/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +89 -3
    *
    O lafı duyana kadar arabayı alıp kaçmak aklımın ucundan bile geçmemişti beyler.
    Bir an acaba lan desem bile, bana güvenen insanları hiç bir zaman yarı yolda bırakmamıştım, bırakmayacaktım, hiç bir zaman (bu lafımı unutmayın)
    iyi kötü sağdan sağdan direk Cemil ustanın dükkanına gittim.
    Emrah arabayı görünce müşteri geldi sanıp çayını bırakıp koştu geldi dışarıya.
    Arabadan benim indiğimi görünce
    -Hayırdır lan babanın arabayı mı çarptın dedi. gülerek
    Benim gülmediğimi görünce ciddi bi mevzu olduğunu anlayıp o da ciddileşti direk.
    -Noldu lan pek bi sıkkınsın. dedi
    -Dur abi anlatırım. dedim geçtim içeri oturdum direk.
    Derken Cemil usta geldi
    -Ne o lan mesai yapmaya mı geldin, bizde mesai ücreti yok be evlat. diyerek gülmeye başladı.
    Ben gelmeden önce ikisi de çok keyifliydi amk, şakalar havalarda uçuşuyordu. Keşke gelip keyiflerini kaçırmasaydım diye düşündüm o an.
    Emrah ısrar etse de anlatmadım mevzuyu, babamın milleti gibip kaçışını anlatmak kolay değildi beyler.
    Ama sonra Cemil usta
    -bak evlat bana ikinciyi sordurtma. dediğinde direnmek için çok da şansım yoktu, çünkü harbiden bi daha sormaz burnumdan da getirirdi.
    Bunu göze alamadığım için başladım anlatmaya.
    Mevzuyu öğrenir öğrenmez
    -bana niye gelmedin, biz bostan korkuluğumuyuz burda. dedi sinirlerek.
    -ne biliyim usta, zaten yıllardır kahrımızı çekiyorsun, bi işi de kendim halletmek istedim. dedim.
    -başımıza adam oldunuz amk. dedi
    -hem sen nasıl çalışacaksın şurdan şuraya araba sürdün diye kendini şöför mü oldun sanıyorsun hem daha senin ehliyetin yok. diyerek acı gerçekleri suratıma suratıma vuruyordu. haklıydı,sustum.
    Emrah "rahat ol ben halledicem şimdi sus" der gibi bi işaret yaptı.
    vardır bi bildiği diyerekten mevzuyu uzatmadım. akşama kadar dükkana iki müşteri geldi, emrah'a el attım yardım ettim. akşama ne yağacağım konusunda hiç bir fikrim yoktu.
    ···
    1. 1.
      +2
      Unutmadik ;)
      ···
  2. 52.
    +89 -3
    yarın son gün binler.
    yarın 12 Temmuz.
    yarın veda ediyoruz, yarın final yapıyoruz.
    bugüne kadar bir kişiye bile, şuku bas, entry gir, takip et, hikayeyi orda paylaş, burda paylaş demedim.
    varsa iddia eden çıksın ispatlasın başlığı komple sileyim.
    merak etmeyin böyle şeyler de istemeyeceğim sizden.
    hep dediğim gibi bu başlık benim başlığım olmaktan çoktan çıktı, burası sizin başlığınız ve yarın finalden sonra gibtir olup gidicem.
    sizden tek ve son ricam,
    yarın çoluk çocuk, torun tonbalak burda olun,
    hikayenin kurgu olduğunu iddia eden bin de burda olsun,
    herkese "atıldın" diyen bin de hatta,
    yarın benim için çok zor bi gece olacak,
    benle olun, yanımda olun, her birinizden tek tek entry okuyayım sabaha kadar.
    diyeceklerim bu kadar.

    ve nolur kimseye sataşmayın.
    iyi geceler..
    ···
    1. 1.
      +22 -1
      sen boyle diyince dibimdeki emniyet binasına g3 le dalasım geldi
      (telefon olan g3)
      ···
      1. 1.
        +5
        boncuk allahını seversen hep beraber bir zirve yapalım amk yerinde senin gibi bir adamı tanımadan gitme aq boncugu
        ···
      2. 2.
        +1
        Abi gitme be
        ···
    2. 2.
      +5 -1
      Abi dıbına koyim ya
      ···
    3. 3.
      +3
      iyi geceler abi
      ···
    4. 4.
      +3
      Abi sözlüğü birakmasan devam etsen muhabbet falan
      ···
    5. 5.
      +3
      i ll there boncuk abi
      ···
    6. 6.
      +5
      iyi geceler abi dikkat et kendine. Güzel günler , Güneşli günler.
      ···
    7. 7.
      +2
      Abi hikaye bitince gitmesen?
      ···
    8. 8.
      +3
      boncuğum video paylaşacaktın .
      ···
    9. 9.
      +3
      Ne diyelim artık Allah yardımcımız olsun
      ···
    10. 10.
      +6 -2
      atıldın diyen panpamız sağlığına kavuştu boncuk diğer binide ben adam edicem yarın burdayız allah uçak kazası vermesin. sevgiler
      ···
    11. 11.
      +3
      iyi geceler kardeş.
      ···
    12. 12.
      +1
      hikaye bitince gitmek nedir amk kocaman bi aileyiz la burda birlikte güldük birlikte vay amk dedik dagılmak olmaz
      ···
    13. 13.
      +2
      şu atıldın diyen pünönünk adam olmuş mk baksanıza su son entrylere

      her neyse yarın son kez sözlüge giricem hadi eyvAllah
      ···
    14. 14.
      +1
      hikaye bittikten sonra gitme be abi ara ara sohbet edelim yine
      ···
    15. 15.
      0
      Yanında olmayanın amk
      ···
    16. 16.
      +5
      olucaz tüm boncuk ahalisi burdayız söz verdik tutacağız.. iyi geceler..
      ···
    17. 17.
      +3
      burdayım burda amk işe güce gitmiyorum burdayım amk.
      ···
    18. 18.
      -2
      Şarjöre koyulup mahalle arasında sıkılan oyuncak tabanca boncuğu musun lan sen hayırdır! Nereye gidiyon bilader! Benden 2 yaş büyük olabilirsin ama burda emrah gibi niceleri var. Yalnız mı bırakacan lan! Sokuk!

      Edit: Videoyu çok merak ediyorum lan.
      ···
    19. 19.
      +2
      Kalbimize dokundun be boncuk. Vardır herkesin içinde kalan bi Eylül'ü.Onu hatırlattın sen bize.Var ol.
      ···
    20. 20.
      0
      zütür bizi gittiğin yere abi
      ···
    21. 21.
      +4 -1
      ATILDIN DiYEN PiÇ BENiM ABi GELMESSEM gibSiNLER BENi
      ···
    22. 22.
      0
      Yarın gelmeyeni ziksinler...

      ölmez sağ kalırsak
      ···
    23. 23.
      0
      2 ay olmuş vay amk zaman akıp gidiyo binler zaman sahip çıkın
      ···
    24. diğerleri 21
  3. 53.
    +92
    *
    biraz sonra uyandı eylül.
    gülen gözlerle baktı bana.
    hiç bi şey belli etmemem lazımdı.
    elimden geldiğince güldüm beyler.
    içim kan ağlasa da güldüm.
    ona resmen yavaş yavaş elveda diyordum.
    sarıldı yattığı yerden bana.
    ben de ona sarıldım.
    ama ne eskisi gibi sevgi dolu, ne de ona inanarak.
    öylesine sarıldım işte.
    kalktık sonra.
    eylül bana o son yalanı söylememiş olsaydı eğer bugün birlikte çok işimiz vardı,
    yarın nişanlanacaktık,
    salonda bir sürü iş vardı,
    altın alınacaktı,
    terziden kıyafetler alınacaktı,
    ve daha bis sürü şey.
    hepsi angarya olsa da seve seve ve heyecanla yapacaktım belki de onla beraber hepsini.
    ama şimdi çok farklı duygular vardı içimde.
    artık ömer'in vedası vardı sırada.
    önce rüstem abi'den başlayacaktım.
    ama çok uykusuzdum,
    önce uyumam gerekiyordu.
    direk geçtim içeri, vurdum kafayı yattım.
    eylül biraz bozulmuştu ama yapacak bi şey yoktu.
    öğlen gibi kalktım.
    yemek yedik beraber.
    -ben salona bakmaya gidiyorum. dedim kahvaltıdan sonra.
    -hani birlikte gidecektik. dedi eylül
    -başka işlerim de var hayatım, onları da halletmem lazım, akşama gideriz beraber. dedim
    üzülerek de olsa kabul etti eylül.
    geçtim direk durağa.
    durakta 2 taksici vardı.
    rüstem abi'den rica ederek onu çardağa çıkarttım, ama kesmedi.
    daha rahat konuşmak için yürüdük rüstem abiyle biraz.
    durumlardan bahsettim özet geçerek.
    anlamadı tabi beni.
    -gitmek de ne demek oluyor ömer. dedi sürekli
    -öyle gerekiyor işte rüstem abi. dedim
    bi türlü kabul ettiremedim.
    rüstem abi çok sağlam adamdı.
    konuşulanların sadece aramızda kalacağını bildiğim için çekinmeden anlattım her şeyi.
    -senden bi babalık istiyorum. dedim
    -neymiş. dedi
    -ben bi süre beyoğlun'da olucam, taksicilikten başka bi tak da yapamam, orda taksi plakası almaya yetmez zütüm, elimden tutsan tutsan sen tutarsın. dedim
    direk telefonu çıkarttı cebinden.
    bu, isteğimi kabul ettiği anldıbına geliyordu.
    gömlek ve ceket cebinden çıkarttığı kalem kağıda bi numara ve isim yazdı.
    -gittiğin zaman bu numarayı ara. dedi
    -ne diyim. dedim
    -bi şey demene gerek yok, ben halledicem, madem bu kadar kararlısın, yolun açık olsun. dedi
    -rüstem abi. dedim
    ···
    1. 1.
      +13
      ilk şukuyu ilk ve son kez verdim.
      Kalan sağlar sizindir.
      ···
    2. 2.
      +7
      4. Defa

      Edüt:Tüh be
      ···
  4. 54.
    +89 -2
    *
    Öyle hazır cevap biri değilimdir ama hiç bi lafın altında da kalmazdım.
    Aklıma hiç mi bişey gelmedi mi en azından küfür eder kaçardım. (çocukken çok yaptım)
    O an hiç bişey diyemedim beyler.
    Eşyaları taşımaya gelen elemanın benden iri olmaması için dua ediyordum sadece.
    Ben kafamda bunları kurarken hatun telefonuyla uğraşıyor, arada kulağına zütürüp bi süre sonra offlayarak geri indiriyordu.
    Aradan yaklaşık yarım saat geçmişti.
    Bu süre içinde Rüstem Amca 2-3 defa bizim duraktan bana "gel" dercesine el kol yapsa da anında görmezden geliyordum.
    Müşteri falan düşünecek durumda değildim o an.
    Ben öyle hiç bir şey yapmadan bir ömür boyu durabilirdim ama kız sıkılmışa benziyordu.
    Bunu fırsat bilerek;
    -Arkadaş gelmeyecek herhalde. dedim
    -Bilmiyorum ki telefonuna da bakmıyor. dedi
    -Yerini biliyor musunuz peki. dedim
    -Yok, eşyaları aldığımız yerde karşılaştık, "evim" diye bi dükkan varmış burda, ev eşyaları satan, orda çalıştığını, eğer istersem eşyalarımı taşıyabileceğini söyledi. dedi
    Eeee dercesine bi kafa işareti yaptım mal gibi tepkisiz durmamak için ve kız devam etti.
    -Uff ya galiba... dedi
    -Galiba ne? dedim
    ···
  5. 55.
    +89 -1
    *
    Kafanızda nasıl bir boncuk Ömer var bilmiyorum ama 1.83 boyunda, çocukluğundan beri ağır sayılabilecek bir işte çalıştığından dolayı kaslı denemez ama fit bir vücudu olan, çok masraf olmasın diye saçları oldum olası 3'e vuran, mavi gözlü biriydim.
    Daha önce ablam ve annem hariç hiç kimse bana yakışıklısın dememişti,
    ben de aynaya baktığımda 1 kez bile yakışıklı olduğumu düşünmemiştim ama taksiciliğe başladıktan sonra hayatım değişmişti beyler.
    Taksiye aldığım bayan müşterilerden bazıları telefon numaramı istiyor, cep telefonum olmadığı için durağın numarasını veriyordum.
    Bazıları arabadan inerken bir kağıda telefon numaralarını yazıp arka koltuğun üzerine bırakıyor, ben durağa gittiğimde farkediyor ve kimseye söylemeden yırtıp atıyordum.
    Sabahları dükkana akşamları taksiye gidiyordum.
    Hayatımdan memnun değildim ama bunu sorgulayacak zamanım neredeyse hiç olmuyordu.
    Boş bulduğum her vakti uyuyarak geçiriyordum.
    Cemil usta yorulduğumu farketmiş olacak ki bana hiç bişey demeden dükkanı 8'de hatta bazen 7'de kapatmaya başladı.
    Bi kaç kez lafını açtım "müşteri gelmiyor zaten amk" diyerek kestirip attı.
    Annem arada bir arıyor bizi yokluyor sürekli Selim'i soruyor ben de aklı kalmasın diye çok iyiyiz diyordum.
    Selimi haftada 1 belki görüyordum. Duyduğuma göre o da sabahları bi kafede çalışıyordu.
    Arada ablama uğruyor halini hatrını soruyor iyi olduğunu bilip rahatlıyordum.
    Geçen süre içinde ehliyet ve şöförlük yapmak için diğer belgeleri almıştım.
    ···
    1. 1.
      +81 -22
      fake taxi amk :D
      ···
      1. 1.
        +7 -2
        şukunu vermek için girdim
        ···
      2. 2.
        +5
        entry nick uyumu şuku
        ···
    2. 2.
      +4
      Güldürdün bin
      ···
  6. 56.
    +89 -1
    *
    kendi çapımda ufak bir panik yaşasam da
    az ilerle yavaş yavaş yürüyen eylül'ü gördüm.
    arabayı koyduğum yeri bilmiyordu ama boş boş o tarafa doğru yürüyordu.
    "belki beni gördü de kalktı daha fazla üşümemek" için diye düşündüm içimden.
    fazla kurcalamamıştım,
    hızlı adımlarla yetiştim eylül'e.
    yanına geldiğimde önce farketmesem de
    sonra sokak lamlalarının parlattığı yanaklarını gördüm.
    ağlamıştı.
    gözleri ve yanakları ıslaktı.
    yine içim parçalanmıştı lan beyler.
    2-3 dk boyunca hiç bi şey konuşmadan öylece yürüdük.
    aldığım sulardan birini uzattım ama görmüş olmasına rağmen istemedi.
    "acaba rahat ağlayabilmek için mi beni gönderdi" diye düşündüm bir an ama çok takılmadım.
    yürümeye bi süre daha devam ettik,
    sonra birden durdu.
    durduğu yerde bana doğru döndü.
    -korkuyorum ömer. dedi
    "neyden korkuyorsun?" sorusunun "emre" cevabını bildiğim için sormadım o soruyu.
    bi casaret direk sarıldım eylül'e.
    karşımda bir kadın olduğunu umursamadan emrah'a, cemil usta'ya, selim'e ve hatta babama sarılır gibi sımsıkı sarıldım beyler.
    belki canını bile yakmıştım ama
    hiç bişey demedi.
    omzumda ağlamaya devam ediyordu.
    -korkma, ben yanındayım eylül. dedim
    -söz istiyorum senden. dedi
    -ne için. dedim
    -ne olursa olsun hep yanımda olacağına. dedi
    -söz veriyorum. dedim
    boyu bir kıza göre normalde uzun ama benden kısa olan eylül benim de istemsizce hafif öne eğilmemle dudağımın kenarından bir defa öptü beni.
    kıpkırmızı olmam 1 sn bile sürmemişti beyler.
    19 yıllık kulaklarımın ilk defa bu kadar çabuk yanmasına şahit olmuştum.
    elim ayağım birbirine dolanmıştı.
    eylül beni öptükten sonra hala yaşlı ama gülen gözlerle bana bakıyordu.
    -daha fazla geç olmadan gidelim artık. diyerek eylül'ün kolundaki saati kaldırdım ve baktım.
    saat 03:51'i gösteriyordu.
    saate bakmamdaki tek amacım o anı asla unutmamak üzere aklıma, beynime kazımaktı.
    öyle de olacaktı.
    13 Aralık 2005 Salı - 03:51
    yıllar sonra bile o anı unutmayacaktım.
    ···
    1. 1.
      +56
      sevindim lan, kendimmiş gibi sevindim boncuk.
      ···
    2. 2.
      +127
      Boncuk. Bu hikaye kötü bitmesin ulan. inciciyiz biz hocam. Aynı ruhu farklı bedenlerde yaşayan adamlarız. Bu ruhun bedenlerine hayat hep acımasızdır olum. Hep üzer hep kullanır hep zarar verir amk. Biz bunları okumuyoruz ulan. Yaşıyoruz. Senmişiz gibi yaşıyoruz. Kimse gülmezse gülmesin yüzümüze sen gül olum. Mutlu sonla bitir ulan şu hikayeyi. Sonu mutlu değilse bile bir akşam oturup burada sızlanmak yerine gibtirgit kaçır yengeyi. Hikayeni kaçırma anılarınla bitir.

      Mutlu bitir. Mutlu ol. Mutlu et. hadi eyvallah.
      ···
    3. 3.
      +3 -6
      La hikaye nerden nereye gitti amk evin öündeki eşyalardan balşladı kız şimdi beni butakma diyor
      ···
      1. 1.
        +3 -7
        25yaşına gelip milli olmayan hatta sevgilisi olmayan adamın drdıbını görüyorsunuz çuğulamayın. Bırakın yazıktır belki özürlüdür
        ···
    4. diğerleri 1
  7. 57.
    +90
    beyler bu kitap falan muhabbeti gururumu okşadı eyvallah da bu konu hakkında çok da pm gelmeye basladı. meşhur olma gibi bi derdim cebim para görsün gibi bi lüksüm hiç olmadı olmayacak evel allah. ben burda sizlerle konuşur gibi anlattığım için mutluyum. sizle beraber o gunlerı yeniden hissettiğim için mutluyum, inci binleri eylül'e yenge dediği için, ablama söven oldu mu aranızdan biri ben daha entry yi görmeden o bini postaladığı için, ben burda part atarken siz şarkı paylaştığınız için mutluyum, yeri gelip pm attığınız bazen beni de kendi dertlerinize ortak ettiğiniz için, saat 11'i geçirdiğim zaman sövmeye başladığınız için mutluyum. şimdi bunları bilerek bi daha kitap mitap lafı açan olursa gözünün yaşına bakmaz giberim. kimse bozmasın ortamımızı. hikaye bitene kadar hep böyle kalalım istiyorum.. ayrıca da o işler o kadar kolay işler değil beyler, kandırmayalım birbirimizi..
    ···
    1. 1.
      +24
      Aga son söz bende birşey diyeyim hani hikayeyi kısaltayim dedin ya yapma öyle böyle iyi devam et.
      ···
    2. 2.
      +11
      kitap muhabbeti yapanın dıbına ben koyayım sen anlat güzel kardeşim inciyi liseliler bastı gibişli sokuşlu hikayelerden başka hikayemi kalmış amk böyle bi hikaye bulmuşuz seni kaybedermiyiz anlat uzun uzun
      ···
    3. 3.
      +15
      aynen kısaltma hikayeyi omür uzun okuruz, bitmesin hiç. eski inci ruhunu yakaladık bu başlıkta boncuk
      ···
    4. 4.
      +6
      Uzun uzun yaz reyiz ömür boyu sürsede okuruz
      ···
    5. 5.
      +1
      ayraç ;
      ···
    6. diğerleri 3
  8. 58.
    +89 -1
    *
    hakkını helal et..
    bu sana son mesajım,
    ömer sözü..
    hoşçakal.." yazıyordu bi kaç parça halinde gelen uzun mesajda.
    ne zaman ağlamaya başladığımı bile bilmiyordum mesajı okurken,
    zaten meyilli olsam da eylül'ün atmış olduğu mesajın da etkisiyle
    kalbim ve beynim arasındaki kıran kırana maçı "giberim amk" diyip sahaya atlayarak ben kazandım.
    koşarak uzaklaştık o banktan.
    arabaya doğru koşuyordum.
    saat 10'a 10 vardı.
    bastım gaza,
    eylül'ü heniz affedip affetmediğimi bile bilmiyordum ama bu şekilde gönderemezdim onu,
    belki son defa sarılacak ve sonra yine gönderecektim ama bu şekilde gidemezdi.
    sarılmam lazımdı ona necati amcanın dediği gibi.
    ölümüne bastım gaza,
    ne ışık dinledim ne başka bi şey.
    otogara girdiğimde saat 10'u 5 geçiyordu.
    "ne olur kaçırmış olmayayım" diye yalvardım allaha.
    saat 10 izmir arabasını sordum peronlardaki muavinlere,
    "saat 10 da bi tek köksallar vardı, o da az önce kalktı abi" dedi muavinler.
    yıkılmıştım.
    o otobüsün arkasından tekrar koşacak,
    o otobüsü durduracak gücüm yoktu artık.
    "kader mi?
    o zaman bu da kaderdi ömer.." diyebildim kendi kendime.
    kalakalmıştım oracıkta,
    bin gibi kalmıştım hem de.
    yutkunamadım be binler,
    ona son kez sarılamadığım için boğazıma takıldı bi şeyler.
    bi kaç dakika orda öylece bekledikten sonra çaresizce arabaya doğru yönelmiştim ki biraz ilerde durup o yaşlı gözlerle bana bakan dünyalar güzelini gördüm.
    bana doğru yürüyordu eylül.
    ağlayan gözlerle beraber kocaman bir mutluluk vardı yüzünde tıpkı benimki gibi.
    tam karşımda durdu.
    gözlerime baktı.
    gözlerine baktım.
    o gözlerde boğulmaktan korkmuyordum artık.
    "ölümüm gözlerinden olsun ulan" dedim içimden.
    -gidemedim ömer... dedi
    cevap vermedim.
    sarıldım sımsıkı..
    öyle sıkı sarıldım ki benim bile vücudumdaki tüm kemikler sızladı lan beyler.
    boynundan koklaya koklaya sarıldım,
    hasretle sarıldım,
    necati amcanın dediği gibi sarıldım.
    şükrederek sarıldım ona.
    ben hayatım boyunca tam 4 kez büyüdüm beyler,
    birincisi babam gibtir olup gittiği ve henüz 17 yaşında onun borcunu ödemeye başladığım zaman,
    ikincisi ablam öldüğü ve ona kocaman bir umut sözü verdiğim zaman,
    üçüncüsü her şeye rağmen eylül'ü affedip bu otogara geldiğim ve ona sımsıkı sarıldığım zaman
    dördüncüsü baba olduğum zaman...
    ···
    1. 1.
      +46 -1
      Adamsın abi sen ADAM
      ···
    2. 2.
      +9 -6
      ANANi gibEYiM iEAHUiHEHPUiHEUiHUiHEKUiKLAUiALKHAiYQŞuakişpnaçthşuieatşqyia
      ···
    3. 3.
      +6
      Laaaannn anani skm cigik attm lan burda son kelimeyi goruncr
      ···
    4. 4.
      +45
      ÖMER KARDEŞiMi TOKATLADIM MUTLULUKTAN iUMEUiELYKUiEHKZUiEHKUZiEUiHEUiKHZZZZZZZZZZZZZZS
      ···
    5. 5.
      +21
      Ya ben senin tassagina kurban be aglattin lan allahina kurban senin
      ···
    6. 6.
      +19
      baba olduğunu duyunca hıçkırıklarıma hıçkırık eklendi be abi
      ···
    7. 7.
      +14
      Bir yerde okumuştum gene, kalbinin ekmeğini yiyesin yazmıştı adamın biri..

      Kalbinin ekmeğini yiyesin be Boncuk Ömer.. Yemin ederim kendi hatunuma sarılmışım gibi huzur doldu içim okurken bile..
      ···
      1. 1.
        +3
        Taşeron bi kardeşimizle pastaneci
        ···
      2. 2.
        0
        Hay yaşa
        ···
      3. diğerleri 0
    8. 8.
      +7
      LAAAAAAAAAAAAAANLAAAAAAAAAAAAAAN DALLAS ŞAMPiYON OLDUĞUNDA BU KADAR SEViNMiŞTiM EN SON
      ···
    9. 9.
      +8
      Bence hikâyede ters köşe var. Eylül ile evlenmedi bu. Çok zeki bir anlatımı var, resmen usta bir roman yazarı edâsıyla anlatıyor olayları. Ceyda olamaz, o huurnun teki. Tek geçerim dediğim insan Aysel. Çünkü o, hikâyede ki en adam gibi adamlardan biri, emrah ve cemil ustadan sonra. Bazı yerlerde de boncuk ona iyi davranmasından dolayı aysel'e karşı düşüncelerinde farklılıklar olduğunu yazmıştı. Farkına varmıştı bazı şeylerin.
      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      --spoiler--

      Edit: Aklıma Gamze geldi bir an ama Emrah bunu giber öyle bir şey olursa.

      Edit 2: Cemil ustaya karşı gelmekten bahsetmişti, acaba gamze yüzünden mi. Bak deli sorular sezonu açıldı ha kafamda.
      ···
      1. 1.
        0
        Panpa ben de aysel diye düşünüyorum yav 2 3 gündür
        ···
      2. 2.
        0
        Bi ara bunu düşünürken entrylere bakıyorum sen yine aysel yazmışsın. Bi ara da boncuk şey dedi finali sadece 1 kişi bildi diye onun da haberi yok demişti. Bundan sonra ben de ayseli düşündüm. Eylül olamaz ama. Güler belki dedim, ama biraz daha yer verirdi hikayede. Ceyda fotoyu çalan, onunla zaten olmaz. Gamze hiç değil.
        ···
      3. 3.
        0
        ceyda fotoyu mu çalmıştı? kafa gitti gari ben de.
        osuruğun50notası teoirelerini aynen düşünmüştüm ben de. ters köşe golden shut bekliyorum...
        ···
      4. diğerleri 1
    10. 10.
      +6
      "dördüncüsü baba olduğum zaman... " şu cümleyi okuyunca babannemi tekmeledim mutlu musun ömer
      ···
    11. 11.
      +1
      abi sen buunları anlatırken biz de büyüdük amk allah bebene hayırlı ömür versin vatanına milletine hayırlı bir evlat olsun inşallah hadi eyvallah
      ···
    12. diğerleri 9
  9. 59.
    +89 -1
    *
    evde kimsenin olmayışı rahatlatmıştı beni.
    güneş'in kocasının nerde olduğunu henüz bilmiyordum.
    girdik eve.
    çok şirin ama küçük ve eski bir evdi.
    sayabildiğim kadarıyla ev 1+1'di.
    bekar için uygun olan bu ev çocuklu bir aile için küçük bir evdi.
    güneş kahveleri yapmak için mutfağa girdiğinde merve koltukta uyuyakaldı.
    yanında duran çarşafla üstünü örttüm merve'nin.
    sonra güneş geldi yapmış olduğu kahvelerle.
    evli bir kadın olduğu için alıcı bi gözle asla bakmasam da artık muhabbetimiz olduğu için yüzüne, gözlerine bakabiliyordum çekinmeden.
    tertemiz bir yüzü vardı güneş'in.
    -siz nerde oturuyorsunuz. diye muhabbet açtı güneş kahvelerimizi içerken.
    -izmit. dedim
    -ee burda ne işiniz var ayıptır sorması. dedi
    -mert'i almaya gelmiştim. dedim
    -biz de arada kaynadık dese ne. dedi merve'yi uyandırmamak için sessizce gülerek.
    sonra gözüm güneş'in parmaklarına takıldı.
    yüzük falan yoktu parmaklarında.
    ama yanlış anlaşılır diye sormadım tabiki de.
    biraz sonra kendi açtı konusunu.
    -eşimle boşandıktan sonra biz de buraya taşındık kızımla işte, eski ve pahalı bi yer olmasına rağmen okulum hemen arka sokakta, yakın diye burda tuttuk evi. dedi
    -öğretmen misiniz. dedim
    -evet, sınıf öğretmeniyim. dedi
    -ne güzel. dedim
    -sizin düğün ne zaman peki. dedi sağ elimin yüzük parmağında takılı yüzüğü göstererek.
    güldüm.
    acı acı güldüm beyler.
    -hiç bi zaman. dedim o an yüzüğü çıkartıp.
    güneş şaşırmıştı.
    -nişan yüzüğü değil mi o. dedi
    -söz yüzüğü, nişanım 2 gün sonraydı. dedim
    -sonraydı derken? dedi
    -uzun hikaye güneş. dedim
    -benim uykum yok, merve uyudu, mert bey'den ses çıkmadı, yarın da cumartesi, bence şartlar uygun, seni dinliyorum. dedi
    çok tatlı bir uslubu vardı güneş'in, ısrar ederken bile insanı sıkmayan boğmayan bir üsluptu bu.
    belki de öğretmen olmasından kaynaklanıyordu.
    muhabbetin başında sizli bizli konuşurken derin mevzular açıldıkça bazen ömer'e güneş'e, bazen de sana bana döndü hitap şeklimiz.
    belki de ihtiyacım olduğu için başladım anlatmaya.
    ilk günden başladım hem de,
    o eşyaları taşıdığım günden,
    ali'den dayak yediğim günden,
    sahildeki ilk öpüşmemizden,
    eylül'ün gidişlerinde,
    prensesin günlüğünden,
    her şeyden bahsettim güneş'e.
    tanımadığım birine karşı bunları bu kadar rahat anlatabileceğimi gerçekten de bilmiyorum.
    işin garibi çok da iyi gelmişti.
    rahatlamıştım.
    yaklaşık 2 saat sürdü geride bıraktığımız 7 yılı özetlemem.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +11
      Bitsin periscope yapak abi
      ···
    2. 2.
      +10 -3
      9.şuku git gide yükseliyorum

      ilk 28
      sonra 17
      şimdi 9
      sonra 4
      sonra 1 :D
      ···
    3. 3.
      +4
      martin eden de olduğu gibi boncuk abi insan tanımadığı birine derdini dinletmek için para bile verir sana iyisi denk gelmiş
      ···
    4. 4.
      +1
      ömerim instagram hesabini gizliye almıssın takip ettim kabul ediver gari
      ···
    5. 5.
      +1
      yazınca 95 gün... ziktin ömrümüzü bizi de toplayıp bi yere anlatsaydın ya.
      ···
    6. diğerleri 3
  10. 60.
    +88 -1
    *
    akşamı etmiştim.
    içmeye yeltendim bi ara kayığa gidip.
    ama onu bile becerememiştim.
    rakı bile geçmedi ulan düğüm düğüm olan boğazımdan.
    eylül'e "bu akşam git, geldiğimde seni burda görmek istemiyorum" demiştim.
    gidip gitmediğini çok merak ediyordum.
    daha fazla dayanamayıp mesaj attım aysel'e.
    "eylül gitti mi" yazdım.
    "bir az önce çıktı, 10 otobüsüyle dönecek" dedi aysel.
    saat 9'du.
    1 saat sonra gidecekti her şeye rağmen köpekler gibi sevdiğim kadın.
    "allahım yardım et" diyerek yukarı doğru baktım sahilde oturduğum banktan.
    necati amcanın söyledikleri çıkmıyordu aklımdan.
    "ya ben de onu kaybedersem,
    ya ona son bir defa sarılamadan alırsa allah onu benden" diye geçirdim içimden.
    bu sefer buna gerçekten dayanamazdım,
    bu sefer ablama verdiğim sözü bile tutamazdım,
    darmadağın olurdum, ayakta duramazdım.
    onun benden uzakta da olsa iyi olduğunu bilerek yaşardım ama bu şekilde olmazdı,
    o kadar da güçlü değildim.
    bugün yaşananları,
    eylül'le yaşadıklarımı düşünürken kah güldüm kah ağladım tıpkı sizlerin de bunları okurken yaptığınız gibi.
    eylül'ün anlattıklarını,
    deftere yazdıklarını düşündüm sonra.
    hala çok ağır geliyordu.
    bu benim kaderim miydi peki?
    gerçekten üzülmemiz mi gerekiyordu susanoğlu sahilinde eylül'ün de dediği gibi.
    ya o kaderse, yıllardır tanıdığım, eşini kaybetmiş ama kaybettiğini bile unutarak her gün karısını görmeye eve giden necati amcanın aklının başına gelip benle ilk defa karısının mezarına gitmesi,
    orda bana söyledikleri..?
    onlar neydi peki,
    bu kader değil miydi?
    çok derin düşündüm ama çıkamadım işin içinden.
    ve bir mesaj geldi o an eylül'den.
    "gidiyorum ömer,
    dediğin gibi, istediğin gibi gidiyorum.
    ama emre'ye değil,
    ben sadece sen istediğin için gidiyorum,
    sen beni affedene kadar gitmeyecektim,
    ne okul ne sınavlar umrumda bile değil ama "sen gitmezsen ben giderim" dediğin için gidiyorum,
    sözünde duracağını ve gideceğini bildiğim için gidiyorum,
    ablana vermiş olduğun sözü tutabilmen için işinden olma diye gidiyorum,
    sen beni öldürmüşsün ama ben seni öldürmeden gidiyorum.
    aklım fikrim sendeyken gidiyorum,
    sırf senin için senden gidiyorum ömer.
    emrah'a, gamze'ye, cemil usta'ya, aysel'e, eniştene
    ve özellikle umut'a çok iyi bak ömer.
    onlar da iyi baksınlar sana,
    iyi bakın işte birbirinize..
    yaşattığın tüm mutluluklar için,
    bana kattığın tüm güzellikler için sana sonsuz teşekkür ederim.
    hakkım varsa helal olsun,
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +8
      Anani skm. aglicam mk
      ···
    2. 2.
      +4 -8
      Ahmet kaya. günaydın anneciğim
      HAYATIMI gibTiN BE ÖMER
      ···
    3. 3.
      +36
      Kimse kusura bakmasın beyler ama ben bir kızı deliler gibi seven adamın kullanılıp taa istanbula taksime zütürülmesi gibi bir aciz insan görmedim hayatımda
      ···
    4. 4.
      +1
      mehmet gurelli - kimse bilmez
      https://www.youtube.com/watch?v=e6hZG95TxxQ
      koca baslik altinda paylastigim ilk sarkidir.
      ···
    5. diğerleri 2
  11. 61.
    +87 -1
    *
    Aynı apartmanın önüne arkası bozdolabı, televizyon, çamaşır makinesi tarzı bi kaç eşya yüklü bir kamyonet yanaştı.
    iki defa kornaya bastı ve bi kaç dk sonra binanın kapısı açıldı.
    Evet beyler çok basit amk, bildiniz.
    Binadan çıkan bizim hatundu.
    Bu sefer yüzünü tam karşıdan ve çok net görebiliyordum.
    Hatun sandığımdan daha güzeldi ki bu durum benim haricimde duraktaki diğer gencoların ve hatta amk amcaların da dikkatini çekmişti.
    Duruma ayar olsam da yapacak bir şey yoktu.
    Kendi kendine gelin güvey olmanın bir alemi yoktu.
    Hatunun gözünden bakacak olursak muhtemelen mahalleye yeni taşınmış genç ve güzel hatunu kesen bir avuç abazaydık.
    Kamyonetin şöförü yanındaki elemanla beraber arkadaki eşyaları kamyonetten indirip kaldırıma bırakıyordu.
    Çok fazla eşya olmadığı için bu işlem kısa sürdü.
    Ardından, şöför kadının yanına gelip bişeyler söyledikten sonra kamyonetine bindi ve gitti.
    Kadın eşyalarla öylece kalakaldı.
    Boynuna çapraz astığı kırmızı küçük çantasından telefonunu çıkarttı, bir süre telefon elinde bi şeyler yaptıktan sonra telefonu kulağına zütürdü.
    Muhtemelen aradığı kişi cevap vermedi ve telefonu eline alıp bi kaç bi şey daha yaptıktan sonra tekrar kulağına zütürdü.
    Aradığı kişi yine cevap vermedi.
    Telefonu çantasına attı.
    Narin bilekleriyle çamaşır makinesini sanki yerinden oynatmaya çalışırmışcasına ufaktan itti ve sonrasında bir eliyle saçlarını karıştırmaya başladı.
    Çaresiz ve düşünceli olduğu her halinden belliydi.
    Bizim duraktaki binler hala soluksuz kızı kesiyorlardı.
    Bu mallar bi tak yemeden ben bi şey yapmalıyım diye düşünerekten kaltım ayağa ve yavaş adımlarla karşı kaldırımdaki hatunun yanına gittim.
    ···
  12. 62.
    +88
    *
    ve en zor an gelmişti işte.
    sırada cemil usta, emrah ve gamze vardı.
    emrah'ı arayarak 3'ünün de kayığa gelmelerini istedim.
    emrah neden diye sorsa da telefonda bi şey demedim.
    eylül sürekli aramasına rağmen hep bi şekilde yalan uydurdum.
    nişandan sonraki tatil yalanına onu da inandırdım,
    "bu tatile gidebilmemiz için önce halletmem gereken işler var" diye avuttum eylül'ü,
    "yarın nişanlım olacaksın bi gün daha sabret" dedim beni yanında isteyen eylül'e yalandan.
    akşam 10 gibi buluştuk kayıkta.
    cemil usta ilk defa geliyordu bizle buraya.
    onu böyle çağırmak garip olmuştu ama hepsine tek tek edilemeyecek kadar ağırdı bu veda.
    ve bu veda için de çok güzel günler geçirdiğimiz bu kayıktan daha uygun bir yer olamazdı.
    yarınki nişandan falan konuştuk yalandan.
    normalde benim de olmam gerektiği kadar mutluydu hepsi.
    ama sonra farkettiler bendeki halleri.
    cemil usta açtı lafı.
    -neyin var evlat senin. dedi
    uzun bir sessizlik çöktü denize.
    hepsiyle tek tek göz göze geldim.
    -gidiyorum ben usta. dedim
    yüzlerindeki gülümseme kayboldu bir anda.
    -o ne demek. dedi cemil usta.
    -olmadı usta, yapamadım eylül'le, onun ateşi tekrar yaktı beni, kopamadı o huur çocuğundan, öldürdü bizi, yıktı bizi, kaldık altında, kalkamadık altından. dedim
    -açık ol lan, ne oldu. dedi emrah.
    çok fazla detaya girmeden başladım anlatmaya,
    ben anlattıkça onlar hüzünlendi.
    gamze çoktan ağlamaya başlamıştı bile.
    sözlerimi,
    -bugün size veda ediyorum, nereye gideceğimi bilmiyorum ama yarın sabah umut'u da alıp gidiyorum. dedim
    cemil usta bakmıyordu bile yüzüme.
    emrah yumruğunu sıkmış yere bakıyor, gamze ise ağlıyordu.
    beni anlayıp anlamadıklarını henüz bilmiyordum ama emrah'ın
    -in lan aşağıya. diyip beni tartaklamasıyla anlamıştım özellikle emrah'ın beni hiç anlamadığını.
    onun zoruyla indim kayıktan.
    cemil usta da gamze de hiç bi şey diyemeden bakıyordu bize öylece.
    emrah vurmuyordu ama tartaklıyordu beni,
    yakamdan çekiştiriyordu.
    -bak bana. diyerek pantolonunun paçasını kaldırdı emrah.
    dizindeki yarayı gösterdi.
    -hatırlıyor musun bunu. dedi
    dün gibi hatırlıyordum ama "hatırlamıyorum" dedim daha fazla kahrolmamak için
    -dur ben sana hatırlatayım beynini gibtiğim, senin çalınan bigibletini ararken atladığım bahçe duvarından düştükten sonra oldu bu yara, bak hala izi var. dedi
    tutamadım kendimi. süzüldü gözümden yaşlar.
    emrah delirmiş gibiydi.
    diğer bacağını açtı.
    kaval kemiğindeki boyuna çiziği gösterdi.
    -ya bu, bunu hatırlıyor musun dıbınakoduğum. dedi
    -hatırlamıyorum. dedim aynı sebepten dolayı.
    -bunu da ben hatırlatayım o zaman, cemil ustadan aldığımız bayram harçlığıyla aldığımız saçmalı tüfek vardı ya hani, içi boş sanıp sıkmıştın ayağıma, sonra ben de dövmüştüm seni hani. dedi
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      ilk şuku

      Edit: gözüm doldu
      ···
    2. 2.
      +9
      en ağır veda
      ···
    3. 3.
      +4
      içim gitti be "bak hala izi var"dan sonra
      ···
    4. 4.
      +1
      vee göz yaşları başlar akmaya...
      ···
    5. 5.
      0
      Bir ağzına Emrah aynaya baktığında hatirlasin
      ···
    6. 6.
      +7
      Benim bildiğim Ömer sözden dönmezdi.. Al işte Emrah abiye verdiğin sözü yedin.. Ağzını kırsa yeridir..
      ···
    7. 7.
      +2
      Değerli panpalarım bi arkadaşım için doğum günü hediyesi hazırlıyorum bana herkesin küçücük bi yardımı lazım kırmayın şu bini yardım edin işte adamsınız yardım edebilecekler bi pm atıversin seviyorum bu aileyi
      ···
    8. 8.
      +1
      ulan uyuyakalmışım aq şimdi geldim abi dıbına koyim ya hayırlısı olsun
      ···
    9. 9.
      +1
      Ömer yanlış yapmışsın haklısın ama bence yanlış
      ···
    10. diğerleri 7
  13. 63.
    +86 -1
    *
    Ve o gün hayatımda gördüğüm en güzel hatunu gördüm beyler.
    Durağın karşısındaki kaldırımda mavi renk çakal kasa bi BMW'den iniyordu.
    Arka koltuğun üzerinde duran iki el çantasını aldı, çocuğa fazla samimi olmayan bir sarılışla teşekkür etti.
    Çocuk arabaya bindi ve gitti.
    Hatun, durağın karşı kaldırımında olduğu ve hafif yan durduğu için yüzünü tam göremiyordum.
    Üzerinde dizlerine kadar gelen lacivert bir elbise vardı.
    1,70 boylarındaydı, melek beyazı bir teni ve uzun dümdüz simsiyah saçları vardı.
    Ama böyle güzel saçları olan bir hatunun yüzünün çirkin olma ihtimali yok gibi bi şeydi bana göre.
    Hatun, bir süre karıştırdıktan sonra çantasından anahtarları çıkarttı, hafifçe eğilip durağın tam karşısındaki köşe başındaki binanın kapısını açtı ve içeriye girdi.
    Aşkın ne demek olduğunu bilsem belki de o an aşık oldum diyebilirdim.
    Çok garip hissettim lan binler
    Harbiden tarifi yoktu o an hissettiklerimin, kitlendim kaldım.
    Büyülenmiştim.
    Daha önce taksime de çok güzel hatunların binmişliği, hatta bazılarının telefon numaralarını bırakmışlıkları, takside benle muhabbet etmeye çalışmışlıkları hatta bazen yolu, bile bile uzatmışlıkları olmuştu ama hiç birine karşı böyle garip şeyler hissetmemiştim.
    Çok belliydi işte amk, bu seferki başkaydı işte.
    Acaba kim lan bu hatun diye düşünürken biri içerden 2. katın camında yazılı olan "kiralık" ilanını söküyordu.
    Güneş tam olarak o katın cdıbına yansıdığı için yazıyı kaldıranın kim olduğunu görememiştim.
    Vay amk dedim içimden.
    Derken...
    ···
    1. 1.
      +1
      şuraya bir reserv alalım
      ···
    2. 2.
      +1
      bezelyed
      ···
    3. 3.
      +12
      Ya gibicem böyle adamlar bile eğer bi dıbını gibtiğimin kızı için harcanırsa ağlarım
      ···
    4. diğerleri 1
  14. 64.
    +86 -1
    *
    Durağa geldiğimde çaktırmadan arkamı döndüm ama bizim kız çoktan çıkmıştı eve.
    Bi çay alıp çardağa geçecektim ki
    Rüstem Amca;
    -seninki aradı. dedi
    -hangisi. dedim
    Duraktaki binler;
    -o kadar çok var ki kendi bile karıştırıyor. diyerek gülüştüler.
    Rüstem amca;
    -fırfır Aysel. dedi
    -tamamdır çıkıyorum. diyerek arabaya doğru yöneldim.
    Arabaya binerken çaktırmadan 2. katın cdıbına baktım ama göremedim kimseyi.
    fırfır Aysel duyumlarıma göre mahallenin azılı kaşarlarındandı beyler.
    Aynı mahallede olmamızdan dolayı uzaktan da olsa ben de tanırdım ama kişisel bi olayım hiç olmamıştı, bi falsosuna rastalamamıştım hiç.
    Genelde açık saçık giyinen, düzgün vücutlu benden 5 yaş büyük biriydi.
    Gece eve geç saatlerde geldiği çok olurdu ama beni bağlamazdı, bananeydi amk.
    Ama taksiye başladıktan sonra ne olduysa hatunlar beni farketmeye başlamıştı beyler.
    Gerçi sanayide Brad Pitt olsan bile kimin gibindeydi ki.
    Bunun da etkisi oldu elbet, yıllardır görmediğim ilginin bir anda açığa çıkışı mesleğim gereği sosyal dünyaya açılmam dolayısıyla iş gereği de olsa kadınlarla iletişime geçmemle alakalıydı.
    fırfır Aysel de onlardan biriydi.
    Genelde gideceği yere taksiyle giderdi ve o taksi son 1 yıldır benim taksim oluyordu.
    Durakta olmadığım zamanlar Rüstem Amca, "Ömer durakta yok, müşterisi var" dediği zaman "olsun ben beklerim" diyordu.
    O yüzden ben de gibe gibe gidiyordum beyler.
    ···
  15. 65.
    +87
    *
    uzun zaman sonra ilk defa güne umutla başlamıştım beyler.
    gözümü açar açmaz zıpladım yataktan.
    saat 7:30'a geliyordu.
    kahvaltı yapacak vaktim var ama sabrım yoktu.
    elimi yüzümü yıkadım, üzerimi değiştim ve çıktım evden.
    durağa gelmem 2 dk sürmemişti.
    herkese selam verip çardağa oturdum.
    hava soğuk olduğu için millet içerde oturuyordu.
    sadece sigara içen 2 kişi çardaktaydı.
    ben de Eylül'ü görürüm umuduyla çardaktaki yerimi aldım.
    Dün perdesiz olan cama perde takılmıştı.
    belli ki akşam evi yerleştirmişti Eylül.
    "keşke yardımcı olabilseydim" diye geçirdim içimden.
    sıkılmıştım, sağa sola bakıyordum.
    bakmaz olaydım.
    çakal kasa mavi BMW bi kaç araba ilerde duruyordu.
    yine o huur çocuğu gelmişti.
    "acaba eylül'ü mü bekliyordu" dedim kendi kendime ama,
    sonra arabada kimsenin olmadığını farkettim.
    belli ki yukarda eylül ün yanındaydı.
    Üzülmüştüm lan beyler.
    Yapacak bişey yoktu Ömer e yine esmer günler düşmüştü amk.
    Durağın telefonu çaldı.
    Benim sıramdı.
    Rüstem abi "Ömer, sıra evler C blok" diye seslendi içerden.
    Hiç bi şey demeden sanki kibarlık yapıyormuşum gibi sigara içerenlerden birine "buyur abi sen al müşteriyi" dedim.
    Canına minneti amk, fırladı yerinden.
    Millet ekmeğinin peşindeydi.
    ···
    1. 1.
      +50 -1
      panpa kusura bakma ama baştan 1 2 sayfası çok güzeldi okuyucuyu içine alan bi hikayeydi sonlara doğru varsa yoksa kızdan bahsetmişsin sıkılmaya başladım amk
      ···
      1. 1.
        +37 -1
        gönül mevzusu panpa sanayi anılarımı anlatsam 3 yılda bitmez hikaye amk.. yine de eyw
        ···
  16. 66.
    +86 -1
    *
    -efendim. dedi
    -sadece sen biliyorsun gideceğim yeri, senden çıkmaz di mi. dedim tırsa tırsa.
    -babanın almanya'da olduğunu da bi tek ben biliyordum. dedi
    verdiği cevap beni hem züt hem de mutlu etmişti.
    tekrar yer değiştirine kadar yerimi bir tek rüstem abi bilecekti.
    -arabayı ne yapacaksın. dedi rüstem abi.
    -satalım abi. dedim
    -çalıştıralım, ben sana göndereyim parasını. dedi
    mantıklıydı ama risk alamazdım.
    taksinin hala benim üzerime olmamamsı gerekiyordu.
    emrah kabul etse onun üzerine yapardım ama gibsen kabul etmezdi,
    daha ona gideceğimi nasıl söyleyeceğimi bile bilmiyordum,
    bir de bu dediğimi ona kabul ettirmek imkansızdı.
    rüstem abi'ye devretmek üzere anlaştık.
    pazartesi sabahtan gerekli işlemleri yapacaktık.
    rüstem abi'nin dediği gibi olacaktı.
    araba onun üzerine olacak benim adıma çalıştırılacak her ay bana rüstem abi tarafından para yatırılacaktı.
    -yarın ben yokum abi. dedim
    sarıldık rüstem abiyle.
    hiç bi şey demedi.
    -yaptığın ve yapacağın babalıklar için eyvallah rüstem abi, eyvallah rüstem baba. dedim
    -sen bana babanın emanetisin ömer, dikkat et kendine. dedi
    -eyvallah abi, sen de. diyerek vedalaştık.
    durağa yürüdük.
    şansıma taksicilerin hepsi duraktaydı.
    bazılarını pek sevmesem de iyi kötü yıllarımız geçmişti hepsiyle.
    onlarla da vedalaşmak lazımdı ama onların gideceğimi bilmesi demek bütün mahallenin ve eylül'ün bunu öğrenmesi demekti.
    bunu bildiğim için "ufak bi tatile çıkıcaz nişandan sonra" diyip vedalaştım hepsiyle.
    rüstem abi'nin donuk bakışları arasında son kez çıktım o duraktan.
    sonra güler ve alzaymır necatiyle konuşmak istesem de güler görevde olduğu için akşama bıraktım onları.
    sürdüm eniştemin yanına.
    ona bu olanları anlatmak çok zor olacaktı ama yapacak bi şey yoktu.
    dükkanda yalnızdı eniştem, müşteri yoktu.
    selam vererek oturdum yanına.
    -enişte. diyerek zor da olsa girdim lafa.
    -efendim. dedi
    -gidiyoruz enişte. dedim
    -nereye. dedi gülerek.
    -önce istanbula, sonra belki daha da uzaklara enişte. dedim
    -o ne demek ömer? dedi
    -gidiyoruz demek işte enişte, sen ben, umut ve sevim abla, gidiyoruz buralardan. dedim
    -eylül? dedi eniştem merakla.
    -benim için o artık yok enişte. dedim
    -ömer yapma bunu, iyi düşündün mü, hem gitmek o kadar kolay mı? dedi
    -burda ölmekten daha kolay enişte. dedim
    -biz nasıl gelicez ömer. dedi eniştem korkuyla
    -bana güvenip geleceksiniz enişte, hepinize yeni bi hayat kuracağım. dedim
    -ama ömer.. dedi eniştem haklı olarak.
    -gelmek istemezeniz anlarım, ama ablama vermiş olduğum bir söz var enişte, büyük bir söz hem de, o sözü bana yutturma. dedim
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +5
      sigaraya nasıl başladın ? eylül yüzünden mi ?
      ···
    2. 2.
      +19
      Babanın oğlusun boncuk abi. Gidişin onun gibi oldu
      ···
      1. 1.
        +1
        yıllar sonra içime dokundu reis
        ···
  17. 67.
    +3 -83
    varoşşşşşşş ömer taksiciiiii ömerrrr o gibik hayatını anlatıyorsun bir de en heyecanlı yerinde bırakıyorsun. senin ben ablanı gibeyim de hem çocuğu olsun hem de zoruna gitsin bin senin. Eylül var ya Eylül onu öyle bir gibeyim ki ulan harbiden iyi gibtin diye tebrik et beni. binçççç. Eylül ün züt capslerini incide elden ele dolaşsın da sen bi anlık dalgınlıkla off züte bak de emi huur çocuğu.

    bu arada anan mersinde değil yanımda. selamları var Eylül ü de yanımıza göndersin de üçlü takılalım diyor.
    ···
    1. 1.
      +26 -1
      abartıyorsun, trollün de bi sınırı var haddini aşma.
      ···
    2. 2.
      +2
      linç edilmeye bile degmezsin geldigin gibi gidersin zaten
      ···
    3. 3.
      +2
      Babanın düşmanlarını gibeyim. gibtirgit amin feryadi
      ···
    4. 4.
      +3
      Beynim durdu en adiyim ki edecek küfür bulamadim la senin ölmüşlerini gibeyim.
      ···
    5. 5.
      +6
      Baban keşke beni gibeymiş huur çocuğu,
      Durum o kadar vahim amk.
      ···
    6. 6.
      +1
      lan kendi başına üreyen huur çocuğu senin geçmişini gelmisini gibiyim binin fırlattıgı
      ···
    7. 7.
      +1
      orjinal huur çocuğu :/
      ···
    8. 8.
      +1 -22
      iyiki ömerin annesi yanımda yoksa bu küfürlere katlanamazdım :((((( hangimiz eylülü düşünürken çükümüzü sıvazlamadık ki? huur çocukları sizi sizin de canınız Eylülü çekiyor yalan mı amk. gerçi ömerin gibini yalamaktan erkekliğinizi kaybetmiş de olabilirsiniz. son olarak ablası çok hoştu lan tadı damağımda kaldı xd xd xd
      ···
      1. 1.
        0
        seninde ananı gibiyim binin çocugu hepiniz ayrı huur cocugusunuz. keyif kaçırmaktan başka taka yaramıyosunuz hayatınızı gibiyim sizin babanız ananız büyük hata yapmışlar mk
        ···
    9. 9.
      +2
      senin ben ecdadını gibim huurnun evladı seni. senin gibi beynini gibtigimin beyinsizleri yüzünden sözlük eski değerini kaybetti zaten!
      ···
    10. diğerleri 7
  18. 68.
    +86
    *
    güneş hiç bölmeden dinledi beni.
    sözlerim bittiğinde söylediği ilk kelime.
    -yapamazsın ömer. dedi
    -neyi yapamam. dedim
    -öylece çekip gidemezsin, sen yüreğini o kadına vermişsin, gidersen ölürsün ömer. dedi
    -gitmedim, ama yine öldüm, gidersem en azımdan öldüğümü görmez. dedim
    -sen gidince o da ölecek ki ömer, çok sevmişsiniz birbirinizi. dedi
    -ben çok sevdim. diye düzelttim güneş'in söylediklerini.
    tek bir yalan bitirmişti bizi.
    yüreğim yanıyordu.
    güneş durumun farkındaydı.
    -öyle işte. dedim konuyu kapatarak.
    -sıra sende. dedim
    hiç nazlanmadı güneş.
    direk anlatmaya başladı.
    -19 yaşında kırşehir'de üniversite'deyken evlendim o çok sevdiğimi zannettiğim adamla. onu, Halil'i çok iyi tanımıyordum, üniversite 1. sınıfta tanışmıştık ama çok sevmiştim ben de. evlenir evlenmez hamile kaldım. cahillik işte. sonra mervem geldi ben 20 yaşındayken dünyaya. yine bi süre güzel gitti her şey ama sonra dayak başladı ömer. başka kadınların varlığını duymaya başladım. düşündüğüm tek şey kızımdı, ne gurur kalkmıştı ben de ne de başka bi şey. çok defa gözüm mor gitmek zorunda kaldım artık rapor alamadığım için okula. bir insan senede kaç defa başını kapıya vurur ömer. ben 5 defa falan vurdum. dayanacak gücüm kalmamıştı artık. merve 2 yaşındayken boşandık. onun çok borcu vardı ayrıldığımızda. zaten veremeyeceğini bildiğim için çocuk için ödemesi gereken zorunlu nafaka dışında hiç bir şey talep etmedim. ondan kurtulmak yeterdi bana. ama kurtulamadım uzun süre. boşanmamızı hazmedemedi. şu an işi gereği eskişehir'de yaşıyor. orda hala ortak arkadaşlarımız, eşimiz dostumuz var. onlardan haber alıyorum, o ne zaman istanbul'a gelse bizi bulmasın diye bi yerlere gittik kızımla hep. hep kaçtık ondan. güneş'in de hayat hikayesi böyle işte ömer. kızıyla hayatta kalmaya çalışan biriyim ben de işte. dedi
    hüzünlenmiştim.
    her insan başka bir dünyaydı işte.
    ve herkesin dünyasında başka başka hikayeler vardı.
    -evlenmeyi düşünmedin mi hiç? dedim
    -düşündüm aslında, ama benim sevdiklerimi merve sevmedi, onun sevdiklerine ben güvenemedim, ben artık başkasını sevemem ömer, evleneceğim kişi sadece sırtımı dayayacağım kişi olur bundan sonra benim için, bunu da kolay kolay kimse kabul etmez. dedi
    haklıydı.
    -ya sen, sen ne yapacaksın ömer, eylül'den gittikten sonra sevebilecek misin bi başkasını. dedi
    aslında güneş de ben gibiydi.
    eylül'den sonra ben de kimseyi sevemezdim,
    buna emindim.
    olur da bir gün evlenirsem evlendiğim kişiye yazık ederdim.
    -olur da bi gün ben de evlenirsem aynen senin düşündüklerini düşündüğüm için evlenirim. dedim
    çok benziyorduk güneşle,
    ikimiz de yaralıydık,
    belki birbirimizin yaralarını bile sarabilirdik,
    bu konuşmanın nereye gittiğini henüz bilmiyorduk,
    ama hiç bi şey için kasmadım ben.
    kader mi?
    ol o zaman işte bu da kaderdi.
    derken saatin 4'e geldiğini gördüm.
    zamanın nasıl geçtiğini bile anlamamıştım.
    ben tam kalkmaya yeltenecektim ki
    güneş yerinden kalkarak kızını yatağına zütürmek için uyandırmaya çalıştı kızını.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +3
      ilk ulan
      ···
    2. 2.
      +1
      7.şuku
      ···
    3. 3.
      +1
      31 inci Şuku..

      Bugün hep 31 basacam amk
      ···
    4. diğerleri 1
  19. 69.
    +85
    23 nisanınız kutlu olsun lan vitaminsizler
    ···
    1. 1.
      +4
      Hepimizin panpa
      ···
    2. 2.
      +4 -2
      yazıyodum hikayeyi bozmıyım dediydim *

      buarada son partta ilk şukuyu yakaladım havamı atayım birass
      ···
  20. 70.
    +82 -3
    *
    -gidiyorum anne, uzaklara gidiyorum, yeni bir hayat kurmaya gidiyorum. dedim
    annem neye uğradığını şaşırdı.
    -eylül, nişan?. dedi annem
    -hepsi bir yalan uğruna mahvoldular anne. dedim
    -ne diyorsun oğlum, açık konuş. dedi annem
    -merak etme anne, anlarsın yakında her şeyi, senden son ricam sakın eylül'ü uyandırma ve şunu bil ki gitmek zorunda olduğum için gidiyorum ve çok iyi olacağım. dedim
    annem ağlamaya başladı.
    -anne sus, yalvarırım. dedim
    annem susmadı ama için için ağlamadı bu sefer.
    annemi içime çeke çeke öperek eylül'ün odasına geri döndüm.
    altından bir kere öptüm, bir süre seyrettim onu ve
    "hoşçakal sevdiğim" diyerek çıktım bir daha dönmeyeceğim çocukluğumun geçtiği o evden.
    rüstem abi'yle anlaştığımızın aksine istanbul'da çalışacağım araba gelmişti içinde güneş ve merveyle ile birlikte. çalışacağım duraktan bir taksici getirmişti arabayı içindekilerle beraber istanbul'dan.
    2008 model hyundai accent era'ydı araba.
    buna binip içindeki yeni ailemle gidecektim gideceğimiz yere.
    bi kaç gün sonra başlayacaktım beyoğlu'ndaki yeni durağımda işime ama önce emin olana kadar bi kaç gün boyunca ortadan kaybolmam gerekiyordu.
    bu zaman zarfında da güneş ve merve'nin de yanımda olmalarını istedim.
    güneş de bana güvenip yeni bir hayat uğruna bıraktı öğretmenliği.
    her şeyin çok güzel olacağına dair söz vermiştim onlara.
    güvendiler bana.
    arabayı getiren taksici anahtarı bana verdi.
    burdan sonra sadece ben, güneş ve merve devam edecektik yola.
    tam arabaya binecektim ki koşarak bana doğru gelen eylül'ü gördüm.
    o gelen kadar arabaya binip gidebilecek vaktim vardı,
    ama yapamadım lan beyler, gidemedim öylece.
    bekledim eylül'ün gelmesini.
    ağlayan gözlerle geldi yanıma.
    -nereye gittiğini sanıyorsun haaa.? diye bağırdı onu ilk gördüğüm yerde, evinin önünde.
    -gidiyorum eylül, nereye olduğu önemli değil, senden gidiyorum sadece. dedim
    -neden ömer, intikam mı alıyorsun, yıllar öncesinin acısını mı çıkartıyorsun benden. dedi
    güldüm beyler.
    içim yana yana güldüm.
    ona son bi şans daha verdim her şeye rağmen.
    güneşe ve merve'ye vermiş olduğum sözleri yutabilecek kadar cesurdum o an.
    son bir şans daha verdim ona.
    -emre'nın sana verdiği o çanta, o benden aldığın resim var mıydı içinde? dedim
    -bilmiyorum. dedi eylül
    "vardı" dese belki yine affetmeyi seçecektim onu, gidemeyecektim ama "bilmiyorum" diyerek yalan söylemeyi seçmişti eylül.
    -ne kadar değerliymiş meğer geçmişiniz. dedim eylül'e doğru bir adım atıp.
    burun buruna duruyorduk.
    nefesi nefesime değiyordu.
    öpebilsem öpecektim.
    dokunabilsem yakacaktım,
    affedebilsem ölecektim.
    her şeye rağmen onda bırakmayı düşündüğüm o çok değerli kolyeye boncuk kolyesine takıldı gözüm.
    gözlerimin içine baka baka, beni kaybedeceğini bile bile halan yalan söylemiş olmasından dolayı bir çırpıda elimi eylül'ün boynundaki kolyeye attım ve koparıp aldım onu.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +4
      Zor da olsa. Koparmak acıtmadı mı canını?
      ···
    2. 2.
      +24 -5
      Fakirlik demiyonda panpa kılıf uyduruyon
      ···
    3. 3.
      0
      Vay amk
      ···
    4. 4.
      +5
      lan güneş öğretmenliği bırakmış ya daha da dönüşü olmasın artık
      ···
      1. 1.
        +10 -2
        Arkadaşlarım, dostlarımla beraber video editörlüğü yapıyoruz. Klipler çekiyoruz, kısa filmler hazırlıyoruz. Boncuğun da izni olursa, bir gün bu hikayeyi ekranlarda görmek isteyen panpalarıma selam olsun. Şukulayın ki cevabım kesinleşsin, boncuğa pm atayım.
        ···
    5. 5.
      +6
      Ya gibecem mal mısın amk nerden biliyon yalan olduğunu doğum tarihini sordunda Muş mu dedi amk?
      ···
    6. 6.
      +1
      giberim bastım çuguyu nabıyosun sen aq
      ···
    7. 7.
      +3
      kadın neden öğretmenliği bıraktı arkadaş, bir haftadır tanıdığı adama güvenip iş mi bırakılır ?

      kafam çok karıştı arkadaş ya.
      ···
    8. diğerleri 5