1. 626.
    +37
    http://fizy.com/tr#s/1klrnu

    içecekler geldi, bunun epey hoşuna gitti o köpüklü möpüklü bardak, dedim "ya sen iki senedir buradasın, nasıl bilmiyorsun burayı?"

    "ben merkezin bu tarafından fazla gezmedim , daha ziyade kordona gidiyoruz, ya da x e (şehrin çok ünlü bir yeri, o yüzden söylemesem daha iyi, bilmeyen bin yoktur zira). buralara ilk defa senle geldim ne yalan söyleyeyim. aslında ayağımın dibindeymiş * "

    ben de bir şekilde muhabbeti sıcaklaştırma çabasındayım ama gel gör ki gün boyun aklımda tekrarladığım her şey, sınav kağıdını önünde bulan bir öğrenci misali, uçup gitmişti yine..

    sonra, "tavla bilir misin?" diye sordum buna, ortak bir şeyler yapabilmek babında, hem belki muhabbete biraz daha renk gelir, ortam biraz daha samimileşir diye düşünmüştüm. olur tabi dedi,

    ne acıdır ki, tavlayı alıp masanın üzerinde açmıştı ki aklıma malum kişi, onunla olan oyunumuz, verilen sözler ve o gecede o masada kalan anılarım geldi..

    dizerken biraz sorun oldu, o dizmeyi bilmiyormuş ben de heyecandan unutmuşum, adın ne desen 3-5 saniyede zor cevaplarım aq..

    neyse ilk eli oynadık bir şekilde, tahmin ettiğim gibi muhabbet samimileşmiş, kırılan her taşta, iyi denk gelen her zarda biz, hem üslup hem de ruhen biraz daha yaklaşmıştık birbirimize.. öyle asker arkadaşı muhabbetine dönmedi tabi abarmayalım * (dıbına koyim ben senin canım kardeşim filan)

    dediğim gibi biz o ara yine bir yandan konuşuyoruz, ailelerimizden bahsettik biraz, mine tek çocuk, annesi ev hanımı babası çocuk doktoru, kütahya merkezde, sakin, mutlu bir yaşam sürdüklerine hiç şüphe yok. mutlu bir ailenin mutlu ve pozitif çocuğu..iyi yetiştirilmiş, şımarık değil ama biraz çatlak olabilir.

    ben, tsigalko, bursa çocuğuyum *. annem devlet memuru, babam mimar, küçük bir kız kardeşim var, çalışan ailenin çocuğu olmamdan ötürü daha ziyade anneanne tarafından büyütülmüş, fazlasıyla elbebek, gülbebek yetişmiş, yine klagib, ortalamanın üzerinde mutlu olan bir ailenin biricik oğlu.

    ordan burdan derken, onlara olan özlemlerimiz, yabancı bir şehirde onlardan ayrı yaşıyor oluşumuz vb. konularla ortam biraz duygusallaştı..

    sonra ordan nasıl becerdim bilmiyorum ama sevgili durumları muhabbetlerine geldim aq..

    harbiden eğer nasıl becerdiğimi hatırlıyor olsam burada tavsiye açısından paylaşacaktım ama hatırlayamıyorum.

    kurt adamların ay ışığında dönüşüm geçirip, sonra da yaptıkları şeyleri hatırlamaması gibi, ben de her halde o duygusal atmosferde dönüşüm geçirerek, normalde açmayı kolay kolay beceremeyeceğim ve hatta utacağım mevzuları kolayca açmıştım. ve malum şimdi nasıl becerdiğimi anımsayamıyorum.

    neyse, gecenin benim (ve aslında onun da) adıma en kritik dakikaları da başlamış oluyordu böylece..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster