Biz erasmus muhabbetlerine epey bir dalmıştık. Neslihan duştan çıktı. Beyaz bornoz üzerinde. Mutfağa gitti. Benim aldığım lays paketiyle salona yanımıza geldi.
O esnada tanışmış olduk.
+ efes ile burn\'ü mix yapmayı düşünüyorsunuz?
- hayır, aslında ben alkol içmem pek. Elim boş gelmek istemedim. Tekel\'den bunları aldım işte. Siz bira içiyorsunuz diye anlatmıştı meltem. Bende kendime burn aldım.
+ hmm. Nerede tanıştınız siz?
- inci sözlükte.
+ aaa sen oraya üye misin kız?
Açmıştım bir üyelik çok önce... Diye cevap verdi meltem.
Neslihan gerçekten çok rahat bir hatundu. Daha önce erasmusa gitmiş. Bornozla karşımda oturuyor amk.
Tabi bende öyle abazan gibi bakmıyorum. Cool görünmeye çalışıyorum. Bir önceki akşam osbir çekmiştim evde. Her neyse, Neslihan\'a dedim:
+ bu saatlere kadar dışarıda olman tehlikeli değil mi? Hemde kış vakti.
- ne olacakmış?
+ yani burası öğrenci yeri ama birisi falan ne bileyim. Her türlü şey olur.
- Ben kendimi korurum merak etme.
Meltem girdi araya:
+ nesli judocudur bak.
Bana da bir judo yapsana dedim.
+ şu an kıyafetim müsait değil. Başka bir zaman alırım ifadeni... Dedi.
Ve çok uykusu olduğunu söyleyerek odaya geçti.
Ev 1+1. Kızlar aynı oda da kalıyor. Saatler gece 3 buçuğa doğru geliyordu.
Meltem\'de bana: burada uyursun sende, Sabah kahvaltı yaparız... Dedi.
Tamam dedim ve kanepede düşünmeye başladım: ulan yan oda da iki kız yatıyor. Sen kanepede uyuyorsun.
Ama işte tek başıma olmanın dezavantajı bu. Başıma ilk kez böyle bir şey gelmişti. Zaten kız da bunun bilincinde olsa ki, beni davet etti gecenin bir vakti.
Yani sadece Meltem\'le baş başa kalsak belki daha o gece sevişecektik.
işte Ben böyle düşüncelere dalmışken Neslihan seslendi.
+ Şu ışığı söndürsen diyorum.
- tamam tamam.
Ve gidip ışığı söndürdüm kanepeye yattım.
macera yeni başlıyordu...