/i/Başıma Geldi

Hayatta başınıza gelenlerden ibaret değil midir?
  1. 1.
    +429 -19
    Acemi birliği Isparta 40. Piyade Alayı, Eğirdir Dağ Komando, izmir Yenifoça, Manisa Kırkağaç, Kayseri Havaindirme.. gibi yerlere çıkan asker adaylarına söylenen ilk söz, hiç gitme kendini balkondan aşağı at olur. Sivilde sporcu olup ta gelip oralarda dökülenleri çok gördük duyduk.. Ben 40. Piyade Alayı'nda askerliğimi yaptım.. Ve bazı komutanların insanın içindeki vatan sevgisini nasıl yok edebilecek dereceye getirebileceğini anlatacağım bu yaşadığım olaylarda. Askere gitmişlerden çok henüz gitmemiş olanların pgibolojik olarak neye hazır olmaları gerektiğini anlatacağım biraz.. Beni bilirsiniz, hiçbir hikayem yarım kalmaz, her anlattığım konuda insanlar kendilerinde bişeyler bulur ve şukularını esirgemez.. Rezleri alın devamı geliyor beyler, sağlam bir hikaye sizi bekliyor yine!

    Edit : Beyler hikaye bitmiştir okuduğunuz ve şukuladığınız için teşekkür ederim. Peki acemi birliğinden sonra yaşayacaklarım bitmiş miydi? Hayır.. (bkz: askerde görevde başıma gelen ilginç olay)

    Edit: Beyler trendde zirveye yerleştik adamsınız lan
    ···
  1. 2.
    +7
    Yaz dostum
    ···
    1. 1.
      -2
      @1 Ulan hay senin ayağını be hikayen her bölümünde bunu anlatıp durmuşsun önce yürümeyi öğren amk diğerlerinin canı yokmu senin bi ayağın bükülmüş etiler bebeleri gibi naz yapa yapa yurumenden zor olduğunu saniyosun bi ayağını burkmussun zorluk gördüm diyosun senin mallığın amk
      ···
    2. 2.
      +1 -1
      ben liseden sonra yurtdışına kaçıp dövizli askerlik yapıcam. hehe
      ···
  2. 3.
    +13 -52
    Anlatma bin, 24 yaşındayım asker kaçağıyım, temelli soğutma

    edit: kaçağız dediysek tecilliyiz amk
    ···
  3. 4.
    +1 -1
    Anlat bin
    ···
  4. 5.
    +135 -1
    Isparta'nın bir özelliği havasının yazın bile sabah çok soğuk, öğlen çok sıcak, akşam ise çok soğuk olmasıdır. Nedeni Davraz Dağı'nın yüksekliğinin etkidir. Buraya yalnızca 3. tertip gidenler şanslıdır. Çünkü yaza denk gelir ve Ekim sonuna doğru biter. Tam havalar iyice bozacakken ayrılırsınız ordan yani. Kışında ise özellikle Davraz'da kar, yağmur, çamur ekgib olmaz. Ama bunlar alacağın komando eğitimine engel değildir.. Gerekirse eğitimde soğuktan donarak ölürsün eğitim zaiyatı yazarlar ama yine de o eğitimi alırsın.. Ben şanslı olan 3. Tertiplerdendim. Ne kadar şanslı olunabilirse artık. Daha nizamiyeye girer girmez usta askerlerin "vay vay vay turistler gelmiş, hepiniz gibi tuttunuz, her akşam yatağa ölü gibi geleceksiniz zavallı acolar ehehehe" tarzı taşak muhabbetine konu olduk.. Dakka bir gol bir pgibolojim gibilmişti gelir gelmez... Cehenneme hoş geldik!
    ···
    1. 1.
      +1
      Mayıs ayında sabahın 5 inde çok dua ettik güneş doğsada ısınsak diye amk .
      ···
    2. 2.
      0
      Isparta bee
      ···
    3. 3.
      0
      Adam haklı ispartaliyim
      ···
    4. diğerleri 1
  5. 6.
    +94 -1
    Beyler okuyan lütfen şukulayıp kendini belli etsin.. ilgiye göre devam edicem. Yeni partlar yolda
    ···
  6. 7.
    +150 -5
    Size uzun uzun aldığımız eğitimleri yazmıycam. Hepimiz acemi birliği bittiğinde mal mal bakan suratlardan kaslı bacakları ile gelişmiş kol ve kanat kaslarıyla asker olup öyle çıktık yalan yok. Ama benim gibi pgibolojisi gibilenler de vardı. Tabi normalde çelik gibi sinirlerim olduğu için acemi birliğinden sonra bu durumu çabuk atattım.. ilk eğitimler sağa dön sola dön, istikamet, yat sürün, silah sök tak, gözü kapalı koşarak sök tak (imkansız geliyor ama o silahtan bir dakka bile ayrılmıyorsunuz yatağa girene kadar), ördek yürüyüşü, komando dansı, taşlı tarlada şınav ve mekik çekme derken. intikaller geldi çattı. Her birimize çantaları verildi ve içine kum torbaları konuldu. Önce 2 km ile başladık, yavaş yavaş haftalık artırarak son intikal 64 km'ye çıkıyordu. Hepsinde tam teçhizat sırtında 40 kg çanta ile. Yazın sıcağı, susuzluk, ter, ayakları yakan postallar ile bu tam bir işkenceye dönüyordu..
    ···
  7. 8.
    +94 -2
    Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de usta askerlerin (onlar intikallere çıkmıyor, nöbet tutuyor, kantine bakıyor, koğuşla, yemekhaneyle ilgileniyorlardı) aşağılamaları ile uğraşıyorduk. Bir gece intikalden döndük gece saat 00:30. Sabah 05:00'te kalkmamız gerek. içeri girer girmez ustalar yataktan doğrulmuş "amk acoları ya koğuşu ter kokusu bastı, yarın koğuşu komple yıkayacaksınız lan" dediklerini bu kulaklar işitti. Oysa biz vatan için, doğuda belki de çatışmaya girecek askerlerdik. Ki beraber çay içtiğimiz arkadaşlarım Çukurca'da girdiler. Allahtan şehit olan olmadı.. Bütün bunları o son intikal olan 64 km'lik yürüyüşe kadar sürekli yaşadık biz. Ancak asıl o 64 km'lik intikalde yaşandı ne yaşandıysa!!!
    ···
  8. 9.
    +105 -1
    1. Gün

    Çarşıdan bilumum dağcı malzemesi aldırılmış çantalara konulmuştu. Erzaklar dağıtıldı. Kumanyalar çikolatalar, ekmekler (ekmek derken pakette lavaş ekmeği, bayatlamadı lan üç gün boyunca) en önemlisi sular. 5 lt su verdiler ayrı ayrı 1 lt'lik şişelerde. Ne var bunda demeyin yürüyüşe geçtikten 2 saat sonra o yorgunlukta o 5 lt su 20 kg gibi ağırlık yapmaya başlıyor. Neyse hepimiz sıraya dizildik 10'ar metre aralıklarla yola çıkmaya başladık. Akşam saat 6 gibi.. ilk yolumuz asfalt yoldu. Düz bir yol. Zorluğu yoktu yani. Tabi yine de sırtındaki çanta en az 45 kg. Baskıyı ilk yarım saatten sonra hissetmeye başlıyorsun.. Bismillah dedik yola düştük. Havada dolunay var gecemiz ışıklı görme sıkıntımız yok. Zifiri karanlık olsaydı çok daha beter olurdu.. Şanslıydık biraz. Herşey iyi gidiyordu. 2 km kadar yürümüştük ki yolda ufacık bi çukura denk gelen ayağım kırç dedi burkuldu ve ben neredeyse 3 mt yuvarlandım. Tam o sırada intikali denetlemeye gelen albay arabasıyla yanımızda durmaz mı!! Camı açıp "evladım bişeyin var mı" dedi. Canım çok yanıyordu.. Daha ben cevap vermeden bizim takımdan sorumlu Mustafa uzman beni yakamın ense tarafından tuttuğu gibi havaya kaldırdı. 67 kg ben varım 45 kg de çanta toplamda 112 kiloyu tek koluyla havaya kaldırdı pekekent.. Hemen dönüp albaya "biraz sendeledi galiba komutanım problem yok yürüyecek" dedi. Albay arabasıyla çekti gitti. Mustafa uzman bana dönüp "bana bak lan it, ben Mustafa uzmanın takımı fire verdi dedirtmem. Ya yürürsün ya yürürsün" dedi.. Korkuyla sinir karışık "Emredersin komutanım" dedim. "Emredicem lan bi de rica mı edicem" dedi... Sıçtık amk bu 3 gün bitmeyecek kolay kolay orası belli oldu.
    ···
  9. 10.
    +3 -1
    Çok iyi bilirim panpa...
    reserved
    ···
  10. 11.
    +4 -14
    Vatan sevgisi yok olmaz oc
    ···
  11. 12.
    0
    Rez baba
    ···
  12. 13.
    0
    Rezzzzzz bu okunur
    ···
  13. 14.
    0
    rez bakalım
    ···
  14. 15.
    0
    Entry 6 devam
    ···
  15. 16.
    +104
    Neyse kalktım yürümeye başladım. Düşmemden dolayı intikali bekleten komutan tekrar devam etmesi için öndeki takıma telsizle direktif verdi.. Devam ediyorum ama sağ bileğim çok fena ağrıyor. Bi yarım saatten sonra alışır gibi oldu zaten artık, yürüdükçe ısınıyor ve acısı hafifliyor sadece ince bir sızı duyuyordum. Bu şekilde 1 saat kadar devam ettikten sonra ön taraftaki asker elini havaya kaldırıp yumruk işareti yaparak dur dedi. Durur durmaz bende arkamdakine aynı işareti yapıp çöktüm. 5 dakka sonra hızla bi ambulans yanımızdan geçti. Sonradan öğrendiğime göre başka bir uzmanın takımında biri ayağını burkup düşmüş, uzman bu tip durumlar için hazır bekletilen ambulansı çağırıp çocuğu revire yollatmış. E bu amk Mustafa'sı beni neden yollamadı peki? Madem böyle bir olanak vardı. Ama yookk.. Onun takımında fire olmaaz. Zaten 75 gündür belamızı gibiyordu eğitimlerde acıma duygusu olmadan.. Neyse ambulans tekrar yanımızdan alaya doğru yol alıyordu. Ve yürümeye devam ettik yeniden. Bir köyün içinden geçtikten sonra artık Davraz'ın eteklerine varmıştık.. Dağın hemen dibindeki kurumuş bir akarsu yolundan gidiyorduk. Koca koca taşlar, yuvarlak çakıllarla dolu bir yol. Ayağı takılıp düşen mi dersin, sendeleyen mi dersin.. Sırtınızda 45 kg yük ile, gecenin karanlığında dengenizi sağlamak çok zor beyler.. Ama yürümek zorundaydım.. Sağ ayağım tekrardan sızlamaya başlamıştı. Dengede durmaya çalışarak çok zorluyordum onu ve o kaçınılmaz olan bir daha oldu ve ben aynı ayağı çakıllardan birinin altımdan kaymasıyla bir daha burktum... Silah bir yana ben bir yana fırladım. Ayağım kopacak gibiydi.. Tim hemen durdu. Ön tarafa haber gider gitmez uzaktan onun sesi geldi.. "Yine mi lan.. Söyleyin kalksın. Gelirsem onun orda giberim belasını".. Hemen yanımdaki arkadaşım Aksaray'lı Nihat koluma girdi. Kalk kardeşim çabuk. Gelmesin buraya. Yürümelisin yoksa ızdırap olur bu adam sana
    ···
    1. 1.
      0
      Rezzz burdan devam edim
      ···
  16. 17.
    0
    Rezervation
    ···
  17. 18.
    0
    rezerved
    ···
  18. 19.
    0
    Bi ara okunur
    ···
  19. 20.
    0
    rezerve
    ···