyle değildi, etrafında dolaşıyorum bana bakmıyor bile oraya oturmuş belli bi yere bakıyor başka hiç bişeyede kafasını döndürmüyordu artık. Köpeğin arkasına geçtim önüne sağına soluna, yinede dönüp bakmıyor. En sonunda aldım tuttum kucağıma, baktım hırlıyor yine, yere bıraktım tekrar ilk oturduğu yere hemen gitti oturdu ve yine aynı yöne bakıyordu. Yoldan bir tıraktör geçiyordu o esnada dayı korna çalıyordu benimlede konuştu kimlerdensin vsvs. Burada durma evladım burası tehlikeli diyordu. Dayı tıraktörü yine çalıştırdı, köpek yerinden haraket bile etmiyordu. En sonunda aldım köpeği kucağıma yine hırlıyordu tiraktör geçince yine aynı yerine geçti aynı yola bakmaya devam etti. işin ilginç yanı kuzenim gelmeden 1-2 dakka önce köpek havlaya havlaya tekrar geldiği gibi koşarak gitti. Yalan söylemiyorum kesinlike beyler köpek gittikten hemen sonra kuzenim geldi onlar gelir gelmezde. Sanki 10 kişi birden ıslık çaldı, fakat bu sesler uzaktan geliyordu. Yinede ben bunu paranormal bir olay olarak görmüyorum, illa ki biryerde çalınmıştr o ıslıklar köpeğin gitmesi de tesadüftür onlar gitmeden önce belki ama çok ilginç bir tesadüftü benim için.

Ses verin, burdaysanız devam edeyim gençler

Devam ediyorum
Mahallede arada sırada gördüğüm birisi vardı benden 5-6 yaş büyüktü, bir arkadaşım sürekli onun hikayesini anlatıyordu. Daha doğrusu o abi bunlara anlatmış baya tırsmışlar o hikayeden belli. Bizde cin avcısı gibi her taka atlıyoruz dıbına koyim neyse. Hikayeye göre bu abi geceleyin 4 arkadaşıyla içtikten sonra hamama gitmişler. Hamam sahibide bunun arkadaşıymış zaten, gece saat 1-2 gibiymiş, Hamamda ne tak yiyorlarsa artık o saatte neyse ben anlatayım bunlar gece 4 arkadaş hamam girmişler kafalarıda güzelmiş işte, hamamda yıkanmışlar falan filan neyse, tam üstlerini giyenecekken biryerden ses duymaya başlamışlar, sese doğru gitmişler (bu olanlar hamamın içinde oluyor yalnız) 7-8 tane adam birbirlerini yıkıyormuş dediklerine göre, kiminin ayağı ters dönmüş, kiminin kafası ters, kiminin de at kafası şeklinde kafası varmış. içip içip hayal görüyorlar amk dedim içimden, neyse ben o abiyle hamam sahibini buldum, hafiften kafayı sıyırmış gibiydi sanki hamam sahibi. Neyse onlarda aynı hikayeyi anlattılar bana, ben hamam sahibine yalvardım yakardım, abi nolur gece burada kalayım falan filan bana güvenmedi, hırsızlık mı yapacaz sanki amk, sonra bir arkadaşım vardı bu hikayeyi anlatan hamam sahibiyle arası iyiydi, onu buldum konuştum sağolasun çocuk önce bana salak salak baksada hamam sahibini ikna etti. Neyse konuştuk hamam sahibiyle birlikte, en sonunda kabul etti. Ama bir şartla kapıyı üstünden kitlerim, yoksa yok dedi. Önce biraz düşündüm sonra kabul ettim. Oda tamam sabah 9'da açarım dedi o zaman gidersin. Neyse beyler akşam oldu, yanıma yine 3-5 yicek bişey aldım, açıkırsak hamam taşını kemirmeyeyim diye. Bekledim bekledim hiç bir tak yoktu herzaman ki gibi, gelse hazır bekliyorum amk ne tak olacaksa olsun en fazla ölürüm mantığı var bende. Biran sanki bi ses duydum tak tak tak diye, oda yerin altından hafifden bir tırstım koydum kulağımı yere dayadım dinlemeye başladım. 3-4 kere daha oldu aynı ses sonra bir daha olmadı. Bende sıkıntıdan yıkandım amk, sonra saat 3 gibi yere havluları serdim uyudum. Hamam sahibi de sabah uyandırdı beni, sordu ne oldu lan bişeyler görebildin mi? diye. Adamda korkmuş saat 5'de gelip açtı hamamı benim yüzümden, yok abi falan filan, iyi hadi evine git diyip yolladı beni.