Evrimsel olarak çirkinin elenmesi süreci baby boomer dediğimiz nesilde, savaşlar ve doğal felaketler sonucu insan sayısının azalmasına bağlı olarak, bu neslin üyeleri tarafından oluşturulmuş evlilik kurumu buna ilaveten 1920-1970 arası dönemde kadınların en iyi genleri seçmekten ziyade mevcut olan gen havuzundan kendi dengiyle üremek zorunda bırakılması bu duruma neden olmuştur. Boy pos kalıp değil estetik olarak erkek kalas gibiyken kadın vücut hatları, yüz ve kemik yapısı olarak erkekten görecesiz olarak daha iyi durumdadır. Anlatmak istediğim şu kısıtlı algı konusunda, insan tarafından oluşturulmuş bütün sistemler ve şemalar, doğanın kaotikliğine ya da varsa kendi içindeki semi-deterministtik sistemlere aykırıdır. Bu sistemler insanın kendi algılarının tahakkümünde şekillenmiş olduğundan, doğanın ve evrenin geri kalanı için bir ölçüt ve ya kriter olamaz, zaman gibi. Zaman dediğin şeyin evrende karşılığı kocaman bir 0 dır. Çünkü insana aittir, görelidir. Aslolan entropidir gibi. Estetik göreceli olsa "altın oran" olmazdı. Da Vinci'nin orada bulduğu doğadaki bu estetik algoritmasının bir parçası gibi düşünmüşümdür hep. Şu noktada sana katılırım, estetik en azından frontal lobunla muhakeme ettiğin zaman görecelidir fakat reptilian (sürüngen) beyin devreye girdiği, kollektif evrimsel bilgi mirasınla harmanlanıp bir eş seçmen gerektiği vakit, doğada varlığı süregelmiş kendi türnün "altın oranı" dahilinde yaparsın bunu. Senin çirkin olman insanoğlunun evrime pandik atmasıyla alakalı ancak sebepleri vardı bunu yaparken. Nitekim günümüzde hastalıklardan çabuk etkilenme, çıtkırıldımlık, pgibolojik bozukluklara yatkınlık gibi olumsuz özelliklerin çokça bulunmasının sebebi aslında elenmesi gereken gen havuzunun suni bir biçimde üremeyi ve genetik kodunu aktarmayı başarmış olmasıdır. Köpek dediğin canlı insanlar tarafından oluşuturulmuştur ve doğal seçilim değil, yapımında yapay seçilim esas alınmıştır. Vahşilik özelliği az görülen kurtların çiftleştirilmesi sonucu köpekler meydana gelmiştir, köpek diye bir canlı tarihin ilk aşamalarında bu yüzden yoktur. Köpek kaşa göze bakmasa bile doğurganlığı sembolize edecek başka unsurlara bakarak eşini seçer. Bu yüzden sorunun cevabı evet söyleyebilirimdir.

Şimdi hocam insanın evrime pandik atması mümkünmü sence insan doğanın hükmünden sıyrılıp onu değiştirebilirmi? Yoksa yine doğanın isteğiyle mi evrimi pandikliyoruz? Bu cevapsız bir soru gibi ama günümüzde insanın iradesinin varlığı şüpheli.
Diyorsun ki bir köpek laşa göze bakmaz doğurganlığı sembolize edecek başka şeylere bakar. Evet bende onu diyorum. Limbik sistem bize söyler kimi gibmek istediğimizi, ama bunu güzelliğe göre yapmaz her zaman. Limbik sistemin güzellik filtresini kavradınmı ki herkesde aynısı var diyorsun? Misal benimkinin filtrede aşırı güzel bir kız var onu arıyorum, o kızı bulursam birlikte olacağım. Benim aradığım kız orta boylu ve sarışın, bu şekilde doğacak çocuğun eş bulma şansı artıyor. Ama kısa boylu birinin aradığı kız kısa boylu olursa doğacak çocuk elenecek. Misal insanin beyni hasarlidir çirkini güzel görür. Sürüngen beyni ilahi bir özellik taşımıyor ki oda yağ parçası. Herkesle aynı kodu taşıdığına inanmıyorum. Altın oran vardır ama nerede? Insanın bir uydurması değil mi? Insan algisinin gerceklige yetmedigini kabul edip altın oran var demen çelişik değil mi? Yoksa benmi anlamiyorum. Mutlak bir güzellik kavrdıbının varlığından söz ediyorsun, değil mi?
Bir de şunu söyleyeyim, benim milfçi bir arkadaş var, margot robbienin güzel olup olmadığini sorduğumda güzel diyor, ama verse gibmem diyor. Eğer güzellik insanın bilinçaltında kodlanmış evrensel değerlere göre belirleniyorsa margot robbie çirkin oluyor. çünkü kadına kaldıramıyor. Arkadaşım bir insan olduğu için onu evrensel değerlerin bir temsilcisi sayabiliriz. Ama güzel olup olmadığına düşünerek karar verince güzel olduğunu söylüyor.