• 5 / 5 / 2210 entry
  • 1237 başlık
  • 12 trend
  • 12,035.10 incipuan

besparasiz adam "inciyi blog olarak görüyorum"

  • +1
    bazen unutmak
    zor gelir insana iki satırda anlatılmaz. içinde kalır sürekli onu göremesen de 4 yıl geçse de hatırlarsın onunla geçirdiğin vakitleri. çünkü onun yanında kendini iyi hissetmişsindir o sana komik olduğunu düşündürtmüştür,hep kendini düşünerek kaybetmişsindir zaten onu. yıllar geçmiştir anılar kalmıştır. 1 saat sonra aklında olmayacak kızı düşünerek üzülürsün. yanımda olduğunda keşke şöyle yapsaydım dersi içinden. büyümüşsündür ya da yıllar seni züt etmiştir ama tam anlamıyla züt. kendi içimdeki ses ile okumadıktan sonra bu yazının da bir anlamı kalmaz. oysa bize öyle dememişlerdi asosyalsen arkadaşın yoksa gir inciye takıl belki orada popüler olursun incide yazarlığı olmadığı halde inci sayesinde popüler olanlar gibi. fark yarattık toplumda ama sevmedi medya bizi çünkü sataşmıştok onların dizi yıldızlarına, reklam güzellerine. konu zaten saçma sapan bir yere gitti. 7 ay sonra gitdim zaten siteye kim bilir bir daha ne zaman gireceğim. kendinize iyi bakın. bu şarkı da benden gelsin
    ···
  • +1
    ygs 20 net matematik iyi midir la
    yarın gel kaportacıda işe başla
    ···
  • 0
    alman arabasına binmeyin
    ama kaza yapabilirim alman arabasıyla o ayrı bir konu
    ···
  • -1
    beyaz türkler çıldırıyor
    okulda kürtçe şarkılar açıp halay çekiyoruz bu türkler çıldırıyor. Ses de çıkaramıyor garibanlar. agıllı tahtadan biji apo şarkısı vazgeçilmezim
    ···
  • +3 -6
    aile fotoğrafımız anlık
    sıcacık aile fotoğramız. uzanan benim ah xeske yengem ağzına alsa off azdım gece gece
    ···
  • 0
    mardinde yaşayan ya da okuyan var mı
    kardeş bende kaçakcılık bölümündeyim bir ara görüşelim
    ···
  • +1 -3
    cicibebe yiyen insan
    en asil duyguların insanıdır. Rakı balık yerine cicibebe ve süt yiyerek dertlerini unutmaya çalışır. Arkadaşlarıyla bir araya geldiği zaman eski sevgililerini yad ederek cicibebe yerler. Yad Suresi 13. Ayet Çünkü onlar bilirlerki Cicibebe yiyen insanın içinde bir kötülük yoktur. Biz onların gözlerindeki perdeleri kaldırdık
    Cicibebe yiyen insanları üzmeyin...
    ···
  • +1 -1
    kafirler bi gelin size bir şey söylicem
    kuranda dünya düzdür diye biz yazmadık açıp okuyabilirsin
    ···
  • 0
    nerde o eski inci gibi
    eski inci de ekşi yazarları vardı belki ondan olabilir.
    ···
  • +2 -2
    araplar ve türkler
    Araplar. Türklerin Müslümanlığını ciddiye almazlar.
    Arapların, TRlerin önderliğine ihtiyaç duydukları, bundan memnun oldukları, sürekli gözlerinin TRde olduğu, kuyruklu bir algıdır.
    TRler arapları, salak, şaşkın, çelimsiz, beceriksiz, senelerce idare ettikleri ve arapların bundan ÇOK MEMNUN olduklarını sanarlar.
    Araplar, TRleri Müslümandan saymazlar. Araplara göre TRler, islamın 2. sınıf tebasıdırlar.
    Arap milliyetçiliği, TR'ninkinden keskindir. Arap milliyetçiliğinin kökeni herşeyden önce Kurandan beslenir.
    TRler görmezden gelseler de, islam arap dinidir, peygamber araptır, Kur'an arapçadır, tüm ritüeller arapçadır.
    3-5 münferit örnek dışında, Arap din adamları, dindarları,TR teologlarını, yazarlarını takip etmedikleri gibi, fikirlerine dahi başvurmazlar.
    "Bütün islam alemi TRye bakıyor" kuyruklu 1 algıdır. Bunu söyleyen 3-5 münzevi/satılmış arap bulsan da, Araplar için TRler önemsizdir.
    Arabın gözünde, sen , "adam gibi ırk olsan zaten kendi peygamberin olurdu". Din bulamadın, döve döve seni islam yaptılar.
    Ezik ırklar, kendi dillerini kullanan yabancıları gördüklerinde çok mutlu olurlar, gözlerinden yaşlar dahi akar.
    Gelişmiş milletler ise, dillerini empoze ederler. Kusura bakma, arabın kazığını Talas savaşında yedin, hala çıkmıyor !
    Yeryüzünde, AllahüEkber sesleri eşliğinde, uygarlık seviyesine ulaşmış, modern, çağdaş, gelişmiş, refah tek bir ülke yoktur, olmayacaktır. AllahüEkber yaşarken ölmenin, cehennemin, arabın, köleliğin, taşla teharetin, taşla adam öldürmenin, taş etrafında dönmenin sesidir.
    ···
  • +1 -1
    yardım edin abilerim yardım edin ailevi sorun
    Aile durumunuz iyi değil galiba anladığım kadarıyla. ilk başta sen okumana bak üniversiteye gitmeye çalış. Annene çok iyi bak. Kardeşin daha çocuk evde tek erkek sensen ipleri eline almaya çalış. Geç annenin bababnın karşısına yaşadığın durumu izah et
    ···
  • 0
    rapin kralı eminem çünkü
    Dünyanın en güçlü kadın sesi olarak rihanna'yı gösteren yazarın beyanatı. Ve popüler müzik haricinde şarkı dinlemeyen yazarların şukeladığı başlık .
    ···
  • +1 -1
    cuma hutbesindeyken
    Cuma hutbesinde islam bayrağı türk vatanında ebediyen dalgalansın diye canını feda eden mücahit deniz gezmiş için tek kelam edilmedi. Yazık.
    ···
  • +1
    avcılık hakkında
    * en sevdigim komsum paul isminde 45-50 yaslarinda sari biyikli bir amca. eleman nike'in beaverton'daki ofisinde senior ar-ge'ci muhendis olarak calisiyor, arka bahcesinde organik tarimla ugrasiyor, evinin catisinda gunes enerjisi sistemi var ve ise tesla model s marka arabasiyla gidip geliyor. herhangi bir gun sabah 6'da kendisini evin arkasindaki ormanlik alanda jogging yaparken gorebilirsiniz ve "ne o, dizayn ettigin ayakkabiyi mi test ediyorsun" diye takilabilirsiniz. 

    kendisi hayatimda gordugum en cevreci insanlardan biri diyebilirim. birkac ay once aksam saatlerinde kapim calindi ve karsimda paul'u gordum. elinde buyukce bir paket vardi ve sakayla karigib "bana hediye mi getirdin" deyince "bugun ava ciktim da bir geyik vurdum. etlerin bir kismini kendime ayirdim, bir kismini evsiz siginma evine bagisladim, biraz da sana getireyim dedim" seklinde cevap verdi. bunu duyunca cok sasirdim ve neden durup dururken masum bir hayvanin hayatina kiydigini sordum. 

    bana "sana 2 hayvanin hikayesini anlatayim" dedi (a tale of two animals). daha sonra devam etti: "bu hayvanlardan biri senin buzdolabindaki inek ve kendisi endustriyel bir ciftlikte dogdu, dogar dogmaz annesinden ayrildi, sonra citlerle kapli bir yerde yuzlerce hayvanla gibis tepis yasadi ve hizlica sismanlasin diye kendisine surekli hormon basildi ve kisa zamanda obezite basta olmak uzere bir cok saglik sorunuyla bogusmaya basladi. belli bir kiloya ulasinca da mezbahaya gonderilip once diger arkadaslarinin katledilmesini izledi, sonra da kendisi oldukca kanli bir sekilde katledildi. hayatinin ilk dakikasindan son dakikasina kadar sirf bazi sirketler karina kar katsin diye iskence cekti."

    ve yine devam etti: "bugun vurdugum geyige gelince ormanda dogdu, ailesiyle ve arkadaslariyla ozgurce yasadi ve mutlu bir yasanti surdu. en sonunda nereden geldigini gormedigi bir mermiye yenik dustu ama omrunun son 5-6 saniyesi haric hic aci duymadi ve hayattan zevk aldi. vucuduna ne hormon enjekte edildi, ne hapis hayati yasadi, ne iskence cekti."

    ikna olmus gibiydim ama dayanamadim ve "peki zevk icin savunmasiz hayvanlari vurmak ne kadar dogru?" seklinde bir soru yonelttim. o da "eskiden dedemle babam ormanda avcilik yapardi. ben de kucuklugumden beri bu isin icindeyim. bugune kadar zevk icin avcilik yapan kimseyi gormedim. bazi simarik zenginler afrika'ya gidip aslan avlamaya calisiyor ama bu bolgede avlanilan hayvanlarin tamami avcilar tarafindan yeniyor veya evsiz siginma yerlerine bagislaniyor" seklinde cevapladi. 

    biraz arastirma yaptim ve etrafta avcilik yapan baskalariyla da konustum. avcilar icinde sirf zevk icin hayvan oldurup buna "spor" diyen insanlar %1'lik kesimde. cogunun evinde buyuk derin dondurucu var ve avlandiklari hayvanlari orada birakmiyorlar. en son buldugum istatistiklere gore sirf 2010 yilinda abd'deki avcilarin bagisladigi etlerle evsizlerin toplamda 11 milyon porsiyon et yemesi saglanmis. ustelik burada bahsedilen hormonlu hastalikli etler degil buyuk olcude organik ve citlerin arasinda gibisip kalmak yerine ormanda rahatca kosabildigi icin saglikli olan hayvanlara ait etler. 

    herseye ragmen vejeteryan olan biri cikip da avcilari etleri icin hayvan oldurdukleri icin elestirirse en azindan bunda biraz tutarlilik var ama marketten veya kasaptan endustriyel mezbahalardan cikan etleri alip beslenme amacli avciliga vahset demek ironik kaciyor. marketlerde satilan etlerin ne sartlarda uretilip piyasaya suruldugunu gormek isteyen google'da ufak bir arama yapabilir. biz marketten aldigimiz etin nasil o hale geldigini gormedigimiz icin vicdanimizi rahat tutuyoruz, hatta cogu zaman bunu gormek bile istemiyoruz. zaten bu yuzden bazilari "bugun avlanmaya gerek yok her turlu et markette mevcut" diyorlar. tamam her turlu et markette mevcut da o etler uretilirken hayvanlara yapilan eziyetleri gormedigimiz icin yok mu sayacagiz? 

    bu arada insanlar balik tutmaya da cogu zaman laf etmiyorlar ama konu kara hayvanlarinin avlanmasi olunca aninda "vahset" deniyor. konu ceylanlarin, geyiklerin sirin olmasiysa kuzular ve koyunlar da gayet sirin ama kimse onlarin kesilip yenmesine laf etmiyor. zaten yukarda bahsettigim gibi mevzu hayvanin kesilip yenmesi degil, dogdugu andan oldugu ana kadar surekli hapis hayati yasamasi, sagliksiz sartlarda buyumesi ve surekli eziyet cekmesi. bu acidan avcilik daha insancil geliyor. 

    avciliga "spor" denmesinin sebebi hayvani vururken yapilan "nisan al, ates et" eylemi degil. ortalama bir avci avini bulana kadar cogu zaman ormanda saatlerce yuruyor, kosuyor, tirmaniyor ve butun bu hareketlere "spor" deniyor. hayvani vurma anina spor demek ne kadar dogrudur bilmiyorum. bir de "savunmasiz bir hayvana silahla saldiriliyor, esit sartlarda avlanilmiyor" denmis. mezbahalarda kesilen hayvanlara kacma sansi veya dovusme sansi veriliyor mu? onlar esit sartlar altinda mi kesiliyor? 

    son olarak not geceyim, avcilik yapmiyorum ve cogu kisi gibi ben de marketten et aliyorum ama kimseyi avcilik yaparak eve et getiriyor diye suclayamam. paul'un tatava yaptigina da bakmayin, o da cogu zaman marketten et aliyor. 

    edit: sirf merak ettigimden yasadigim yerdeki geyik avlanmayla alakali kanunlara baktim. oncelikle eger tufekle avlaniyorsaniz yilda 2-3 hafta avlanma izni var, eger okla avlaniyorsaniz bu izin 4-5 haftaya cikiyor. yilin geri kalan zamaninda geyik avlamak yasak. bu avlanma zamaninda avlanabilmek icin de hangi hayvani avlayacaksaniz o hayvanin lisansini almaniz gerekiyor. yani geyik avlayacam deyip lisans alip dag kecisi avlayamiyorsunuz. avlanmaya ciktiginizda sadece 1 geyik vurma hakkiniz var ve vurdugunuz geyigi ya yaninizda goturmeniz ya da bir yere bagislamaniz gerekiyor. hayvanlari motorlu bir aracla takip etmek veya onlara motorlu bir aractan ates etmek yasak (motorgiblet ve atv'ler dahil). hayvanlarin yerini havadan drone, helikopter veya cesitli araclarla tespit edip avantaj yakalamak yasak. otomatik silah kullanmak yasak. okla avlanirken elektronik cihaz veya durbun eklemek yasak. gunes dogmadan once veya gunes battiktan sonra avlanmak yasak. hayvanlarin gozune igib tutmak yasak. gece gorus durbunu kullanmak yasak. kisaca avcilar hayvanlara karsi haksiz bir avantaj saglamasin diye bunun gibi onlarca kural var. istatistiklere gore her yil geyik avina cikan avcilardan sadece %30'u evlerine geyikle donerken %70 eve elleri bos donmus. gecmis yillara gore ormandaki geyik sayisinda gozle gorulur bir artis veya dusus gozlemlenmemis.

    av sezonu disinda avlanan biri yakalanirsa veya ihbar edilirse kendisine hapis + yuklu bir para cezasi + avlanirken kullandigi araclara (silah ve araba dahil olmak uzere) el konulmasi + lisansi varsa iptal edilmesi + bir daha uzun sure boyunca lisans verilmemesi gibi cezalar verildigi icin bu kurallara cok dikkatli bir sekilde uyulmaktaymis. "herseye ragmen yasadisi avcilik yapanlar var" denmis. ona bakarsan at, esek gibi hayvanlari kesip inek eti diye satan kasaplar da var. o zaman hayvancilik ve kasaplik tamamen yasaklansin mi?
    ···
  • -1
    amerikanın en iyi özelliği
    abd'nin bir suru iyi veya kotu yani vardir ama en iyi yani kesinlikle sudur:

    amerika belki de dunyada bir insanin para kaygisi olmadan istedigi meslegi yapabilecegi az sayida ulkeden biridir. kucukken herkesin belli basli hayalleri vardir, kimi itfaiyeci olmak ister, kimi gemi kaptani olmak ister, kimi sanatci olmak ister, kimi heykeltras olmak ister, kimi otobus soforu olmak ister. sonra buyuyunce anlasilir ki belli basli meslekler disinda (muhendislik, doktorluk) cogu meslek ya para kazandirmaz, ya o kariyere giris yapmak zordur. mesela dunyanin cogu ulkesinde 30 yasindan sonra pilot veya hostes olmaya karar veren birinin yapabilecegi seyler sinirlidir. iste amerika bu konuda cok iyi oldugu icin bu kadar cok gocmen ceken bir ulkedir. oyle ki refah seviyesi surekli ovulen kuzey avrupa ulkelerinden bile gocmen cekmeye devam eder.

    abd'de bir insan hangi meslege sahip olmak isterse istesin, mutlaka bir acik kapi vardir cunku ulkede onemli olan hangi meslegi yaparsaniz yapin, mesleginizde iyi olmanizdir. genelde abd'de universitelerin muhendislik fakulteleri hindistanli ve cinlilerle doludur cunku amerikalilar cocuklarina "aman muhendislik oku da ac kalma" baskisi yapmazlar. cocuk da neden hoslaniyorsa gider onu okur ve hayata bir sekilde atilir. 

    universite okurken 3-4 farkli derste sinif arkadasim olan 60 yasinda bir amca vardi. eleman intel'de muhendis olarak calisiyordu ve maddi olarak gayet rahatti. adami gorunce turk mantigiyla "adami deli mi gibti de dunyanin onde gelen sirketlerinden birinde calisan ve epeyce iyi para kazanan bir adam 60 yasinda universiteye geri donup pgiboloji okumaya karar vermis" diye dusunuyordum. sonra dayanamayip elemana sordugumda "su ana kadar kazandigim para bana omur boyu yeter, bundan sonra zevk aldigim bir is yapmak istiyorum" demisti. 

    abd'de herhangi bir kariyere baslamak veya belli bir yastaysaniz kariyer degistirmek diger ulkelere gore daha kolay oldugu icin amerika dunyanin geri kalanindan farklidir. ornegin bir cok ulkede ucak hostesi olabilmek icin yas siniri varken amerika'da sirketlerin yasinizi sormasi bile yasaktir. hicbir is ilaninda "x yasinin altinda" ifadesi goremezsiniz (mankenler icin istisnalar olabilir). veya hicbir is ilaninda "bayan eleman" veya "erkek eleman" arandigi soylenmez cunku yasaktir ve cok buyuk tazminatlarla sonuclanabilir. 

    aynisi akademide de gecerli. hangi bolumu okuyorsaniz okuyun bolum degistirmek veya bir bolumden baska bir bolume gecmek bir form doldurma kolayliginda. kimse de "sen ilk 2 sene muhendislik okurken neden 3. senende pgibolojiye gecis yaptin?" diye sormaz. hatta cogu universitede ilk 2 yil bolum secme zorunlulugu dahi yoktur ve cesitli dersler alarak hangi bolumu okumak istediginize karar verirsiniz. 

    bence amerikanin en guzel yani budur.
    ···
  • +2
    uzay araştırmalarının sonuçları
    hani zaman zaman sozlukte ve cesitli mekanlarda "uzay arastirmalarina neden bu kadar cok para harcaniyor anlamiyorum. gezegenleri ve yildizlari incelesen ne olur incelemesen ne olur, o kadar paraya daha faydali isler yapilabilir" deniyor ya, biraz arastirma yaptim ve ortaya uzay arastirmalarinin sonucu ortaya cikan veya ciddi anlamda gelisen teknolojilerle alakali epeyce buyuk bir liste cikti. iste "gereksiz" denen uzay arastirmalari sonucu ortaya cikan veya ciddi manada gelisen teknolojilerin bazilari:

    not: listede ekgib veya yanlis yazilan bir sey varsa duzelttirmek icin mesaj atmaktan cekinmeyin. listeyi yapacagimiz eklemelerle uzatabildigimiz kadar uzatalim. ayrica burada listelenen bir cok sey nasa ile alakali olsa da ruslar'in ve diger milletlerin uzay arastirmalarinin da bu teknolojilerde rol oynamadigini soylemek haksizlik olur. 

    1.) ic organlarini gormemizi saglayan ve tipta giblikla kullanilan mri
     teknolojisi uzay arastirmalari sirasinda ortaya cikan bir teknolojidir. bu teknoloji nasa tarafindan bulunmadiysa da nasa'yla ortak is yapan ozel bir girisim tarafindan ortaya cikartilmisti. 

    2.) yeni dogmus bebeklerin vucut isisini almak icin kullanilan kulak termometreleri uzay arastirmalari sirasinda ortaya cikmisti ve ilk olarak nasa tarafindan kullanilmisti.

    3.) itfaiyecilerin kullandigi dumanda nefes alabilmeyi saglayan oksijen maskeleri nasa tarafindan yapilan arastirmalar sonucu gelistirilmisti. uzay arastirmalari oncesinde itfaiyecilere verilen maske setleri oldukca agir (yaklagib 13-14 kg) ve hantaldi ve hem tasinmasi hem de giyilmesi zor oldugu icin cogu itfaiyeci bunlari kullanmiyordu. nasa'nin dizayn ettigi maske setleri ise 5 kg'in altindaydi ve hem konforluydu hem de dizayn olarak cok daha guvenliydi. bu gelistirme sayesinde itfaiyeci olumleri buyuk olcude azalacakti.

    4.) bugun kullandigimiz cep telefonu teknolojisi buyuk olcude uzay arastirmalari ve dunya'nin yorungesine yollanan onlarca uydu sayesinde ortaya cikti. aynisini televizyon icin de soyleyebiliriz.

    5.) gps teknolojisi uzay arastirmalari sonucu gelisen bir baska "yan sanayii urunu" olma serefine sahip. gunumuzde gps teknolojisi sayesinde sadece insanlar gidecekleri yere daha kolay ulasmiyor ayni zamanda polis, itfaiye ve ambulans gibi acil durumlarda mudahele etmesi beklenen kurumlarin mudahele suresi de azalmis durumda. bu sayede kurtulan canlari hesap etmeye kalksak epeyce yuksek bir rakam cikacaktir.

    6.) nasa uzaya astronot yollarken uzay aracinda yiyeceklerin mumkun oldugunca az yer kaplamasi cok onemliydi. bu yuzden yiyecekler formul haline getirilip toz halinde saklaniyordu. bu da gunumuzde kullanilan toz seklindeki bebek mamalarina onculuk eden bir teknolojiydi. gunumuzdeki toz seklindeki bebek mamalarinin onemli bir kismi nasa tarafindan dizayn edilen formulu kullanmaktadir. bu tozlu yiyeceklerin en buyuk ozelligi yag, protein ve karbonhidrat konusunda oldukca dengeli bir beslenme sekli sunmasi ve oda sicakliginda dahi uzunca bir sure boyunca bozulmadan muhafaza edilebilmesiydi. 

    7.) beynin 3d imajini cikartabilen ve beyin ameliyatlarini 10 kat daha kolay hale getiren endoskopi cihazi nasa'nin yardimiyla gelistirildi. bu alet sayesinde beynin ic taraflarinda bulunan ve normal yollarla gorulemeyen tumorler gorulebiliyor ve beyin ameliyatlari beyne hemen hemen hic zarar vermeden yapilabiliyor. testlerde oldukca etkileyici sonuclar alan bu teknolojinin onumuzdeki yillarda fda tarafindan onaylanmasindan sonra tum dunya'ya yayilmasi bekleniyor.

    8.) gunumuzde yavas yavas yayginlasan mobil ultrason cihazlari nasa'nin arastirmalarina dayaniyor. artik egzersiz yaparken veya bir spor musabakasinda dusup yaralanan veya hastahaneden uzaktayken ic organlarinda hasar olusan birinin ultrason goruntuleri olay yerinde alinip internet uzerinden en yakin hastahaneye yollanabiliyor ve sahis hastahaneye ulastirildiginda doktor coktan tahlili yapmis oluyor. 

    9.) 1990'larda ortaya cikan ve kalp nakli bekleyen insanlara takilan kalp pompalari da nasa'nin arastirmalari sonucu ortaya cikan bir baska teknoloji. eskiden kalp nakli bekleyen hastalar cok kisa sure icinde bekledikleri kalbi bulamazsa hayata veda ediyordu ama simdi kalp pompalari sayesinde kalp nakli icin beklerken normal hayatlarinda epeyce bir sure daha devam edebiliyorlar. nasa'nin aciklamasina gore 2010 itibariyle bu sekilde kurtarilan hayat sayisi 450'yi gecmis durumda. 

    10.) bugun yolcu ucaklarinda cokca kullanilan ust kanat teknolojisi nasa tarafindan dizayn edilen teknolojiler arasinda yer aliyor. bu teknoloji sayesinde ucaklar daha az yakitla daha cok mesafe katedebiliyorlar. bu da ucaklarin cevreye verdigi zarari ve bunun ekonomik etkilerini buyuk olcude azaltiyor.

    11.) bugun araba, otobus, kamyon, tren gibi tasitlarda kullanilan ergonomik koltuk dizaynlari ilk olarak nasa tarafindan uzak mekiklerinde kullanilmak icin dizayn edilmisti. oturan bir insan vucudunun yer cekimiyle olan iliskisini inceleyen nasa oturan bir insanin en cok rahat edecegi, kemiklere en az yuk yukleyen oturma seklini bulan koltuklari buna gore dizayn etmisti ve bunu kisa sure sonra tasit ureten firmalar izledi.

    12.) bugun ucaklarda herhangi bir ucagin rotasinda herhangi bir tehlike varsa (ornegin hava sartlari) kullanilan rota uyari sistemi nasa tarafindan dizayn edilip boeing basta olmak uzere ucak ureticilerine verildi. bu teknoloji sayesinde ucaklar cok daha guvenli bir sekilde seyahat edebilmektedir.

    13.) bugun ucaklarda kullanilan ve ucaklarin yuzeyleriyle camlarinin donmasini engelleyen, ayni zamanda bir cok ulkede trenlerde ve tren yollarinda da kullanilan donma karsiti teknoloji ilk olarak nasa tarafindan uzaya gonderilen mekikler buzlanmadan zarar gormesin diye dizayn edilmisti.

    14.) nasa'nin uydu teknolojisi sayesinde afrika basta olmak uzere yillardir kuraklik ceken bir cok bolgede yeralti sulari kesfedildi ve milyonlarca insanin susuz kalmasinin onune gecilmis oldu. ozellikle 2013 yilinda kenya'da yeryuzunun epeyce altinda bulunan su kutlesi sayesinde ulkedeki susuzluk sorunu buyuk olcude cozulmus oldu ve bitme noktasina gelen tarim yeniden hayata dondu.

    15.) nasa uzaya gonderdigi roketler icin dizayn ettigi platformlar roketler yukselirken olusan titremeden dolayi yikilmasin diye sarsilmayi dengeleyip platformdaki etkisini sifirlayan bir teknoloji gelistirmisti. bu teknoloji yillar sonra japonya'da yuksek bina yapimlarinda kullanilmaya baslandi ve depremde yikilan bina oranini buyuk olcude azaltti. 

    16.) bugun meteoroloji tarafindan hava durumu tahminleri icin kullanilan teknolojiler buyuk olcude uzay arastirmalarinin sonucu. ozellikle firtinalari ve dogal afetleri takip edip insanlarin yasadigi yerleri vurmadan once haber verebilen bazi teknolojiler sayesinde cok sayida insanin hayati kurtulmus bulunuyor.

    17.) bugun bir cok ulkede asker ve polislerin giydigi kursun gecirmez celik yelekler ilk olarak uzay arastirmalari sonucu ortaya cikti. bugun patenti dupont'ta olan "kevlar" maddesi hala kullanimdadir. 

    18.) yine itfaiyeciler tarafindan giblikla kullanilan alev almayan koruyucu kiyafetler de ilk olarak uzay arastirmalari sonucu ortaya cikmisti.

    19.) gunumuzde modern yataklari oldukca rahat ve kullanisli yapan "memory foam" teknolojisi de uzay arastirmalari sonucu ortaya cikan yan urunlerden biri. 

    20.) google haritalari ve uydu goruntulerinde nasa'nin oynadigi rolu soylemeye herhalde gerek yok. zaten uzay arastirmalari olmasaydi uydu teknolojisi de olmayacakti.

    21.) nasa'nin ozel sirketlerle ortaklasa gelistirdigi robotik teknolojileri sayesinde gunumuzde yapay el ve yapay ayak gibi gercek organlari birebir taklit edebilen yapay organlar gelistirildi.

    22.) gunumuzde asansor ve yuruyen merdivenlerde uzay arastirmalari sonucu gelistirilen agirliga gore otomatik olarak gucunu azaltip yukselten motor teknolojisi kullaniliyor. bu yuzden ornegin bir asansore veya yuruyen merdivene binen kisilerin kilosundan bagimsiz olarak sabit bir hiz yakalanabiliyor. 

    23.) gerek okyanuslarda, gerek ucsuz bucaksiz collerde veya ormanlarda nesli tukenme tehlikesi yasayan hayvanlari takip edip koruma altina alabilmek icin yerlestirilen gps'li cipler nasa'nin calismalarinin bir yan urunuydu. 

    24.) her ne kadar gunes enerjisini nasa bulmamis olsa da bu teknolojinin gelisip modernize edilmesi ve orjinal halinden cok daha efektif olmasinda uzay arastirmalari sonucu ortaya cikan teknik ve teknolojilerin payi cok buyuktu. aynisi ruzgar enerjisi icin de gecerli.

    25.) gunumuzde kullanilan bulut ve internet teknolojilerinde gerek nasa gerek diger ulkelerin uzay arastirmalari cok buyuk bir rol oynadi. uzay arastirmalari sirasinda ortaya cikan data transfer ve uydular ile dunya arasindaki haberlesme teknolojileri daha sonra evrimleserek internet ve bulut teknolojisine donustu. yine de sayin binali yildirim'in dedigi gibi bunlara fazla seyapmamak lazim, insan bunlara kafayi takarsa kafayi siyirir. amin. 

    26.) nasa dunya'dan uluslararasi uzay istasyonuna e-mail ile veri gonderilip bunu 3d seklinde "print edebilecek" teknolojiyi 2013 itibariyle gelistirmis bulunuyor. her ne kadar 3d printer'lar bundan once icat edilmis olsa da nasa'nin bu teknolojide oynadigi rol hic de kucuk degil, zira bu printer'lar uzun yillar devam eden arastirmalarin ve bunlarin sonucu ortaya cikan bilgi birikiminin bir eseridir.

    27.) seffaf dis tellerinin ana maddesi ilk olarak nasa tarafinda icat edilmis. yani bugun milyonlarca genc dis teli takip takmiyormus gibi dolasiyorsa bunda da nasa'nin payi hic de kucumsenmeyecek derecede.

    demek ki neymis, uzay arastirmalari o kadar da gereksiz degilmis.
    ···
  • 0
    inci sözlük yazarlarının yaşamak istediği ülke
    bu zamana kadar hiç düşünmediğim ama şimdiden sonra mecburen yaşamayı düşüneceğim ülkedir. bu ülkede yaşanmaz artık. hergün ayrı terane hergün ayrı bir hukuksuzluk. lan allah belanızı versin deyip gibtirip gitsek bu ülkeden. 

    gitsek iyi güzel ama nerede yaşayacağız lan sözlük...

    (şimdiden gibtirgit diyen sözlük yazarlarının annelerine selam ederim. ayrıca) 
    ···
  • +1
    türkiye nin güney kıbrıs a vizeleri kaldırması
    3 mayıs 2016 ab ile vizelerin kalkması
     ile fiilen gerçekleşen durum. http://www.resmigazete.go...r/2016/05/20160503-13.pdf

    kararda özellikle "uygulamada ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermeye ve gerektiğinde uygulama esaslarını belirlemeye dışişleri bakanlığı yetkilidir" denilmiş. bakalım türkiye
    , resmen tanımadığı bir ülkenin pasaportuyla birisi geldiğinde nasıl bir işlem yapacak.
    ···
  • +1 -1
    efsane pokemon pikachu hakkında bilinmeyenler
     
    Bir dönem kendisini Pikachu sanıp camdan atlayan bir çocuk vardı ülkemizde. Hatta bu yüzden Pokemon yayından kaldırılmıştı. Bir sürü çocuğun ahını almıştı o camdan atlayan çocuk da. işte böyle unutulmaz bir çizgi filmin, unutulmaz Pokemon'u Pikachu hakkında muhtemelen bilmediğiniz bazı şeyler.
    kendisi dünyaca ünlü hatta pokemon'dan daha ünlü bir fenomendir. fakat ününün aksine kendisiyle ilgili yanlış veya ekgib bilgiler paylaşılmaktadır. başlayalım:
    pikachu dişi mi, erkek mi diye sorular geliyor. pikachu'dan kasıt eğer pokemon'un animesindeki *ash ketchum'ın pikachu'su ise kendisi erkektir*. Erkek Pikachu
    ash kendisinden oğlum, dostum diye bahseder. ayrıca ingilizce dublajda he olarak işaret eder. (*kendisinin ses sanatçısı kadındır*.) Pikachu'yu seslendiren kadın
    bunun dışında genel olarak doğadaki pikachu'lar arasında kesin bir cinsiyet yoktur. pikachu'lar doğada tıpkı insanlar gibi dişi veya erkek olarak bulunabilir ve doğum oranları yine insanlar gibi %50 dişi, %50 erkektir. *dişi pikachu'ların kuyrukları kalp şeklindedir*. 

    pikachu basic seviye bir pokemon değildir. bu çok sık bilinen bir yanlıştır. pikachu'nun bir alt evrimleşmemiş hali*pichu*'dur.
    pichu'lar bebek pokemon kategorisindendir. sevgiye muhtaçlardır. sevgiye doydukları zaman pikachu'ya evrimleşirler. pikachu'lar ise kendilerine thunderstone (yıldırım taşı) değdirilerek*raichu*'ya evrimleşebilirler. Pichu, Raichu, Pikachu
    her pikachu'nun *static* veya *lightning rod* adlı yetenekleri vardır. static pikachu'ya saldırıp temas eden rakip pokemonun %30 oranında o temastan elektriklenip felç olarak ayrılmasını sağlar. lightning rod ise pikachu'ya yapılan elektrik saldırılarında pikachu'nun o saldırıları emip gücünü arttırmasını sağlar. lightning rod yetenekli pikachu'lar doğada çok ender bulunur. static olanları yaygındır.
    pikachu'lar *volt tackle adlı elektrik saldırısını yapan tek pokemonlardır*. özel pikachu saldırısı olan bu olağan üstü elektrik saldırısını bilen bir pikachu raichu'ya evrimleşirse raichu olarak da yapmaya devam edebilir. ama sıradan bir raichu sonradan volt tackle öğrenemez.
     pikachu'lar sarı değil turuncu renktedir. 

    (shiny pokemonlar bir pokemonun sıradışı renkte olan halidir. doğada 1000'de 1 ihtimalden daha az rastlanırlar kendilerine.)
    • niue adlı ülkenin madeni 1 $'ında*pikachu bulunmaktadır.

    pikachu'ların kendilerine has *üç sesli bir alfabesi vardır*. bu sesler: pi, ka ve çu'dur. (ne bekliyordun ki) alfabesi japonca kelimere uygun olarak seslendirilir. pikachuca-japonca ve anlamı olmak üzere örnekler:
    • pika-pi*: satos-shi (ash'in japonca adıdır. ash'i her gördüğü yerde bu sesleri çıkarır.)
    • pikachu-pi*: kasumi (mistyi'nin japonca adıdır. misty'i görünce söyler.)
    • pipipi*: togepy (togepi için söyler.)
    • pikachu-pika*: fushigidane (bulbasaur'ı görünce söyler)
    • pipi-kachu*: rocket-dan (roket takımını görünce söyler)
    • piii-pikachu*: get da ze! (ash bir şey kazandıktan sonra söyler)
    • chaa*: bu alfabe sesinden çok sevildiğinde çıkardığı bir sestir.
    • pika-pika*: zenigame (squirtle'ı görünce söyler)
    • pika, pikachu*: kendisini tanıtmak istediği zaman bu şekilde söyler.
    pikachu'lar genel olarak pichu hallerinden beri elma severler. 
    ash'in pikachu'su ise *ketçap* da sevmektedir.

    pikachu'lar sadece elektrik türünde saldırılar yapmaz. savaş, normal, çelik, çimen, peri, toprak hatta su türünde hatta ve hatta uçuş türünde saldırılar yapabilir. örneğin ash'in pikachu'su çelik türünde olan iron tail saldırısı yapmaktadır. örnek.
     şu sıralar animede ash'in pikachu'sunun *favori elektrik saldırısı ise electro ball*'dur.
    pikachu son futbol dünya kupasında*japon milli takımının maskotu*olmuştur.

    ash'in pikachu'su ilk tasarlandığı günden bu yana *zayıflamıştır*.

    pikachu'lar en güçlü pokemonun toplam gücünün 780 (mega mewtwo x ve mega mewtwo y) olduğu pokemonlar arasında 320 toplam güç ile sıradan bir pokemondur. eğer animede ash'in pikachu'su bu kadar ünlü olmasaydı kendisi belki de gücü gibi sıradan bir pokemon olacaktı. yine de pikachu'lar ortalama üstü hızlı pokemonlardır ve dayanıksız olmalarına rağmen rakiplerine saldırma şansı bulurlarsa volt tackle ile çok ciddi hasar verebilirler. bunun dışında animedeki ash'in pikachu'su ise mükemmel bir güce sahiptir. bunun nedeni senaristlerin ash ile pikachu'sunun arasındaki uyuma değinmeleri ve arkadaşlığın gücü adına ash'in pikachu'sunu bir çok savaşta üstün stratejilerle ön planda göstermeleridir. ash'in pikachu'su 18 sezonluk seride bir çok güçlü pokemonun yanı sıra regice ve latios adında iki efsanevi pokemonla savaşmış 9.sezon finalinde regice'ı yenerken, 14.sezon finalinde latios ile berabere kalmıştır. iki efsane pokemonun da oyunlarda toplam güçleri 600-600'dür.
    ···
  • +1
    mitolojik karakterlerin dilimizdeki yeri
    Mitolojik tarihte binlerce ismi ve farklı özelliği olan karakterlerin, günümüzde sürekli kullandığımız kelimelerle aslında bir bağlantısı var. Örneğin sağlık tanrıçasının adı ‘Hygieia’ iken bugün kullandığımız ‘Hijyen’ kelimesi birbirine hiç de uzak değil. Bunun gibi çokça örnek aşağıda sıralanmış. Mitoloji aslında o kadar da geçmişte değil.
    mitolojik karakterlerin ve günümüzde kullanılan bazı kelimelerin etimolojik bağlantısı."Hypnos"
    "Kaynak:""mysticmedusa"

    • hypnos (uyku tanrısı)*- hipnoz

    Hipnoz, uykudaki gibi bütün vücudun gevşediği fakat uykudan farklı olarak kişinin bilincini kaybetmediği değiştirilmiş bir bilinç durumu.

    "Morpheus - Kaynak:wikimedia
    "*morpheus (rüya tanrısı)*
    - morfin (matrix'in morpheus'unu da hatırlatmadan geçemeyeceğim)

    Morfin eski adıyla morphium de adını Morpheus'tan ve onun rüya görmeye sebep olan gücünden alıyormuş efenim. 

    • phantasos (rüya tanrısı) *- fantezi -> phantom - hayalet

    Pan
    • pan (canlıların karşısına aniden çıkıp korkutan kır tanrısı) *- panik

    Pan, kırlarda aniden insanların karşısına çıkıp görüntüsüyle insanları korkuttuğu için panik sözcüğüne de ilham kaynağı olmuş, kim bilebilirdi ki?

    • phobetor (kabus tanrısı)*
    - fobi
    Phobetor kâbusların cisimleşmiş sembolü  ve tanrısı olduğundan rüyalarda görülürmüş. Bugünün fobi kavramı da kendisinden geliyor. 

    • hymenaisos (evlilik ve gençlik tanrıçası)* - hymen (kızlık zarı)Görevi evlilik ve güzellik iken olan bir tanrıçanın yıllar sonra kadını aşağılamaya hatta öldürmeye bile sebep olacak olan kızlık zarıyla bağlantısı olması, tanrıçamızın kemiklerini sızlatacak nitelikte.

    • prometheus (kahin tanrı -> pro (önce) *metheus (öğrenmek, sonrasında da math - matematik) 

    • thyphon (fırtına tanrısı)* - tayfun, tufan
    Narcissus
    • narcissus (kendine aşık bir karakter) *- narsisizm, nergis çiçeceği ve narcissus'un hissizliğine binaen narkotik, narkoz, narkolepsi ve türevleri (hikayesini okumanızı öneririm)

    Kendini suda hayranlıkla izleyen tanrımız günümüzde ön kamerada saatlerce vakit geçiren günümüz insanlarına narsisizm üzerinden bir selam çakabilir.

    • hermaphroditus *(hermes ile afrodit'in oğlu/kızı, çift cinsiyetli bir karakter, dikkat ederseniz adı da anne ve babasının adının birleşimi) - hermafrodit (hikayesini okumanızı öneririm)

    okeanos (bütün ırmakların babası sayılan tanrı) -* ocean*

    "Adonis - Kaynak:wikimedia.org
    "
    • adonis (erkeklik ve bereket tanrısı)* ***adonis kası

    poine (ceza ve intikam tanrıçası) - *pain*

    boreas (rüzgar tanrısı) -* bora*

    hygieia (sağlık tanrıçası) - *hijyen*

    • nektar* (tanrıları ölümsüzleştiren içecekler)

    Nike
    • nike* (çok hızlı koşma yeteneğine sahip zafer tanrısı)

     Koşmasının yanında uçabildiği de notlar arasında.

    • khaos (evren yaratılmadan önce var olan boşluk, tanrısal varlık) *- kaos "başlangıçta kaos vardı."

    daphne (apollon'dan kaçarken ağaca dönüşen karakter) - *defne*

    europe (zeus'un şu anda avrupa olarak bilinen kıtaya kaçırdığı sevgilisi) -*avrupa*

    khronos (zaman tanrısı) - *kronoloji, kronometre, kronik ve bilumum türevleri*

    terra (toprak ana) - *terra rosa (kırmızı toprak)*

    olympos (tanrıların dağı) - *olimpiyat, olimpik ve türevleri*

    echo (narcissus hikayesinde geçen peri kızı, hikayeyi okuyunca anlarsınız. hera ve zeus ile de farklı varyasyonları var ama çıkış noktası aynı) - *eko, yankı*
    "Eros- Kaynak: ilcirotano.it
    "
    eros (aşk ve cinsellik tanrısı) - *erojen, erotik, erotomani ve türevleri*

    platon (platonik aşkın gerçek aşk olduğunu düşünen filozof) - *platonik aşk *(mitolojik karakter olmasa da antik yunan figürü olduğundan ve hala bilmeyen varsa öğrenmiş olsun diye ekledim)

    hebe (gençlik tanrıçası) - *hebefreni (gençlerde görülen bir şizofreni türü)*

    janus (başlangıçların tanrısı) - *january (ocak, yılın ilk ayı)*

    labyrinthos (minos tarafından minotoru (yarı boğa yarı insan yaratık) saklamak için yaptırılan girintili çıkıntılı yapı) -*labirent*

    lesbos (bilinen ilk yunan kadın şair olan ve eşcinsel olarak bilinen sappho'nun yaşadığı ada) - *lezbiyen*

    lethe (ölüler dünyasına geçerken ruhların uğrayıp acılarını unutmak için su içtiği ırmak) - *letarji* (uzun ve derin patolojik uyku hali)

    mnemosyne (hafıza tanrıçası) *- mneme, memory*

    nympha (doğurganlığın simgesi varlıklar) - *nemfomani *(kadınlarda görülen cinsel taşkınlık)

    seirene (güzel sesleriyle şarkı söyleyip denizcileri büyüleyen yaratıklar) - *siren*

    ve direkt mitolojinin kendisinden türeyen bir kelime, myth (hikaye) +*mania *(delilik) -mitomani (patolojik yalancılık)
    ···
  • +2 -1
    afrika yi tamamen hayvanlara ve bitkilere birakmak
    afrika kıtası insan ırkının doğduğu yer olarak bilinir. afrika'da modern dünyayı teşvik etmek anlamsızdır. çünkü doğal habitatın en vahşisi ve gelişmişi, nispeten oradadır ve bu doğal ortamı bozmak manasızdır. afrikalıların çoğu bu kıtayı terk etmek istemektedir ve bir çoğu da zaten başka diyarlara göçmekte sakınca görmeyecektir.

    öyleyse afrika'yı tamamen insandan arındıralım; turist murist bile alınmasın. avcı mavcı zaten olamasın. çünkü afrika'da, aslan nüfusu bile son 30 yılda %92,5azaldı
    . ayrıca tüm araştırmacıların ve teknolojik aletlerin de, afrika'ya girişi sınırlandırılmalı. çünkü, teknolojik aletler ve gürültü bile doğal yaşam dengelerini bozduğu biliniyor


    afrika'daki şehirleşme ve modernleşme adına tüm girişimler durdurulmalı. afrika, insan eli değmemiş doğal sürecin nasıl ilerlediğini bize gösteren bir doğal park olsun. aslında avustralya'da olabilirdi ama orası çok bozdu şimdiye kadar.

    insan ırkı dünyada yok olsa, işler nasıl ilerlerdi diye merak etmiyor muyuz? şahsen bu düşünce beni benden alıyor adeta. insanın olmadığı geniş bir alanda doğal sürecin ne gibi canlı etkileşimleri yaratacağını öğrenme ateşiyle yanıyorum. tabii biz diğer kıtalarda olduğumuz sürece, yine çeşit çeşit zararlı gazları dünyaya saldığımız sürece afrika kıtası da elbette bu global değişikliklerden nasibini alacaktır ama olsun; yine de insan önemli ve güzel bir gözlem alanı olacağını düşünüyor.
    ···
  • 0
    nukleer santral yerine gunes santrali kurmak
    siyasilerin neden yapmadığını merak ettiğim şey. zararlı nükleer yerine zararsız ve tertemiz güneş santrali kursak tüm ihtiyacımızı güneşle karşılasak ülkemiz harika bir yer olurdu doğrusu.
    ···
  • -2
    neden pembe kadin rengidir
    eski çağlardan gelen bir inanışmış , yatıstırıcı etkisi varmıs ama daha cok mavi renk onemliymiş erkekler için. kötu ruhları uzak tutmak için bu renk kullanılırmıs ve erkeklerin önemli olduğu bu çağda mavi erkek rengiymiş.

    geriye de pembe renk kalınca kızlara itelemişşler demekki bu rengi
    ···
  • 0
    kendi gorduklerimle dunyayi acikliyorum
    yazıyla ilgili beklentimi peşinen söyleyeyim çok kişi okumayacak , okuyanlar çok şey öğrenecek .

    saygılar , sözüme her zaman olduğu gibi her şeyin en doğrusunu rahim olan , alim olan allah bilir diyerek başlıyorum , kusurum olursa affola . daha önce yapmadığım şekilde bu sefer bir farklılık yapıp yazıyı bu parça eşliğinde okumanızı rice ederim .
    parça için buradan

    bu yazıda sizi batının derin karanlık mahzenlerine yolculuğa çıkaracağım .

    ---

    hikaye kavimler göçüyle başlıyor . cermenler dediğimiz bir kavram var . bunlar franklar , anglo-saksonlar , germanya kavimleri olarak sınıflanırsa temel olarak 3 büyük devletten bahsedilir . bunlar almanya , ingiltere ve fransa . 
    anlam kargaşası olmasın diye geneli kapsayan cermenler kelimesi yerine aryanlar diyeceğim böyle okuyun yazının devamında . 

    bu aryanlar avrupaya yerleşiyorlar . sonradan gelen bir kavim avrupaya . italikler ve grekler gibi eski değil . zamanla bu kavimler arasındaki bağ daha azalıyor ve farklı geleneklere sahip oluyorlar . bu kavimlerden franlar ve almanların orta doğuya dayanan kan aristokrasisi için şu kısa yazıyı okumanız yazıyı anlamanız için önemli : (bkz: #59520993
    )

    fransa ve almanyada böyle bir yapı varken ingilterede yok . ondan ötürü almanya-fransa'nın tarihsel ortak yapısı ve birlikteliği daha kuvvetli .
    bu birlikteliğe almofrank ortaklığı diyeceğim . almofrank ortaklık avrupa birliğinin temelidir . bu almofrank kutuptur .

    ingiltereninde içinde olduğu bir diğer kutup var onu sonra söyleyeceğim .

    lafı çok uzatmadan asıl anlatmak istediğim olaya gelelim. 

    rönesansa kadar kuzey batı avrupanın siyası yapısı aşağı yukarı budur . rönesans bir domino etkisiyle kuzey italya - fransa - felemenk ülkesi - ingiltere hattı boyunca sırasıyla ilerledi . ingilterede zaten 1200lerden beri olan toplumsal kıpırdanış 1600lerde sıçrama noktasına geldi . ingiltere adadan çıkmak sıçramak istiyordu . 

    ---

    yazının ikinci kısmına gelelim . 1490larda rekonkuistayı tamamlayan ispanya salaklık edip yahudi ve arapları ispanyadan kovdu . bu onlara çok pahalıya mal olacaktı çünkü aztek ve maya altını ispanyaya akarken bunun karşılığı ürün ortaya koyacak zanaatkar sınıfı olmayınca müthiş bir enflasyon oldu ve ispanyanın çöküşü başladı . ispanyadaki para ithal ettiklere mallara gitti .

    bu kovulan yahudilerden bir kısmı 2. bayezid'in yardımıyla selanik , istanbul ve edirneye yerleşti . asıl merkez selanikti hatta o zamanlar selaniğe balkanları kudüsü diyorlardı . yahudiler tabiatları gereği ticarete yatkındılar . bazıları çok zenginleşti . ancak yahudilerin bir diğer özelliği de gittikleri toplumda dışkanmaları ve belli süre sonra sevilmemeleriydi . işte selanikte tam 100 sene bir sürtüşme çıkmadan yaşadılar . bu sürede osmanlı gücünün doruğundaydı ve doğu akdenizde yahudiler büyük ticaret filoları kırmuştu . 100 senelik dostluk süresi sona erince , türklerle sürtüşmeler başlayınca yahudilerin zenginleri bize burada da rahat yok deyip macaristan üzerinden ingiltereye göç etmeye başladılar . ilk öncü grup 1200lerden beri ingilterede var olan ülkeye yahudilerin girişini yasaklayan yasayı görece liberal olan hükümete kaldırttı .

    bundan sonra ülkeye büyük yahudi zenginlerinin göçü başkadı . tarih 1650ler .
    büyük yahudi zenginler ülkeye gelirken zenginliklerinide getirdiler . 

    o sırada ingilterede güçlü olan oliver cromwell yahudilere iyi davrandı ve yardımcı oldu .(bkz: oliver cromwell
    )
    tarihçiler arasındaki dedikoduya göre ( artık çoğu tarihçi kabul eder )
    yahudiler cromwell'i destekleyip kralı indirmesinde yardımcı oldu . evet yanlış duymadınız ingilterede kral olmadan geçen 10 yıl vardır . bu sürede ülkeyi cromwell yönetti . cromwell ölünce kral yine başa geçti ancak yahudi zenginlerle arası iyiydi çünkü adadan çıkmak isteyen ingilizlerin eli ayağı gibiydiler . 

    şimdi yukarıda ingiltenin içinde bulunduğu bir diğer kutup var demiştim gelelim bunun adını koymaya .

    bu ortaklığın adı anglo-judik ortaklıktır . ingiltere ve yahudiler o kadar kaynaştılar ki bu bütünleşme ingilizlerin dini inancını etkiledi ortaya püriten diye bir sınıf çıktı . (bkz: püriten
    )

    püritenler israilin kurulmasının en büyük destekçileri hristiyanlardır . cromwell en ünlü püritenlerdendir . cromwell ölünce ortaya çıkan büyük karışıklıkta bunlar amerikaya göç etti . günümüz amerikalılarının çoğu püriten kökenlidir . (bkz: wasp
    )

    ingilizler işte bu tarihten sonra judiklerle yaptıkları işbirliği sonrası tarih sahnesinde parladılar . şimdi gelelim bu ortaklık bitecek mi ?

    öncelikle şunu belirteyim amerika bir ilizyon gibidir . ingiltere 2. dünya savaşı sonrası kendine yeni bir politika çizdi yoksa sanıyor musunuz ki koca imparatorluk pat diye çöksün . olay şöyle artık gücünü kendi üzerinden değil de abd üzerinden gösterecek ve majesteleri dünyayı böyle yönetecekti . amerikayla askeri gücü elinde tutacak commonwealt ile eski sömürgelerini zihinsel olarak yönetecekti . şu an anglojudik ortaklığın yaptığı bu . 

    şimdi sorumuzu cevaplayalım anglojudik ortaklık çöker mi ?

    cevap : sıkıntılar yaşansa da majesteleri amerikadan ve commonwealttan vazgeçer judik ortaklıktan vazgeçmez . 

    neyse sonuç olarak avrupada iki kutup vardır . biri almofrank grup diğeri anglojudik grup . dünyada işler bu iki kutubun çıkar çatışması üzerinden gider .

    ada avrupasını az biraz anlattım diğer inşallah diğer yazımda başka meseleri anlatmak niyetiyle . kafanızı şişirdim onun için size şu şarkıyı armağan ediyorum . şarkı için buradan

    esen kalın .
    ···
  • +2
    arabistan çollerindeki develer
    arabistan çöllerinde develerin çok sevdiği bi diken türü vardır. deve bu dikeni bulduğu zaman büyük bir iştahla yemeye koyulur. sabırsızca ağzını doldurduğundan bu dikenler devenin dilini damağını kesmekte ve kanatmaktadır. gel gelelim deve dikenin değil, kendi kanının tadını çok sevmekte, yedikçe kanamakta, kanadıkça yemektedir. sonunda da kendi kanında boğulmaktadır. arapçada buna 'harese' denir. hırs, ihtiras ve muhteris de buradan türemiştir.
    ···
  • daha çok