/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    0
    "bu işi yapacaksak, düzgün yapalım." dedi. ben ağzımı açmadım ama dolabımdaki eşyalara gözattı.
    "sen ve aptal grup tişörtlerin."
    "sen farklı giyiniyormuşsun gibi... "
    "ben ciddi grup tişörleri giyiyorum fall out boy ya da linkin park değil."
    "onlarda ciddi! sırf green day dinlemiyorum diye beni yargılayamazsın. ya da misfits."dedim.
    "çok konuşuyorsun. bu erkeklerin sinirini bozar. gerçi sen bitkilerin bile sinirini bozabilirsin." dedi umursamaz bir edayla elini salladı. ona en kötü bakışımı atarken dolabıma uzandı ve kotlarımı yere attı.
    "kot, kot, kot, kot ah şuna bakın birkot daha! ve çok şaşıracaksın ama" dedi kotumu suratıma fırlatıp "bir kot daha!"
    yüzümü buruşturdum. tamam kot giyiyordum ama hepsinin aynı modelde oldugunu fark etmemiştim. hepsi koyu lacivert düz bol kotlardandı. benimle çıkan erkekler neden beni çekici bulurdu cidden anlam veremezdim.
    "sen, bahar erdek, Allahın bahşetmiş olduğu en değerli eşyayı iğrenç bir şekilde kullanarak tüm insanlığa ihanet ettin."
    "söz konusu kotlar olduğunda duygusallaşıyor can." bana dik dik baktı.
    "şimdi bunları nereye atacağız?"
    "atmak mı?"
    "haklısın. yakmalıyız."
    sinirle iç çektim kotlarımı toplayıp kenara koydum. burnumun kemerini sertçe sıktım. can beni zorluyordu. konuşmasıyla davranışlarıyla hareketleriyle... ona kızgınca baksam bile etkilenmedi. bu işe kendini sokan bendim. o halde kabul etmek zorundaydım.
    "anladım. sıkıcı kotlar yok."
    "güzelim, söz seninle işim bittikten sonra onlara dokunduğun için bile kendinden tiksineceksin." dedi. sonra dolabıma tekrar baktı arkada bir yerde sıkışmıs dar geçen seneden kalma kotu çıkarttı. beğeniyle mırıldandı. "bak buna kot derim."
    "onu giyemem."
    "neden?" dedi kotu incelerken.
    "onu giydiğimde nefes alamıyorum."
    "ah, bende yırtık falan sandım. tamam sorun değil."
    "ama-"
    "beni isteyen sendin bahar. eğer öğretmeme izin vermeyeceksen mert'i twinkle twinkle little star eşliğinde etkilemeyi deneyebilirsin." dedi. ona baktığımda dudaklarını kibirle birbirine bastırdı. tek kaşını ukalalık içinde kaldırdı.
    küfürler saura savura elindekini aldım. "ders bir, iyi bir ciks için iyi görün."
    "ders birin kotlar olduğunu sanıyordum." dedim.
    "iyi ders iki olsun."
    • **
    içeri onun fark edebileceği kadar girdiğimde başını salladı. "bak bacakların varmış!" dedi alayla. kemer girişlerini tutup çektim. "nefes alamıyorum." deidm. önemsemedi ve saçımın tokasını çekip aldı. saçlarımı dağıttı. eğilmem için sırtıma vurduğunda homurdanmadan edemedim. biz ne yapıyorduk? yani bu oldukça komikti. can ve benim tarzım. bir arada.
    saçımı geriye attığında gülümsedi.
    "işte, gördün mü? çekici bir kız olduğunu biliyordum." dedi kan yanaklarıma hücum ettiğinde gözlerim sonuna kadar açılmış bir biçimde ona baktım.
    "öyle miyim?" dedim şaşkınlıkla.
    yani can'dan duymak farklı hissettiriyordu.
    Ama can bir şey demedi. sadece alt dudağını ağzına yuvarlayıp gözlerini yumup açtı. onaylamasına karşılık gülümsedim.
    "şimdi sırada randevu var." dedi. kaşlarımı çattım.
    "ra-randevu?"
    "evet anldıbını biliyorsun değil mi? kız ve erkek beraber çıkarlar. yemek yerler ya da sadece takılırlar. genelde yatakta bitiririm ama bu konumuzun dışında-"
    "evet, randevunun ne olduğunu biliyorum! sadece pek randevu addıbına benzemiyorsun." dedim. ellerini arkasındaki masaya dayadı ve tembelce başını geriye attı.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster