1. 26.
    0
    bir de hala evrim diyen ateist parçacıkları yaşıyor. gelişmeleri 10 yıl geç takip ediyorlar.
    ···
  2. 27.
    +1
    rezerve
    ···
  3. 28.
    +2
    sen dogru gelmissin panpa.
    ···
  4. 29.
    0
    ateistler dediler ki hz.muhafazid bu dini sümer lerden çaldı.

    1)sümer lerin tabletleri 1850 li yıllarda bulundu

    2)bu tabletlerin okunması 20-30 yıl sonra gerçekleşebildi

    bu ihtimal böylecek yok olmuş oluyor.

    bugün gene diyorlar ki cennet ve cehennem her dinde var, insan uydurması diyorlar fakat cennet ve cehennem mayalarda da inka larda da cennet ve cehennem vardır. birbirlerinden haberleri bile olmayan medeniyetlerde cennet ve cehennem var aynı inançlar ama değiştirilmiş.bu durum bana kalırsa hz.adem in ilk insan olduğunun delilidir ve her kavme peygamber yollandığının da delilidir.
    ···
  5. 30.
    +1
    bu ateistler dediler ki gene nuh tufanı tüm dünyayı kapsamasına rağmen bunla ilgili bir delil yok, birazcık akılları olsa zaten kuran da tufanın sadece bir kavmin üzerine olduğunu anlarlar.

    musa nın denizi ortadan 2 ye ayırması da matematiksel olarak kanıtlanmıştır.
    ···
  6. 31.
    0
    iddia :(Haşa)islam peygamberi(sav) azatlı kölesi ile evli Zeynep'e göz koydu..Ve boşandırıp evlendi..

    Cevap 1: Böyle bir durumun olması imkansız..Çünkü Zeynep validemiz ile yakın akraba olan Peygamberimiz(Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem) Zeynep validemizi bir çok kere görmüş fakat onunla evlenmeyi hiç düşünmemiştir..

    Cevap 2:Soy olarak asil bir konumda olan Zeynep validemiz'in ailesi gönüllü olmadan bu işe evet demişlerdi.. Bu evliliği zaten Peygamberimizin(Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem) hürmetine kabul etmişlerdi..Bu durumda kızlarını bir köleye hatır üzerine veren bir aile istediği takdirde Efendimize(Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem) vermezlermiydi?? Elbette verirlerdi ..Çünkü hatır üzerine bir aile büyük bir fedakarlık yapıyordu.. Yoksa devrin şartları incelendiğinde insan yerine koyulmayan kölelerin soylu bir hanım ile evlenmesi imkansızdır..

    Cevap 3:Durumdan da anlaşıldığı üzere bu evliliğin ne maksatla yapılmak istendiği çok açık.. insanların her konumda eşit olunabileceğini her fırsatta göstermek isteyen Peygamberimiz(Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem işin uygulama safhasını devreye sokmuştur..Çünkü bunu isteyen Allahu Teala Hazretleridir.. Yani kölelerinde hür insanlar gibi yaşayabileceğini ve hür insanların yapabileceği görevleri yapabileceğini anlatmak ve öğretmek istemiştir..Bir diğer uygulamaya örnek olarak Zeyd bin Hariseyi Müte gazasında komutan tayin ederek kölelerden idareci bile olunabileceğini uygulamalı bir şekilde göstermiştir..Çünkü bu anlayışı sadece söz ile değil uygulama yaparak yıkmak gerekli olduğunu biliyordu Peygamberimiz(Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem)

    iDDiA 2:Peki o zaman boşanma gerçekleştiği vakit neden nikahına aldı??

    CEVAP 1:Bu evliliğin gönülsüz ve arada bir hatır olmak kaydı ile yapıldığını yukarıda anlattık.. Fakat işler istenildiği gitmedi malum sebeblerden ötürü..Çünkü belirttiğimiz üzere bir tarafta azadlı olsa bile eski bir köle, diğer taraftan soylu bir hanımefendi.. işte bu yüzden bir çok kez şikayetler olmuştur eşler arası.. Peygamber Efendimiz(Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem) eşini boşamak isteyen Zeyd Bin Harise'ye(Ranh) eşini hoşnut tutması gerektiğini bir kaç kez iletmiş ve boşamak isteğini bir kaç kez geri çevirmiştir.. Fakat diğer taraftan akrabalarına olan mahçubiyetinide düşünmeye başlamıştı..Çünkü akrabaları bu işe baştan kesin kez karşı iken sırf Efendimiz(Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem) istedi diye bu evliliğe karşı çıkmamışlardı.. işte bu yüzden Boşanma gerçekleştiği vakit içinden bu mağduriyeti gidermek maksadı ile Zeynep Validemiz ile evliliği düşünmüştü.. Fakat bu düşünceyi kimse ile paylaşmamıştı.. Bunun üzerine inen ayette bu düşünce ifşaa edilmiş ve Peygamberimizin(Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem) sadece kendisinden sakınmasını istemiştir Allahu Teala Hazretleri..Bu ayetler Kur-an'ı Kerim'in Peygamberimizin(Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem) yazdığını söyleyen iftiracı kesimlere güzel bir örnektir..Çünkü ayetleri kendisi yazsaydı kendisinin düşüncelerini ifşaa etmezdi..

    CEVAP 2:iftiralarına delil bulamayan iftiracı kesim olayların sebeblerini sulandırmak isteme çabaları asla başarıya ulaşamayacaktır..Çünkü her doğrunun bir sağlaması vardır..Biz doğrularımızın sağlamasını çok rahat yaparız.. Mekke de tebliğin ilk yıllarında Peygamberimizi(Sallallahu Teala Aleyhi Vesellem)davasından vazgeçirebilmek için müşriklerin seni en güzel kızlarımız ile evlendirelim ve seni kendimize reis yapalım ..Ayrıca sana mal ve mülk verelim teklifine evet der ve çileli bir dava hayatını tercih etmezdi.. Zevk ve refah düşkünü olan kişi veya kişiler bu teklifler karşısında nasıl bir tutum sergileyecekleri ortada iken ifitralarını doğrulatacak sağlamaları bulamayan iftiracı dinsiz kesimin olayları sulandırma çabasını asla göz ardı etmeyelim..
    Tümünü Göster
    ···
  7. 32.
    0
    müslüman kardeşlerim dinimiz elimizden gidiyor. müslümanlar zayıf kalıyor ve zayıf müslümanlar basit kelime oyunları ile dinsiz oluyorlar.biz ise seyretmekteyiz ateistlerin araştırmasının yarısını yapmıyoruz. öyle ateistler var ki kuran da çelişki bulcam diye didik didik incelemekteler ama çelişki diye insanları kandırdıkları sadece zayıf müslümanlara etki eder. ilim sahibi olanlara etmez.

    ilim sahibi olmak için ateist forumlarında da takılmak lazım ama kendinize güvenmiyorsanız yapmayın, onların forumlarında takılmak sizi bilgi sahibi kılacaktır. peygamber hayatı kitabı okumaya başlayın, hadis kitapları okuyun sonra büyük islam alimleri imam-ı rabbani, imam gazali gibi islam rönesansı yaşayan kişileri iyice inceleyin.
    ···
  8. 33.
    0
    böyle bir şey (allah celle celalühü) yok. ama olabilir de.
    bilgi kaynakları:
    ekşi sözlük'teki allah celle celalühü başlığına bak.
    uludağ sözlük'teki allah celle celalühü başlığına bak.
    ama aşağıdakiler belki işine yarar. bunun garantisini veremeyiz ama aklını başına al dikkatli ol.
    ukte vereceğim
    ···
  9. 34.
    0
    japon bilim adamlarının yaptığı bir araştırmaya göre suyun içerisinde ki kristallerin kelimelere göre düzene geçtiğidir.her kelime denenmiştir ve en iyi şekil allah ve god kelimelerinde alınmıştır, suyun içindeki kristaller mükemmel bir düzene ve şekle girerler. işte bu yüzden hz.muhafazid her su içtiğinde besmele çekerdi ve çevrsindekilere besmele çekmesini söylerdi.bu yüzden yasin okuyup suya üflenir ya da diğer tüm zikirler hep suya üflenir, içilir.evren sırlarla, kilitlerle doludur ve bu kilitleri açacak en büyük anahtar kuran dır.
    ···
  10. 35.
    0
    caminin tepesi neden kubbelidir?

    caminin tepesinde ki kubbe şekli cami dışında ki pozitif enerjiyi caminin içine çeker ve caminin huzur dolu olmasını, pozitif enerji dolu olmasını sağlar. cami nin şekli keyfen değiştirilemez.her daim kubbeli olmalıdır. kiliseler ve sinagogların da yapısı pozitif enerji çeker.
    ···
  11. 36.
    0
    kuran allah katından sırlarla, anahtarlarla,hikmetlerle doludur ve allah a yapılacak ibadet kula zarar veremez aksine fayda sağlar.
    ···
  12. 37.
    0
    hz.ayşe in 9 yaşında olduğu yalanı,

    hz.muhafazid ayşe yi vahiy gelmesinden 10-11 sonra istemiştir ama ayşe vahiy den 5-6 yıl önce doğmuştur yaşı 17-18 dir
    ···
  13. 38.
    0
    iSLAMDA 1 ERKEĞiN 4 KADINLA EVLENEBiLME iZNiNiN, HiKMETi NEDiR?

    Cevap: Çok eşliliği tahsis eden islam değildir. Aksine var olan sınırsız evlenme düzenine bir kısıtlama getirmiştir. Yani islam birden dörde çıkarmamış, sınırsız iken dörde indirmiştir. Mesela Giylan isimli sahabe islamdan önce 10 kadınla evliyken islama girince dört kadınla evliliğini sürdürmüştür. islamın esas aldığı tek eşliliktir. Ancak dörde kadar evlenmenin de önünü kesmemiştir. Nisa suresi 3. ayette “eşler arasında adaleti sağlayamayacaksanız tek eşle yetinin” buyurulmakta ve Nisa suresi 129. ayette de “Ne kadar istesenizde eşleriniz arasında adaletli davranmaya güç yetiremezsiniz” buyurulmaktadır. Bu ayetler açıkca tek eşliliği tavsiye etmektedir. Görüldüğü gibi esas olan tavsiye edilen her zaman tek eşliliktir ancak birden fazla eş almanın önü kesilmemiştir. Örneğin Batı hukukuna göre bir erkekle bayan evlense ve kadın mesela felçli hale gelse erkek ikinci bir eş alamaz. O eşini boşamak öyle evlenmek zorundadır. Ancak islam “ilk eşinle boşanma, onunla evli kalmaya devam et ancak bir başka eş al” der. Acaba hangisi daha insancıldır! islam tüm insanların dinidir. Sağlıklı olan insanlara tek eşliliği tavsiye ederken, birden fazla eş almanın önünü kapatmayarak örnekte olduğu gibi çeşitli mağduriyetleri de engellemektedir. Ayrıca kadın, evlenmeden önce nikah akdi yaparken “benden başka kimseyle evlenmeyeceksin” diye akidde de bulunabilir. Eğer erkek buna uymazsa nikahı geçerli olsa da “sözünü tutmamaktan dolayı” sorumlu olur. Pgiboloji biliminin de verileriyle sabit olduğu üzere uzun bir süre cinsel isteklerini yerine getiremeyen insanlarda derin pgibolojik sorunlar, nevrozlar oluşmaktadır. Aynı zamanda, erkeklerinde olmak üzere, özellikle kadınların aile kurma, çocuk sahibi olma gibi his ve istekleri yoğundur. Almanya’da 2.dünya savaşından sonra kadın nüfusu erkek nüfusunun üç katına ulaşmış ve toplumda bir çok kadın eşsiz kalmıştır. Bu durumda bekar ve dul kalan kadınların cinsi ve hissi ihtiyaçlarını karşılamak sağlıklı bireyler kalabilmelerini sağlamak için önümüzde üç çözüm yolu vardır.1. tek eşlilik şart olur eşsiz kadınlar kimseyle evlenemez ve aile yaşamı, cinsel yaşamı olmayan kadınların sağlıklı kalması beklenmez. 2. Erkeklerle kadınlar arasında serbest bir ilişki düzeni olur ve aile kurumu denen bir şey olmaz veya aile içi bozulmalar meydana çıkar. 3. Bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesine müsaade edilir ve her kadının bir eşi ve ailesi olur. Aklı selim olan herkes, üçüncü şıkkı seçerek evli olmayan kadınların gerek pgibolojik gerek fizyolojik durumlarını düzeltmeleri ve bir yuva ortamında olmaları için en mantıklı yol olduğunu kabul eder. Dört kadınla evlilik bir emir değil, sınırsız evliliğe bir sınırlamadır. Tavsiye edilen de her zaman tek eşliliktir. islam’da dört evliliğe karşı olan kişilerin zinaya karşı olmamaları da garip bir durumdur. Zira onlar zina yapacakları kişi sayısında kendilerine bir sınırlama getirmezler. Kadınların neden dört erkekle evlenemeyeceğini soranlar, yüzlerce belki de binlerce senedir doğan çocuğun ana belli baba kim olduğunun nasıl ortaya çıkacağı sorusuna cevap almak gerekir.

    ve günümüzde insanlar evleniyorlar ama aldatıyorlar, böyle olmasındansa 4 eş sınırı daha iyidir.
    Tümünü Göster
    ···
  14. 39.
    0
    okuyorum panpa entryleri yavaş yavaş atsan daha faydalı olur bence
    ···
  15. 40.
    0
    okuyoz panpa deva m
    ···
  16. 41.
    0
    bildiğiniz varsa ekleme yapın sizde.ben kendi bildiğim konuları bazı yerleri alıntılar yaparak, yorum katarak içine açıkladım.
    ···
  17. 42.
    +2
    bu kadar detaya girmene gerek yoktu aslında. kıssadan hisse.

    Önce ona sığınması gerekir insanın. Zira bütün canlı ve cansızların, değişmez kuralların kanun koyucusu o...

    Tek yanılmayan, varlığı hiç kimseye muhtaç olmayan, sınırsız tek güç ve tek mucit o...

    Bizim bulduk dediklerimizin, fark edip hayrete düştüklerimizin tek sahibi. insanlığın; ona sığınmaktan başka çaresi yok aslında. itaat etmek zorundadır insanlık, kurallarına. Dünyada huzurlu yaşamak istiyorsa eğer; onun istediği doğrultulara yönelmek zorunda olduğunu unutmadan yaşamalı. Çünkü bütün kâinat ve insanlık onun eseriydi. Eserinin huzur içinde bir hayat yaşayabileceğini de şüphesiz ki en iyi o biliyordu...

    insanlığın nasıl yaşaması gerektiğinin, insanlığa rehber olmuş kitaplarda bildirmiş ve o kurallara göre yaşamasını istemişti.

    Haklara saygı ve dürüstçe yaşamak...

    Kişinin mal, can, namus emniyeti...

    Huzurlu bir hayat istiyorsak; onun yasakladıklarından mutlaka sakınmalıydık. Onda bir hayır vardır bizler için ve müsaade ettiklerinde huzur ve haz vardı insanlık için.

    Fuhuş yasak edilmişse, mutlaka yorumlandığı vakitlerde can alıcı sebepleri de sergilenecektir önümüze.

    Bu neslin muhafazası içindi...

    Çocuğun gerçek babasını tanıması hakkı elinden elbette alınamazdı.

    Mahsul alınacak tarlaya, önüne gelen tohum ekebilme hakkına sahip değildi...

    Namus, hayâ ve erdemlilik kavramları yitirildiğinde, toplumlar kaosları yaşayacaklardı elbette.

    Aile kutsaldı, dokunulmazlığı vardı.

    Kadın erkeğini, erkek kadının paylaşmayacaktı başkasıyla...

    Bu, dünya barışı için gerekliydi. Toplumun en küçük çekirdeği olan ailenin dokunulmazlığı olmalıydı bu yüzden...

    içki haram edilmişse, aklın muhafazası içindi.
    Kişilik yapısının, gururun ve onurun incitilmemesi içindi.

    Düşüncenin yanıltılmaması, başkalarının uğrayabileceği haksız davranışlara zemin hazırlanmaması, bedenin zarar görmemesi yatıyordu işin temelinde...

    Kumar, emeksiz kazanç; yıkıcı insanları hırsa ve ihtirasa salan kolaycılık demekti.

    Kumar oynayanın başkasının cebinde gözü, sayısız düşmanları olacaktı, aile ve toplumun temellerini sarsan bir alışkanlıktı kumar...

    Bütün yanılgılar, toplumlarda inançlara olan dayatmaların ürünüdür. Eğitimsizlik ve inancı çağdışı safsatasıyla bir kenara bırakıp, insanlığın atar damarlarını ve huzuru kurutmak için reva görülen bir haksızlık...

    Çağlar boyu bu yanılgıların bedelini çok ağır ödemişiz insanlık olarak...

    Şeytana gelirsek; o sadece yaşadığımız hayat senaryosunda, imtihan için gerekli bir oyuncudan ibarettir...

    Şeytan insanın damarlarındaki kanla beraber dolaşan, düşüncemizle iç içe yaşayan bir kurttur bedenimizde...

    Ona küfrederek değil, onu keşfederek zararsız hale getirebilirsiniz ancak...

    Peki ya Allah’a inanmamak?

    Düşünelim, sanatkâr olmasa, orta yerde eser olur muydu sizce?

    Sanatkâr tabiattır desek?

    Tabiat kimin eseridir diye sormazlar mı insana?

    kendisi oluştu!..

    Öylesine akıllara durgunluk veren sistemleri tesadüflerin eline bırakabilir miyiz?

    Peki, aynı pencereden bakanların aklına şu soru gelebilir: Allah’ı kim yarattı?

    Onu kim bunu kim diye yola çıktığımızda, her şeyin sahibi olan tek güç çıkacaktır ortaya. Her varlığın kendisine muhtaç, kendi varlığı hiç bir varlığa muhtaç olmayan, başlangıcından ve sonundan söz edilemeyen bir güç çıkar karşımıza. işte o, bütünü kâinatın yaratıcısı ve tek sahibidir.

    Siz isteseniz de istemeseniz de o, sınırsız ve tek güçtür...

    Tabiatı güç olarak göstermek mantıksız bir üstün körü düşüncedir.

    Bütün ihtiyaçlarını insana sunan tabiattır ama tabiat proje hazırlayabilir mi?

    Hava, su ve güneş olmasa ve aklımıza gelmeyen diğer elementler; toprak ne yapabilirdi tek başına?

    Bunun tersini savunmak kaçıştır, ispat olmaz. Unutmayın sıkıntılı anlarımızda sığınak arayan birer eseriz ve sahibimize yakarırız üstesinden gelemediğimiz sıkıntıların sonunda...

    Düşünen, hisseden, sevinen ve acı çeken, merak eden, korkan ve hatta korkunun etkisiyle tepkisini çoğu kez isyana çeviren birer cihazdan ibaretiz.

    Donanımlı, hırsı, ihtirası ve arzuları olan bir şaheserdir insan. insan bedeni akıl almaz bir donanımda...

    Beyin, göz, kulak, burun, kalp ve ciğerler, damarlar, kaslar, sinirler ve sair...

    Duyan, soluyan, gören, işiten, algılanan, incinen, sevinen, hisseden, duygulanan müthiş bir cihaz...

    Bırakın bünyemizdeki sayısız fabrikaların; bizim bilincimiz dışında görev başında oluşunu, en basit olarak algılanan bağırsaklarını düşünebilse insan, inanması ve yaratıcısına saygıyla bağlanması için yeterde artardı bile...

    Onlar ki; yediğimiz besinlerin analizini yaparak, ihtiyacı olan organlarımıza ve gerekli bölgelere dağıtımını yaparak çalışan fabrikalar...

    Besinleri ayıran, kanı yapan, bağırsakları ve görevlerin inceleseniz inanmak için yeterli...

    Sadece o bağırsaklardaki ihtişamı bile tesadüflerin eline bırakmak ister miydiniz?
    Tümünü Göster
    ···
  18. 43.
    +1
    Ve yeryüzünü de yayıp yuvarlattı. (79 Naziat Suresi, 30)

    bu ayette "yayıp yuvarlama" olarak çevrilen kelime arapça "davn" dır.

    anlamı yuvarlak olarak döşemek ve düzeltmektir.

    ve kelimenin kökeni deve kuşu yumurtasıdır.

    Gökleri ve yeri hak olarak yarattı. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp örtüyor… (39 Zümer Suresi, 5)

    burda da sarıp-örtmek olan kelmenin karşılığı tekvirdir. tekvir ise ip yumağı gibi birşeyi birbiri üstüne dolamaktır.

    Onlar görmüyorlar mı ki, gerçekten Yeryüzü’ne yönelip onu uçlarından eksiltiyoruz. Allah hüküm verir. O’nun hükmünü iptal edebilecek olan yoktur. O hesabı çok çabuk görendir. (13 Rad Suresi, 41)

    uçlardan eksiltiyoruz diyor. dünyanın eksenleri kutuplara doğru eksiliyor.

    Ey cinler ve insanlar topluluğu! Göklerin ve yeryüzünün çaplarını aşıp geçmeye gücünüz yetiyorsa aşıp geçin. Ancak üstün bir güçle geçebilirsiniz.
    (55 Rahman Suresi, 33)

    burda çaplar kelimesi arapça "aktar" dır. çap kelimesinin çoğul halidir.
    yuvarlak bir yapıdan bahsettiği aşikar

    edit: bugün ateistler bu konuyla ilgili bu söylenenlerin şu son 20 yıldır söylendiğini, uydurulduğunu iddia ediyorlar.1000 yıl önce yaşamış olan imam gazali gibi kişiler kuran a göre dünyanın yumurta biçiminde olduğunu söylemişlerdir.
    ···
  19. 44.
    +1 -1
    dünyanın yuvarlak olduğu kuran da bahsedilir ama okumakla anlaşılmaz görmek lazım. mesele bu.ateistler siz kuran ı okuyunca bir müminin gördüklerini göremezsiniz mesela ben bakara suresi nin 40,41 ve 42. ayetine hayran kaldım.
    ···
  20. 45.
    0
    rezerved
    ···