müzeden çıkmıştık. öğlen yemeği için tantuniciye gittik. saat öğlen 3 olmuştu.
karnımızı güzelce doyurduk. sonra espark\'a gitmeye karar verdik.
hava buz gibiydi. ince ince kar yağıyordu. espak\'a gelince ilk önce kahve içtik. içimiz ısındı.
yılbaşı yaklaştığı için avm gelin gibi süslüydü. kahveleri içtikten sonra avm\'de turluyoruz.
meltem dr\'ye girmek istedi. beraberce girdik bizde.
\'\'veronika ölmek istiyor\'\' adlı kitabı beğendi. ay başında bana para gönderecekler o zaman alırım bunu... dedi.
kitabı elinden aldım ve sana noel hediyesi olsun, ben alıyorum senin için dedim.
haa hayır, sana çok masraf olduk falan... dese de dinlemedim. klagib kız tribi amk.
simyacı\'yı bende çok beğenmiştim onun hatırına kabul etmelisin... dedim.
gülümsedi. kitabın parasını ödedim ve dr den çıktık.
bu kez neslihan watsons mağazasına girmek istedi. girdik oraya da.
neslihan bir tane rimel beğendi. ona da rimel aldım hediye olarak. tabi parayı bulduk ya amk.
içimden de diyordum: bu kadar masraftan sonra bunları bu gece gibeceğim !
avm\'de son olarak markete uğradık. bir şise çilek likörü ve karıştırmak için ice tea aldık.
likörü bende ilk kez içecektim. neslihan hanım avrupa\'da fink atarken hep içiyormuş. tavsiye etti.
yanına çikolata muz falan da aldık.
avm\'den çıktığımızda hava kararmıştı. tramway\'a bindik evin yolunu tuttuk.
saat 20:00 olmuştu eve vardığımızda.

merak etmeyin, diyalogları kısaltıp bu gece bitiriyorum galiba panpalar...