Solculuk, sağcılık, muhafazakarlık, istikrar vs.. gibi kavramların çıkışı Büyük Fransız Devrimi iledir.
Kısaca bahsetmek gerekirse sistemle, anayasa ile, devletin norm, yasa ve kanunları ile derdi olmayan; bunlara dokunulmaması gerektiğini savunan ve bunun için her ne surette olursa olsun mücadele eden kişilere 'sağcı' denir.
Solcu ise Türkiye'de 'devrimci' diye de nitelendirilen, artık mevcut düzene olsun, yasalara, kanunlara veya sisteme eleştiri getiren; bunları yetersiz ve(ya) ekgib görenler için kullanılmıştır.
Muhafazakarlık dediğimiz ise sistem ve yasaları uygun bulmakla beraber şu anki yöneticilerden, egemen sınıftan, hakim olanlardan ve bürokrasiden memnun olup ülkenin istikrarını isteyenlerin halidir.
Bu sefer 'istikrar' kavrdıbını ele almamız gerekecek. istikrar demek şu anki durumu koruma, kollama, yenilik ve değişikliğe kapalı olmasıdır, tabii ki ülkenin. Yani bir farklılık olmasın.
Yani solcu görüş istikrara karşı mücadele verir diyebiliriz bu yönden de.

Böyle bir solculuğu kastediyorsan evet şu an zaten Türkiye'nin tamamı solcu, kimse ne yasalardan memnun ne sistemdeki bürokrasinin işleyişinden. Ne sosyalisti, ne Müslümanı ne Hristiyanı ne de seküleri.
Fakat kargaşanın sebebi şu ki, gelecek yenilikler nasıl ve hangi şekilde olacak? Kimin doktrinine ve hangi normlara bağlı olacak? Laik mi olacak? Dinlere bakışı ne olacak? Devletçilik işleyecek mi? Başbakan ne olacak? Başkan mı olacak? Vsvs.. asıl mesele bu zaten.

Bir de zütü açık kapalılardan bahsetmiyorsun, dostum buyur sen kardeşlerinin, çocuklarının hem zütlerini kapa hem başlarını. Niye kötü örneği görüyorsun ki? Gaye sadece saldırmak.