/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +14 -1
    solumda süleyman'ın ayakta dikildiğini göz ucuyla görebiliyordum. o da benim gibi titriyordu. Filiz ise kanepenin önüne yığılmış bağıra bağıra ağlıyordu. gözüm dış kapıdaydı. kapıya yumruklarla vuruyorlardı. sülayman da gözünü kapıdan ayıramıyordu.
    -giremezler değil mi lann! giremezler oradan değil mi?
    cevap veremedim. bilmiyordum. hafifçe soluma dönüp ona baktım.
    -açık bir yer var mı evde?
    süleyman şoku az da olsa attı üstünde. yüzü düşünür bir vaziyet almıştı. sonra baktı bana.
    -sadece mutfağın balkon kapısı... hasgibtir amk. demesiyle mutfağa yönelmesi bir oldu ama o salonun kapısından dışarı çıkmadan kapıdan içeri ince uzun siyah dört varlık girdi. kımıldayamadan onları izliyordum.filiz gözlerini bile açamamıştı. varlıklar süleyman'ın kollarından ve ayaklarından tutup yemek masasının üstüne yatırdılar. yavaşça germeye başladılar. birşey yapabilir miydim? bilmiyorum. herhalde yapamazdım. kemik çıtırdısı ve yırtılma sesleri eşliğinde kolları ve bacakları koptu süleyman'ın. hortumdan su çıkar gibi kan fışkırmaya başladı. gölgeler yok olmuştu. süleyman titreyerek birkaç saniye içinde öldü. o anda, adamın söylediği söz beynimde yankılandı. "o ölürse sadece 24 saatin kalır".

    edit:
    acem büyüsü nedir? cin neye benzer, nasıl insanlara musallat olur (ara ara gerçek alıntılarla birlikte)?
    ve hikayeyle ilgili tarık abi kimdir?
    http://www.incisozluk.com.tr/w/tabutla-gelen/

    edit2: hikayedeki metotlar bir şekilde gerçekliğe dayanır. yapılmaması için uyarımı koyarım. yine de uygulamak isteyen olursa sorumluluk payım yoktur.
    ···
  2. 2.
    0
    2 sene öncesi üniversiteyi kazandığımda gittiğim şehir çok hoşuma gitmemişti. genelde tutucu insanlardı. ben de çok dindar sayılmazdım. biraz aileye baskı yaparak kendime bir ev tuttum. kiralar o zamanlar fazla değildi. 1 ay geçti geçmedi sınıftan iki kafa dengi arkadaş buldum. süleyman ve akif... dersleri falan ilk sene sallamıyorduk ama yine de derslere gidiyorduk. kampüs ortamı kafamızı dağıtmaya yetiyordu. akif ve süleyman'a ısrarla eve arkadaş getirmeme konusunda uyarıyordum. akif severdi kalabalığı. "ne var lan gelseler" derdi. ben de karşılık verirdim "nerde çokluk orada takluk"
    ···
    1. 1.
      +1
      Welcome to Konya
      ···
      1. 1.
        0
        tbrkler...
        ···
      2. 2.
        +1
        vay esteban hatırladınmı beni lan bin. sen güzel yazıyorsun bu arada zamqi çiviler bende istersen yollarım .
        ···
      3. 3.
        0
        hatırlamaz mıyım? eski hikayeleri okuyan burada her zaman +1dir. bunu unutma. sonunda anlarsın
        ···
      4. diğerleri 1
  3. 3.
    0
    ilk senenin ortalarına doğru sonradan isminin kadir olduğunu öğrendiğimiz bir çocuk bizle yakınlık kurmaya başladı. çocuk bizimle aynı bölümde bile değildi. ama sırnaşık mı sırnaşık. sürekli kafeteryada çay ısmarlıyor, sohbet etmeye çalışıyordu. süleymanla göz göze geldiğimizde kaş göz yapıyordum ama o da "ben de bilmiyorum" tarzında hareketler yapıyordu. ulan bir de sohbeti bayık bir tipti.
    ···
  4. 4.
    +3
    bir gün kafeteryada otururken arkadaşlar da var ortamda, akif "haydi bize gidelim takılırız çay kahve falan" dedi. içimden "aklını gibeyim akif" desem de laf ağızdan çıkmıştı. üç arkadaş kalktı bu kadir de peşimize takıldı. akif'i dürtüyorum sen mi çağırdın diye yok, süleyman'a bakıyorum o da habersiz. ulan gelene de git diyemiyorsun. herkes geldi eve. öğrenci milleti normalde pinti olur ama bu çocuk farklıydı. kimse gık demeden gitti markete cips kola ne var ne yok doldurdu. valla yavaş yavaş kanımız ısınmaya başlamıştı çocuğa.
    ···
  5. 5.
    +1
    1. senenin ortalarına doğru kadirle samimiyetimiz artmıştı. çocuğun sohbet sarmasa bile candan bir insan gibi geliyordu. en sıkıntı yaşadığımız ders matematik oluyordu bir bakmışız kadir tepemizde. en ince detayına kadar lineer cebri anlatıyordu bize. ramazanda falan yemek getiriyor beraber sahur yapıyorduk. ama 1 yıl boyunca evine davet etmemişti. ailesinden de bahsetmezdi. zorlarsak bir iki kelime anca. 4. bir kişinin evde kalmasına razı olmasam da adam haftanın en az 3 günü bizdeydi. sene sonunda staj meselesi açılınca ben size yer ayarlarım buradan dedi. adam bizi tavlamıştı. yazın herkes dağıldığında biz staja kaldık. stajın 10 günü falan geçmişti ki kadir ilk kez bizi evine çağırdı.
    ···
  6. 6.
    0
    -lan ne tak işimiz var adamın bağ evinde? dedi süleyman. akif hala insancıldı.
    -adam çağırdı, kiraz toplarız diyor. gider takılır döneriz. çocuğun o kadar iyiliği var üstümüzde, diye cevap verdi akif.
    -lan akif, zaten sürekli sana bi sigara tutmalar, yanaşmalar falan. çocuk sana mı yürüyor lan yoksa? diye söylediğimde süleyman'ı bir kahkaha aldı başladı o da geyiğe.
    -biz yok evde vuruyon mu lan çocuğa, hahaa...
    -gibecem esprinizi ha!
    -tamam akif kızma, gidelim evlerine. annesiyle babasıyla da tanışırız hem. ertesi gün şehir merkezinde buluştuk kadir'le. süleymanla ben birbirimize bakıp sonra akif'e bakıp gülüyorduk. kadir "ne oldu abi hayırdır" dese de akif neye güldüğümüzün farkındaydı. cadde üstü gelen ilk köy otobüsüne atladık. çıktık yola. 50km falan gittik sanırım. kadir bir kavşağa yaklaştığımızda şoföre durmasını söyledi. indiğimizde saat 12'yi biraz geçiyordu. güneş tam tepedeydi.
    ···
  7. 7.
    +1
    akşama kadar kiraz falan toplayıp yedik. bağ evi tek katlı derme çatma bir evdi. 3 odalıydı. etrafındaki en yakın evle arası 1 km vardı sanırım. neyse, lafla gırgırla geçirdik vakti. akşam 6 civarı hava kararmaya başlamıştı. kadir'e hadi gidelim desek de mangal yakalım dedi. süleyman da eve dönme taraftarıydı. yine de kadir'i kıramadık. mangalı da yaptık. dolaplarında tavuk vardı. önceden hazırlığını yapmıştı kadir. onu da yedik saat 8 oldu. hadi dönelim artık yeter bu kadar dediğimde kadir hafifçe gülümseyerek;
    -abi bu saate dönüş otobüsü olmaz. bu gece burada kalalım, sabahtan döneriz.
    içimden hasgibtir desem de mecbur razı olduk. hava iyice karardığında eve geçtik. televizyon falan hiçbirşey yok. sohbet etmeye başladık. laf lafı açıyordu. konuyu ilk kim açtı hatırlamıyorum ama akif ile kadir cin, ruh muhabbetine girdi. akif bu konularda çok meraklıydı.
    ···
  8. 8.
    +1
    -oğlum yok öyle şeyler kapatın konuyu, dedi süleyman.
    -korktun mu lan diye cevapladı akif.
    -korktu korktu belli dedi kadir de.
    -ulan olmayan şeyden niye korkayım diye ekledi süleyman ama korktuğu belliydi. bunu akif de anlamış olacak ki üstüne gitti. konuya onu da dahil ettiler. ben de arada elimde sigara konuşulanları dinliyordum. birden kadir ayağa kalktı.
    -isterseniz kim cesur kim değil öğrenelim.
    süleyman ile birbirimize bakıyorduk. akif ise heyecanla kadir'i takip ediyordu. kadir birazdan elinde dört mumla içeri geldi. sonradan daha net hatırlıyordum. mumlar siyahtı.
    ···
  9. 9.
    +2
    mum sayısı 3'tü ve siyahtı. kadir keyifle üç mumu üçgen şeklinde dizdi. biz ne oluyor amk tarzında bakınıyorduk süleymanla. akif ise merak ve korku keyfiyle dörtgözle izliyordu olanları. kadir'e;
    -lan kadir tahtanı gibtirme bırak şu işleri, dediysem de akif susturdu beni.
    -abi sus da adam yapsın. heyecan işte amk, gelecek mi bişey sanki.
    gelmez tabiki diye iç geçirdim, belki de öyle umut ediyordum. kadir halıyı kaldırıp yere ufak bir daire çizdi tahta kalemle. bir adam anca otururdu içine. zaten kendi kıvrıldı oraya. kafasını kaldırıp,
    -siz dışarıda oturun dedi. parmağıyla karşımızda duran boy aynasını gösterdi.
    -süleyman sen şu aynanın üstündeki bezi indirsene, akif sen de ışıkları kapat.
    olayın akışına kapılmıştık. sanki o töreni yapmak zorundaydık. denilenleri yaptıktan sonra süleyman mumları yaktı. cebinden iki ufak kağıt parçası çıkardı. onları yakarken bize seslendi.
    -beyler aynaya bakın ama sakın gözlerinizi kapatmayın. kırpmayın bile.
    dediğim gibi dindar değildim ama korku sarmıştı. bi bildiği vardır herhalde kadir'in dedik. aynaya bakmaya başladık. o ara aklımda sürekli aynı soru dönüyordu. kadir neden bizi çemberin dışına oturtmuştu?
    ···
  10. 10.
    +1
    "Nat ... ... lat mei magni ... " diye bir cümle kurdu. (boşluklar kimsenin zevkine bile denememesi için konuldu. hikaye sonu tamdıbını özel mesajla isteyene yollarım). karanlıkta ayna bize biz aynaya bakıyorduk. benim görüntümde ben ve süleyman vardı. akif'i ve kadir'i görmüyordum. bir ara süleyman'ın pis pis gülümsediğini gördüm. ulan bu neye gülümsüyor diye çaktırmadan bakayım dedim. o ara kadir aynı sözleri ikinci kez söyledi. ben süleyman'a baktığımda süleyman aslında gülmüyordu. titreyerek tekrar aynaya baktığımda kendi silüetimi gülerken gördüm. köpek dişleri gözükene kadar sırıtmıştı.
    ···
  11. 11.
    0
    karanlığı mumlar bile aydınlatmıyordu. yalan yanlış karanlıkta bir görüntü gördüm diye avutmaya çalışsam da başaramadım. akif, süleyman ve benim görüntüm kalkıp kadir'in çizdiği çemberin dibine oturdu. artık kendi görüntülerimiz yoktu.
    -YETERRRR LANNN! diye haykırdı akif. hızla arkamı döndüm. akif kanepenin altına girmişti. korkudan tir tir titriyordu. süleyman şoktaydı. zor da olsa geri dönüp kadir'e yeter bu kadar diyecektim ki kadir 3. ve son kez aynı sözleri tekrarladı.
    -kadir gibecem yeter artık.!
    akif'in görmediğinden eminim ama süleyman görmüştü. aynada değil, gerçekte silüetlerimiz çemberin etrafında duruyordu. içimden bir ses orada, çemberin içinde, kadir'le birlikte olmamız gerektiğini söylüyordu.
    ···
  12. 12.
    0
    ben atılacaktım ki süleyman benden hızlı davrandı.
    -giberim lan yapacağın işi kadir, dedi. kalktı ışığı yaktı. o lambanın düğmesine dokunduğu an müthiş bir çığlık koptu odada. tiz, insanı sağır eden. ellerim kulaklarımda yığıldım yere. ne olduğunu anlamamıştım. dizlerimin bağı çözülmüştü. ses tek kişiden çıkıyor gibi değildi. yani 3-5 kişinin sesi bir olmuş odada yankılanmıştı. 5sn ya sürdü ya sürmedi. ne görüntü kaldı ne ses. süleyman hem ağlıyor hem de kadir'in yakasını tutuyordu.
    -gibtirecen mi lan kendini bize, yavşak amacın ne senin?
    ···
  13. 13.
    0
    kadir ne cevap verdi ne ses. sonra açıldı yavaş yavaş.
    -korkmayın ya ne gördünüz bu kadar korkacak?
    -ebenin dıbını gördük yavşak dedi süleyman. hırsını alamamıştı.
    akif hala kanepe altında ağlıyordu. ben biraz sakinleşsem de elim ayağım titriyordu. toparlayıp kendimi kadir'i karşıma alıp sordum.
    -kadir biz gördük birşeyler de sen ne gördün?
    kadir buz gibi bir suratla korkulacak o cevabı verdi.
    -hiçbirşey!
    ···
  14. 14.
    +1
    -akif kalk lan, ağlama, kalk. dedim ama akif'in takadi kalmamıştı. zor da olsa doğruldu. süleyman da kanepeye oturmuştu. sorulacak çok soru vardı. hepsi de kadir'eydi. ama o gayet sakin bir şekilde ayağa kalktı. mumları söndürdü.
    -lan bu kadar korkacağınızı bilsem yapmazdım bunu, dedi ve elini cebine attı. biraz karıştırdıktan sonra üç tane çivi çıkardı.
    alın amk sizin için aynayı kıracağım. gece rahat uyursunuz dedi. üç çiviyi aynaya gelişi güzel vurdu. ayna orta yerinden kırıldı. çok sonra anlayacaktık (iş işten geçtikten sonra), aynayı kırma kadir'in büyüyü tamamlama şekliydi. gelenler artık geri dönemeyecekti. şaşkın şaşkın birbirimize bakarken herkes birer dal sigara yaktı. gece boyu kadir'i sorgulayacaktık. kimi yerde doğruları çoğunda ise yalanlarını bize sundu.
    ···
    1. 1.
      0
      genemi çivi muallak
      ···
      1. 1.
        +1
        Oooo eski okur dedin mi can feda.
        ···
  15. 15.
    +2
    bu gecelik bu kadar. beğenen arkadaşlar ilk entryi şukularsa sevinirim.
    ···
  16. 16.
    0
    -anlat kadir, biz ne tak yedik. bu mumlar nedir? ne gördük biz?
    kadir sigarasından bir duman çekti havaya üfürdü. o üniversitede ımzık, peşimize takılan, bizimle arkadaş olmak için kıçını yırtan adam gitmiş, apayrı birisi gelmişti. tek tek tane tane anlattı olayı. keyif aldığı her halinden belliydi.
    -bi nevi astral seyahat bacanağım.
    abi diyen kadir'den bacanak diyen adama. samimiyet hat safadaydı ona göre.
    ···
  17. 17.
    +1
    -astral ne oğlum ne diyorsun? süleyman dayanamadı araya girdi. gözüm akif'teydi ama onda soru soracak hal kalmamıştı.
    -ya beyler, bizle diğer varlıklar arasında görüşü engelleyen bir durum var. biz de geçici süreyle bu perdeyi aştık. bana da bir arkadaşım söylemişti. aynaya 10dk fazla süre bakınca evde dolaşan bir adam görmüş. uzun süre okuldan geldikten sonra aynaya bakıp adamı görmeyi beklermiş. gözbebeklerine bakınca insan, sonunda birşeyleri başarabiliyor.
    -ne zamana kadar sürmüş arkadaşının bu seansı?
    -bacanak orası biraz ürkütücü işte.
    -anlat kadir dıbına koydurma anlat.
    kadir anlatmaya başladı. kanımız gitgide çekiliyordu.
    ···
  18. 18.
    +1
    -bu arkadaşım ismi burak. biz bin burak derdik. fırlamaydı çocuk. anlattı işte bu olayları. uzun süre görmüş adamı. bazen adam aynadaki kendi görüntüsü olurmuş. konuşmaya çalışırlarmış.
    -çalışırlarmış ne kadir, mış ne amk? diye çıkıştı süleyman.
    -yani süleyman ne o konuştuğunu duyarmış ne de burak'ın söylediklerini karşıdaki duyarmış.
    o ara akif bi canlandı ve akıllıca bir soru sordu.
    -karşı taraf duymadığını nasıl anlatabilmiş o zaman?
    kadir gayet sakin tebessüm ederek baktı ona.
    -yazıyla, ama arapçayla.
    -niye arapça?
    ses çıkmadı. sigarasından bi nefes daha çekti kadir ve havaya bıraktı.
    -peki kadir, ne zamana kadar sürmüş bu arkadaşının muhabbeti bu varlıkla.
    kadir kaşlarını kaldırıp etrafı dinler gibi yaptı. sonra bana döndü ve cevapladı.
    -ayaklarının ve ellerinin ters olduğunu anlayana kadar.
    ···
  19. 19.
    +1
    not: gececi tayfa burada olduğunun sinyallerini versin de tam gaz gidelim hikayeye.
    ···
  20. 20.
    +2
    süleyman, akif, ben birbirimize bakıyorduk. korku falan derken adamın baya baya anlattığı cin çağırmaydı. başta da dedim. dindar bir adam değilim ama gecenin bir vakti bir köy evinde kalınca insan her tak olabiliyormuş. şimdi yerde ayna kırıklarını görünce sanki oradaki binlerce göz bizi izliyor gibi geliyordu. dayanamadım başladım sormaya.
    -oğlum, kadir, bak halüsinasyon falan gördük diyeceğim, amk, 3 kişi aynı anda görmez bu taku. onu da geçtim. adamlar burada senin çemberinin etrafındaydı. cin mi lan onlar?
    ···