tutarsa bir adet pandik alabilir miyim?

O gece bir silah sesi gecenin sessizliğini yırtıp geçti. Ses Ormandan geldi ama bu sefer kimse konuşamadı korkudan. Yusuf ise sonuna geldiği sigaranın izmaritini yaralı astsubay ın yüzüne bastı. Adam çığlık atmaya başladı ama yusuf çok rahat tı gel bakalım deyip kolundan çekerek sürüklemeye başladı karanlığa doğru. 100 metre kadar gittikten sonra dönüp baltasını aldı. Vatan hayinliginin sonu ölümdür ama kolay değildir deyip astsubayın kollarını kopardı. Merak Etme cesedin ortada kalmaz kurt kuş kaldırır deyip kulübesine döndü

Hiç birşey söylemeden çıktı işaret etti herkes arabaya bindi ve gittiler Yusuf hemen telefonu çıkarıp bir kaç yeri aradı. Çünkü kızılacak birsey yoktu ortada ama astsubay ın yüzü gereksiz aşıldı. Ve hava kararmaya yakın o Jip tekrar geçti köyün içinden bu sefer çok durmadı yarım saat sonra geri döndü muhtar koşa koşa kahveye gitti nefes nefese bağırdı karakolda ne kadar asker varsa değişecekmiş erlere kadar diye. Duyan herkesin zütü tutuştu anladilar ki o adam devletin adamı .

edit: gerisi sabaha artık..

Jandarma geldiğinde Yusuf yeni yemek yemiş çay içiyordu geldiklerini oturduğu yerden daha onlar Köyden çıkarken görmüştü ama hiç istifini bozmadı. Asker paldır küldür atladı araçtan +hakkınız da şikayet var üzerinizi ve iceriyi arayacağız
-hoşgeldiniz çay içseydiniz önce
+istemez kaldır ellerini masanın üstüne
-madem öyle içeriye giremezsin üstümü de arayamazsın elinde bir karar bile yok

Sonra kalkıp içeriye doğru yürümeye başladı asker tutmak için koştu peşinden Yusuf sakin olun sorun yok dedi. Herkes şaşırıyor du rahatlıgına. içerden kafasını uzatıp astsubay ı çağırdı eliyle ve içerde ona bir kimlik gösterip birşeyler fısıldadı. Subayın yüzünün rengi değişti birden

Rezervasyon

Ondan deli gibi korkarlardı ama kim olduğunu ne yaptığını merak ettikleri için de peşini birakmazlar bi bahaneyle ya kendileri gider yada çocukları gönderirlerdi yusuf u izlemeye. Bir kere gece vakti büyük bir Jip ormana yusufun kulübeye doğru gitmiş sabaha karşı da geri dönmüştü Ankara plakalı bir Jip. Bu ziyaret önemli biri olduğunu ortaya çıkarmış ve ertesi gün kahvede birinin belli bu mafya burda polisten saklanıyor demesiyle muhtarın jandarmaya yalakalanması ihbar etmesi bir oldu. Hemen karakoldan bir astsubay bir kamyonet dolusu da asker kahveye geldi. Muhtar ballandıra ballandıra anlattı yabancının asılsız hikayesini. Muhtar ve birkaç köylü ile asker ormana yusuf u yakalamaya gittiler ve olaylar burdan sonra iyice karıştı...

edit: rez alın beyler devamı gelecek

Kutsal gen haber ajansı tutar bemce d.d.dxDxd

rez bakayım

Güneşin üzerine doğmasıyla uyanmıştı yine. Yüzüne düşen incin saçlarını toplayıverdi hızlıca. Gözlerini tavana dikip biraz düşündükten sonra hayret edilecek bir çeviklikle fırladı yatağından. Uzun saçlı 185 boylarına kalıplı ve sıkı bir vücudu vardı yaşı da 30 31 anca. Klubenin kapısından adımını atar atmaz köpeği herkül yanına koştu her halinden belliydi bu alman kurdunun eğitimli olduğu. Biraz köpeği ile uğraştıktan sonra derme çatma ocağa gidip akşamdan kalma köze çalı çırpı atıp ateş yaktı ve Kahvaltı hazırlamaya koyuldu.
Burası dağlık yüksek bir ormanın içiydi havası çok güzeldi birçok yerden de içimi çok güzel olan su çıkıyordu az az. Yani tam bir doğa harikası. Yusuf ta çok seviyordu burayı ama takip edildiğini bilmek biraz rahatsız ediyordu onu. Aslında kötü niyet ten değil merak tan takip ediyordu onu aşağıdaki köyün halkı. Yusuf Hakkında sürekli yeni hikayeler uydurulan köyün son 3 aydır ondan başka işi yoktu adeta varsa yoksa deli, kaçak, garip hatta cinli bile dedikleri yusuf.. Ayda bir kasabaya malzeme almaya giderken Köyden geçer insanlar kendisinden uzak dursun korksun diye suratı asık olur ve etrafa sinirli sinirli bakardı. işe de yarardı onla göz göze gelen köylünün beti benzi atardı bir anda..