/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1026.
    +89 -1
    *
    hakkını helal et..
    bu sana son mesajım,
    ömer sözü..
    hoşçakal.." yazıyordu bi kaç parça halinde gelen uzun mesajda.
    ne zaman ağlamaya başladığımı bile bilmiyordum mesajı okurken,
    zaten meyilli olsam da eylül'ün atmış olduğu mesajın da etkisiyle
    kalbim ve beynim arasındaki kıran kırana maçı "giberim amk" diyip sahaya atlayarak ben kazandım.
    koşarak uzaklaştık o banktan.
    arabaya doğru koşuyordum.
    saat 10'a 10 vardı.
    bastım gaza,
    eylül'ü heniz affedip affetmediğimi bile bilmiyordum ama bu şekilde gönderemezdim onu,
    belki son defa sarılacak ve sonra yine gönderecektim ama bu şekilde gidemezdi.
    sarılmam lazımdı ona necati amcanın dediği gibi.
    ölümüne bastım gaza,
    ne ışık dinledim ne başka bi şey.
    otogara girdiğimde saat 10'u 5 geçiyordu.
    "ne olur kaçırmış olmayayım" diye yalvardım allaha.
    saat 10 izmir arabasını sordum peronlardaki muavinlere,
    "saat 10 da bi tek köksallar vardı, o da az önce kalktı abi" dedi muavinler.
    yıkılmıştım.
    o otobüsün arkasından tekrar koşacak,
    o otobüsü durduracak gücüm yoktu artık.
    "kader mi?
    o zaman bu da kaderdi ömer.." diyebildim kendi kendime.
    kalakalmıştım oracıkta,
    bin gibi kalmıştım hem de.
    yutkunamadım be binler,
    ona son kez sarılamadığım için boğazıma takıldı bi şeyler.
    bi kaç dakika orda öylece bekledikten sonra çaresizce arabaya doğru yönelmiştim ki biraz ilerde durup o yaşlı gözlerle bana bakan dünyalar güzelini gördüm.
    bana doğru yürüyordu eylül.
    ağlayan gözlerle beraber kocaman bir mutluluk vardı yüzünde tıpkı benimki gibi.
    tam karşımda durdu.
    gözlerime baktı.
    gözlerine baktım.
    o gözlerde boğulmaktan korkmuyordum artık.
    "ölümüm gözlerinden olsun ulan" dedim içimden.
    -gidemedim ömer... dedi
    cevap vermedim.
    sarıldım sımsıkı..
    öyle sıkı sarıldım ki benim bile vücudumdaki tüm kemikler sızladı lan beyler.
    boynundan koklaya koklaya sarıldım,
    hasretle sarıldım,
    necati amcanın dediği gibi sarıldım.
    şükrederek sarıldım ona.
    ben hayatım boyunca tam 4 kez büyüdüm beyler,
    birincisi babam gibtir olup gittiği ve henüz 17 yaşında onun borcunu ödemeye başladığım zaman,
    ikincisi ablam öldüğü ve ona kocaman bir umut sözü verdiğim zaman,
    üçüncüsü her şeye rağmen eylül'ü affedip bu otogara geldiğim ve ona sımsıkı sarıldığım zaman
    dördüncüsü baba olduğum zaman...
    ···
    1. 1.
      +46 -1
      Adamsın abi sen ADAM
      ···
    2. 2.
      +9 -6
      ANANi gibEYiM iEAHUiHEHPUiHEUiHUiHEKUiKLAUiALKHAiYQŞuakişpnaçthşuieatşqyia
      ···
    3. 3.
      +6
      Laaaannn anani skm cigik attm lan burda son kelimeyi goruncr
      ···
    4. 4.
      +45
      ÖMER KARDEŞiMi TOKATLADIM MUTLULUKTAN iUMEUiELYKUiEHKZUiEHKUZiEUiHEUiKHZZZZZZZZZZZZZZS
      ···
    5. 5.
      +21
      Ya ben senin tassagina kurban be aglattin lan allahina kurban senin
      ···
    6. 6.
      +19
      baba olduğunu duyunca hıçkırıklarıma hıçkırık eklendi be abi
      ···
    7. 7.
      +14
      Bir yerde okumuştum gene, kalbinin ekmeğini yiyesin yazmıştı adamın biri..

      Kalbinin ekmeğini yiyesin be Boncuk Ömer.. Yemin ederim kendi hatunuma sarılmışım gibi huzur doldu içim okurken bile..
      ···
      1. 1.
        +3
        Taşeron bi kardeşimizle pastaneci
        ···
      2. 2.
        0
        Hay yaşa
        ···
      3. diğerleri 0
    8. 8.
      +7
      LAAAAAAAAAAAAAANLAAAAAAAAAAAAAAN DALLAS ŞAMPiYON OLDUĞUNDA BU KADAR SEViNMiŞTiM EN SON
      ···
    9. 9.
      +8
      Bence hikâyede ters köşe var. Eylül ile evlenmedi bu. Çok zeki bir anlatımı var, resmen usta bir roman yazarı edâsıyla anlatıyor olayları. Ceyda olamaz, o huurnun teki. Tek geçerim dediğim insan Aysel. Çünkü o, hikâyede ki en adam gibi adamlardan biri, emrah ve cemil ustadan sonra. Bazı yerlerde de boncuk ona iyi davranmasından dolayı aysel'e karşı düşüncelerinde farklılıklar olduğunu yazmıştı. Farkına varmıştı bazı şeylerin.
      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      Edit: Aklıma Gamze geldi bir an ama Emrah bunu giber öyle bir şey olursa.

      Edit 2: Cemil ustaya karşı gelmekten bahsetmişti, acaba gamze yüzünden mi. Bak deli sorular sezonu açıldı ha kafamda.
      ···
      1. 1.
        0
        Panpa ben de aysel diye düşünüyorum yav 2 3 gündür
        ···
      2. 2.
        0
        Bi ara bunu düşünürken entrylere bakıyorum sen yine aysel yazmışsın. Bi ara da boncuk şey dedi finali sadece 1 kişi bildi diye onun da haberi yok demişti. Bundan sonra ben de ayseli düşündüm. Eylül olamaz ama. Güler belki dedim, ama biraz daha yer verirdi hikayede. Ceyda fotoyu çalan, onunla zaten olmaz. Gamze hiç değil.
        ···
      3. 3.
        0
        ceyda fotoyu mu çalmıştı? kafa gitti gari ben de.
        osuruğun50notası teoirelerini aynen düşünmüştüm ben de. ters köşe golden shut bekliyorum...
        ···
      4. diğerleri 1
    10. 10.
      +6
      "dördüncüsü baba olduğum zaman... " şu cümleyi okuyunca babannemi tekmeledim mutlu musun ömer
      ···
    11. 11.
      +1
      abi sen buunları anlatırken biz de büyüdük amk allah bebene hayırlı ömür versin vatanına milletine hayırlı bir evlat olsun inşallah hadi eyvallah
      ···
    12. diğerleri 9
  2. 1027.
    +48 -1
    beyler yarın da final tadında bi part olacak. uzun bir gece olacağı için muhtemelen yine saat 10 gibi başlarız. ertesi gün yani pazar da final ve veda var zaten.

    sataşmayın kimseye, iyi geceler.
    ve unutmayın güzel günler göreceğiz, güneşli günler.
    ···
    1. 1.
      +1
      iyi geceler abi dikkat et kendine.
      ···
    2. 2.
      +2
      abi daha güzel neler olabilir ki hayal edemiyorum adam hala güneşli günler diyor
      ···
      1. 1.
        +1
        Fır Fır aysel ile evlenmesi
        ···
      2. 2.
        +1
        fır fır deme ak ihtimal vermiyorum ama yenge diyebiliriz
        ···
  3. 1028.
    +30 -1
    hikayeyi ve beni kelebeğe benzetenlerin ta amk. eylül'ün olayı ebruya benzıyor dıye nasıl böyle bi şey dersiniz amk siz. evet benzer noktalar var ama ben yaşanmışı ben yazmadan önce kurgulanmış bir hikayeye göre değiştiremem beyler..
    ···
    1. 1.
      +3 -1
      Kurgu diyenleri gibiyim
      cCc Boncuk Reyiz cCc...
      ···
    2. 2.
      +1
      hadi bakalım heyecanla bekliyoruz resim falan varsa şenlendir bizi boncuk
      ···
    3. 3.
      +1
      Boşver reis aldırma sen o diyenlerin amk adam değil hiçbiri.
      ···
    4. diğerleri 1
  4. 1029.
    +32
    Beyler aptal insanlarla dalaşıp da onlara prim yaptırmayın amk. Ilk günden beri demiyor muyum ben "kimseye sataşmayın" diye. Bu hikayenin bir amacı var, ve her şey o amaç uğruna yapıldı, bırakın kimine göre kurgu olsun bu hikaye, inanın gibimde değil. Ben kimseyi inandırmaya çalışmıcam, cevap yazmıcam, sizden ricam siz de kimseyle uğraşmayın. Yarın final yapıcaz, son 2 gün, bırakın bu işleri de keyfini çıkarın. Saygılar
    ···
    1. 1.
      +2
      Sonda keyfimiz gaçmaz dimi ömer başgan
      ···
    2. 2.
      +1
      https://www.youtube.com/watch?v=yDruN9IMgdQ Reis bu gece bunla başla
      ···
  5. 1030.
    +53
    beyler ben daha çıkamadım işten amk,
    10 dedik ama 11 gibi anca geçerim eve,
    harbiden özür dilerim amk ama elimde olmayan bir sebepten dolayı geç kalıcam.
    çok sövmeyin giberun.
    11 gibi görüşürüz.
    ···
    1. 1.
      +2
      patronun niye dıbına koyuyon
      ···
  6. 1031.
    +47 -2
    geldim binler. başlıyorum.
    ···
    1. 1.
      +4 -2
      çugulayan:tigir er
      ···
      1. 1.
        +2 -1
        Başlaaaaa
        ···
    2. 2.
      +10 -1
      Geç kaldın ve dudaklariyin hemen yanından öptüm hadi bb
      ···
  7. 1032.
    +78 -2
    *
    bir süre sonra zor da olsa bıraktık birbirimizi.
    duyduğum lafları, o defterde yazılanları sindirmem uzun sürecekti.
    -şimdi ne olacak ömer. dedi eylül gözlerimin içine bakıp.
    -izmir'e gideceksin. dedim
    gözlerindeki umut yerini korkuya bıraktı.
    -sınavına girip geçeceksin, sonra da geri döneceksin ve ben kalan 1,5 yılın bir an önce bitmesi için gün sayacağım. dedim
    gülüverdi.
    o gülünce ben de güldüm her zamanki gibi.
    yana yakıla izmir'e otobüs aradık eylül'le.
    en yakın otobüs sabah saat 8'de vardı.
    eylül'ün sınavı tam 2 gün sonraydı.
    yarın sabah binerse akşam orda olur,
    ertesi gün de hiç çalışmadan sınava girmiş olurdu.
    ama eylül yine de,
    -çalıştım zaten öncesinde, 1 akşam göz gezdirsem bile olur. dedi sabah otobüsüyle gitmek isteyip.
    ama benim gönlüm razı olmadı.
    kısa süre düşündükten sonra belki mantıksız olsa da içimi en çok rahatlatacak olan şeyi yaptım.
    -atla arabaya. dedim eylül'e.
    -nereye. dedi.
    -izmir'e. dedim tebessüm ederek,
    -ama olmaz ki. dedi beni düşünüp.
    -bundan sonra ben ne dersem o olacak eylül hanım. diyip şakayla karışık hem laf vurup hem de istediğimi yaptım.
    bindik arabaya.
    vermiş olduğum kararı hiç sorgulamadan bastım gaza.
    çıktık otobana.
    içimde garip bi mutluluk vardı,
    ama bastırılmış bi mutluluktu bu.
    hala soruları olan, aysel'in yaptıklarından dolayı utanan bir mutluluk.
    eylül yorgun düşüp uyudu yolda.
    yol boşken kimi zaman onu izledim giderken.
    ona dönme kararımı sorguladığım zaman mutsuz olacağımı farkında gibiyidim.
    pişman değildim ama pişman olmaktan korktuğum için düşünmedim bunları hiç.
    sabah 6'da girdik izmir'e.
    evin yolunu bilmediğim için mecburen uyandırdım eylül'ü.
    tarif etti yolu.
    birazdan geldik eve.
    veda edecektik birbirimize.
    ve ben izmit'e gittiğim zaman o sınava girip gelene kadar düşünecektim yokluğunda.
    onun varlığı ve gözyaşları etkileyemeyecekti verdiğim kararları.
    ikimiz de indik arabadan.
    eylül'ün 2 günlüğüne bile olsa burda kalmasını istemiyordum.
    huur derya'dan tam anlamıyla nefret ediyordum.
    durumu kibarca anlattım eylül'e.
    ama anlamak istemedi, konuyu başka yere çekti.
    -ömer. dedi
    -efendim. dedim
    -gitmesen olmaz mı.? dedi
    böyle bi teklifi hiç beklemediğim için çok şaşırmıştım.
    -kızım ben napıcam burda, benim yerim yurdum izmit, yapamam ben buralarda. dedim
    -alışırsın be ömer, bi denesen. dedi
    -umut'um var orda eylül, bırakamam onu. dedim
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5 -1
      cevap gir... ilk şuku
      ···
      1. 1.
        +3
        Gene mi kacirdim vay mq.
        ···
    2. 2.
      +12 -2
      Beşiktaş gibiyim amk hep 3.
      ···
      1. 1.
        +16
        o bendim amk :D
        ···
      2. 2.
        +1
        Valla görmemişim panpa bende çalıntı olmaz
        ···
    3. 3.
      +1 -1
      ilk suku. 1 aydır bu anı bekliyodum
      ···
    4. 4.
      +2 -2
      Geç kaldın bremin
      ···
      1. 1.
        +1
        bremin ne lan dıbınakoduğum
        ···
      2. 2.
        +1
        Kardeş demekmiş bi k*rt ten duydum
        ···
      3. diğerleri 0
    5. diğerleri 2
  8. 1033.
    +73 -2
    *
    eylül ne kadar ısrar ederse etsin asla yelkenleri suya indirmeyeceğim bi konuydu bu.
    o da bunun farkında olduğu için çok da fazla ısrar etmedi zaten.
    -korkuyorum ömer. dedi
    -neyden korkuyorsun. dedim
    -sensizlikten ömer. dedi
    -ama bunu bilerek geldin sen buraya, o yüzden şimdi bunları düşünme, sadece okuluna odaklan ve bir an önce bitir gel. dedim
    -ben okulu bitirince.. dedi eylül
    -eeee? dedim
    -evleniriz di mi o zaman ömer. dedi
    bunu da hiç beklemediğim için yine çok şaşırmıştım.
    eylül'e son olaylardan sonra bi haller olmuştu.
    gerçekten beni kaybetmekten korkuyor gibiydi.
    ayak üstü evlilik lafını açabilecek kadar garantiye almak istiyordu sanki beni.
    -kızım şimdi zamanı mı bunları konuşmanın. dedim
    -değil ama ne var mutlu etsen. dedi
    -ama daha benim askerliğim var. dedim
    -gitsene işte askere, ne duruyorsun, hazır benim de daha burda 1.5 yılım varken çıkartsana askerliği aradan. dedi
    aslında eylül'ün söyledikleri çok mantıklıydı ama ona artık eskisi kadar güvenemediğim için söz vermeyecektim hiç bir şey için.
    -bakarız. dedim
    -offf. diyerek yalandan büzdü dudaklarını.
    sarıldık birbirimize.
    ama ben vedalaşır gibiyken o öylesine sarılıyor gibiydi sanki.
    -ee hadi çıkalım artık. dedi
    -nereye? dedim şaşkınlıkla.
    -yukarı tabi ki de. dedi
    -saçmalama eylül. dedim
    -asıl sen saçmalama ömer, seni bu yorgunlukla, bu uykusuzlukla geri göndereceğimi düşünmedin her halde di mi. dedi
    -ben yolda arabayı bi benzinliğe çeker uyurum. dedim
    -oldu canım. dedi
    -tamam o zaman, görüşürüz. dedim kaçar gibi arabaya doğru yönelip.
    -gel buraya. diyerek elimden yakaladı beni.
    -eylül ısrar etme, çıkamam. dedim
    -neden. dedi
    -ben o derya'yla karşılaşırsam dayanamam. dedim
    -derya yok ki, bitti onun sınavları, yılbaşından sonra gidecekti o, haberim yok ama çoktan gitmiştir yani. dedi
    -emin misin. dedim
    -eminim canım, merak etme. dedi eylül ve ona güvenerek çıktım eve.
    eylül'ün evine ilk defa geldiğim için gerçekten çok heyecanlanmıştım.
    asansöre bindik.
    4. kata çıktık.
    eylül çantasından çıkarttığı anahtarla kapıyı açtı.
    -derya. diye seslenerek girdi eve ne olur ne olmaz diyerekten.
    ses gelmemişti.
    ben de rahatlamıştım.
    girdik eve.
    ev gayet derli topluydu.
    geniş ve güzel bir evdi.
    ···
    1. 1.
      +3 -5
      alırım ilk şukumu
      ···
    2. 2.
      -1
      ilk şuku
      ···
    3. 3.
      +1 -1
      Ama iddinnahuy'un entarisine .
      ···
    4. 4.
      +2
      Ulan bi bitmediniz ilk suku son suku
      ···
    5. diğerleri 2
  9. 1034.
    +73 -1
    *
    eylül elimden tutarak odasına zütürdü beni.
    gördüğüm manzaraya inanamamıştım.
    her yerde benim resmim vardı.
    çalışma masasının, komidinin, dolabının her yerin üzerinde biz vardık.
    bunları görünce derya huursuna kızgınlığım bi kat daha artmıştı.
    "amkoduğumun kızı, kız beni seviyor işte görmüyor musun" dedim içimden.
    gülüşümden mutlu olduğumu anlayan eylül,
    -ben her gece bize bakarak uyuyorum ömer, beni bizden mahrum etmediğin için teşekkür ederim. dedi tebessüm ederek.
    ciddileştim birden.
    yüzümde en ufak bir tebessüm yoktu.
    -eylül, bunu sana ilk ve sok kez söyleyeceğim, eğer bundan sonra, her hangi bir konuda, bak dikkatini çekerim her hangi bir konuda bana yalan söylediğini duyarsam 1 saniye bile durmam yanında, seni de, acımı da kalbime gömer giderim, ama bu sefer öyle bi giderim ki gözlerine dayanamayarak geri döneyemecek kadar uzaklara giderim. bu bi tehdit değil, ama bunu bizim için aklından sakın çıkarma, çok zor zamanlar geçiriyorum bi kaç gündür, atlatıcam inşallah, yeniden güvenicem sana, ama bu güven bir daha yıkılırsa ikimizde altında kalırız, haberin olsun. dedim ve gerçekten bu konuyu kapattım.
    -seni sevdiğime inanıyor musun. dedi
    -sonuna kadar. dedim
    -bana bu yeter, sana da söz veriyorum, kendimi affettiricem, geçmişimi unutturucam sana. dedi
    -boşver geçmişi eylül, ben seni geleceğimde istiyorum. dedim
    -seni seviyorum. dedi sarılarak.
    -ben de seni. dedim
    eylül önce duşa girdi, sonra da uyumak için yatağına girdi.
    benim üzerimde kaç gündür aynı şeyler vardı.
    koktuğumu hissettim.
    benim de bi duş ihtiyacım vardı ama çıktıktan sonra giyecek hiç bi şeyim yoktu.
    o yüzden duşa giremeyeceğimi söyledim eylül'e.
    eylül yerinden kalktı.
    dolabı açtı.
    altlı üstlü bi erkek geceliği çıkarttı dolaptan.
    bir an için yüreğim ağzıma gelse de.
    -bunlar babamın, son geldiğinde unutmuş burda. dedi
    "kötü kenan'ın geceliklerini giyemem" dediysem de içimden eylül'ün ısrarlarına dayanamadım.
    bir duşa da çok ihtiyacım olduğu için gecelikleri aldım ve girdim duşa.
    duş gerçekten de çok iyi gelmişti.
    kötü kenan'ın geceliklerini giyerek çıktım duştan.
    adam benden kalıplı olduğu için haliyle bol gelmişti üzerimdekiler bana.
    komik olmuştum.
    eylül de güldü haliyle.
    sonra ben de sokuldum eylül'ün yanına.
    2-3 bakıştıktan sonra uyuyakaldık ikimiz de.
    uyandığımda vakit öğleni geçiyordu.
    bizimkisi çoktan kalkmış ders çalışıyordu.
    uyandığımı görünce koşarak yanıma geldi ve yatağa atladı.
    -dur kız. dedim birden.
    -günaydın bitanem. dedi neşe dolu.
    -günaydın. dedim ve doğruldum yattığım yerden.
    önce bi kahvaltı yaptık eylül'le.
    bi saat kadar oturduktan sonra üzerimi değiştirdim eylül'ün "hayırdır" diyen bakışları arasında.
    -gidiyorum ben, çok gece kalmıyim, uykumu da aldım. dedim
    -olmaz. diyerek fırladı eylül yerinden.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -3
      ooooo yine :D
      ···
      1. 1.
        +8
        al evlen aq ne üniyi bekliyosun sende panpa hayır ama üzüyosun yani, neyse sakinim panpa
        ···
    2. 2.
      -1
      Yeni 3.nüz beyler *
      ···
    3. 3.
      +23
      sen kötü kenan dedikçe aklıma yahudi patronlar geliyo amk
      ···
    4. 4.
      +4
      ahahaa binç
      ···
    5. diğerleri 2
  10. 1035.
    +71 -1
    *
    -ne demek olmaz kızım. dedim
    -gitme ömer hemen, lütfen. dedi
    -kızım açık konuş benle, korktuğun bi şey mi var, varsa söyle yakayım bu memleketi. dedim
    -var ömer, sensizlikten korkuyorum. dedi
    -eylül, bunları konuştuk daha önce, yapacak bi şey yok. sen layikiyle okulunu bitirip avukat olarak döneceksin bana. dedim
    -öyle değil ömer. dedi
    -nasıl. dedim
    -beni affettiğine emin olmam lazım, beni sadece sınavıma gireyim diye kandırmadığına, döndüğümde seni orda bulacağıma emin olmam lazım, beni hala sevdiğine emin olmam lazım. dedi
    mevzu şimdi belli olmuştu.
    tam olarak henüz planlamasam da eylül döndüğünde beni izmit'de bulamamaktan, benim başımı alıp gitmiş olmamdan çok korkuyordu ve bunun olmayacağına emin olabilmek için de beni göndermek istemiyordu.
    başlar da korkularını haklı çıkaracak şeyler düşündüysem de an itibariyle öyle bi düşüncem yoktu.
    sadece hesap kitap yapacaktım onsuzken.
    durumu anlattım eylül'e, korkularının yersiz olduğundan bahsettim.
    ama ikna olmadı eylül.
    -bunu düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi, lütfen anla beni, en azından şu sınava girip çıkana kadar 2 gün daha kal, sonra beraber döneriz işte olmaz mı. dedi
    -peki eylül. dedim çaresizce.
    sınavının olası bi şekilde kötü geçmesi çok ağır vicdan yapmama sebep olacağı için mecburen kabul ettim.
    çocuklar gibi sevindi.
    "ah be eylül, gidebilecek olsam tutabilir misin sanıyorsun" dedim içimden.
    eylül'ü rahatsız etmemek için salona geçtim, oturdum.
    eylül ders çalışmaya devam etti.
    evde oturmaya alışık olmadığımdan, televizyon kültürü diye bi şeyim de olmadığından, izmir'i bilmediğim için de dışarı çıkamadığımdan dolayı felaket sıkılmıştım.
    ama belli etmedim eylül'e.
    2 gün sıktım dişimi.
    eylül sınavına girdi çıktı.
    iyi geçmişti sınavı.
    çok sevinmiştim.
    döndük eve.
    eylül eşyalarını toplamaya başladı.
    ama sadece özel eşyalarını değil ütü, tencere gibi ona ait olan eşyaları da topluyordu.
    -napıyorsun eylül. dedim
    -evi boşaltıyorum. dedi
    -neden. dedim
    -döndüğümde derya ile kalabileceğimi düşünmedin di mi. dedi
    -gel buraya. dedim
    kollarını açarak geldi yanıma.
    -aslan sevgilim benim. dedim yaptığı hareketten mutlu olarak.
    -ee nerde kalıcaksın peki. dedim
    -gerekirse yurtta kalırım, sen düşünme bunları, ama bundan sonra kimsenin derya'nın yaptığı aptallığı yapmaya cesaret etmesini bırak, emre'nin lafını bile edememesi için buraya daha sık gelmen gerekiyor biliyorsun di mi? dedi
    -seni yalnız bırakmayacağım, söz veriyorum. dedim
    mutlu oldu.
    eşyaları bi kaç postada arabaya indirip sonunda çıkabildik evden.
    eylül'ün büyük kırmızı valizini bagaja koyduk.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2 -5
      ilk şuku binler :D
      ···
    2. 2.
      +10 -4
      olm bi kaç postayı okuyunca aklım başka yere gitti
      ···
    3. 3.
      +2
      sana da ilk cugu
      ···
    4. 4.
      +3
      verin adamın tavasını
      ···
    5. 5.
      +3 -2
      Geldim canlarım ayselle evliliğe son 22 saat hahaytt
      ···
    6. 6.
      +3 -4
      hangi bin çuguluyo
      ···
      1. 1.
        +2
        Pompalı panpam seni çugulayanın amk şukular feda sana
        ···
      2. 2.
        +1
        eyvallah panpam benim
        ···
      3. 3.
        +1
        Panpa direk sahibinden okıyom ben gel şurda konuşalım :d
        ···
      4. diğerleri 1
    7. 7.
      +5 -2
      Ben olsam Eylül'e bir daha güvenemezdim ama bir şey diyemiyorum da şuan yengemiz olabilir çünkü *
      ···
    8. 8.
      0
      aslansin abi günahsız insan mi var su dünyada
      ···
    9. diğerleri 6
  11. 1036.
    +69 -2
    *
    arabaya bindik ve bastım gaza.
    daha şehirden çıkmamıştık ki,
    -şu çöpün yanında durur musun. dedi
    sorgulamadan durdum.
    eylül arka koltuktaki eşyaları teker teker çıkartıp çöpün yanına koydu.
    hayretle izledim onu.
    gülerek bindi arabaya.
    -böylesi daha iyi oldu. dedi
    gülerek karşılık verdim.
    bastım gaza.
    akşam 12 gibi dönmüştük izmit'e.
    anan baban bekler diyerekten onu istanbul'a evine zütürmeyi teklif etsem de yine bırakmadı eylül beni.
    -bi kaç gün sonra giderim, sınavımın tam tarihini bilmiyorlardı zaten. dedi
    -sen bilirsin. dedim
    bize geldik.
    üzerimizi değişip uyuduk direk.
    ertesi akşam eylül yaptıkları için teşekkür etmeye aysel'e gitti.
    ben işe güce dönmüştüm geri.
    rüstem abi havadisleri cemil usta'dan aldığı için çok sorgulamadı.
    beni merak edebilecek herkese de aysel haber ettiği için izmir'de geçirdiğim 2 gün boyunca kimse aramamıştı beni.
    ama en azından emrah ve cemil usta'ya haber etmem lazımdı.
    ben de onların yanına gittim.
    beni iyi görünce çok sevindiler.
    her şey düzeliyordu çok şükür.
    umut'la uzun uzun oyunlar oynadık.
    ona bir sürü kıyafetler oyuncaklar aldık eylül'le beraber.
    "şükür sebebimsin" dedim eylül'ün gözlerine bakarak hep.
    babası 2 güne 1 arar olmuştu artık kıllanıp.
    saf bi adam değildi kötü kenan.
    hatta belki de eylül'ün sınavlarının tarihini bile benden önce biliyordu ama kızını incitmekten çok korkan bir adamdı.
    belki de biliyordu bu "baba daha sınavlar bitmedi" yalanını.
    ama eylül babasını daha fazla üzmemek için eve dönmeye karar verdi.
    ertesi gün sabahtan çıktık evden.
    ben bırakacaktım eylül'ü.
    üsküdar'daki evlerine geldik eylül'ün.
    baya taşaklı bi sitede oturuyorlardı, bizim gibilerin hayalini bile edemeyeceği bir siteydi hem de.
    güvenlik görevlisi bizi önce durdursa da sonra eylül'ü görünce eliyle "geçin" dedi
    bizim mahalleye polis bile uğramazken heriflerin sitesinin güvenliği vardı amk.
    arabadan inerken eylül annesinin balkonda olduğunu gördü
    "şimdi sıçtın ömer" dedim içimden.
    annesine el salladı eylül,
    eylül geleceğini söylemediği için onlara sürpriz olmuştu eylül'ün gelişi.
    sonra bana baktı.
    -hoşgeldin ömer. dedi
    -merhaba mine teyze, nasılsınız. dedim aşağıdan.
    -iyiyim oğlum, hadi gelin açıyorum kapıyı. diyerek içeri koştu.
    "gelin derken?" dedim içimden.
    eylül'e baktım sonra.
    -eylül ben gelemem. dedim
    -nedenmiş. dedi
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +14 -7
      -çünkü 22 saat sonra ayselle evlencem
      ···
  12. 1037.
    +66 -1
    *
    -çekinirim eylül, yapamam. dedim
    -alışacaksın canım benim, alışacaksın. diyerek çocuk gibi elimden tutarak sürüklemeye çalıştı beni.
    -yok eylül, gidiyorum ben. diyerek elimi kaçırdım ve arabaya binmeye çalıştım.
    -anneme çok ayıp olur, yukarda bekliyor kadın, çık bari gelemeyeceğini söyle. dedi ufaktan trip atarak.
    haklıydı.
    öküzlük etmiştim.
    çıktık yukarı.
    kapıda bekliyordu mine teyze bizi.
    kızına sarıldı önce kocaman.
    sonra beni öptü mine teyze.
    eliyle içeriyi gösteriyordu.
    -mine teyze geçmiyim ben hiç. dedim
    -o da ne demek oğlum. dedi
    -çalışıyorum da. dedim
    -hayırdır memur oldun da haberimiz mi yok. dedi
    haklıydı.
    çalışma saatimiz mi vardı sanki amk.
    çaresizce girdim içeri.
    evde mine teyzeden başkası yoktu allahtan.
    mine teyze kızını çok özlemişti.
    sürekli sarıldı öptü onu.
    ve kendisi eylül'ün ailesinde sevdiğim tek insandı.
    ne ali'yle iyiydi aram ne de kötü kenanla.
    mine teyze gerçekten çok sıcak davranıyordu bana.
    çaylar, börekler, çörekler geldi sürekli salona.
    hizmette kusur yoktu.
    ben bi kaç defa kalkmaya yeltensem de mine teyze.
    -akşam yemeği yedirmeden bırakmam bu sefer. dedi
    bu kötü kenan'la ve belki ali'yle de karşılaşacağım anldıbına geliyordu.
    ama itiraz edemedim,
    çay çorba sohbet muhabbet derken ettik akşamı.
    kötü kenan geldi.
    mine teyze açtı kapıyı,
    adam beni görünce çok şaşırdı haliyle.
    belki beni tek görde giberdi ama kızıyla birlikte gördüğü için yalandan da olsa gülerek selamladı beni.
    mine teyze akşam yemeklerini hazırladı eylül'le.
    çok güzel yemekler kondu sofraya.
    kötü kenanla yalnız kaldığımız her an ter basıyordu beni,
    ama allah var fırsatı olmasına rağmen hiç bi şey demedi bana.
    kötü kötü bile bakmadı.
    belki o da kızının benle mutlu olduğuna artık inanmış ve beni sevmeye başlamıştı,
    bilmiyorum.
    akşam yemekleri yendi.
    çay faslı bitti.
    çekindiğim için çok fazla yiyemesem de mine teyze geldiğimden beri sürekli ikramda bulunduğu için tıka basa doymuştum artık.
    konu birden anamdan babamdan açıldı.
    -annen baban izmit'te ler mi ömer. dedi kötü kenan.
    -hayır efendim, babam almanyada çalışıyor annem de tarsus'ta ananeme bakıyor. dedim
    -kardeşin var mı peki. dedi
    -bi ablam vardı, sizlere ömür. dedim
    ···
    1. 1.
      +2 -18
      ilk şukuyu veren vicdansız kim aq :d

      Edit: Neden çuguladınız amk ilk şukuyu ben verecektim ilki verenin amk
      ···
  13. 1038.
    +58 -1
    *
    -kaybını duyduk, çok üzüldük. dedi
    bu, kötü kenan'ın beni uzun süredir bildiğini gösteriyordu.
    ama "madem biliyon, niye konuyu açıp beni durduk yere üzüyon amk" dedim içimden.
    başımla "sağolun" gibi bi hareket yaptım.
    -peki kardeşin, abin? dedi kötü kenan.
    -kardeşim almanya'da, babamın yanında efendim. dedim
    -ya abin? dedi
    -abim.. demiştim ki
    -o da yurt dışında. dedi eylül.
    -o içerde efendim, mahkum. dedim eylül'e bakarak.
    -allah kurtarsın. dedi kötü kenan harbiden üzülerek.
    eylül'ün kötü bi niyeti yoktu.
    tamamen ben zor durumda kalmıyim diye söylemişti o yalanı.
    ama artık renk ayırt etmeksizin siyah, beyaz, pembe tüm yalanlara karşıydım ben.
    beni seveceklerse eğer yalansız sevsinler istedim.
    mahçup mahçup baktı bana eylül.
    mine teyze askerlik muhabbetini açtı sonra.
    sanki eylül'ü istemeye gelmişim gibi bi hava vardı evde.
    karı koca sorguya çekiyorlardı beni.
    onlarla konuşurken, kendimi anlatmaya çalışırken ter döküyordum resmen.
    -henüz yapmadım efendim. dedim
    -okumayı düşünmedin mi hiç, neden taksicilik. dedi kötü kenan.
    çekinmeden onu da anlatırdım ama uzun hikaye olduğu için
    -öyle gerekti efendim. dedim
    -hala geç değil farkındasın di mi. dedi
    -bilmiyorum efendim. dedim
    -kocaeli üniversitesini yaz işte, oku güzel bi bölüm, aynı zamanda çalışırsın da hem. dedi
    aslında mantıklıydı dedikleri.
    -bunu konuşalım bi ara. dedi
    damat adaylarını okutmak istiyorlardı resmen, kendilerine göre onlar da haklılardı aslında.
    iş iyice ciddileştiğinde beni eşe dosta tanıştırırken mahçup olmak istemiyorlardı belki de.
    kızları avukat olacaktı neticede, bi nebze de olsa beni yakıştırmak istiyorlardı kızlarına.
    bunu gerçekten ciddi ciddi düşünecektim daha sonra.
    öyle böyle derken konuyu kapattık.
    sonunda müsadelerini isteyerek kalktım.
    eylül beni geçirmek için ben istemesem de aşağı kadar indi.
    sarıldık, vedalaştık eylül'le,
    -bi kaç gün kalıp gelicem yanına. dedi
    -ben gelirim haftasonları, sen çok gelme laf etmesin baban, hem bak beni de sevmez sonra. dedim
    -tamam, bakarız. dedi
    yanaktan masumca öpüşerek bindim arabaya.
    bastım gaza.
    döndüm eve.
    ertesi gün normal hayatıma geri dönmüştüm.
    bi kaç gün sonra eylül geldi tekrar.
    ailesi de artık bende kaldığını biliyordu.
    bana da güvendikleri için çok sıkmadılar eylül'ü.
    sadece bi kaç sefer ali'yi göndermişlerdi kontrole.
    ama artık ali de sevmişti beni.
    eskisi gibi olsa kesin arza çıkartırdı ama resmen o da takıldı bizle.
    öyle böyle 3 haftayı da yedik.
    eylül'ün okula geri dönme vakti gelmişti.
    son 3 günün 2 günü ailesinin yanında kalmış son gün bana gelmişti eylül.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3 -9
      Çakal kasa bmw oooooooooooo. O değil de cinsel ilişki bu sefer olacak galiba.
      ···
    2. 2.
      +5
      Böyle Yanyan Ayıkıyon mu :D
      ···
  14. 1039.
    +74 -2
    *
    sarıldık.
    uzun uzun baktık birbirimize.
    resmen birbirimize dokunmadan sevişiyorduk gözlerimizle,
    o gece ikimiz de uyumadık.
    sabah kadar sözler verdik birbirimize,
    ona artık gerçekten güveniyordum.
    o gözlerde yalana yer yoktu beyler,
    o, eylül'ün başlarda bahsettiği saf çocuk da yoktu artık.
    çok acılar çekmiş acılarımla beraber ben de büyümüştüm.
    eylül de bunun farkında olduğu için beni bi daha kaybetmeyi göze alamazdı.
    ertesi gün otobüse bindirip uğurladım eylül'ü.
    vedalara da alışmıştık.
    artık verilen sözler üzerine daha sık görüşeceğimiz için ilk vedalar kadar koymuyordu vedalar.
    eylün izmir'e döndükten sonra bazen ayda 2 kez, en az ayda 1 kez gittim eylül'e.
    tek başına eve çıkmıştı eylül.
    anahtarı bile vardı bende.
    bi kaç defa eve geldiğimde kapıyı anahtarla açtığımda onu korkuttuğum için önce kapının zilini basıyor sonra anahtarla kapıyı açıyordum hep.
    öyle böyle o seneyi de bitirdik beyler.
    eylül'ün bütün arkadaşlarıyla tanıştım.
    genellikle kızlar beni çok sevmişti.
    erkeklerin bazıları kıl tüy tiplerdi ama onlar da alıştı sonra bana.
    hatta bazılarıyla eylül yokken dışarı çıkmışlığımız bile oldu eylül her ne kadar "zaten 2 günlüğüne geliyorsun, onda da çocuklarla bensiz dışarı çıkıyorsun" diye kızsa da.
    ali mert haricinde diğer tüm çocukların pes'te vermiştim ellerine.
    ali mert bini çok iyi oynadığı için berabere bile kalamamıştık hiç.
    geçtiğimiz süre zarfında ben de sınava girdim.
    gamze sürekli ders çalıştırdı beni.
    hep zeki olduğumu söyledi gamze ben pek inanmasam da.
    matematiğe oldum olası zaten kafam basardı.
    sınava soktular beni el birliğiyle.
    kocaeli üniversitesi fen edebiyat fakültesi. matematik bölümünü yazdım.
    sonuçlar açıklanmış yazdığım bölüm gelmişti,
    çok garip bir duyguydu.
    benden çok eylül ve bizim çocuklar sevinmişti.
    hiç hayal edemesem de başta kötü kenan'ın gazıyla 2008 Eylül'de üniversiteye başlamıştım.
    bölümdeki çocukların hepsi abi dediler bana.
    başta aralarına almasalar da gibimde değildi zaten,
    ama sonra onlar da sevdiler beni.
    ben de alışmıştım okula.
    lise zamanında olduğu gibi sabahları okula geceleri taksiye çıkıyordum.
    matematiğimiz iyi dedik demesine ama soyut matematik falan nedir bilmezdim,
    bütün dersleri hep sınırdan geçtim.
    en çok ben çalıştım bölümde.
    bütün derslere gittim tek bir devamsızlık bile yapmadan.
    eylül okulu bitirdiğinde ben 2. sınıfa geçmiştim.
    hem onun mezuniyetini hem de benim sınıfı geçişimi kutlamak için susanoğlu'na tatile gittik.
    habip abiyi bulduk yine,
    bizim ev doluydu.
    1 aylığına başkaları tutmuştu.
    yalvar yakar hatta fazla vererek boşalttırdık evi.
    evden çıkanların cebine de para koyduk tabi.
    mükemmel bi tatil geçirdik eylül'le.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +37
      Çektiğin acı kadar olgunlaşırsın diyorlar
      Olgunlaşa olgunlaşa çürüdük bilmiyorlar
      ···
      1. 1.
        +3 -6
        anladık nurellacığımm tamamm
        ···
    2. 2.
      +8 -1
      adamları evden çıkarmak terbiyesizlik olmamışmı biraz ?
      ···
    3. 3.
      +13 -2
      boncuk omer beni değil evden cikarmak ülkeden attırsa eyvallah çekerim iyi tatiller derim boncuk bu sonuçta senden benden cok mutlu olmaya hakkı var
      ···
    4. 4.
      +2
      Umut napiyo abi bigiblet surebiliyo mu ^^
      ···
    5. 5.
      +1
      şuan hak verdim aynen panpa
      ···
    6. 6.
      +1
      eyvallah panpa ne mutlu sana
      ···
    7. diğerleri 4
  15. 1040.
    +73 -4
    *
    ama bu sefer annemlere uğramadan dönmeyecektik.
    tatil dönüşü tuttuk tarsus'un yolunu.
    şehit ishak mahallesine,
    o duvarları çatlak mavi kapılı eve geldik,
    ananemin evine geldik,
    geldiğimiz çok iyi olmuştu. çünkü ananem de artık son zamanlarını yaşıyordu.
    onun da gözleri masmaviydi.
    ben gözlerimi ondan almıştım.
    boncuk nine derlerdi ona mahallede.
    önce ben sonra eylül öptü ananemin elini.
    ananem beni gördüğüne çok sevinmişti.
    -gelin kızımız bu mu. dedi ananem.
    -ananeee. diyip utansam da aldırış etmedi ananem.
    -evet anane, gelin kızın. dedi eylül göğsünü gere gere.
    daha önce aramızda evlilik lafı geçse de ailem tarafından ilk defa gelinleri olarak görülmüştü eylül.
    o da ben de çok mutlu olmuştuk.
    2 gün kaldık orda.
    doya doya vakit geçirdik annemle, ananemle, teyzemlerle.
    hepsi de çok sevmişti eylül'ü
    veda vakti gelmişti.
    ananemin elini öpüp evden çıkacaktık ki herkesi çıkarttı odadan ananem.
    bi tek benle eylül kalmıştık ananemin yanında.
    ananem bizim de yardımımızla yattığı yataktan kalktı.
    yatağın altından eski ve küçük bi sandık çıkarttı.
    sandığı açtı.
    içinden bir kutu çıkarttı.
    kutuyu da açtı,
    kutunun içinden bir kolye çıkarttı.
    biz "o ne anane" dememiştik ki
    -bu kolye, dedenin evlenirken taktığı kolye ömer, ahtım vardı, ilk gelinime takacaktım, ama benim çok vaktim yok, düğününüzü göremem, bunu vermeden gidersem gözüm açık gider. dedi ananem.
    ananemin söyledikleri ve ölüm gerçeği bizi üzse de yapacak bi şey yoktu.
    bu laftan sonra almamak olmazdı.
    ananem bana vermeden kendi elleriyle taktı eylül'e kolyeyi.
    ucunda mavi bi boncuk olan, altın, eski ve maddiyatını gibtir et manevi olarak çok ama çok değerli bi kolyeydi bu.
    -bu kolyenin adı boncuk, deden boncuğum diye severdi beni hep, o verdi bu kolyeye o ismi. dedi
    o kolye o günden sonra eylül'e her baktığımda onu müstakbel eşim olarak görmemi sağlayacaktı.
    ananemle sıkı sıkı vedalaşarak ayrıldık o evden. döndük izmit'e.
    ben 2. sınıfa başlamıştım eylül okulu bitince yapması gereken stajı yaparken.
    başlarda babası karşı gelse de sonra kızını üzmemek için izmit'te ayarlanmıştı eylül'ün stajı.
    yakın zaman sonra kaybettik ananemi.
    o kolyenin eylül'ün boynunda olması tek tesellimizdi.
    ama ölüm allahın emri, defnettik ananemi.
    sonra izmit'e döndü annem.
    kötü kenan ve mine teyze ailemle tanışmak için bize geldi.
    yemeğe davet etmiştik onları.
    annem fakir olduğumuz için çekinse de ben ne olursa olsun kendisiyle gurur duyduğumu söyleyerek rahatlatmıştım onu.
    onlar kadar olamasa da biz de çok güzel ağırlamıştık onları.
    bi şekilde onlar da sevmişti bizi,
    şükrettim allaha hep,
    çok zor zamanlar geçirdikten sonra sonunda gülüyordu yüzüm.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +14
      Başın sağolsun abi
      ···
  16. 1041.
    +81 -2
    *
    eylül'e her baktığımda evleneceğim kadını görüyor,
    sürekli evleneceğimiz günün hayalini kuruyordum.
    hayal kurmaktan çılgın bediş'e dönmüştüm amk.
    öyle böyle derken 2. sınıfı da bitirmiştim beyler.
    ama artık kötü kenan tarafından askerlik baskısı başlamıştı.
    sürekli "şu askerliği aradan çıkartsaydın iyiydi" diyip duruyordu.
    artık okuyacağıma da inandıkları için okulu dondurup askere gitmem gerektiğini.
    nişanın, düğünün artık daha fazla gecikmemesi gerektiğini söylediler.
    bu da onların istedikleri gibi olmuştu.
    eylül izmit'de başkasının yanında bi hukuk bürosunda çalışıyordu.
    okulu dondurup askerliğe başvuru yaptım.
    henüz üniversite mezunu olmadığım için uzun dönem yapacaktım.
    başvuru ve teslim süreci biraz sıkıntılı geçmişti.
    2011 Mayıs'ta aldılar beni askere.
    askerden döndüğümde eylül'le evlenmek üzere gittim askere.
    eğitim birliği 15. piyade eğitim tugayı samsun merkez
    usta birliği 58. topçu tugayı ankara polatlı çıkmıştı.
    topçu olarak yapacaktım askerliğimi.
    güzel yerlerdi ama sıkıntılı tipler vardı.
    çok dayak yedim askerde.
    bi çok defa çarşı iznimi yaktılar.
    eylül'ü görmek için kullanacağım hakkım olan izni kullandırtmadılar.
    çok zor bi 15 ay geçirsem de 2012 Ağustos'ta döndüm askerden.
    her şey planlandığı gibi gidiyordu.
    evleneceğimiz artık kesin gibi bi şeydi ama formaliteden de olsa istemeye gidildi eylül.
    babam yanımızda olmadığı için cemil usta yapmıştı yine babalığını.
    almış olduğumuz yüzük ve elimizdeki çiçek ve çikolatalarla gittik eylül'ü istemeye.
    eylül'ün üzerinde o parlament mavisi elbisesi vardı.
    ananemin verdiği boncuk kolyesiyle ne de güzel yakışmıştı.
    benim kolumda ise alzaymır necati'nin eylül'le nişanlanacağımızı duyup önceden vermek istediği nişan hediyesi otomatik longines saat vardı.
    iki maneviyatı çok yüksek güzel hediye vardı o gün ikimizde de.
    o da en az bizim kadar heyecanlı ve mutluydu.
    zor da olsa isteme faslı bitmiş kızı almıştık. yüzükler takıldı.
    ellerini öptük kötü kenan, cemil usta, mine teyze ve annemin.
    çocuklar gibi şendim ulan beyler,
    bu boncuk hiç olmadığı kadar mutluydu o gün.
    yıllardır hayalini kurduğum eylül sözlümdü artık.
    uzun süre "sözlüm" diye sevdim onu.
    ben okula tekrar dönemedim,
    artık kızı da aldığımız için kimse baskı da yapmadı.
    diploma çok içimde kalsa da alamamıştım, kısmet olmamıştı.
    ben bildiğim işi, taksiciliği yapmaya devam ettim.
    yıllardır biriktirmiş olduğumu paranın bi kısmını umut'u özel okula yazdırmak bir kısmını da düğünde harcamak için ayırdım.
    23 Eylül'de yapılacaktı nişanımız.
    gün sayıyorduk adeta. çok mutluyduk lan amk. öyle böyle değildi.
    eylül o geçirdiğimiz zor günlerden sonra 1 gün bile yalan söylemedi bana,
    ya da ne biliyim en azından ben öyle bildim.
    geçen yıllar boyunca bi kaç defa aradı emre.
    hiç birini açmadı eylül.
    benim konuşmama da izin vermedi eylül tadsızlık çıkmasın diye.
    nişanımıza sadece 2 gün kalmıştı ben durakta oturmuş eylül'ün işten gelmesini beklerken.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +13
      dıbına çakim arkadaşım burda bitirme
      ···
      1. 1.
        +2
        tek nokta hikâye devam
        ···
    2. 2.
      +2
      dıbını gibeyiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiim!!!

      yine bişey olacak lan
      ···
    3. 3.
      +1
      Terket burayı
      ···
    4. 4.
      +3
      Ankara- Polatlıdan selam olsun boncuk abi polatlı küçük yer belkide karşılaşmışızdır ki askeriyeye de çok girdim çıktım ah ulan ah
      ···
    5. diğerleri 2
  17. 1042.
    +64 -2
    *
    normalde tam 8 de gelen eylül gelmedi o gün.
    telefon ettim, açmadı.
    huzursuz olmuştum ama artık ona sonuna kadar güvendiğim için aklıma hiç bi şey gelmemişti.
    mesaj attı biraz sonra,
    "canım bi arkadaştayım, gelince anlatıcam" dedi
    "hangi arkadaş" dedim merakla
    cevap gelmedi.
    içime kurt düşmüştü.
    aradım açmadı.
    derken bizim alemci amca aradı durağı.
    durakta tek taksi ben olduğum için istemeye istemeye çıktım duraktan.
    alemci amcayı alıp sahile zütürdüm.
    parayı alıp tam dönecektim ki bizim bankın orda eylül'ü gördüm.
    ama yalnız değildi.
    arabadan inip yanlarına doğru yaklaştım.
    beni beynimden vurulmuşa döndüren o bini gördüm.
    eylül'ün yanında emre vardı.
    küçük bi çanta uzattı eylül'e
    eylül çantanın içindekilere bakmadan aldı emre'nin elinden çantayı ve kendi çantasına koydu.
    donup kalmıştım.
    soğuk soğuk terliyordum,
    ama bu sefer kaçıp gitmeyecektim,
    olayı sonuna kadar öğrenecektim.
    beni görmesinler diye arabaya döndüm koşar adımlarla.
    olacakları uzaktan izliyordum.
    bi 5 dk kadar sonra ayrıldılar.
    emre başka yöne eylül caddeye doğru yürüdü.
    ben arabayı daha geri aldım beni görmesin diye.
    arabayı göremeyeceği bir yerdeydim.
    eylül yoldan geçen bi taksiyi durdurdu, bindi ve gitti.
    aklımı kaybetmek üzereydim.
    ama sağlıklı düşünmem gerekiyordu.
    bu kız tam 2 gün sonra nişanlım olacaktı.
    yarım saat kadar süremedim o arabayı.
    sonra eve gidip gitmediğini merak ettiğim için çalıştırdım arabayı,
    eve geldim,
    kapıyı çaldım,
    annem açtı kapıyı.
    -eylül geldi mi anne. dedim direk.
    -geldi oğlum, duşta. dedi
    bi nebze de olsa rahatlamıştım.
    -tamam anne, sağol. diyerek annemin mutfağa geçmesini bekledim.
    annem mutfağa geçer geçmez girdim eylül'ün odasına.
    normalde asla yapmayacağım bir şeyi yaptım ve eylül'ün çantasını karıştırdım.
    küçük çanta eylül'ün koyduğu yerde duruyordu.
    çantayı çıkarttım ve açtım direk.
    bi yüzük, bi kolye, bir kaç not ve bir kaç resim çıktı çantadan.
    hiç biri benim için bir anlam ifade etmiyordu belki artık eylül için de ama sonra o resmi gördüm.
    eylül'ün benden geri aldığı çocukluk resmini,
    prensesin günlüğünde "resmimizi geri alıcam" dediği resmi,
    defalarca sorduğum, "tek bir yalanında 1 saniye durmam, çeker giderim eylül" dememe rağmen eylül'ün "ben almadığım" diye gözümün içine baka baka yalan söylediği resmi.
    yıkılmıştım lan beyler.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      Ah eylül ah ulan
      ···
    2. 2.
      +3
      vay geçmişini gibeyim
      ···
    3. 3.
      +18 -2
      bence bu sefer mantıklı bir açıklaması var diye inanıyorum.. eylüle kötü yorum yapmıycam uzun zaman sonra.. kavun şok..
      ···
    4. 4.
      +2
      izdirabini gibeyim panpa ızdırabını yine bi marlboro red paketinin sonuna geldim
      ···
    5. 5.
      +2
      resmi emremi çalmış diycek acaba
      ···
    6. 6.
      0
      ahada Eylül yine sıçtı ağzımıza. en başında affetmesen daha kolay olacaktı be abi.
      ···
    7. 7.
      0
      Bu kiz iyi gibmis seni
      ···
    8. 8.
      +1
      Ben dedim güvenmezdim diye amk (inşallah haksız çıkarım bir dahaki entrye)
      ···
    9. diğerleri 6
  18. 1043.
    +61
    *
    biraz sonra çıktım odadan her şeyi aldığım gibi yerine koyarak.
    eylül çıktı duştan.
    -durakta göremedim seni. dedi
    -müşteriye gitmiştim. dedim
    -anladım. dedi
    ben kadar asla olamasa da onun da canı çok sıkkındı.
    önce o sordu bana
    arabada bi problem var diyerek uydurdum bi şeyler.
    senin neyin var dedim,
    -yok bi şey. dedi
    "anlaşıldı eylül hanım" dedim içimden.
    yemek yedikten sonra dışarı çıkarttım eylül'ü
    -noldu. dedi annem
    -yürücez biraz. dedim
    çıktık evden.
    -eylül sana bi soru sorucam. dedim
    -sor. dedi
    -doğru söyleyeceğine benim üzerine yemin eder misin. dedim
    -o nasıl laf ömer. dedi
    -eder misin. diyerek tekrarladım.
    -ederim. dedi zorla da olsa.
    -o resim, o resmi sen mi almıştın eylül. dedim
    -hangi resim. dedi
    -hani yıllar önce senden aldığım çocukluk resminiz, hani defterine "çocukluğumuzu geri alıcam" diyip emre'ye söz verdiğin resim. dedim
    -ömer biz bu defteri kapatmadık mı yıllar önce. dedi
    -sadece cevap ver eylül. dedim
    -ben almadım ömer, seni inandıramadım ama o resmi almadım geri. dedi
    -peki. dedim sadece.
    ve yıllar önce verdiğim sözü tutmanın vakti gelmişti artık.
    ben "bir yalan, küçücük bir yalanı bile kaldıramam, çeker giderim" demiştim yıllar önce eylül'e.
    ama eylül hala gözlerimin içine baka baka yalan söylüyordu bana.
    kaldıramadım lan beyler.
    2. kez yıkılmıştım.
    içimde nasıl yer etmişse yıllar önce yaşanan olaylar demek ki bi gün hep beklemişim bu anı,
    o yüzden o günki kadar perişan değildim ama bu halim bile yeterdi rakı masalarını devirmeye.
    -senin diyeceğin bi şey var mı bana. dedim
    -yok. dedi bi şeylerden korktuğu her halinden belli olan eylül.
    -kimle görüştün bugün. dedim
    -bi arkadaşla. dedi
    -kim bu arkadaş. dedim
    -tanımazsın, anlatırım sonra. dedi
    -peki. dedim ve döndük eve.
    eylül'ün içini çok derin bi korku saldığı için modu düşmüştü.
    bi şey demedim.
    içim yanıyordu sadece.
    gecedeyim bu akşam diyerek çıktım evden.
    ama durağa gitmeyecektim.
    avukat mert'i aradım.
    bi kaç çaldıktan sonra açıldı telefon.
    -abi merhaba. dedim
    -ooo ömer, merhaba, naber. dedi
    -iyi ben de, bu akşam dönüyorum. dedi
    ···
    1. 1.
      +5
      ya emre çaldı büyük ihtimal ama peçeteleri hazırlayın beyler
      ···
    2. 2.
      +4
      aysel nerede amk
      ···
  19. 1044.
    +43
    gecenin son partını atıyorum birazdan. ama sizden ricam hemen çıkmayın. son parttan sonra bi şeyler söylemek istiyorum yarına dair. saygılar
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      iste sabaha kadar bekleriz abi
      ···
    2. 2.
      +1
      bekliyoruz boncuk
      ···
    3. 3.
      +4
      beklemedeyiz abi. yıkılma be kardeşlerin yanında istesen hemen yanında olacak bi ton adam var burda.
      ···
    4. 4.
      +1
      emrin olur abilerin gülü
      ···
    5. 5.
      +10 -1
      Aslında finali o kadar çok bekliyoruz ki, neler olup bittiğini öğrenmek için. Ama bir yandan da bitince boşlukta kalacağız diye üzülüyoruz. Buna eminim bütün panpalar da aynını düşünüyordur.
      ···
    6. diğerleri 3
  20. 1045.
    +74 -1
    *
    -hala ankara'da mısın abi. dedim
    -evet, uzun sürdü işlerim. dedi
    -tamam o zaman gelince konuşuruz. dedim
    -acil bi şeyse söyle. dedi
    -yok abi, akşama kadar bekleyebilirim. dedim
    -taksiyle gelicem atatürk'ten, yabancıya gitmesin, alır mısın beni. dedi
    -ordan buraya taksiyle gelinir mi amk. dedim
    -şirket ödüyor oğlum, ankaradan taksiyle gelmediğime dua et. dedi
    -hay amk, tamam kaçta alayım. dedim.
    -12 de inmiş olurum. dedi
    -tamam abi, 12'de ordayım. dedim
    saat 10 du bastım gaza istanbul atatürk havalimanına doğru.
    havalimanına girdiğimde saat 11:45'di.
    ben gidişimin planlarını yapıyordum.
    elimde olsa bu gece giderdim ama eylül haricinde canımdan çok sevdiklerimle vedalaşmadan gitmek olmazdı,
    bu bana yakışmazdı.
    mert'den alacağım parayı düğün parası için ayırdığım paranın üzerine koyacak,
    umut'a, enişteme ve kendime yeni bi hayat kuracaktım.
    sürekli gözlerim doluyor ama artık ağlamıyordum.
    gitmek için para lazımdı,
    umut'u da eniştemi de zütürmek için çok para lazımdı.
    ablama vermiş olduğum sözü tutmam lazımdı.
    mert'den belki de geri ödeyemeyeceğim bir borç alıcaktım.
    arabada sıkılarak çıktım dışarı. efkar basmıştı iyice.
    derken 8-9 yaşlarında altın saçlı bir kız koştu bana doğru.
    -anne bak çikolatacı amca. diye beni gösterdi eliyle annesine.
    ne olduğunu anlamamıştım.
    kızı çıkartamamıştım ama arkadan gelen annesini hatırlamıştım.
    gülerek yanımıza geldi annesi.
    -merhaba. dedi
    -merhaba efendim. dedim şaşkınlıkla.
    -kızımı tanıdınız mı, yıllar önce burda bir paket çikolata vermiştiniz ona. dedi
    -evet evet hatırladım. dedim
    -kader işte, yine karşılaştık, o zaman küçüktü kendisi ama şimdi teşekkür edebilecek kadar büyüdü, di mi kızım. diyerek döndü kızına kadın.
    ben hayatta hatırlamazdım onu,
    belki önce annesi görse o da hatırlamazdı beni ama,
    çocuk işte,
    bembeyaz, tertemiz bir hafızası,
    hiç kirlenmemiş yaşanmışlıkları vardı..
    o tanımıştı beni.
    -teşekkür ederim amca. dedi kız annesinin zoruyla da olsa.
    -rica ederim ufaklık, ama bu sefer çikolatam yok, kızmazsın di mi bana. dedim altın saçlarını okşayarak.
    -birazcık kızabilirim galiba. dedi çocukça gülümseyerek.
    annesini de beni de güldürmüştü kız.
    -benim adım merve, senin ki ney. dedi kız
    -ömer ben de küçük hanım, tanıştığımıza çok sevindim. dedim elimi kıza uzatarak.
    küçücük elleriyle tokalaştık.
    sonra annesi uzattı bana elini,
    -tanışmak farz oldu artık, merhaba, ben de Güneş. dedi kadın...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +24
      VAY AMK
      ···
      1. 1.
        +54 -1
        Aynen vay amk. Lan şimdi hatırladım! Güneşli günler bizi bekliyor dememiş miydi lan bu!? Tüylerim horona kalktı beyler fena oldum amk.
        ···
      2. 2.
        +2
        Aynen panpa tam ben yazacaktım aq onu aysel diye düşünüyorduk ne oldu vay aq
        ···
      3. 3.
        +11
        Ama biz hiç düşünmedik ki başka birinin hayatına gireceğini. Güneşli günler kısmını aydınlığa ulaştığı günler olarak düşünüyorduk. Ama Güneş'li günlermiş o...
        ···
      4. 4.
        +4
        pastayi aysel hazırladı yiyen güneş oldu YiKiLDiM
        ···
      5. 5.
        +23
        Aysel boşta mı acaba
        ···
      6. 6.
        +2
        Dün kızı olduğunu öğrendiğim zaman aklıma gelmışti kızın adının güneş olabileceği meğerse karısıymış vay amk
        ···
      7. diğerleri 4
    2. 2.
      +22
      tövbeler olsunnnn..
      ···
      1. 1.
        +2
        Panpa hikayenin başından beri sana acaip bi sempati duyuyorum la adamsın sen. pompalı tabanca ve sen harbi adamsınız
        ···
      2. 2.
        +1
        eyvv panpacımm ben de hepinizi çok seviyorum dile gelmemiş sinsiler dahil *
        ···
    3. 3.
      +7 -1
      Yok artık lebron James amkkkkk
      ···
    4. 4.
      +5 -1
      ne oldu amk bi anlatın
      birden vay amk çektiniz
      ···
      1. 1.
        +1
        Olm boşa tanıtmaz sonda bununla evlenecek diye düşündüm bi an o yüzden vay amk çektim
        ···
      2. 2.
        0
        he tamam o zaman
        ···
      3. 3.
        0
        Düşüncesine sızıp bende destekledim.
        ···
      4. diğerleri 1
    5. 5.
      +5
      Ya Hakkkk
      ···
      1. 1.
        0
        ooo şehzademmizde burdaymış... )
        ···
      2. 2.
        0
        Demesene öyle yha. s.s :D
        ···
      3. diğerleri 0
    6. 6.
      +1
      Güneş derken?
      ···
    7. 7.
      +3
      evet sayın seyirciler bursa 2-2 ...
      ···
    8. 8.
      +11
      merve mi. burdadamı sen amk kızı. kurtuluş yokmu lan senden. nickime bakın beyler
      ···
      1. 1.
        0
        Lan aynen dıbınakoyim hdhahsjajsh]jjhs
        ···
      2. 2.
        0
        Sinirim bozuldu 10 dakkadır gülüyom amk
        ···
      3. 3.
        0
        gel bi sarılalım karşim nick de aynı kalsın bırak hdhahjsdhsldj
        ···
      4. diğerleri 1
    9. 9.
      0
      Yoğdıbınaaa... ben şok, ben iptal, ben vefad, tüylerim diken diken oldu yemin ediyorum.
      ···
    10. diğerleri 7