Bartu cama vurdu diğer eliyle ama cam çatladı sadece, kırılmadı. Sevgi abla beni istemiş telefona ama zerre konuşacak halim yok, aldım yine de telefonu ve kekelemeye devam

B: Abla ben sadece açıklama istiyorum şu an senden
Sev: Biraz sakinleşirsen
B: Nasıl
Sev: Sakinleşmen lazım
B: Abla, ana avrat giydiririm sana şu an, BANA HEMEN AÇIKLAMA YAP
Sev: Zaten seni arama amacım buydu
B: KONUŞ O ZAMAN KONUŞ BAK SAĞA SOLA SALDIRACAM ŞiMDi
C: Ceren abla, uzaklaş Barıştan, gerçekten uzaklaş
Ab: Niye uzaklaşayım ya
A: Abla, uzak dur Barışın şu an ne yapacağı hiç bel...

B: HEPiNiZ SUSUN, HEPiNiZiN CANINA OKURUM BURADA, DUYDUNUZ MU LAN BENi
Sev: Aslında her şeyi yapan Salih biliyor musun Barış
B: Ne yaptı ya, ne ne ne
Sev: O kadar büyük vicdan azabı çekiyorum ki bugüne kadar sana söylemediğim, söyleyemediğim için. Salih seni Senadan uzaklaştırmak için ne paralar harcadı Fransadaki hastanede
B: NE DiYORSUN SEN BE AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞIN DUYUYOR MU SENiN
Sev: Sena o gün orada ölmedi Barış, sadece Salih yüzünden sen, hepiniz öldüğünü düşündünüz
B: NE DiYORSUN SEN NEEEEEE, O ZAMAN BANA MORGU AÇIKLASANA, MORGA GiRDiM BEN GÖRDÜM SENAYI HADi ONU AÇIKLA BANA
Sev: O morgda baktığın kişi Sena değildi, başkasıydı ama sen Sena olarak görmüşsün, Sena değildi o. Sen morga girerken ben içimden hep "işte şimdi anlayacak" dedim ama sen içeriden çıktığında berbat haldeydin, o an dünyam başıma yıkıldı. Sen nasıl Senayı gördün orada aklım almadı hala daha almıyor

B: TAMAM HER ŞEYE TAMAM, HADi O AMINA KODUMUNUN EVLADININ SUÇU BU. ULAN SEN DE Mi SALAKSIN, SEN DE Mi ViCDANSIZSIN SEVGi, ADIN SEVGi AMA DAVRANIŞLARIN HiÇ ÖYLE DEĞiL
Sev: Ne desen o kadar haklısın ki, ama olanları bilmiyorsun Barış. Salih sana karşı öyle bir nefret beslemeye başladı ki, Senayı hep senin çevrenden sakladı, işte ben de onu artık dayanamayarak insan alıkoymaktan şikayet ettim
B: YENi Mi AKLINA GELDi BUNU YAPMAK, HA YENi Mi AKLINA GELDi GERiZEKALI

- Ulan ben 17 ay hastanede yattım, 4 yıldır ruhsuz huur çocuğu gibi dolanıyorum ortalıkta. Bunun sorumlusu sizsiniz, benim hayatımdan 17 ay gitti lan koskoca 17 ay, ben 17 ay hastanede telefonsuz, internetsiz yaşadım, 17 ay tam 17 ay pgibolojik tedavi gördüm ben. BEN KAYBOLUP GiDEN 17 AYIMI iSTiYORUM SiZDEN, BANA O 17 AYI VERiN YOKSA ANANIZI gibERiM

Gözüm öyle bir döndü ki, yatağın yanındaki duvarı yumruklamaya başladım bir yandan, bir sert, bir yavaş vuruşlarla vurmaya devam ediyordum. "Sena hastaneden çıktıktan sonra tam tdıbına 1 sene hafıza kaybıyla yaşadı, bizi bile tanımıyordu" dedi. O an öyle bir vurdum ki duvara, elimi çektiğimde 4 noktada kırmızılık gördüm vurduğum yerde.

https://ibb.co/T0G0cCY

---

Sol elimi açık ve ters şekilde koydum çarşafın üstüne, Bartular konuşuyordu benimle ama zerre umurumda değildi o an. Sevgi ablanın "Çocuk ağlamaktan bayılacak şimdi" dediğini duydum ama o da ağlıyordu ki, Sena aldı telefonu ve söylediği ilk şey "Ağlama artık, nolur" oldu.

B: Sena
S: Efendim
B: Madem böyle bir şey vardı
S: Anlatıcam merak etme
B: Anlatma, istemiyorum. Sadece seni görmek istiyorum şu anda

Görüntülüye çevirdim konuşmayı, uzattım telefonu önüme, açıldı kamera. Bana ağlama diyen kız benden beter ağlıyordu, karşımdaydı Sena, gerçekten karşımdaydı. O gözlere o altın rengi tamamen sarı saç o kadar güzel olmuş ki

B: inanamıyorum, inanamıyorum buna
S: Ben de
B: Boynundaki ney senin dön bakayım bi
S: iz

Çevirdi kafasını, yarayı gördüm. O yarayı gördüm, ama dikkatimi çeken bir şey vardı, kapanmamış yara, hala ayrık duruyor ve simsiyah.

Bana o yaranın öyle kalacağını, kapanmayacağını söyledi. Zaten berbat haldeyim, iyice ağzıma sıçtı. Elimi zütürdüm ekrana, yüzüne dokunmaya başladım

B: Seni çok özledim Sena
S: Ben de seni çok özledim her şeyim, şu an ekrana dokunuyorum biliyor musun, yüzüne
B: Sanki ben yapmıyorum

O an Bartu fırladı geçti arkama, bir kaç saniye dolu gözlerle ekrana bakıp çıktı açıdan. Onlara baktım, hiç kimse konuşmuyor, sadece bana bakıyordu.

B: Abla, su getirir misin bana
Ab: Hemen hayatım
S: Kim var yanında senin
B: Bartu, Canan, Arzu ve ablam
S: Ablam derken
B: Anlatıcam tamam, ama şu an yeri ve zamanı değil
S: Peki, hala ağlıyorsun
B: Bana diyene bak, sen sanki ağlamıyorsun
S: Yanına gelmek istiyorum Barış, sadece senin yanında olmak istiyorum artık, başka hiç kimseyi istemiyorum hayatımda
B: Ben senin yanına geleyim, buradaki her şeyi bırakır dönerim Türkiyeye

O an Sevgi ablanın "Burada olmaz, buradan uzak bir yer olsun. Ben kendimi riske atarak Senayı söyledim sana" dediğini duydum.

S: Dur anne biraz, lütfen
B: Bartu
Ba: Efendim Barışım söyle
B: Türkiyeye bilet al, gidiyorum ben

Bartu Senadan görüntülü konuşmayı kapatıp telefonu annesine vermesini rica etti, Sena da tamam dedi, kapadı ben de ne alaka ya diyerek uzattım telefonu Bartuya.

Ba: Arzu, şu bilet sitesi vardı buranın, girsene oraya
Ba: Ha alo, Sevgi abla Bartu ben
Ba: Biliyorum biliyorum
Ba: Tamam, geldikten sonra konuşuruz
A: Girdim aşk
Ba: Bir saniye abla, bebeğim orada en yakın Türkiye uçuşlarına bak, kart kayıtlı zaten
B: Benim kartı kullan, bana alıyorsun bileti
Ba: Lan sus bi, heh abla ne diyordum, gelince konuşuruz o meseleyi
Ba: Aynen, siz başlayın hazırlığa şimdiden, ben durumun ciddiyetini anladım karakol, alıkoyma falan diyince. Sen merak etme
Ba: Evet evet ama bu sığır gelmeyecek, pardon abla hemen dönüyorum

Arzuya döndü "Pazartesi mi, hagibtir ya çok geç. Neyse, Pazartesi gidiş tek, Salı dönüş çift bilet alsana bana Eindhoven SabihaGökçen, seni seviyorum yavrum" dedi.

Bartu "Tamam abla" dedi verdi bana telefonu, baktım kapanmış konuşma. 10 dakikaya tekrar arayacağını söylemiş kadın.

B: Ne alaka tek gidiş çift dönüş ya
C: Harbiden be
Ba: Hadi bu salak şu an, sen de mi salaksın Canan yapma gözünü seveyim ya
C: Benim kafa gidik şu an kusura bakma
Ba: Pazartesi gidiyorum, Salı günü yanımda Sena ile dönüyorum, bu kadar basit abi
B: Ee ben de geleyim, benim hakkım değil mi gelmek
Ba: Otur oturduğun yerde dıbına koyim, ben malımı bilmiyor muyum gidince olay çıkaracaksın haklıyken haksız konuma düşeceksin
Ab: Ben hala hiç bir şey anlamadım desem çocuklar
B: Sena ölmemiş
Ab: Onu anladım, bakma aslında kafamda zibilyon soru var da, ondan sonrasını anlamadım
C: Bence kimse ne olduğunu bilmiyor şu an, Ceren abla, sana zahmet bugün hepimize izin ayarlasana be
Ab: Sorun yok

Yani şimdi Bartu Pazartesi günü *bensiz* Türkiyeye gidiyor ve ertesi gün Senayla beraber dönüyor öyle mi? 29 Kasımda gidiyor, 30 Kasımda Senayla dönüyor. 6 gün var, koskocaman 6 gün.

https://ibb.co/jWL2dL7

---

Ben kesin emin olabilmek adına kendime yumruk attım, herkes hareketlendi tabi bu hareketten sonra ama ben gülmeye başladım "Oha lan acıdı rüya değil" dedim, telefonum tekrar çalmaya başladı, kayıtlı olmayan bir numara, açtım Sena.

S: Numaram bu
B: Pekala
S: Annem seninle son bir şey konuşmak istiyor Barış, veriyorum
B: Tamam olur

Ağlamam durdu, gülümsemeye başladım artık, o arada da Sevgi abla konuşmaya başladı tabi.

Sev: Tekrar merhaba Barış, olayın tam detayını sana yakın zamanda anlatacağımdan şüphen olmasın
B: Anlatmayın bana hiç bir şey, Bartuyla ne konuştunuz siz
Sev: Söylemedi mi, buraya geliyor Senayı almaya
B: Ondan haberim var ama çok geç ya, 6 gün nedir abi yok muydu daha yakına uçak
Sev: O gün hastanedeyken sana verdiğim bir söz vardı Sena buradan çıktığında kendi ellerimle senin yanına getirecem diye hatırlıyor musun, Senayı yanına gönderiyorum kısa bir süre sonra, ona mevcut durumda bizden daha iyi bakacağını biliyorum, hele ki babası olacak adamdan, gerçi o da artık hapise mi girer ne olur bilmem
B: Bartuyla gönderiyorsun
Sev: Evet

Sevgi abla bir iki şey daha söyleyip kapadı telefonu ama ben Senayla konuşacaktım ki, ablama, Canana, Bartuya, Arzuya bir sıkıntı olmadığını, iyi olduğumu söyledim ve gönderdim. inanmadılar ama yapacak bir şey yoktu. Onlar gittikten sonra Senayı aradım görüntülü, 28 yaşından 5 yaşındaki bir çocuğa dönmüştüm şu geçen 2 saatte.

B: Baş başayız
S: O kadar özlemişim ki seni
B: Sen bir de bana sor o özlemi, işin korkunç yanı ne şu an biliyor musun, ben senin mezarın diye başkasının mezarına gitmişim yıllarca
S: Merak etme sana anlatıcam her şeyi
B: Ben bana bir şey anlatmanı istemiyorum, beni ilgilendirmiyor olanlar, beni ilgilendiren tek şey senin hala hayatta olman. Hafıza kaybı yaşadığını söyledi annen bana
S: Hatırlamıyorum, o çok daha iyi biliyordur
B: Dur bekle sana bir şey göstermem lazım, bak bende neler var

Çevirdim arka kameraya, kalktım yatağımdan önce defterini gösterdim, gülümsedi. Bıçağı gösterdim "Delisin sen ne arıyor onlar sende ya" dedi, dolabı açtım 4 sene önce hastaneden bana verilen kıyafetlerini gösterdim, suratı asıldı, ağlamaya başladı.

B: Neden ağlıyorsun ne oldu
S: Hiç beklemiyordum, o kıyafetler benim kıyafetlerim
B: Evet, o Salih olacak muallaknin evladı yüzünden biz yıllarca ne düşündük, ben de hayatımın anlamından bana kalan tek şey diye saklıyorum işte, 4 sene önce nasıl poşetlediysem hala öyle duruyorlar, kokun gitmesin diye poşetten çıkarmıyorum bile. Bazen onlara sarılıp uyuduğum oluyordu biliyor musun, geçen gece seni rüyamda gördüğümde de o kıyafetlere sarılıp uyumuştum
S: Çok kötü günler geçirdim Barış, o yüzden hiç kimseyi istemiyorum artık hayatımda, sadece beni seven bir kişiyi istiyorum, o da sensin
B: Baban sana bir şey yapmadı dimi
S: Hayır, aklına ne geldiğini biliyorum ama olmadı öyle bir şey merak etme, olsa zaten annem öldürürdü o adamı
B: Neyse ki olmamış
S: Sıfırdan başlayalım her şeye, bambaşka bir yerde ve geçmişte tüm yaşananları unutalım
B: Delirdin mi sen, ben seninle yaşadığım günleri nasıl unutabilirim

O an sanki canı yanmış gibi bir hareket yaptı.

B: iyi misin ne oldu
S: iyiyim iyiyim, boynum ani hareket yapınca acıyor
B: Çok hassas orası, kapanmamış bile yara
S: Evet ani hareket yapmıyorum çok uzun süredir, kanama falan oldu geçenlerde ama çok az kanadı
B: Hala mı
S: Evet, bundan sonra hayatıma böyle devam edeceğim işte ben
B: Benim elimde bir yara, senin boynunda bir yara ha. Saçların çok güzel, gözlerin çok güzel, sen çok güzelsin

O özlediğim gülüşü gördüm kamerada, bana her şeyi unutturabilecek gülüş bu.

Elimde telefon, görüntülü görüşme hala açık çıktım evden dışarı, hava hala karanlık, saat 6ya geliyordu çıkarken. Otoparka kadar gidip geri döndüm, ablamdan arabanın anahtarını rica ettim, sağ olsun verdi ama ehliyetim olmadığı için dikkatli olmam gerektiğini söyledi, olacaktım zaten, gittim bindim arabaya, telefonu da koydum magnetik zımbırtıya.

S: Nereye gidiyorsun sen söyleyecek misin
B: Kaç kez sordun yav, gezmeye çıktım biraz. Güneş doğdu sonuçta, çıkmak lazım dimi
S: Ne güneş doğması be, kapkaranlık oralar
B: Yoo doğdu güneş, bak hatta şu an ben güneşimle konuşuyorum

Muhtemelen hiç beklemiyordu, şaşkın bir gülümseme aldı suratını

S: Beni gülümsetmeyi her seferinde başarıyorsun, seni seviyorum
B: Ben de seni seviyorum, bunu yüzüne karşı söyleyebilmek, SENi SEViYORUM BE
S: Sakin ol deli, arabadasın
B: Nasıl sakin olayım söyler misin, benim hala elim ayağım titriyor, geçmedi o titreme. Salı günü de burada olacaksın
S: Bir daha yanından ayrılmamak üzere
B: Zaten seni bırakacağımı sanıyorsan yanılıyorsun
S: Bırakmanı isteyen yok, zincirle beni yanına, gittiğin her yere ben de geleyim

S: Hayatım, abla meselesi ne iş, samimi olduğun birisi dimi
B: Geldik mi oraya cidden, öz ablam o benim
S: Haha, bak bu güzeldi
B: 10 dakikan falan varsa anlatayım o kadar sürer çünkü
S: Malesef canım 10 dakikam yok, sana bütün ömrüm var yeter mi
B: Yerim seni, bak şimdi

Anlattım ablamın nasıl ortaya çıktığını, annemle babamla olan konuşmamızı, baya da uzun sürdü.

S: Yani şimdi senin gerçekten bir tane ablan var öyle mi
B: Varmış evet
S: Neyse şu an bununla meşgul olamam, izlemem gereken birisi var
B: Hadi ya öyle mi

Deurne tarafına geldiğimde dörtlüleri yakıp sağa çektim arabayı, Senaya sadece "Anlat bakalım şimdi, neler oldu" dedim

Duraksadı biraz "Peki hayatımın anlamı, sen de anlatacaksın bana her şeyi" dedi ve konuşmaya başladı;

- ilk senin hastaneye yatırıldığını öğrendiğimde babama yalvardım, karşısında ağladım lütfen artık gerçeği söyle Barışa, hastaneye yatırmışlar, pgibolojik tedaviye dedim, gebersin it oğlu it, sana yaşattıklarından sonra yaşamayı hak etmiyor gibisinden şeyler söyledi tamam mı, benim hem tepem attı hem üzüntüden baygınlık geçirdim. Tabi bana annem söylemişti Barışı pgibolojik tedaviye yatırmışlar diye.

B: Yani neler olduğunu biliyorsun

- Evet biliyorum. Belki tamdıbını değil ama çoğunu. Hastanedeyken benim öldüğüm söylenince delirdiğini söylediler bana, sağda solda beni görmüşsün hatta benimle konuştuğunu söylemişsin onlara. içim o kadar acıdı ki bunları duyunca, üvey babam olacak adama karşı nefretim arttıkça artmaya başladı. Ama esas olanlar bunlar değil, beni ve annemi kaç kere tehdit etti, sana tek kelime edersek bize hayatı dar edeceğini söyleyip duruyordu

B: Tehdit mi

- Evet tehdit, annem geçen gün bana ne dedi biliyor musun "Bu ülkenin adaletine pek güvenim yok ama senin Barışla yaşarsan buradaki hayatından çok daha mutlu olacağını biliyorum. Ben babanı şikayet edip aldıracağım, artık dayanamıyorum ben. Eğer olur da bu ülkenin adalet sistemi babanı serbest bırakırsa benim canım yanacak ama olsun, kızım mutlu olsun sevdiği kişiyle, bana bu yeter. Babanı aldırdıktan sonra ilk işim Barışa her şeyi söylemek olacak"

B: Ve aradı söyledi öyle mi
S: Evet, öyle
B: O adamın hayatını gibmek şart oldu desene
S: Sakın, bırak ne hali varsa görsün
B: Sence ben durur muyum
S: Durmak zorundasın, bak sen veya ben değil, bizim için durmak zorundasın anlıyor musun

Durmam ki, niye durayım.

- Her gün korkuyla yaşamak çok kötüydü, annem de sürekli bana "Sabırlı ol, kavuşacaksınız ancak zamanı var" diyip duruyordu. O kadar kötüydü ki seninle konuşmadan, kimseyle konuşmadan geçen şu süre. Bazen annem seni arıyordu ya hani, o adam da yanımızdaydı sürekli, o yüzden hiç bir şey söyleyemiyordu. Sen buraya geliyordun arada ve beni o günlerde yatak odasına kilitliyordu, ben her sesini duyduğumda "Çok şükür iyi" diyordum kendi kendime. Ses çıkartabilirdim ama o pgiboloji ile ne yapacağını bilmiyordum, beni geçtim sana da zarar verebilirdi o günlerde

Ben susmuştum artık, bir şey söyleyemiyordum.

- Sen yanı başımda, 2 metre ötemdeki salonda, önümdeki duvarın arkasında oturmuş ağlarken ben de yatak odasında ağlıyordum sürekli. Allah belasını versin, seni, beni, arkadaşlarını, arkadaşlarımı, annemi ne hale soktu. Ben her gün dua ettim, ne olur tekrar göreyim onu diye ve en sonunda duamın kabul olduğu günü yaşıyorum ve bugün benim ikinci doğum günüm, 24 Kasım 2021de ben tekrar dünyaya geldim

B: Ben de öyle, bugün benim de ikinci doğum günüm artık
S: Aslında daha anlatacak çok şey var bebeğim ama fazla can sıkmak istemiyorum, hayatımın en mutlu gününü daha fazla berbat edemem, seni seviyorum
B: Ben de seni seviyorum, iyi ki varsın
S: Sen de iyi ki varsın, anlatmak istersen o yıllarda olanları
B: Anlatmamı ister misin, hiç iç açıcı değil de
S: Olsun be bitanem, anlat sen. Dinlemek isterim
B: Pekala

Bilmiyorum kaçıncı sigaram, yeni paketi bile yarılamış olabilirim, yaktım bir tane daha.

- Ben tam 17 ay pgibolojik tedavi gördüm, hiç bir şeyim yoktu yanımda. 2018in Eylülünde yatırdılar, 2020 Şubatın 3ünde çıktım hastaneden. O günler arasında hastane dışına adım bile atamadım, sağolsunlar dostlarım gelip gittiler hep. Orada bir hemşire vardı, ismi Senanaz. Senin ikiz kardeşin gibi, bir tek sesi ve gözleri farklı

S: Nasıl yani

- ikinizi yan yana koysam, yoldan geçen herhangi birine sorsam ikiz der size. Kendisi 93 doğumlu, hemşire. Onunla çok güzel anlaştık, konuştuk yıllar boyunca. Bilmiyorum belki sana benziyor diye o kadar yaklaştım ona ama elimi bile sürmedim vücuduna, geçen evlendiğini öğrendim onun da, mutlu olsun.

S: Görmek isterdim onu ne yalan söyleyeyim

- Neyse, ben çok zor 4 sene geçirdim Sena, sensiz geçen kocaman 4 sene. Belki 6 belki 7 belki de 8 kez intihara kalkıştım ama başaramadım

Gülmeye başladı

B: Ne gülüyorsun
S: Sen de benim gibi salaksın, başarısız olma sebebin bu dimi
B: iyi ki o kadar salağım da başarısız olmuşum, düşünsene ya başarılı olup şuan ölü olsaydım
S: Ağzından çıkanı kulağın duysun, iyi ki başarılı olamamışsın

Hiç batarya zayıf uyarısını görmemişim "Pil kritik seviyede" bildirimini görüp sağ üste baktım, %1i gördüm.

B: Şarjım 1 kalmış benim
S: Ee saatlerdir konuşuyoruz, normaldir. Sen çıkarken hava karanlıktı, hava bile aydınlandı
B: Bu hava seninle konuşmaya başlayınca aydınlandı Sena, neyse ben eve döneyim şimdi, yine ararım ben seni. Seni çok ama çok seviyorum, her şeyim benim

Telefonum kapandı, ilk kez cümlemi bitirebildim 1 şarjdayken. Atladım arabaya, az ilerideki döner kavşaktan u dönüşü yapıp geldiğim yoldan eve geri döndüm, arabayı park ettim baktım kapının önündeki masada herkes oturuyor anasını satayım "Telefonu şarja takıp geliyorum bekleyin" dedim girdim içeri, taktım telefonu çıktım dışarı oturdum yanlarına, ablamın ilk söylediği şey "Gülmeye başlamış bu çocuk" oldu, niye gülmeyeyim abla iyi misin sen

C: Nereye gittin sen arabayla
B: Ha araba demişken, al abla anahtarı, teşekkür ederim. Deurne tarafına gittim ya, Senayla konuşuyordum, şarjım bitti geldim eve
C: Ha şarjın bitmese gelmeyeceksin yani
B: Herhalde amk
Ba: Olum ben hala olayın şokunu atlatabilmiş değilim
B: Ben atlatmış gibi duruyor muyum

Ablam hemen geliyorum diyerek içeri girdi, biz daha muhabbete yeni başlamışken Cananla Arzuya seslendi, onları da çağırdı içeri, ben kaldım dışarıda Bartu ile.

B: Aga sen Pazartesi cidden gidiyor musun
Ba: Evet bro, Senayla birlikte de dönüyorum ertesi gün
B: Ne yapmalıyım hiç bilmiyorum
Ba: Niye lan
B: Yani tamam telefonda gördüm ettim, hatta yarasını görünce kalbim parçalandı ama karşımda görünce

Bartu bana "Sen 15 yaşındaki Barış değilsin ki heyecandan ölesin" dedi ama ben kendimi 5 yaşında gibi hissediyordum o an, o nasıl olacak

5 dakika falan geçti herhalde, ellerinde bir şeylerle geldiler kahvaltılık "Kahvaltıyı sonra yaparız, benim telefona gitmem lazım" dedim, zorla tuttular beni o masada. Bir iki parça şey yedikten sonra kalktım, direkt benim kata, odama fırladım, açtım telefonu, aradım Senayı, Sevgi abla açtı.

Sev: Oğlum Sena uyuyor şu an
B: Uyandır
Sev: Tamam uyandırayım sorun değil
B: Şaka şaka uyandırma uyusun, beklerim ben uyanmasını
Sev: Son 2 haftada toplasan belki 10 saat uyumamıştır
B: Ah bebeğim benim, neden ki
Sev: Bu soruyu gerçekten soruyor musun Barış
B: Soruyorum tabi
Sev: Aslında yıllardır böyle Sena, fark etmişsindir uykusuzluktan ne hale geldiğini
B: Aynı ben işte, gözlerin altı mosmor, siyaha yakın hatta
Sev: Ama bir farklılık var, gülümsüyor bugün uyurken
B: Bundan sonra hep gülümseyecek o, bana güvenebilirsin
Sev: Biliyorum
B: Sena bana anlattı bazı şeyleri, Salihin tehdit etmesini falan
Sev: Yanındaydım ben de oğlum duydum konuşmanızı
B: Heh, madem sen kendini riske atmışsın bunu yapmak için, sen de geliyorsun buraya Senayla beraber
Sev: Nereye
B: Hollandaya
Sev: Benim ne işim var orada bu yaştan sonra

B: Hayatın tehlikede olabilir ama
Sev: Bir şey olmaz merak etme, sen Senayı kurtar bana yeter de artar bile
B: Ben bilseydim çoktan alırdım ki onu yanıma
Sev: Biliyorsun işte
B: Ama sana da kırgınım, tamam kötü dönemler yaşamış olabilirsiniz ama kıyıdan köşeden çaktırmadan söyleyebilirdin
Sev: Yapamadım işte hiç bir türlü
B: Her neyse, gibeyim o adamı da yaşattığı hayatı da. Bu saatten sonra benim için tek bir hayat var, o da Sena ile birlikte geçireceğim hayatımın kalan bölümü. 4 yıldır ruhsuz gibi gezen beni 5 yaşındaki bir çocuk gibi mutlu ettiğin için teşekkür ederim

Kapadım telefonu, kafayı koydum yastığıma.

- Bugüne kadar, en azından son 4 senede 7 kez intihara kalkıştım, hiç birinde başarılı olamadım, düşünüyorum da iyi ki başarılı olamamışım. Zaman nasıl geçecek Salı gününe kadar bilmiyorum ama bir şekilde geçmeli, geçmek zorunda. Sena yaşıyormuş, bu benim hayatımda aldığım en güzel haber oldu, bundan daha iyi bir haber? Hiç ama hiç sanmıyorum. Aha Sena mesaj attı, yok ya Ardaymış. Ne diyor "Aga yarın Kocaeliye gidiyorum, gözümle görmeden inanmam dıbına koyim" yazmış, git dıbına koyim sen de git, benim dışımda herkes görsün zaten meleğimi.

Gözün aydın ne diyelimki bizide gülümsettin. Bekliyoruz yengeyle salı günü fotoğraf