/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +91 -11
    Birazdan anlatmaya başlayacağım olay Bursa'nın Büyükorhan ilçesine bağlı Çökene Köyü'nde yaşayan, geçimini hayvancılıkla sağlayan, annesini ve babasını küçük yaşta kaybetmiş, yalnız yaşayan Osman K'nın başından geçmektedir. Olayda ismi geçen kişilerin isimlerinde herhangi bir değişiklik yapılmayacaktır. Olay Osman K'nın ağzından anlatılacaktır.

    1983 yılının Eylül ayıydı. Soğuk etkisini yavaş yavaş göstermiş, köylü kış için hazırlıklara başlamıştı. Sabah erkenden kalkıp hayvanları ahırdan dışarı çıkarmıştım. Bir kaç gün önce odun kırarken baltanın sapı kırılmıştı, avluya oturdum baltanın sapını tamir ediyordum. Benim evimin yaklaşık 50 metre önünde köylünün ıssız mezarlık dediği bir mezarlık var. Rahmetli anamla rahmetli babam da orada yatar. Son bir haftadır o mezarlıktan garip sesler duyuyordum, baltanın sapını tamir ederken de aynı sesleri işittim. Her zaman olduğu gibi yine fazla aldırış etmeden işime devam ettim. Aradan yaklaşık 5 dakika geçtikten sonra aynı sesleri daha şiddetli bir şekilde işittim, sanki birisi yardım istiyordu. Baltanın sapını aceleyle bir yere fırlatıp koşar adımlarla mezarlığa ilerledim. Mezarlık çok eski olduğu için orada bulunan gürgen, köknar ve meşe ağaçları bir hayli uzun. Gündüz vakti bile fazla gün ışığı almaz mezarlık. Ses gittikçe şiddetlenmeye başlamıştı. Artık söylenen şeyleri net olarak duyabiliyordum. Almaya geldik, yapmayacaktınız gibi kelimeleri işittim. Kim var orada diye bağırdığımda sesler bir anda kesildi. Biraz daha ilerlediğimde anamla babamın mezarının başında bulunan gürgen ağacının gövdesinde Arapçaya benzer kelimelerin olduğunu gördüm.

    ilgi gelirse devam edeceğim...
    ···
  2. 2.
    +11 -4
    Büyük bir umutla yazmıştım fakat tutmadı, neyse sağlık olsun.
    ···
    1. 1.
      +1
      Panpa trendesin bekliyoz yaz amuna koyim
      ···
  3. 3.
    +42 -1
    Devam ediyorum arkadaşlar, tutarsa tutar, tutmazsa da sağlık olsun.

    Köyün ileri gelenlerinden Ali Ağa'nın oğlu Cemal bu konulardan anlıyor. Benim de can dostumdur kendisi. Koşarak Cemal'i evinden alıp anamla babamın mezarına getirdim. Yaklaşık 1 haftadır değişik sesler işittiğimi ve yaşadığım bu olayı anlattım kendisine. Biraz duraksadı, ne yazdığını bilmiyorum ama tanıdığım biri var, tez zamanda gider ne olduğunu öğreniriz dedi. Biraz konuştuktan sonra, kendisini evime davet ettim. Ben hayvanları ahıra koyarken Cemal de kırık olan baltanın sapını tamir etti. işimi bitirip yanına geçtim. Güneş yavaş yavaş batıyordu, akşam çökmüştü artık. Cemal'i uğurlayıp eve girdim. Somyaya uzandım, anamla babam aklıma geldi. Ben 5 yaşındayken ölmüşlerdi, nedenini hiçbir zaman tam olarak öğrenemedim. Beni amcam büyüttü, 10 sene evvel de vefat etti kendisi. Ne zaman anamla babam nasıl öldü amca dediysem ya konuyu kapattı, ya da geçiştirdi beni. Ben de bir zaman sonra bıktım, daha fazla sormadım. Ama 12 yaşındayken köylü komşulardan bir şey işittim, anamla babam seher vakti ben uyurken asmışlar kendilerini. Bunu duyduğumdan beri kabullenmem. Anamla babamı düşünürken dışarıdan gelen köpek havlamasıyla bir anda irkildim. Uyku bastırmıştı artık. Dışarı çıkıp bahçe kapısını kapattım. Ahırın kapısını kontrol ettim, eve girdim. Somyaya uzanıp bugünkü olayı düşünürken bir anda kapı çaldı...
    ···
  4. 4.
    +13
    Kalkıp kapıyı açtım. Açar açmaz kanımın damarlarımdan çekildiğini hissettim. Anam ve babam bana bakıp art arda maleun diyorlardı. Ensemde bir nefes hissettim ve arkamı döndüm amcam kırmızıya dönmüş göz bebekleriyle bana bakıyordu. Elleriyle boynumu sıkıp Arapça bir şeyler fısıldamaya başladı, kapıya baktığımda anamla babamı kapı eşiğinde boyunlarından asılı olarak gördüm. Birden sabah ezanı sesiyle yataktan fırladım. Nefes nefese kalmıştım. Boynumda acı hissediyordum. Bir yandan gördüklerimin kabus olduğuna biraz da olsa seviniyor bir yandan da bugünkü olayın ardından bu kabusu görmem beni bir hayli korkutuyordu. Olayın etkisiyle uyuyamadım, güneşi doğmasını bekledim. Güneş doğar doğmaz, ahırın kapısını açıp hayvanları dışarı saldım. Kahvaltı yapıp karnımı doyurduktan sonra Ali Ağa'nın evinin yolunu tuttum. Cemal bahçede odun kırıyordu, beni görünce elindeki nacağı bıraktı. Hoş geldin kardeşim deyip içeri davet etti. içeri geçip oturduk, biraz sohbet ettik. Cemal'e gece gördüğüm rüyayı anlattım ve maleun kelimesinin anldıbını sordum. Maleun kelimesinin Türkçe anldıbının lanetli olduğunu söyledi. Rüya için dünkü gördüğün yazıdan sonra etkilenmişsindir, korkulacak bir şey yok deyince biraz da olsa rahatladım. Biz konuşurken içeri Cemal'in annesi Sare teyze girdi. Sare teyze ben kendimi bildim bileli konuşmaz, ayıp olmasın diye Cemal'e de sormadım hiç. Biraz sert yapılıdır Sare teyze. Şuana kadar bir kaç tebessümünden başka yüzünde en ufak bir gülümsemeye dahi rastlamadım. Cemal istersen şu yazıya bir daha bakalım kardeşim dedi. Ben de olur dedim ve yola koyulduk. Mezarlığa giderken, şu bahsettiğin kişi kimdir kimin nesidir Cemal dedim. Adam hakkında bir şey söylemeyeceğime yemin ettim Osman, gelince görürsün zaten dedi Cemal. O öyle deyince de pek ısrarcı olamadım. Mezarların başına gittiğimizde ağaç dalının kırılıp anamla babamın mezarının üstünü örttüğünü gördük. Aceleyle dalı kaldırdık. Ve Cemal birden bağırmaya başladı...
    ···
  5. 5.
    +18
    Anamın mezarının üstünde siyah bir yılan vardı. Ben kahkaha atıp bundan mı korktun be kardeşim deyip yılanı ağacın dalıyla anamın mezarının üstünden kovdum. Cemal'in yüzü bembeyaz olmuştu. Cemal'le 30 seneden beri arkadaşız. Küçükken, bir sabah Cemal'i yılan sokmuştu, o günden beridir yılanlardan korkar. Yaşadığı bu olay da sonradan aklıma geldi. Kusura bakma kardeşim dedim. Önemli değil dercesine kafasını salladı. Biraz soluklandıktan sonra benim eve geçtik. Cemal avluda otururken ben içeri geçip çay koydum. Ben içerideyken Cemal bir anda maleun diye bağırdı. Elimdekileri bırakıp dışarı koştum, ne oldu kardeşim dedim. Cemal anlamsız bir şekilde bana baktı, ne diyorsun kardeşim dedi. Az önce maleun diye bağırdığını söyledim. Cemal şaşkın bir şekilde suratıma baktı. Kusura bakma kardeşim rüyanın etkisindeyim galiba deyip içeri geçtim fakat Cemal'in bağırdığından emin gibiydim. Çayları avluya zütürdüğümde Cemal gözlerini faltaşı gibi açmış bana bakıyordu. Ayağa kalkıp bağırmaya başladı. O sırada birden irkildim, Cemal iki saattir sana sesleniyorum kardeşim duymuyor musun dedi. Ayak üstü rüya görmüştüm, ilk defa böyle bir şey geliyordu başıma. Cemal'e az önce gözlerini faltaşı gibi açıp bana bağırdığını anlattım, şaşkın şaşkın bakmaktan başka bir şey yapmadı. Güneş yavaş yavaş batıyordu. Cemal istersen bu gece yanında kalayım kardeşim sen baya bir etkilenmişsin dedi. Ben de çocuk muyum ben kardeşim alt tarafı bir rüya deyip Cemal'i yolcu ettim. Hayvanları ahıra koyup eve geçtim...
    ···
  6. 6.
    +26
    Devam etmemi isteyen arkadaşlar kendini belli ederse sevinirim.
    ···
    1. 1.
      +1
      Yine mi Bursa amk ne yaptınız ne tak yediniz de dadandılar oraya aq
      ···
    2. 2.
      0
      bursa bu hikayelerin doğuş yeri gibi bi şehir panpa, osmanlı zamanında da vampir hikayeleri anlatılırmış o bölgede
      ···
    3. 3.
      0
      Ne cinli yermiş allahın aşkına bitmediler
      ···
    4. diğerleri 1
  7. 7.
    +26
    Kendime Türk kahvesi yapıp mindere oturdum ve iki gün içinde yaşadığım olayları düşünmeye başladım. Yatsı ezanı okunuyordu, kahve uykumu kaçırmamış aksine daha fazla gelmesine sebep olmuştu. Minderden kalkıp bardağı yıkadım, somyaya uzandım. Bir anda şimşek çaktı ve evin içi aydınlandı, kapının önünde anamla babamı gördüm o an. Sonra bir kez daha şimşek çaktı ve bu sefer tam önümdeydiler. Anamın elinde siyah bir yılan vardı. ikisinin de göz bebekleri yoktu. Annem maleun diye bağırıp elindeki siyah yılanı üzerime koydu. Sonra bir anda ikisi de kayboldu. Bir kez daha şimşek çaktı ve evin tavanında ikisini de boyunlarından asılı bir şekilde gördüm. Yılan boynuma dolandı ve sıkmaya başladı. Bir anda sabah ezanı sesiyle irkildim. Dünkü rüya aklıma geldi, yine anamla babamı kendini asar vaziyette görmüştüm. Bu olay beni korkutmaktan çok sinirlendirmeye başlamıştı. Bu kez güneşin doğmasını beklerken uyumuşum. Gözlerimi horoz sesleriyle birlikte açtım. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım, ahırın kapısını açtım. Hayvanlardan biri ekgibti, içeri girip baktım. Yerde yatıyordu bir tanesi. Ne kadar kaldırmaya çalışsam kalkmadı. Ben avluya geçip kahvaltı yaparken, bir anda bağırıp dışarı doğru koşmaya başladı. Ben de o öyle bağırınca koşar adımlarla yanına gittim. Ahıra girip hayvanın yattığı yere baktım. Dün mezarda gördüğümüz siyah yılan ahırın içindeydi. Koşar adımlarla eve gidip yılanın başını kesmek için tırpanı aldım. Ahıra gittiğimde yılan yerinde yoktu. Ahırı didik didik arasam da bulamadım. O yorgunlukla birlikte dinlenmek için avluya gittim. O sırada Cemal geldi. Beklediğimiz adamın bugün geleceğini söyledi. Üç gün sonra geleceğini söylemiştin dedim. Bu adamın sağı solu belli olmaz Osman, 1 ay sonra geleceğim der 1 hafta sonra da gelir 3 ay sonra da... dedi. Birlikte Cemal'in evine gidip avluda adamı beklemeye başladık. Çok geçmeden 15-16 yaşlarında bir çocuk gelip Cemal'e ağabey, Kamuran amca sizi bekler dedi...
    ···
  8. 8.
    +8 -1
    Beyler yemek molası veriyorum, bir saat sonra buradayım.
    ···
    1. 1.
      0
      Vavavava
      ···
  9. 9.
    +5 -1
    Beyler acil bi işim çıktı, gece yazmaya devam edeceğim.
    ···
  10. 10.
    +23
    Cemal ve bizi çağırmaya gelen genç ile yola çıktık, adam köyün 5 kilometre ötesinde kayın ağaçlarının arasında dışı yıkık dökük bir evde oturuyordu. Bu evi hayvanları otlatırken defalarca görmüştüm fakat, gidip bakmışlığım olmamıştı. Eve yaklaştığımızda bizi çağırmaya gelen genç, ben buraya kadar gelebilirim ağabey, bundan sonrasını yalnız devam edin deyip gitti. Ben "bu çocuk neden gelemiyor" dercesine Cemal'e baktım. Cemal pek aldırış etmeden devam etti, ben de arkasından ilerledim. Evin duvarları taş ile örülü olan bahçesine demir bir kapıdan giriliyordu. Demir kapıya geldiğimizde Cemal "sen geride bekle" deyip kapıya bir kez şiddetli bir şekilde vurdu. Evin içinden başında siyah sarık olan uzun boylu kalıplı bir adam çıktı. O gencin söylediği Kamuran amca bu olmalıydı. Adam biraz sendeleyerek demir kapıya doğru geldi ve Cemal'in ve benim gözlerime bakarak hoş geldiniz dercesine kafasını öne eğdi. Adamdan biraz korkmuştum. Evinin kapısında Arapça kelimeler yazmaktaydı. O yazıları görünce biraz daha korkmaya başladım. Evin içi kötü korkuyordu, her yerde küçük baş hayvan ayakları, kafaları bulunmaktaydı. Evin duvarında kırmızı boyayla çizilmiş değişik bir şekil vardı. Adam yerdeki kahverengi minderleri göstererek buyurun dedi. Oturduk. Cemal mezarlıktaki olayı anlattı. Ben de son iki gün içinde gördüğüm rüyaları anlattım. Adam dinledikten sonra birkaç saniye gözümün içine baktı. Sonra "ana ve baba adın ne" dedi. Sırayla Nazik ve Süleyman dedim. Adam kağıtlara Arapça birkaç kelime yazdıktan sonra adımı sordu ve kağıdın altına bir kelime daha ekledi. Ayağa kalkıp büyük ahşap masanın üzerindeki bakır kaseyi alıp oturdu. Önündeki büyük bakır kaptaki bulanık suya bakır kaseyi batırıp su aldı. Elini eski beyaz bir beze kuruladı ve üzerine Arapça kelime yazdığı kağıdı suya attı. Yaklaşık 15 dakika Arapça bir şeyler okuduktan sonra bakır kaseye nefesini üfledi ve bana bakarak iç bu suyu dedi. Suyu içmeye korkuyordum fakat adam uzun bir süre uğraştığı için üzerimde içme sorumluluğu hissettim. Suyu içtim...
    ···
  11. 11.
    +9
    Otobüsteyim arkadaşlar, eve geçince devam edeceğim.
    ···
    1. 1.
      0
      Tamam kardesim cabuk
      ···
  12. 12.
    +7
    Arkadaşlar eve geldim, yemek yiyip devam edeceğim.
    ···
    1. 1.
      +2
      tak ye pekekent bu saatte ne yemeği
      ···
  13. 13.
    +20
    Suyu içtikten sonra Kamuran amca gözlerimin içine bak dedi. Gözlerinin içine baktığım anda esnemeye başladı, ne olduğuna anlam veremiyordum. Defalarca esnemeye devam etti. Esneme geçtikten sonra bir müddet konuşmadı. Gözlerimin içine sinirli bir şekilde bakarak şu mezara bir bakalım dedi. Hep birlikte dışarı çıktık. Mezarlığa doğru ilerledik. Köye vardığımızda güneş batmak üzereydi. Cemal Kamuran amcaya döndü bu gece bizim misafirim ol yarın gündüz vakti gider bakarız dedi. Kamuran amca bir müddet sustu bana döndü duyduğuma göre yalnız yaşıyormuşsun, bu gece senin evinde misafir olmam daha uygun olur dedi. Ben Kamuran amcanın benim evimde misafir olmasını istemiyordum fakat üzerimde yine büyük bir sorumluluk olduğunu hissettim ve kafamı salladım. Cemal evine girdi. Biz Kamuran amcayla evime doğru ilerlerken, bir anda bana dönüp senin üzerinde büyük bir tehlike var oğul, evelallah kurtulacağız bu tehlikeden deyip gülümsedi. Ben de bu cümleden ötürü Kamuran amcaya biraz da olsa ısındım. Eve gittik ve Kamuran amca için yatacak bir yer hazırladım. Çay koydum. Kamuran amca eve geldiğimizden beri tavana bakıyordu. Çekindiğimden dolayı soramadım. Garip, çok garip dedi bir anda. Ben de garip olan ne Kamuran amca dedim. Önemli bir şey değil, çayları koy da içelim dedi. Çayları içip biraz konuştuk. Ona yaşadığım olayları daha ayrıntılı bir şekilde anlattım. O anlattığım şeyleri dinleyip sadece kafa salladı, olay hakkında beni rahatlatacak herhangi bir şey söylemedi. Uykum geldi yerim hazır mı? dedi. Bu üslubunu beğenmedim ama bunu belli etmeden hazır amca hazır dedim. Yerini gösterdim, yattı. Ben de etrafı topladıktan sonra somyaya uzandım. Çok geçmeden içeriden, Kamuran amcanın yattığı odadan ses geldi. Tam olarak ne dediğini anlayamadım, hızlı bir şekilde odaya gittim.
    ···
    1. 1.
      0
      Bu gece bitir amk rezz
      ···
  14. 14.
    +12
    Kamuran amca arkası dönük bir şekilde ayakta dikiliyordu. Bir anda bana dönüp gülümsedi. Yavaş adımlarla yanıma doğru gelmeye başladı, odanın içi nedenini bilmediğim şekilde bir anda karardı. Kamuran amca gözükmüyordu. Sol kolumda bir acı hissettim kolumu kaldırdığımda siyah bir yılanın bileğimi sıktığını gördüm. Oda bir kaç saniyeliğine aydınlandı, Kamuran amcayla aramızda en fazla 1 adım mesafe vardı. Göz bebekleri yoktu. Öldün sen oğul deyip yukarıyı gösterdi. Yukarıda anamla babamın boyunlarından asılı olduğunu gördüm, dilleri dışarı çıkmıştı, yüzleri mordu ve gözleri faltaşı gibi açılmış bir şekilde gözlerimin içine bakıyorlardı. Bir anda sıçradım. Yine sabah ezanı okunuyordu. Artık bu tür rüyalara biraz da olsa alışmıştım. Bütün soğukkanlılığımla Kamuran amcanın olduğu odaya gittim fakat odada yoktu. O sırada dışarıdan ses geldi. Dışarı çıktım. Kamuran amca kapının önünde dikilmiş bahçeyi izliyordu. Seslendim. Bana dönüp sen içeride kal dedi. Ne olduğunu anlamamıştım. içeri girdim ve Kamuran amcanın gelmesini bekledim. Çok geçmeden içeri girdi. 21 kere nas suresi okumamı söyledi ve odasına gitti. Dediği şeyi yaptım ve somyaya uzandım. Kapı sesiyle uyandım. Cemal gelmişti. Kalkıp kapıyı açtım. O sırada Kamuran amca da odasından çıkıp Cemal'e selam verdi. Birlikte avluda kahvaltı yaptık. Ben her gün yaptığım şeyleri yaptım, onlar da avluda biraz sohbet etti. Kamuran amca bir anda ayağa kalktı vakit geldi, şu mezara bir bakalım dedi. Hep birlikte yola koyulduk. Mezarlığa girerken Kamuran amcanın Arapça bir şeyler söylediğini işittim. Mezarların başındaki ağaçta yazılı olan yazıyı görünce, dün olduğu gibi yine esnemeye başladı...
    ···
  15. 15.
    +13
    Bu esnemeye bir türlü anlam veremedim. Cemal'e dönüp, neden böyle oluyor kardeşim dedim. Cemal işaret parmağını ağzına zütürüp sus dedi. Kamuran amcanın esnemesi geçmişti. Bana dönüp ananla baban neden öldü dedi. Ben de ben küçük yaştayken ölmüşler, ecel gelmiş almış canlarını dahasını da bilmem dedim. Kamuran amca bir müddet sustu, konuşmasını beklemeden ne yazıyor o ağaçta amca dedim. Ağaca bakarak 1951 yazdığını söyledi. Ben ilk başta bu sayıya bir anlam veremedim fakat sonra anamla babamın öldüğü tarih geldi aklıma. 1951. Bunu Kamuran amcaya söyledim. Bir müddet ağaca bakmaya devam etti. Bana döndü ve büyü var bu ağaçta oğul eve geçelim sana birkaç şey söyleyeceğim dedi. Ben bir şey söylemeden şaşkın bir şekilde önden eve doğru ilerledim, Kamuran amca ve Cemal de konuşa konuşa arkamdan geldiler. Eve gittiğimizde Cemal'in annesi Sare teyzeyi ahırın kapısının önünde arkası dönük bir şekilde ahıra bakarken gördük. Ben Sare teyze diye seslendim fakat hiç istifini bozmadan ahıra bakmaya devam etti. Cemal annesinin koluna girip avluya getirdi. Sandalyenin birine oturtup benden bir bardak su getirmemi istedi. Suyu getirdim. Sare teyze suyu içti ve birden ayağa kalkıp evine doğru ilerledi. Bunun sebebini Cemal'e sorduğumda, yaklaşık 3 haftadır böyle davrandığını söyledi. Bu sırada Kamuran amca Cemal'e sert bir şekilde bakarak ananın yanına git dedi. Cemal ne olduğunu anlamayıp evinin yolunu tuttu...
    ···
    1. 1.
      +1
      Rezerve 85
      ···
  16. 16.
    +20
    Kamuran amca sinirli bir şekilde eve girdi. Ben de arkasında girdim. Ne oldu amca dedim. Kamuran amca kaşlarını çattı o kadın iyi değil oğlum, cinli o kadın cinli dedi. Ben Sare teyzeyi çoktandır tanırım, bana bir zararı dokunmadı şimdiye kadar, severim de kendisini. Kamuran amcanın dediklerinden sonra biraz şaşırdım. Pek aldırış etmedim dediklerine. Çok geçmeden Cemal bağırarak evin bahçesine geldi. Biz de Kamuran amcayla dışarıya çıktık. Cemal anama bir şey oldu, yardım edin dedi. Biz Cemal'le koşarak eve gittik. Kamuran amca ayağındaki sıkıntı yüzünden biraz geriden geldi. Sare teyze odanın içine boylu boyunca uzanmış gözlerini tavana dikmişti. Titriyordu. O sırada Kamuran amca odaya girdi ve yüksek sesle Arapça bir şeyler okumaya başladı. Kamuran amca okudukça, Sare teyzenin titremesi biraz daha artıyordu. Sare teyze bir anda doğruldu ve benim gözlerimin içine bakarak maleun dedi. Ve bir kaç saniye sonra bayıldı. Ben şaşkınlık ve korku içerisinde Kamuran amcaya ve Cemal'e bakıyordum. Sare teyze ben kendimi bildim bileli konuşmayan bir kadındı. Nasıl olur da konuşur. Konuşmasından çok söylediği kelime ve bu yaşadıklarımın bir rüya olmaması beni daha çok korkutuyor ve şaşırtıyordu...
    ···
  17. 17.
    +17
    Kamuran amca Cemal'e ve bana bakarak çıkın bu evden diye bağırdı. Biz Cemal'le ne olduğunu anlamadan avluya çıktık. Kamuran amca içeride yüksek sesle sure okuyordu. Birkaç dakika sonra Kamuran amcanın sesine çığlık sesleri de eklendi. içeriden gelen bu çığlık sesleri Sare teyzeye aitti. Cemal daha fazla dayanamayıp içeri girdi. Ben de onun arkasından girdim. Çığlıklar kesilmişti. Sare teyze hala yerde yatıyordu ve ağzının etrafında kanlar vardı. Anlamsız bir şekilde Kamuran amcaya baktık. Kamuran amcanın avucunun içinde kanlı bir şey vardı. Bize aldırış etmeden avluya çıktı. Cemal şaşkın bir şekilde anasını odasına zütürdü. Ben de Kamuran amcanın arkasından avluya çıktım. Kamuran amca elini yıkıyordu avucundaki şeyi de avludaki mermer taşın üzerine koymuştu. Ben anlam veremediğim o şeye bakarken Kamuran amca sinirli bir şekilde elleme ona dedi. O şeyin ne olduğunu sordum. Kamuran amca hiç aldırış etmeden avludaki sandalyeye oturdu. Ben bir kez daha sordum. Gözlerimin içine baktı ve o insafsızca yapılmış bir büyünün parçası dedi. Ben şaşkın bir şekilde mermer taşın üzerinde duran şeye baktım. Ete benziyordu. Bir tarafı hafif beyazlamış bir tarafı da siyahlaşmıştı. O sırada Cemal geldi...
    ···
  18. 18.
    +15
    Kamuran amca bana dediklerinin aynısını Cemal'e de söyledi. Yaklaşık bir saat sonra hep birlikte Sare teyzenin yattığı odaya girdik. Yarı baygın bir şekilde yatıyordu. Beni görünce biraz irkildi. Kamuran amca Arapça bir şeyler okudu, okuduğu şeyler Sare teyzeyi gözle görülecek bir şekilde rahatlatıyordu. Sare teyze biraz doğruldu ve Kamuran amcaya Allah senden razı olsun dedi. Ben bir kez daha şaşırdım. Yıllardır konuşmayan kadın ne olduysa bir anda konuşuverdi. Kamuran amca Sare teyzeye konuşamamasına sebep olan şeyi sordu. Sare teyze kaşlarını çattı ve bana baktı. Ben bu bakışlarına anlam veremiyordum. Gittikçe sinirlenmeye başladım. Bunun amcası, ibrahim denen adam yaptı tüm bunları dedi. Cemal bana baktı ve birden ne yaptınız lan anama diye bağırdı. Kamuran amca Cemal'i omzundan tutup kendine doğru çekti. Sare teyzenin başından geçenler hakkında bir bilgim yoktu. Sadece amcamın Sare teyzeyi görünce başını önüne eğip suratına bakamadığını hatırlarım. Ben üzgün ve sinirli bir şekilde avluya çıktım. Kamuran amca da arkamdan geldi. Sen eve git, ben olayları öğrenip geleceğim dedi. Ben de Cemal'in dediklerinden sonra pek fazla kalmak istemiyordum orada, itiraz etmeden eve gittim. Bir kaç saat sonra Kamuran amca geldi...
    ···
  19. 19.
    +9
    Arkadaşlar mola vermiştim kusura bakmayın, şimdi seri seri yazmaya devam edeceğim. Bu gece biter.
    ···
    1. 1.
      0
      yardır aga
      ···
  20. 20.
    +20
    Şaşkın bir şekilde suratıma bakıyordu. Amcandan bahset biraz, ne yapardı, nasıl biriydi dedi. Ben de biraz sert biri olduğunu ve benim gibi hayvancılıkla uğraştığını söyledim. Kamuran amca bir müddet sustu, tavanı inceledi. Bir anda dışarı çıkıp benim üzerinde odun kırdığım kütüğü aldı ve odanın ortasına koydu. Üzerine çıkıp tavana baktı. inip, kütüğün yerini değiştirdi. Ne yaptığını sormadan onu izliyordum. Tavanın kapıya doğru tarafında küçük bir delik vardı. Küçük deliğin ortasına eliyle yavaş bir şekilde vurdu. Yuvarlak bir tahta parçası içeri doğru girdi ve tavanda insan eli girecek kadar yer açıldı. Elini içine sokup siyah bir beze sarılı muska buldu. Ben şaşkın bir şekilde onu izlemeye devam ediyordum. Kütüğün üzerinden inip mindere oturdu. Muskayı özenle açmaya başladı. Muskayı açtıktan sonra cübbesinin iç cebinden bir bez çıkardı. Bezi çıkarır çıkarmaz odayı kötü bir koku kapladı. Bu o et parçasıydı. Et parçasını da yine cübbesinin cebinden çıkardığı bıçağıyla kesti. Onun içinden de küçük bir muska çıktı. Ben gittikçe şaşırıyor ve korkmaya başlıyordum...
    ···