/i/Ben

Discord Sunucumuz Açıldı!
discord.gg/incisozluk
  1. 1.
    +132 -149
    Edit2: Bir arkadaşın yargı sorusunu burada yanıtladım. Bana göre CHP gibi yenilikçi bir partinin hayır diye ısrar etmesinin temel sebebi bu. http://www.incisozluk.com.tr/e/185935004/

    Edit: Trend falan beklemiyordum, 6-7 arkadaş burada tartışırız herhalde diyordum ama seçim bu sözlük için gereğinden fazla önemli sanırım. Öncelikle HDPlilerle aynı oyu mu vereceğiz diyen arkadaşlar gayet verebilirsiniz. Sen sırf HDP hayır veriyor diye evet vereceksen verme birader. Mantığına yatmayan hiçbir şeyi onaylama.
    Biz sanırım biraz alıştığımız şeylerden çabuk kopamayan bir milletiz. Yeni bir sistem bazılarının ödünü kopartıyor, Atatürk'ün getirdiği sistem yok edilecekmiş, gönlü razı olmazmış. Kardeşim sistem darbelerle Atatürk'ten sonra kaç defa değişti bir bilsen. Daha bürokratik bir devlet düzenine geçilmek isteniyor, bana kalırsa olay bundan ibaret. Yeni sistemle ilgili rahatsızlık duyduğum tek konu 15 Temmuz'dan hemen sonra gündeme gelmiş olmasıdır. Okumaktan, araştırmaktan, değişmek ve değiştirmekten korkmayın arkadaşlar. Birçok şey yazılmış hala sistemle ilgili mantıklı bir soru göremedim. Maddeleri ve sistemi tartışmak yerine aşağıda adamlar dexer tartışıyor.

    ister yancı deyin, ister çomar deyin. Partici biri falanda değilim. Son seçimde oyumu AKP'ye de vermedim. Tek tek referandum maddelerini kendimce yorumladım. ilgisini çeken arkadaşlar okuyabilir. Ama tabi ki buradaki ve Ekşi'de ki bir çok arkadaşa göre cumhuriyet elden gidiyor, hilafet ve tek adamcılık geliyor. Zaten hayırcılarla ilgili anlamadığım şey. Aydınlık için hayır diyorlar. Şu an devletin başında AKP var. Sandıktan hayır çıkarsa hala AKP kalmaya devam edecek. işte burada tıkanıyorum biraz.
    Sorusu olan, tartışmak isteyen mantıklı evetçi ve hayırcı arkadaşlarımı da bekliyorum. Öncelikle cumhuriyet sistemi biliyorsunuz devam ediyor bu sistemde de. Hatta sistem falan da değişmiyor bana kalırsa, yoluna girecek bir kaç şey var kimisi mantıklı kimisi bir şeyi değiştirmiyor. Birilerinin dediği gibi çift başlı yılan mı olurmuş, daha güçlü Türkiye için evet vermeliyiz tatavası falan yapmayacağım.
    Aslında sistemin adını başbakan makdıbını kaldırıyoruz sistemi yapılsaymış daha iyi bile olurmuş. Sormak istediklerinizi, tartışmak istediklerinizi yazın tartışalım. Unutmayın ben evet kampanyası yürütücüsü değilim. Bilgiliyim falanda demiyorum *

    - Milletvekili sayısı 550'den 600'e çıkarılacak.
    Sanırım burada bir sıkıntı yok.

    - Milletvekili seçilebilme yaşı 25'ten 18'e indirilecek.
    Şu an seçilme yaşı 25. Meclisin en genci, AKP'nin 27 yaşındaki vekili. AKP'nin 35 yaş ve altında 16 vekili var.
    CHP'nin en genç vekili 30 yaşında. CHP'nin 35 yaş altında 3 üyesi var. Zaten şu an 25 yaşında milletvekili bile yok. Nesi bu kadar tartışıldı bilmiyorum. Çok takılanlar, alay edenler oldu ancak burada ben art niyet görmüyorum. Erkek adaylar için askerlik şartı konmuş, eğer gerçekten milleti temsil edebilecek güzel insanlar varsa bir yerlerde onlarında mecliste söz alması, bir genç olarak projelerini sunması, sesini duyurması gerekmez mi? Avrupa'da ağırlıklı olarak seçilme yaşı zaten 18. Prosedür yerine getirilecek. Avusturya hükumeti şu an 30 yaşındaki dış işleri bakanını 26 yaşındayken göreve getirmişti. Ayrıca birde şu var; Bütün ümidim gençliktedir. K. Atatürk

    - TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, 5 yılda bir aynı gün yapılacak.
    ilk turda diyelim başkan seçilemedi çoğunluğu bulamadı, yani mecliste de çoğunluğu elde edemeyecek büyük bir ihtimalle. Yapılacak ikinci turda seçilen başkan ve mecliste çoğunluğu yakalayan parti aynı partiden olmayabilir. Burası benimde gerçekten anlayamadığım bir nokta. Cumhurbaşkanı ve meclisin farklı olması bu sistemle de mümkün oluyor. Bu da tek adamcılık iddialarını çürütüyor.

    - Meclis, denetim ve bilgi edinme yetkisini, "Meclis araştırması", "Genel görüşme", "Meclis soruşturması" ve "Yazılı soru" yoluyla kullanacak.

    Bu da çok tartışılmıştı. Bu sistem baktığımda tamamen bir bürokrasi sistemi. Her şey belli bir düzende gidiyor. Amacı, kimin görevi, işi neyse onunla meşgul olmasını sağlamaktır. Bakanın mecliste muhalefetin sorularına sözlü yanıt vermesiyle, yazılı yanıt vermesi arasındaki fark nedir ki? Bakan kendi işiyle meşgul olsun, muhalefetin gördüğü açıkları yazılı soru olarak görmesi o soruyu daha ciddiye alacağını düşünüyorum. Bakanın mecliste tartışmalı, gerimli ortamda zaten bu zamana kadar ne muhalefet ne kadar sağlıklı soru sorabiliyordu, bakanlar ne kadar sağlıklı yanıtlayabiliyordu. Soruşturmalar, önergeler ve araştırmalar olması gerektiği gibi meclis kontrolünde devam etmeli.

    - Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiği kesilmeyecek.

    Başbakan makamı kalkacağından doğal olarak başkan partisiyle ilişkisini kesmeyecek. Bana kalırsa aslında başbakan makamı kalkmıyor, başkannın sahip olduğu yetkiler başbakana verilecek. Orada yanlış bir anlama var.
    Cumhurbaşkanı vurgusunun yapılmasının temel sebebi sistemin adının Cumhurbaşkanlığı sistemi olması ve şu anki Cumhurbaşkanının imajının sürdürülmek istenmesidir.

    - Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl olacak. Bir kişi en fazla 2 kez başkan seçilebilecek.

    Bunu hala bilmeyen arkadaşlar var. Görev süresi dolan başkan makdıbını bırakacak. Türkiye gibi bir ülkede 10 yıl bu görevi yapmak zaten fazlasıyla yıpratacak, Cumhurbaşkanını yani devlet başkanını aktif ve canlı tutmak adına güzel bir madde. Bu sistemle başkan, Başbakanın bütün yetkilerini eline alıyor zaten. Başbakan olmak için her hangi bir süre kısıtlaması yok. Bir kişi seçilmeye devam ediyorsa 30 yılda 40 yılda artık ömrü ne kadar yetiyorsa başbakanlık yaparak ülkeyi yönetebilir. Ancak Cumhurbaşkanlığı sisteminde bu mümkün değil.

    - Cumhurbaşkanlığına, seçimlerde geçerli oyların en az yüzde 5'ini alan partiler ile en az 100 bin seçmen aday gösterebilecek.

    Şu anda yanlış hatırlamıyorsam 20 milletvekili imza verip aday çıkartabiliyordu. Demokrasinin gerçekten var olduğunu görebilmek için bu da güzel bir madde.

    - Cumhurbaşkanı "Devlet başkanı" olacak, yürütme yetkisini üstlenecek, Başkomutanlığı temsil edecek.

    Başbakanın yürütme yetkisi başkanna geçecek. Üstte anlattığım mevzu.

    - Cumhurbaşkanı, başkan yardımcıları ile bakanları atayacak ve görevlerine son verecek.

    Yine dediğim gibi şu an Başbakan ne yapabiliyorsa, bunu artık Cumhurbaşkanı yapacak.

    - Cumhurbaşkanı, anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunacak.

    Demokrasinin gerektirdiği şekilde, doğru olanı.

    - Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilecek.

    Başbakanın hemen hemen yapabildiği şey.

    - Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacak.

    TBMM işini yapmaya devam edecek, başkan istediği gibi her şeye karışacak, meclisi ele geçirecek muhabbetleri de boşa çıkıyor.

    - TBMM, başkan, başkan yardımcıları ve bakanlar hakkında soruşturma açılmasını isteyebilecek.

    Tek adamcılık, saltanat falan hala göremiyorum?
    Esas şu anki sistemle başkanna soruşturma açmak mümkün değildir. Turgut Özal'a kadar görev yapan 7 başkann 6'sı askerdir. Türkiye 1923'ten 1989'a kadar ordunun kontrolünde yönetilmiştir. Turgut Özal bu yüzden çok fazla önem taşır. Çok sevilmesindeki temel nedenlerden biri belkide ilk defa halktan birinin Cumhurbaşkanı olmasıydı. 89'a kadar asker devletiydik işte bu kadar basit.

    - Hakkında soruşturma açılmasına karar verilen başkan seçim kararı alamayacak.

    Cumhurbaşkanı sorgulanamaz maddesi bir kez daha çürümüş oluyor, tek adamcılığın gerçek olamayacağı bir diğer madde.

    - Cumhurbaşkanı, bir veya daha fazla başkan yardımcısı atayabilecek.

    Bizim bildiğimiz başbakan yardımcısı işte bu

    - Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından başkan tarafından atanacak ve görevden alınacak.

    Şu an Başbakanın yaptığı iş.

    - Milletvekilleri, başkan yardımcısı ve bakan olarak atanırsa üyelikleri sona erecek.

    Bakanların görevlerinden dolayı vekillik görevini yerine getiremedikleri için kesinlikle uygulanması gereken bir madde, en azından meclisin aktifliği için.

    - TBMM, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğu ile seçimlerin yenilenmesine karar verebilecek.

    Çalışamayacak duruma gelen meclisin aslında bir nevi sıçtık bari sıvamayalım demek için, meclisi yenilemek adına
    yapabileceği meclisi her zaman aktif durumda tutmak adına güzel bir madde.

    - Cumhurbaşkanı, kanunda düzenlenen ilgili şartların gerçekleşmesi halinde OHAL ilan edebilecek.
    Şu an Başbakan ve bakanlar kurulunun yaptığı iş.

    - Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun adı, Hakimler ve Savcılar Kurulu şeklinde değişecek.
    Bunu bende bilmiyorum.

    - Bütçeyi Cumhurbaşkanı Meclise sunacak.
    Şu an başbakanın yaptığı iş. Değişen bir şey yok, artık başkan yapacak.

    - Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek idare Mahkemesi ve askeri mahkemeler kalkacak.
    Askeriyenin devletin yürüttüğü hukuki işlemlere el atması zaten ancak
    Türkiye'de görebileceğimiz bir tabloydu. Türkiye gibi bir ortamda yıllarca 'sivil' vatandaşlar dahi askeri mahkemelerde yargılandı. Buna da gerek yok,
    askeriyenin içindeki davaları sivil mahkemelerde üstlenebilir gayet.
    ···
   tümünü göster