Güneşin üzerine doğmasıyla uyanmıştı yine. Yüzüne düşen incin saçlarını toplayıverdi hızlıca. Gözlerini tavana dikip biraz düşündükten sonra hayret edilecek bir çeviklikle fırladı yatağından. Uzun saçlı 185 boylarına kalıplı ve sıkı bir vücudu vardı yaşı da 30 31 anca. Klubenin kapısından adımını atar atmaz köpeği herkül yanına koştu her halinden belliydi bu alman kurdunun eğitimli olduğu. Biraz köpeği ile uğraştıktan sonra derme çatma ocağa gidip akşamdan kalma köze çalı çırpı atıp ateş yaktı ve Kahvaltı hazırlamaya koyuldu.
Burası dağlık yüksek bir ormanın içiydi havası çok güzeldi birçok yerden de içimi çok güzel olan su çıkıyordu az az. Yani tam bir doğa harikası. Yusuf ta çok seviyordu burayı ama takip edildiğini bilmek biraz rahatsız ediyordu onu. Aslında kötü niyet ten değil merak tan takip ediyordu onu aşağıdaki köyün halkı. Yusuf Hakkında sürekli yeni hikayeler uydurulan köyün son 3 aydır ondan başka işi yoktu adeta varsa yoksa deli, kaçak, garip hatta cinli bile dedikleri yusuf.. Ayda bir kasabaya malzeme almaya giderken Köyden geçer insanlar kendisinden uzak dursun korksun diye suratı asık olur ve etrafa sinirli sinirli bakardı. işe de yarardı onla göz göze gelen köylünün beti benzi atardı bir anda..