Gülmesi geçince

-kaç saatte varılıyo ben ilk defa gidiyorumda
+ilk defamı? Ailenin yanına gitmiyomusun?
-gidiyorum ama daha yeni taşındılar evimi filan hep yeni görücem
+neden taşındınızki?
-biraz özel bi sebep
+hmm anladım

gidilen yol üzerinde bayağ bi sohbet ettik. Nerden nasıl gidiceğmizi anlattım ona. Hangi şehirlerden geçeceğmizi. Pür dikkat beni dinledi, belki evrenin en sıkıcı konusudur ama dinledi beyler. Ozaman anlamam gerekirdi, hayatımda bir dövme etkisi yapacağnı.

gülüşmeler arttıkca, sohbet koyulaştıkca otobüsteki yolcular rahatsız olmaya, öksürmeler sayısı artmaya başladı.En sonunda muavin otobüsün ışıklarını söndürdü. Kısa zaman içinde otobüsü sessizlik kapladı.O karanlık yolda bi tarafta ben bi tarafta o yolu izledik dakikalarca.Ne düşündüm o esnada,ne düşündü o acaba bilmiyorum.

O güzel anları, muavinin aramızdan geçmesi ile bölündü. Sonra birbirimize baktık,1dakika yaptı çantasından telefonunu çıkardı fısıldarcasına

-telefon numaranı versene sohbet edelim, şimdi bu teyze uyanırsa beni kesin döver

hafifce güldü. Bazen diyorumki olayları anlatma amk onu anlat. Onun kaşını gözünü, kirpiğini anlat. Gülüşünü anlat, saçlarının kokusunu okurların burnunu kullanmadan hissetmesini sağlamak istiyorum onun kokusunu. Sizde o mükemmel şeyi tadın ama sonra bi kıskançlık geliyor, vazgeçiyorum

Uzunca sohbet ettik onunla, Ailemden bahsettim ona, annemden, babamdan kardeşimden. Köydeki evimizden. Bahçedeki ağaçlardan filan. Köpeğimin olduğunu söyledim ona. Köpekten korktuğunuda sonradan öğrenecektim zaten.

ama o nerdeyse hiçbirşeyini anlatmadı.Hep kısa cümlelerle geçiştrdi.Bu anlatmadıkalrı ilerde başımıza çok iş açacaktı.

Otobüs terminale gelince ayrılık vakti gelmişti aslında. Bavulları almak için sıra beklerken, bana

-ya ben buraları hiç bilmiyorum, benide eve bırakırmısın?Çok oluyorum belki ama şimdi kaybolursam bidaha yardım edecek kimseyi bulamayabilirim.
+yok ya sıkıntı yok adresi biliyosun dimi

cebinde buruşmuş kağıdı çıkardı. Düzeltip ban verdi

-burda yazıyor
+ eee şey burda adres yok bu sanırım kopya
-neyy

hızlıca elimden kağıdı aldı yüzü biranda düştü. Onun bi yüz ifadesi var beyler üzülünce yada kötü birşey olunca hep onu yapıyor. Dudakalrını ördek gibi yapıp uff yapıyo. Sonra gözleri aşağı düşüyo. Seven adam her hücresini ezbere bilmezmi sevdiğinin?

diğer ceplerinede baktı ama nafile adres yazılı kağıdı bulamadı.Oda arkadaşı Canseli aradı ama oda oan evde değil sınavdaymış ve 1-2 saate anca eve gidebileceğini söyledi.

-off nabıcam ben şimdiya
+anneni arasan?
-olmaz sürpriz yapıcam
+anladım ozaman şöyel yapalım bize gidelim 1-2 saat bizde durursun hem annemler filanda evde yoklar
-nediyosun sen ya
+ooo yanlış anladın ben öyle demek istemedim
-tamam tamam neyse çokmu uzak evin?
+yani sayılır

birazdaha düşünomuş gibi yaptı. Sonra ben dayanamayıp

-çok düşündün hadi bize gidiyoruz. deyip onunla benim bavulumu alıp yürümeye başladım.

+dur dur ağırdrı o biyerini sakatlican erkekliğe vurmamak için bişey demedim ama cidden çok ağırdı.

Çayı koyduktan sonra aklıma uzun süredir sigara içmediğim geldi. Cebimdeki sigarayı çıkarıp yaktım. Sigaradan çekilen o ilk fırt, tamam zararlı sigara ama o ilk fırt varya ulan tüm derteleri alıyor sanki. Orgazm etkisi yapıyor.

+çayı demleyemedin galiba
-aaa seni içerde unuttum,ah bu sigarsızlık adama herşeyi unuturuyo mutfağa gel

Yavaş ürkek birşekilde içeriye baktı. Yanlış bir oadaya girmekten korktuğu belliydi.
Oturdu tam karşıma, baktı öyle boş boş

+buralar çok güzelmiş yaa
-evet öyledir istersen biara seni gezintiye çıkarırım senin burda arkadaşın yoktur şimdi.
+doğrudüzgün pek arkadaşım yoktu eski evdede zaten
-boşver ya uzun hikaye

O esnada çaydanlıktan fokurdama sesleri gelmeye başlamıştı. Benim hamle yapmama izin vermeden
+sen otur sigaranı iç ben hallederim, çay nerde peki?

Çok güzel soru çay nerde? 1yıldır evde yoktum bilmiyordum. Belki inanmicaksınız ama 20 dakika çayı aradık.En sonunda dayanamyıp annemi aradım.

-anne evdeki çayları hırsız çalmasın diye niye sakladın
+geldinmi oğlum
-geldimde anne evde çay yok
+hee oğlum biz evdeki çayı köye getirdik, sende buraya gelirsin sanmıştık.
-Aslında oraya gelcektimde neyse ben seni ararım gidim bi çay alim yarım saattir kaynıyo su.

Dedim kapattı m telefonu.

+seliiin ben bi bakkalda kadar gidip geliyorum (buarada unuttum kızın adı selin)
-tamam

Bakkala koşarak gittim.Çayın yanına büskivi, abur cubur birşeyler daha aldım.10 dakika kadar bakkal rüstem amcanın hoşgeldin oğlum oralar nasıl sorularına kısa cevaplar verip tekrar eve döndüm. Kapıyı anahtarla açıp içeri girdim, selin salonda masanın üstündeki fotoğraflara bakıyordu. Benim geldiğimi duyunca

-küçükken çok tatlıymışsın ahaha
+şuan tatlı değilmiyim

Güldü sadece,

-Hadi gel çay hazır
+bisküvi filanda almışsın ne gerek vardıki
-Ya neolcak sanki herzaman geliyosun
+ahahaha doğru söylüyosun

Simit, çay sigara sohbet zamanın nasıl geçtiğini hatırlamıyorum.1 saat kadar sonra arkadaşı aradı.15 dakika boyunca evim içinde notu aradı. Biraz salakça bir kıza benziyordu konuşmasından anlıyordum. Adresi bir kağıda yazdık. Sonra bavulunuda alıp onu evine zütürdüm. Müstakil tek katlı bir evdi.

-Sanırım yolun sonuna geldik
+bugün yaptıkların için teşekkürler türkçe
-Nedemek görevim sizin gibi güzel bayanlara hizmet etmek.
+ahahaha tamam neyse annem görmeden hadi git

O eve doğru giderken sadece arkasından bakakaldım. Güzelliğinden etkilenmemek elde değildi.

Saat 7'ye 10 dakika kala evinin önündeydim. Aradım beklememek için

-Alo,ben evinin önündeyim
+erken gelmişsin
-Biraz öyle oldu aslında heycandan evde pek duramadım
+niye bukadar heycan yaptınki
-Eski arkadaşlarımı görücemya oyüzden
+niye çokmu seviyosun onları
-Ben birşeyler hissediyo gibiyim ama bide onlara sormak lazım
+hmm tamam makyajımı yapıp geliyorum.

20 dakika kadar sonra geldi. Sanırım makyajı bittikten sonra evide bi badana yaptı.Çünkü 20 dakika bir insan nasıl makyaj yapar anlamış değilim.

Evinin dış kapısı açılınca, heycanım katlandıkça katlandı. Göğüs kafesim kalbimi rahat bıraksa tek seferde istanbul boğazını geçebilirdi. Eminim bundan. Bukadar heycan beni ilerde çok büyük dertlere sokacaktı ama geleceği nerden bilebilirdimki.

Üstünde ne vardı pek heycandan hatırlamıyorum aslında hayal meyal hatırladığım şekilde yazayım.

Siyah bir bluz, adının bluz olduğundan pek emin değilim aslında ama neyse. Altında etek vardı, galiba tam hatırlamıyorum gerçekten çünkü heycanımı anlatmaya kelimeler yetmez emin olun. insan sevdiğini görmeyi geçtim, sevdiğini görme umudu taşıdğı zaman bile heycanlanıyor.

+bayağ beklettim sanırım
-Yoo bende yeni geldim zaten
+ahahaha iyi öyle olsun bakalım.

Taksiye binip buluşacağmız mekana geldik. Tabi diğer arkadaşlarım çoktan gelmişti. Uzun süren bir hoşgeldin beşgittin ve selini diğerlerine tanıtma faslından sonra içeri geçtik.Şansımıza canlı müzikte vardır.

Mekan daha yeni yeni dolmaya başlamıştı. Masalardan birine oturduk.6 kişilik bir arkadaş grubuyduk 3 kız 3 erkek aslında herkesin bir eşi vardı.Ama selinin bundan pek haberi yoktu.

Biryandam müzik, biryandan içilen biralar kafamızı bayağ güzelleştirmişti. Aslında selin pek içmiyordu ama ben yokluktan çıkmış gibi içiyordum.

Fakat selinde bir gariplik vardı, fazla tedirgindi birşeyden korkuyor gibiydi. Sanki oan orda bulunduğu için rahatsızdı.Onu izliyordum rahatsızlığının nedenini anlamaya çalışıyordumki kolumu nihatın sertçe sıkmasıyla irkildim.

Nihat:türkçe dediğinden daha güzelmiş he,sen yürimiceksen ben yüricem

Nihat bir buçuk yıllık ilişkisine rağmen gözü hala karı kızda olan, fakat sevgilisi neslihana deli gibi aşık bir üniversite öğrencisi. Neslihanda kendisini nihata aramış, nihattan başka kimseye bakmicak kadar masum bir kız, yada biz öyle sanıyoduk neyse.

-Oğlum saçmalama neslihan duyucak
Nihat:yok beoğlum o kendi nefesini bile duymuyo şuan neslihana dönerek
Aşkım gel birazcık dans edelim deyip elinden tutup piste doğru gittiler.

Ben tekrar Seline dönmüş içeceğini içmesini izlerken ağzımdan farkında olmadan

-Eğleniyomusun?
+evet
-Pek öyle durmuyoda, bişeymi oldu
+yoo iyiyim deyip elimden tuttu

Hadi onlara eşlik edelim deyip nihatların yanına gittik.