/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1576.
    +26 -2
    sessizliği bozan seda oldu..
    -aminoasit konuşalım
    +ne konuşucaz?
    -lütfen.
    herzamanki gibi koridorun tenha köşesine geçtik , seni dinliyorum dedim.
    -irem nerden çıktı birden noluyo?
    +seda ayrıldık farkındamısın?
    -ayrılmadık ya saçmalama , konuşalım bak çözeriz nolur seni seviyorum ben
    +seni kırmak istemiyorum , anlatıcağın şeyleride dinlemek istemiyorum. iremlede herşey olabilir seni ilgilendirmez artık.
    -o huur anlattı dimi herşeyi sana , anlattıklarına inanma lütfen yalancının teki o.
    +seda düzgün konuş kız hakkında kimin ne olduğunun farkındayım artık.
    ağlayarak küfürler edip canımı yakamasada eliyle ve tekmeler atarak vurmaya başladı. fazla tahammül etmedim. 2 kolunuda sertçe tutup sınıfa sürükledim , sürüklerken ağlamaklı sesiyle nolur inanma lütfen seni seviyorum , sende ben seviyosun gibi laflar ediyordu. içim biraz cız etsede onu sınıfa doğru itip kapıyı kapadım ve uzaklaştım , arkamdan gelmedi. yemeğimi yemeye indim , aksilikler üstüste gelirdi hep , 3 liraya içine 2 tane küçük köfte parçası geri kalanını yıkanmamış marulla kabuklu domates koyup köfte ekmek diye satan kantinciye içimden bi güzel sövdüm. karnımda tam doymamıştı , biraz dolandıktan sonra sınıfa çıktığımda içerden sesler geliyordu , öğle arasının dönüşündede geç girerdim sınıfa , genelde çoğu içerde olurdu , ne bu ses dıbınakoduklarım diye düşünürken yaklaştıkça sedanın sesini duyuyordum. bağırma sesleri vardı , hızlıca kapıya yaklaşıp içeri girdiğimde seda ireme bağırıyordu. tuğba ve zehra iremin arkasındaydı , reyis oturduğu yerden kalkıp kapıya yöneldi ve sınıftan giberim yapacağınız işi der gibi çıkıp gitti. diğer binlerin hoşuna gitmiş olacakki gülerek olayı izliyorlardı , olay yerine yaklaştım. irem bağırmıyordu hatta susuyordu sürekli , asilliğini koruyordu. sedanın ağzından yalancı, huur , iftiracı, elimden aldın gibi laflar çıkıyordu. sedayı tutup yerine oturtan ben oldum. arkasından sarılarak tutarak geri çektim. ellerimin bi kısmı göğsündeydi , fırsattan istifade göğüslerinide avuçlayarak sedayı oturttum sakin ol dedim. bu sefer banada bağırdı. dönüşte iremi teselli ettim , kız hiç bağırmamış tam tersi cevap bile vermeyerek duruşunu korumuştu. seda ise çantasını alıp sınıfı terketti.
    sonraki zamanlarda seda umursamaz bi tavra büründü. yavaş yavaş kabullenmeye başlar gibi gözüküyordu ama pek inanmıyordum bu tavrına. bense iremle giderek yakınlığı arttırmıştım. sık sık konuşuyorduk , kendi hayatıyla ilgili şeyler anlatıyordu. yavaş yavaş tanımaya başlıyordum onu. bu arada öğrenmiştim kalçasının bu kadar geniş , dolgun ama şekilli olmasının sebebini. o da spor yapıyordu. favori hareketlerinden biride squatmış. hızlı başlayan herşey çabucak biterdi , sedayla çok hızlı başlamıştı benden sonra herkesle ilişkisini kesmiş ama aynı şekilde çok hızlı bitmiştide. irem benimle samimiyeti artırırken kendi arkadaşlarını ihmal etmiyordu. çok hızlı gitmiyorduk ama gidiyorduk en azından ve süreyi fazla uzatmadan artık şekillendirmek gerektiğini düşündüm. konuşmaya karar verdim. okul çıkışı vakit geçiricektik. bi eğlence merkezine gittik , tuğba ve zehrada vardı , bowling oynadık. onlarda aramızda bişeyler olmaya başladığının farkındaydı ve bowlingden sonra neyse biz kaçalım artık işimiz var diyip yalandan bi bahaneyle uzaklaşırlarken ireme bakıp gülüşüyorlardı. iremde olacakları anlamış ve gülerken bana belli etmemeye çalışıyordu. bi kafeye davet ettim. biraz muhabbetten sonra seninle ikimizle ilgili bişeyden bahsetmek istiyorum diyip konuya girerken , irem yeşil gözlerini büyütüp fazla falso vermeden habersizmiş gibi beni dinlemeye başladı. uzun bi konuşma yapmıycaktım zaten. dediklerim aynen şunlar oldu:
    seninle olan arkadaşlığım çok güzel gidiyo , hoş vakit geçiriyorum. tavırlarını duruşunu seviyorum , seninde memnun olduğunu hissediyorum. güzel ve hoşta bi kızsın ben bu arkadaşlığımızı biraz daha yakınlaştırmak istiyorum.
    kahve bardağını 2 eliyle tutup tebessüm ederken etrafa bikaç saniye boş bakıp atıp gözlerini kaçırdı. bana baktı ve..
    çok tatlı bi şekilde olur dedi. tebessümle karşılık verdim. 1 elini kendime çektim ve romantik bi ortam oluşur gibide olsa fazla romantizme gerek yok hem bu kadar gerilmekte yeter diyip konuyu değiştiren ben oldum.
    +el falı biliyorum ben bakmamı istermisin?
    -aa öylemii , baksana
    fırsatıda bulup yanına oturdum iyice yan yanaydık, elleri elimdeydi , parmaklarımla elindeki çizgilerin üzerinden okşayarak gidiyordum. kızlar bundan huylanır ve hoşlarına gider. el falı bahanesiyle ayaküstü iremi tahrik ediyordum. gerçekten gizli bin olabilirdim. unuttuğum bi kaç bilgiyi yalandan uydurmaya başladım. işte bu hayat çizgisi , bu kader çizgisi , kader çizgin hayatla kesişiyo yani hayatının aşkını bulucaksın gibi laflarla konuyu kendimede çekip güleceği şeyler söylüyordum. bi kızı ciddiyetten ve gerginlikten en kısa sürede rahatlayacağı güleceği bi moda sokabilirseniz 1 değil en az 10 adım öndesiniz demektir. bunu iyi kullandım o gün çıkışta beraber yürüdük , hava soğuktu ve artık sevgili olmamızında verdiği samimiyetle elini tutarak yürüdüm. diğer eli montunun cebinde kafasında kapşonu vardı, kapşonunun kapattığı gözlerini konuşurken beni görebilmek için iyice kafasını kaldırmasıyla ciksiliğinin üzerine tatlılıkta ekliyordu bu kız. ayrılacağımız yerde , sedanın bi zamanlar bana söylediği lafları ona sattım.
    +güzel bi gündü teşekkür ederim herşey için diyip yanağına bi öpücük kondurdum. ben teşekkür ederim dedi ve gülerek uzaklaştı. aferin lan aminoasit diye kendi içimde bi kutlama yapıp , kendimi şereflendirirken uzun zamandır yaşamadığım aksiyon o an gerçekleşti..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster