/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1576.
    +17
    -geldinmi aminoasit gel gel , bak şu kitapların etiketinde numaralar yazıyo , ona göre raflara koyucaz tamammı.
    +tamam hocam.
    binbir fantaziyle girdiğim odada beklemediğim bi tepkiyle karşılandım. içeri girer girmez kapıyı kitleyip pantolonumun kemerine atılmasını bekliyordum. öyle olmadı. kitapları dizerken
    -küsmüyüz hala : )
    +yok hocam ne küsü.
    -katılmıyosun derslere
    +biraz tripliydim sadece.
    gönlümü aldı , aramız düzeldi. bi yandan kitapları dizmeye devam ediyoruz.
    -sedayla ayrılıp iremlemi çıkmaya başladın
    +öyle oldu.
    -yenisin ama hızlısın baya diyip güldü. bende gülerek cevap verdim. sedayla neler olduğunu vs. sordu. iremle ilgili çok az konuştuk. arkadaş gibiydi , hiç hocam bile diyesim gelmiyordu. genel olarak şehir ve ortamımla ilgili soruncada
    +pek arkadaşım yok , irem var sadece dedim. bu lafımın üzerine
    - benimde çok arkadaşım yok , hele boşandıktan sonra okuldaki diğer öğretmenler biraz mesafeli davranmaya başladılar , o yüzden öğrencilerle aram bu kadar iyi. arkadaş olmaya çalışıyorum hepinizle.
    Duygu hocaya hak vermiştim. Girerken aklımdaki düşünceler gitmişti. arkadaş olalımmı dedi. zaten arkadaşız hocam diyip gülerek cevap verdim. bi önceki ders o manzarayı ne çabuk unutupta arkadaş oluyordum bunu bende bilmiyorum. insan domalan arkadaşının zütüne bakarmı lan diye suçladım kendimi.
    -dersim olmadığında kütüphanenin işleriyle ilgileniyorum işte , öğretmenler odasında kimseyle pek aram yok. sende ara ara uğra o zaman konuşuruz, dertleşiriz.
    onay verdikten sonra o ders saatide bitince görüşürüz diyip ayrıldık. ne düşüncelerle gitmiştim , ne görmüştüm.. insan hocasına yan gözle bakarmı lan bin diyip kendime kızdım. o da arkadaşsızlıktan şikayetçiydi. hem çocuk değildi , kocaman kadındı. kendi yaşıtlarımla arkadaş olmamamın nedeni beni sevmemeleri yada dışlamaları değil, benim onları sevmememdi. çocuksu hareketlerinden nefret ederdim. oturduğumuzda arabalar, sigara , futbol ve kızlardan başka mevzu bilmeyen boş tiplerden nefret ederdim. yılışık , salak tiplerdi. böyle olmayanlarda dersten başka bişey düşünmeyen ineklerdi. kızlarıda sevmezdim , sabahtan akşama kadar züt göbek büyütüp yatmaktan başka bişey yapmazlar , evlilik programı ve benzeri tv programlarının muhabbetlerini yaparlar , hiç bi kitaptan , sanattan, spordan , siyasetten anlamazlar , anlayanlarada sıkıcı derlerdi. bütün işleri güçleri süslenip erkek dedikodusu yapmak olan zavallı bi tür olarak görüyordum bi çoğunu. bu yüzdende onlara duygusal olarak bağlanmanın aptallık olduğunu düşünüyordum. Çoğu böyle olsada kızlara erkekler olarak ihtiyacımız vardı , benimde vardı , 4s kuralını hep uygulamıştım.. aralarında düzgün olanları yokmuydu? tabiki vardı. reyisin kızı sinem boş bi kız değildi , kültürlüydü , üstelik sayısalda okuyor ve sene sonunda mühendisliğide hakederek kazanmıştı. iremse yavaş yavaş kalbime hitap eden ilk kız olacak gibiydi.
    işte bu yüzden duygu hocayla arkadaş olmayı kabul ettim , bi derdim olduğunda , konuşmak istediğimde onun yanına gidecektim.
    iremle yılbaşı alışverişine çıktık , çok fazla vakit kaybetmek istemedik ve hemen bişeyler seçip çıktık. Ön sıralarda oturan sakin , çalışkan bi kıza harper leenin bülbülü öldürmek adlı kitabını aldım. iremde bi çocuğa fenerbahçeli olduğundan büyük bi alex posteri aldı. 2012 yılına girecektik. Yılbaşı haftasonuna denk gelmişti. O yüzden hediyeler cuma günü son ders verildi. Fazla beklemeden iremle hediyelerimizi verdik. ireme bi kızdan cüzdan hediye edildi. Hediyesini beğenmişti ama bana hediye alan şerefsiz saklanmış hala vermemişti , biraz etrafa bakındım ama gelen giden yoktu. gibtiret dedim. Çıkışta irem arkadaşlarıyla beraber gidecekti. Onunla yanaktan öpüşüp ayrıldıktan sonra yoluma baktım. Hava soğuk hafif yağmurluydu , tenha bi yola girip kabanımın kapşonunu kafama örtüp okuldan 100 150 metre uzaklaşmıştımki bikaç saniyedir tam arkamda birinin yürüdüğünü farkettim. Aynı ritimdeki ayak sesleri aynı mesafede beni takip ediyordu. Arkama dönmedim , biraz daha yürüdüm , bi dükkanın tam arkamı gösteren buğulu camlarından bi kız olduğunu anladım ve tehdit hissetmediğimden durup döndüm. Karşımdaki sedaydı..
    +benimi takip ediyosun sen
    -evet
    +neden?
    -okuldan biraz uzakta konuşmak istedim
    +???
    -senin ismin bana çıktı. Hediyeni orda vermek istemedim yanlış anlaşılmasın diye.
    +bunun içinmi takip ediyodun , gerek yoktu mahcup oldum şimdi, ıslandın boşuna.
    - yok ya ne mahcubu. neyse veriyim hediyenide kaçıyım artık.
    + dur zaten eve geldik sayılır 100 metre kaldı. Islandın o kadar evin ters tarafta , gel bizimkiler evde yok. yağmur dinince dönersin.
    -yaa bilmemki
    +hadi gel , ıslandın benim yüzümden o kadar.
    -tamam.
    Kız iyi niyetle yanlış anlaşılmasın diye benim için ıslanmıştı o kadar , tamamen iyi niyetle eve zütürdüm sedayı. Ev boştu , iş çıkışı babamla annem eski şehirimizdeki hastalanan yakın bi akrabamızın ziyaretine haftasonu gideceklerdi. Tüm iyiniyetle sedayı zütürürken aklımdan geçmişimiz , sedanın geçmişi , evin boş oluşu ve yalnız kalacağımız geçiyordu. Sedanında aklından bişeyler geçiyor olmalı ki hiç konuşmadık eve varana kadar. Sonunda geldik , kapıyı açtım , içeri aldım. Artık yalnızdık , hemde boş bir evde. Normalde hediyesini vericek , yağmur dinincede gidicekti ama öyle olmadı..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster