/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 376.
    -2
    gururun verdiği orgazm duygusu yeni yeni geçiyordu… üzerine bir tane sigara yakmak farzdı artık. cebimden çıkardığım sigara paketimi kontrol ettim… o da ne, içinde bir tane kalmıştı. onu yakıp paketi yere attım ve bir tekel bayii aramaya başladım. sigaramın sonlarında bulduğum tekel bayiine girerken sigarayı attım.”bi paket camel soft alabilir miyim?” dedim. ama o anda fark ettiğim şey, tüm vücudumu felç etmişti adeta… bir sorun vardı, ters giden bir şeyler vardı. o soğuk havada tekelcinin suratında boncuk boncuk ter damlaları parlıyordu. bunun sebebi ne olabilirdi ki?
    evet, ilk aklınıza gelen şey. uyuşturucu kullanmıştı. ve kendisi tekel bayii olduğu için de mutlaka bunu liseli çocuklara satıyordu. gencecik hayatları yok ediyordu. titreyen elinden aldığım paketi cebime koydum, sigaranın parasını verip dışarı çıktım. ama hayır, gitmeyecektim. bu sorunu çözmeliydim, bu artık benim hayatımın amacıydı. bu bataklığı kurutmalıydım…bu düşünceyle bayiinin karşısındaki pasajın önündeki taburelerden birine oturdum. yan taraftaki çaycıdan bir tane çay söyledim ve bir sigara yakarak düşünmeye başladım…
    bu işin ciddiyetinin farkındaydım… öyle metroda fuhuşa zorlayan kız kurtarmak gibi kolay olmayacaktı, biliyordum… ama ben artık eski ben değildim ve bir avuç uyuşturucu tacirine pabuç bırakamazdım… kafamdan bu düşünceler geçerken parmaklarımın arasında son nefesini veren sigara parmağımı yaktı ve ani bir refleksle yere attım… yarım kalan çayımı da fondipleyip parasını bıraktıktan sonra ayağa kalktım ve kollarımı iki yana açarak derin bir şekilde esnedim…bu hareketim aksiyondan önceki hareketimdi artık… benim adımla ve yaptıklarımla beraber anılacak… biyografimi okuyan ergenler tarafından taklit edilecekti… sağ elimi cebime sokarak tekele girdim…
    adam oturduğu yerden kalkıp şaşkın bir ifadeyle yüzüme baktı. az önce sigara aldığımı hatırlıyordu. uyuşturucunun etkisindeki birinin hafızasının bu kadar kuvvetli olabileceğini düşünmezdim.’hayırdır kardeşim, bir problem mi var?’ dedi. hiçbir şey konuşmadan 20 senesini mafyanın içinde geçirmiş, her türlü çatışmaya girmiş, defalarca vurulmuş, akli dengesini yitirmiş ve 10 gündür sokakta yatan biri gibi baktım yüzüne…bu bakışım baştan aşağıya titretmişti tekelciyi… ‘konuşsana hemşerim, ne oldu?’ dedi sabırsız bir ses tonuyla… ”ne olduğunu sen daha iyi biliyorsun simon.” dedim.
    ”simon ne birader, haplandın mı, çık git şurdan!’ diyerek tezgahın arkasından çıkarak üstüme yürümeye başladı… haplandın mı!!! bu soru, bütün gerçekleri gün yüzüne çıkarıyordu. haplanmış birinin nasıl davranacağı konusunda engin bilgilere sahipti.
    artık emindim ve yüzüne rengarenk bir balgam atıp, koşarak uzaklaştım oradan…nasıl olsa yerini biliyordum… benden kurtulamayacaktı…
    yeteri kadar uzaklaştıktan sonra ilk bulduğum banka oturdum ve bir sigara yaktım… sigaradan çektiğim her nefeste daha derin düşüncelere dalıyordum… o tekel bayiine bir ders vermek zorundaydım. onun genç beyinleri, sırf para kazanmak uğruna zehirlemesi, hayatlarını yok etmesi cezasız bırakılacak bir şey değildi… ilk olarak polise haber vermek geçti aklımdan, yalnız polis işi yavaştan alırdı. kanıt bulmak için günlerce gözetleme, takip yapıp, daha sonra suçüstü yapmaya çalışırdı… bildiğim bir şey varsa, o da o kadar zamanımızın olmadığıydı. geçen her dakika bir çocuğun hayatı tehlikeye giriyordu ve ben buna göz yumamazdım…
    sigarayı söndürüp, cebimden çıkardığım kalemle oturduğum banka ‘’show time’’ yazdım… kamera gözlerimdeki ifadeden kayarak yazıya zoom yaptı ve ekran karardı… yani film olsaydı kesin böyle olurdu…
    önümden geçen simitçiden beş tane simit alıp ikisini yedim… kalanları da parçalar haline getirip ceplerime doldurdum… bi yerlerde çay içtiğim zamanlar çıkarıp ağzıma atmak için böyle yapardım hep… daha sonra banka uzandım ve gözlerimi kapattım… planımı gece uygulayacaktım…
    lanet bir sokak köpeğinin yüzümü yalamasıyla açtım gözümü… hava zifiri karanlıktı, saat 3 olmuştu… tanrım! daha fazla geç kalamazdım. koşar adımlarla tekel bayiine doğru yürümeye başladım. biraz sonra artık koşmaya başlamıştım. çok geçmeden, hızımın da bana verdiği yetkiye dayanarak bayiye ulaşmıştım. yerden kaptığım saksıyla camı çerçeveyi indirdim.
    son.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster