/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +23 -2
    arkadaşlar sağlam bir hikaye yazacağım tam vaktidir. gece yatakta uzanırken yahut pc başında olanlar eminim ki kitlenecekler. 3-5 kişi var ise dilerseniz başlayabilirim.
    not: yalnız hikayeden yaşı küçük olanlar etkilenebilir zira yaşanmış bir olayı üçüncü kişi ağzından ben yazacağım.

    edit: geceleri yazıyorum sadece.
    ···
  2. 2.
    +6
    ahmet 13-14 sene önce liseye yeni başladığı sıralar kendinde gariplikler fark etmişti. değişik değişik hislere kapılıyordu. sanki bir şeyleri seziyor, önceden tahmin edebiliyordu. her ne kadar saçma gelse de ahmet son zamanlarda böyle bir şeyin gayet farkındaydı. ahmet, bu yeteneğinin daha önce farkına varamamış olmasından yakınıyordu. her insan ister sezgilerinin kuvvetli olmasını.
    ahmet'in annesinin büyü, fal gibi işlerle uğraşan bir arkadaşı vardı ve ahmet daha önce hiçkimseden böylesine korkmamıştı. bu korkunç görünümlü kadın 90-100 kilo ağırlığında, çirkin, bakımsız, şişman, kıllı ve kısa boylu bir kadındı. ahmet bu kadından tiksiniyor ve bu kadını gerçekten öldürmek istiyordu.
    ···
    1. 1.
      0
      bücür cadının hikayesi olum bu
      ···
  3. 3.
    +2
    Bir gün kadın Ahmetlere gitti. Annelerin bir huyudur; annesi ahmet’e misafir geldiğinde “oğlum gel bir misafire selam ver” diyerek yaptığı baskıdan dolayı ahmet ayıp olmasın diye kadının yanına gitti. O sırada annesi ahmet’e çay almak için gittiğinde kadın aniden ahmet’e dönerek “ her gün duş alıyorum, yani düşündüğün gibi pis bir insan değilim biliyor musun?” dedi. Ahmet bu söz karşısında şok oldu. Tuhaf tuhaf kadına baktı. Kim olsa şok olur. Zira kadın ahmet’in o an aklından geçen düşünceleri söylemişti.
    ···
  4. 4.
    +3
    Ahmet büyülere, fala, cinlere kesinlikle inanan bir insan değildi. Daha çok deist gibiydi. Dolayısıyla bu Ahmet için gerçekten çok ağır bir durum oldu. merakına yenik düşerek o dakikadan sonra kadınla bir savaş haline girdi. Kadın aynı zamanda zeki, kültürlü ve bilgili bir insandı. Bu, konuşmalarından anlaşılıyordu. Kadın istese Ahmetle kedinin fare ile oynadığı gibi oynar ancak Ahmet, ergenliğinin de ona vermiş olduğu cesaret ve delikanlılık yüzünden kadına saldırmayı düşünüyordu.
    ···
  5. 5.
    +2
    Aradan biraz zaman geçti, Ahmet o zamanki sevgilisiyle mahallenin en ıssız parkında sevgilisiyle yiyiştikten sonra eve geldi ve direkt odasına geçti. Vcd player’ı müzik setine bağlayan Ahmet, o zamanın hit olan parçalarını dinliyordu. Aniden Ahmet yine o hislerden birine kapıldı. Çok garip hissediyordu. istemsizce evin içinde sağa sola bakınmaya başladı. Kendini durduramıyordu, sağa sola bakmaktan kendini alıkoyamıyordu. Baktığı o kadar anlamsız yerden sonra odasındaki elbise dolabının altında beyaz bir dondurma kabı gördü. “Bunun burda ne işi var” düşüncesi ile beyaz dondurma kabını dolabın altından çekip içine baktı. içerisinde bir sabun ve elliye yakın çivi vardı. Sabunun bir kısmı erimiş ve suyun içi de bembeyazdı.
    ···
  6. 6.
    0
    Anlamsız bir şekilde hiddetlendi ve suyu yere döktü. Çivileri sabundan bir hışımla çıkarıp balkondan aşağı fırlattı. Sabunu da tuvaletin deliğine attı. Bütün bunları tamamen anlamsız ve istemsiz bir biçimde sadece iki dakika içerisinde yaptı. Bu olaydan sonra Ahmet, geri dönüşü olmayan ve pgibolojik olarak vurgun yaşadığı olaylar dizisinin başlangıcını vermiş oldu. Bu yaptığı olayı annesi gelince sinirli bir biçimde annesine kızarak anlattı. Annesi ise bunun kendisine ait olmadığını, bir arkadaşının kendisinde “yer kalmadı” diye bir yere saklamasını rica ettiğini, saklayacak en uygun yer de ahmet’in dolabının altı olduğunu söyledi. Ahmet ise fazla takmayarak, konuyu da uzatmak istemediği için annesine “bir daha olmamasını” tembihledi. Konuyu kapattığını sandı ancak her şey işte o zaman başladı. Geceleri uyku problemi yaşıyordu lakin o olaydan sonra fark etti ki daha fazla uykusu geliyordu, uyumamak için bin takla atıyordu.
    ···
  7. 7.
    +1
    Önce garip rüyalar görmeye başladı. Anlamlandıramadığı siyah yüzler geliyordu rüyasına ve zıplayarak uyanıyordu. Sevdiği insanların kılığında tuhaf varlıklar görüyordu. Uyanınca annesine anlatıyordu, annesi ise birkaç dua okuyup geçiştiriyordu. Rüyalar bir türlü kesilmedi ve günlük yaşdıbını da etkilemeye başlamıştı. Önce evin içinden garip garip sesler duyuyordu, aldırış etmiyordu ama inceden korkuyordu. Sonra ise belirgin olarak hissetmeye başladı. Evde yalnızken sanki onunla birlikte birisi daha vardı ve sanki sürekli onu takip ediyordu. Odaların ışıkları yanıp sönüyor, radyo kendiliğinden açılıyordu. Evin içindeki sesler şiddetlenmeye başladı ve gerçekten korkmaya başladı. Evde durmaktan korkmaya başladığı için sürekli birilerinin yanına kalmaya gidiyordu. Nafile, kendi evinde yaşadığı şeyler kalmaya gittiği yerde de gerçekleşiyordu.
    ···
  8. 8.
    +1
    Ahmet’in ömer ve deniz adında iki arkadaşı vardı. Ömer ve deniz iki erkek kardeşti. Bu kardeşlerin babasının tavuk çiftliği vardı. Ahmet, onların yanına kalmaya gitti. Güzelce eğlendiler. O zamanlar playstation 1 vardı. Gece saatlerine kadar oynadılar ve yattılar. Gece o garip varlık, yine ahmet’in rüyasında ve yine ahmet’in sürekli peşindeydi. Ahmet rüya olduğunun farkındaydı ancak sıçrayarak uyanmaktan kendini alamadı. Kalkıp bir bardak su içti. Tekrar yatağa geçeceği sırada dışarıdan bir ses geldiğini fark etti. Bir kadın, çok kısık bir sesle ahmet’in adını söylüyordu. Söylemekten çok çağırmaktı aslında bu. Kafasını uzatıp camdan bakamadı, dizleri titriyordu. Zira şehir dışındaydı ve yabancı bir yerde en yakın ilçenin 20 km uzakta olduğu çiftlikte ahmet’i tanımaları mümkün değildi. Hemen ömer ve deniz’i uyandırdı. Olayı anlattı. Dışarıdan kadın sesinin geldiğini söyledi. Üçü birden sessizce dışarıyı dinlediler. Ses kesilmişti. Ahmet o an aptal durumuna düştü. Delirdiğini düşünüyordu ve ömer ile deniz onunla dalga geçiyordu. Tam o sırada cama aniden bir şey çarptı. Ses tekrar gelmeye başladı ve sesi duyan bu sefe tek Ahmet değildi. Üçünün de ismi söyleniyordu. Kimsenin camdan bakmaya cesareti yoktu. Hava karardığından beri hiçbir ses çıkarmayan tavuklar, birden ciyaklamaya başladı
    ···
    1. 1.
      0
      Rezzzzzz
      ···
  9. 9.
    +1
    Ahmet’in kalp rahatsızlığı vardı ve küçükken bir operasyon geçirmişti. O an kalbi yerinden fırlayacak gibiydi. Üçü de odanın köşesine geçip birbirine yaslandı. Deniz , onlardan iki yaş küçüktü ve ağlamaya başladı. Çok fazla dinlerine düşkün olmadıklarından dolayı fazla dua da edemiyorlardı. Birden kapı aralanma sesi geldi. Ömer, “ahır kapısı” diye fısıldadı. Deniz’in ağzını kapatıp susturmaya çalıştılar. Çıt çıkmıyordu ve dikkatlice dinliyorlardı. Birden bir kapı sesi daha geldi. Ömer bu sefer “ koridor kapısı” dedi. iyice korkmaya başlamışlardı. Sıradaki kapı, onların bulunduğu yatakhane kapısıydı.
    ···
  10. 10.
    +1
    Deniz, birden duvardaki kuran-ı kerim’i alıp göğsüne sıkı sıkı bastırdı. Gece bitsin diye hepsi bildikleri dualar tekrar tekrar söylüyorlardı. Sessizlik iyice geriyordu ortamı. Kadın sesi dışarıdan tekrar gelmeye başladı. isimlerini söyleyip, “gelsenize biraz dışarı” diyordu. Ahmet cesaretini topladı ve ömer’e “camdan bakalım mı?” diye sordu. Çünkü Ahmet de ömer de biliyorlardı ki bir şeyler yapmazsalar orada öleceklerdi korkudan. Ömerle beraber ayağa kalkıp cama yaklaştılar. Perdeyi hafifçe araladılar ve 40-50 metre ileride kucağında sanki bir bebek taşıyan köylü kıyafetli bir kadın duruyordu. Hemen kendilerini geri yere attılar. Süreli “dışarıya çıksanıza” diye sesleniyordu kadın. Ahmet, o kadar titriyordu ki ömer’e “kim bu kadın?” diyemedi. Kadını gördükten sonra hiçbirinin cesareti kalmamıştı. Ahmet yorganı üzerine çekti ve dua tekrarı yapmaya başladı.
    ···
  11. 11.
    +1
    . Kadının sesi artık o kadar sıkmaya başlamıştı ki ömer, “gidelim mi?” diye sordu. Cevap veremedi Ahmet. Gidip gitmemek arasında konuşurlarken birden ses kesildi. Yarım saat kadar bekledikten sonra tekrar camdan dışarıya baktılar. Hava aydınlanmaya başlamıştı. Rahat bir nefes alıp hep beraber dışarı çıktılar. Arabada bulunan tüfeği aldılar ve etrafa bakınmaya başladılar. Artık güneş kendini iyice hissettirmeye başlamıştı ki deniz “abi ahır” dedi. Ahırın kapısını sopayla itelediler. Hep beraber içeri girdiler. Tavuklara baktılar hiçbir şey yoktu. Hepsi normaldi. Ahırdan içeri geçen kapıya yöneldiler, yine hiçbir şey bulamadılar. Ahmet, hemen onlara kendisini en yakın ilçeye bırakmalarını söyledi. Zira belanın kendisiyle beraber geldiğini biliyordu. Yolda giderken de Ahmet, birkaç gündür yaşadıklarını anlattı onlara. Ömer “ihmal etme kardeşim, acilen çaresine baktır iyi değil yoksa” dedi.
    ···
  12. 12.
    +1
    ilk otobüsle ankara’ya geldi Ahmet. Uykusuzluktan geberiyordu ancak uyumamak için elinden geleni yapıyordu. Annesini aradı. Nerede olduğunu öğrenip yanına gitti ve olanları anlattı. Annesi, arkadaşıyla konuşacağını söyledi. Ahmet ise onunla konuşmamasını, başka birine sormasını istedi ama annesi inat ederek direkt arkadaşının yanında zütürdü onu. ahmet kapıdan girince kadına bir daralma geldi. Gözleri döndü kadının. Ahmet, annesi, kadının kızları; hepsi donup kalmıştı. Kadın fenalık geçriyordu. Sürekli “ çok ağıır zütürün şunu yeter” diye bağırıyordu. Annesi ahmet’e çıkmasını söyledi. Ahmet kendinisi dışarı attı. Dışarıda iki saate yakın bekledi. Eve de gidemiyordu çünkü korkuyordu. Nihayet annesi çıktı. Ahmet ne olduğunu sorduğunda annesi ahmet’e musallat olmuş bir cin olduğunu söyledi. Bütün bunlar o büyüyü bozduğu için gerçekleştiğini öğrendi.
    ···
  13. 13.
    +3
    beyler word'e bu kadar yazabildim, malum yarın sabah iş var bu yüzden yarın akşam geri gelir devdıbını yazarım. 3-4 gün sürer bu böyle. hadi iyi geceler.
    ···
  14. 14.
    +3
    O günden sonra ondan 7 yaş büyük olan abisi, sürekli ahmet’in yanında duruyordu. Ailesi, uyurken abisinin yanına yatırıyordu onu. Her ne kadar rüyaları etkilemese de en azından abisi olduğu için biraz daha güven içinde hissediyordu. Normalde 2 ayrı yatak vardı odada ve Ahmet, abisinin yanına yattığı için diğer yatak hep hazır dururdu. Bir gece yatarken rüyasında o karanlık varlık geldi ve ona dokundu. Dokunduğu yer o kadar acıdı ki sanki yanmıştı. O sırada abisi onu dürterek uyandırdı ve “kalk çabuk çık dışarı” dedi. Gözünü tamamen açtığında karşıda yatması gereken yatağın alevler içinde olduğunu gördü. Abisi hemen üzerlerine örttükleri yorganı alıp ateşi söndürmeye çalıştı ancak alevler sönmüyordu. Elinden tutup dışarı çıkardı ahmet’i abisi. Hemen müstakil olan evlerinin bahçe kapısından çıktılar ve orada beklemeye başladılar. Annesi ve babası da misafirlikten geliyordu. Onları görünce hemen koştular. Neler olduğunu anlattıktan sonra hep beraber eve girdiler. Odanın kapısını açtıklarında ne duman, ne ateş, hiçbir şey yoktu. Abisinin alevlerin üzerine attığı yorganı kaldırdıklarında da herhangi bir yanık ya da kararma izi bulamadılar. O an ikisi de birbirine bakıp şok oldular.
    ···
  15. 15.
    +3
    O olaydan sonra tüm aile toplanıp bir şeyler yapmak için karar aldılar. Ancak kimse ne yapacağını bilmiyordu. Aile büyükleri sürekli ahmet’in yanında kuran okuyorlardı. Onun içindeki korku ise sürekli devam ediyordu. Yaklaşık 3 ay boyunca gündüzleri uyudu. Geceleri uyanıktı ve herkes onun yanındaydı. Tam olaylar kesilmeye başlamıştı ki tekrar rüyalar, kabuslara dönmeye başladı. Bir gece rüyasında o varlık geldi ve onu darp etti. Korku filmi misali duvardan duvara fırlatıyordu. Rüyadan fırladı ama hareket edemiyordu. Eüyanın şokuyla yatakta doğrulmaya çalıştı ama doğrulamadı. Bir anda abisinin yatağının yanında bir gölge belirdi. Bir anda hareketlendi ve üzerine doğru gelmeye başladı. Ses telleri yırtılırcasına, avazı çıktığı kadar bağırdı. Abisi yatıyor ama onu duymuyordu. Gölge bir anda ahmet’in üzerine kapandı. O an nefes alamamaya başladı. Yatakta sürekli çırpınıyordu. Yine de ses çıkaramıyordu. Korku ve şoktan hareket edemiyordu. Sonrasında ise eklemyerleri acımaya başladı. Daha önce hiç öyle bir acı hissetmemişti. Sağ diz kapağı ve iki elinin bilekleri o kadar ağrıyordu ki o kadar acıya dayanamamaya başladı. “allah’ım ne olur yardım et” diye bağırdı ama kimse duymadı. Birden dışarıdan bir ses geldi. Bu, ezan sesiydi. Ezan okununca bir anda üzerindeki yük kalktı ve rahatladı. Ancak eklem yerleri hala aşırı derecede acıyor ve sızlıyordu. Bir anda bayıldı.
    ···
  16. 16.
    +1
    Gözlerini açtığında oturdukları yere yakın olan özel hastanenin acil servis sedyesinde yatıyordu. Annesi, saçlarını okşuyordu. Annesine ne olduğunu sordu. “ bir şey yok anlatırım sonra” dedi annesi. Etrafa bakınmaya başladı. Bulunduğu odada 6 tane yatak vardı ve sadece ikisi doluydu. Tam karşısında yaşlı bir amca yatıyordu. Yanında da arkası dönük, başı kapalı, yaşı bir teyze oturuyordu. Babası ve abisi geldi yanına. “nasılsın?” diye sordular. “ her yerim ağrıyor” diye cevap verdi. Biraz konuştuktan sonra uykusunun geldiğini söyledi. Abisi ve babası tam giderken Ahmet; “abi ne oldu?” dedi. Abisi etrafına baktı. Annesi ve babası kendi aralarında konuşurken eğildi ve “bileklerin ile diz kapağın çıkmış” dedi. Hiçbir şey hatırlamıyordu ancak bir anda gece yaşadıkları aklına geldi. Abisi yanından ayrıldı ve gözleri yavaş yavaş kapanıyordu. Etraf kararıyordu. Annesi ile babası sürekli konuşuyorlardı. Çok hararetli tartışıyorlardı. Tam onlara seslenecekken karşı taraftaki maçaya kaydı gözü. yaşlı amcanın yanındaki yaşlı teyze ayağa kalktı ve ona doğru döndü. Bir anda tüyleri diken diken oldu. Ömer ve deniz ile dışarıda gördüğü kadındı. O kadar dik ve hiddetli bakıyordu ki yüzü gözü sanki ayrı oynuyordu. Hayatında hiçbir şeye o kadar dikkatli bakmamıştı ancak burun deliğinin bir tane olduğunu fark etti. Normal bir insan gibi iki delikli değildi. Yine kalbi sıkıştı ve daraldı. Nefes alamıyordu. Kalp krizi geçirmişti.
    ···
  17. 17.
    +2
    Hastanede birkaç gün yattıktan sonra ailesi onu ankara’dan uzaklaştırmak istedi. Alanya’da üç dayısı ve bir sürü kuzeni vardı. Birkaç gün kafasını dinlemesini istediler. Abisiyle ahmet’e bilet alıp, ceplerine de para koyarak yolladılar. Yolda giderken sürekli yaşadıkları aklına geliyordu ve korkuyordu. Gece bindiği için otobüse hemen uyudu. Bir rüya gördü ve çok gerçekçiydi. Gözlerini açıyordu ve abisi yoktu. Ayağa kalkıp bakıyordu ve araçta da kimse yoktu. Araç kenara çekilmiş öylece bekliyordu. Ön tarafa yöneldi ve kapıları açan butonu arıyordu. Bulamayınca doğruldu ve arkasını döndüğünde yine o kara gölgeyi gördü. Bir anda yerden dikeldi ve öylece bekledi. Tekrar çığlık atmaya başladı ama kimse duymadı. Gözlerini açtığında dinlenme tesisinde olduklarını gördü. Su gibi terlemişti. Araçta da kimse yoktu. Rahat bir nefes almak isterken arkadan gelen bir sesle irkildi. inceden korktu ama kendisi gibi arkada uyuyan biri olduğunu düşündü. Ancak ses kendini tekrarladı. Bir insan aynı sesi aynı tonda aynı tizde iki defa nasıl çıkarır diye düşündü. Arkasını döndüğünde kimsenin olmadığını gördü. Hemen koşarak ön kapıya gitti ve indi otobüsten. Tir tir titriyordu. Kalbi yine sıkışmaya başlamıştı. Bir anda abisi geldi ve tuttu onu. Hemen yere yatırıp bacaklarını havaya doğru kaldırmasını istedi. Çok güçlü bir şekilde öksürmesini istedi. Sürekli öksürüp durdu ve sonra rahatladı.
    ···
  18. 18.
    +2
    bismillahirahmanirrahim, yarın akşam devam ederim.
    ···