/i/Tespit

  1. 1.
    +185 -46
    mı değil mi bakacağız...

    şimdi gençler, daha önce tespitte bulunduğumuz Atatürk' ün askeri dahiliği ile alakalı yazımız trend olmuş, okuyan gözlerinize, şukulayan beğenen ellerinize sağlık. (#184946177)

    şimdi yeni bir tespit ile karşı karşıyayız. bu tespit tamamen kişisel fikirlerim dahilindedir, belirtmek isterim.

    15 temmuz 2016 tarihi gecesiydi... televizyon karşısındayken sosyal medyada bazı haberler patladı. yok efendim asker köprüyü kapattı, jetler yakından uçmaya başladı, tank gördük lan kapı önünde falan... önce bunu sosyal medya trolleri sandık, giblemedik. hadi lan deyip geçtik. sonra bazı fotolar gezmeye başladı internette. nooluyoz lan derken, haber kanallarına bir zapping yapalım dedik, bir baktık son dakikalar havada uçuşuyor. çok geçmeden bunun bir darbe girişimi olduğu söylenmeye başlandı. dikkat kesildik. ulusal kanallardaki yayınlar kesildi, köprülerden ankaradan tankların karşısından jetlerin altından falan yayınlar yapılmaya başlandı. tırstık, çünkü darbe bize sadece anlatılmıştı şimdi tarihe tanıklık ediyorduk, enteresandı...

    Önceleri siyasilerden ses yoktu. hiç sesleri çıkmadan gece yarısına kadar bekledik. sonra başbakan bi görünür gibi oldu, kalkışma dedi. artık adı konmuştu. değişik bir algı imajinasyonu akıllara işlenmişti; kalkışma ... akabinde reisülcumhur zatı muhteremi çıktı, çıkın sokaklara dedi. millet döküldü sokaklara falan, sonra jetlere taş atan mı tanklara kafa atan mı dersin, pek çok hadise ile karşılaştık.

    durumun özeti kısaca buydu. şimdi konunun etraflıca tatbikine geçelim. aslında ben konunun tamamen senaryo olduğunu da düşünmüyorum, başlangıçta onu belirteyim. aksini düşünenleriniz olur saygı duyuyorum. fethullah denen keriz ve eşrafındakiler, bu kadar ayrıntılı bir senaryoyu hayata geçirebilecek kapasite ve yetenekte değil, çok da gözümüzde büyütmeye gerek yok.

    şimdi olay patladığında muhtemelen bu kalkışmanın isthibaratı alınmıştır ama komuta kademesinden bu bilgi, öyle sanıyorum teyit edilmemiştir. dolayısıyla bu istihbarata rağbet edilmemiş olabilir. buna mukabil darbe girişimi başladığında, önceden verilmiş bu istihbaratın doğru çıktığı anlaşılmış ve komuta kademesinin bu girişime verdiği tepkinin ne olacağı beklenmiştir. işte olayın kırılma anı tam da burasıdır. siyasilerin neden televizyonlara darbe başladıktan sonra, daha geç çıktıklarının, konuşmayı biraz olsun geciktirdiklerinin sebebi budur. hatta reisülcumhurun almanya dan sığınma talep ettiği son dakikaları bile bu zamanlarda geçilmiştir. ben bu sığınma talebinin gerçek olduğunu düşünüyorum.

    sonra zaman biraz daha geçmeye başladı. bu arada genelkurmay başkanı da makamında esir alınmıştı falan. burada olayın ikinci detayı da şudur; atatürkçü ve cumhuriyetçi subaylar, bu kalkışma işini başlatan elemanların fethullahçı olduklarını sizden bizden daha iyi biliyorlardı. dolayısıyla bu hareket başladığında, senelerdir bu yapılanmadan yaka silkmiş subaylar hiçbir şekilde destek vermedi bu muallaklere. hatta karşı durdu. tsk nın ve atatürkçü subayların tamamından destek alamayan güruh yalnız kaldı ve ülke geneline yayılamadı. bir noktada tıkandı.

    bu tıkanma sonrası en önemli üçüncü detay şu; daha sonra kalkışma diyecekleri bu harekete, tsk nın tamamından destek olmadığını öğrenen siyasiler, anında çark ederek durumu fırsata çevirmek için harekete geçtiler. işte siyasileri biz, bu üçüncü detay sonrasında televizyonlarda görebildik. o vakte kadar belki de ülkeden nasıl kaçacaklarını düşündükleri anda, bu detay onlar için dönüm noktası oldu.

    ardından dördüncü detay; fantezi... siyasiler televizyonlara çıkıp, artık tehlikenin boyutu ufaldıktan sonra, millete sokağa çıkın direktifi verdi. çünkü artık, atatürkçü subayların fethullahçı muallaklere taviz vermeyeceğini öğrenmişlerdi. hatta bazı subaylar darbeye karşılık verdiler. bu çatışma ortamı darbeci ama aslında fethullahçı olan zütler arasındaki irtibatın kesilmesine yol açtı. darbenin gerçek olabileceğini sanan ve içinde bulunduğu aksiyon sebebi ile olan bitenden habersiz kitle yukarıdan emir alamayınca çözüldü ve bu gibindirik girişim son buldu. sonrası gerçekten hükümet fantezisiydi. siyasiler, millet darbeyi önledi, tankların karşısına dizilen halk, darbeyi, savuşturan millet, mottoları ile ülkeye gereksiz bir özgüven aşıladı. gereksiz diyorum çünkü bu bazı kitlelere çok acımasız bir takım özgüven vererek, sonraki süreçte bu kitlelerin savaş çığırtkanlıklarına yol açtı. rusya musya hak getire... millet artık öyle hale geldi ki, allah göstermesin rusyayla falan bir savaş olsa, millet tankların önüne atlayıp rusları durduracaklarını falan düşünüyorlardı.

    son süreç ise malum. artık tamamen bir endoktrinasyon süreci. 15 temmuz destanı falan, darebyi önleyen halk mottosunun klişeleşmesi, okullarda müfredata konulmaya çalışılması... yani tamamen iktidarın, kendi iktidarını kuvvetlendireceği bir paradigma haline gelmesi...

    işin özeti ise şudur; şayet tüm silahlı kuvvetler aynı nispette darbeye destek olsa, buna karşı koyduğunu düşünen insanlar o dönem olamayacaktı. belki siyasiler ülkeyi terk etmiş olacak ve halka bu çağrıları yapacak olanlar bulunmayacaktı. bu girişimi önleyen tek şey, bu hükümet zamanında türlü dalaverelerle ordunun içine sokulmuş fethullahçı subaylara, cumhuriyetçi subayların beslediği nefret ve kindir. bunların ne tak olduklarını bildikleri için hiç bir destek vermemiş hatta karşı koymuşlardır. bunu fırsata çeviren ise, bu girişim çerçevesinde, zamanında ergenekoncu, darbeci, balyozcu diye aşağıladığı subayların arkasında prim yapan hükümettir.

    TTK. Saygılar ...
    ···
   tümünü göster