/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 526.
    +10
    BEYLER KARIŞTIRMAMAK iÇiN HiKAYEYi SAHiBi KISMINDAN OKUYUN.

    sabah uyandım ve her zaman ki gibi caddeye doğru yürümeye başladım. kaldırımın uç tarafından çizgilere basmamaya çalışarak yürüyor, bir yandan da arkamı dönüp arabalara el işareti yapıyordum. on dakika boyunca hiçbir araba durmadı. en son bi tane kamyon tarzı bi araç yanaştı. adam camı indirip " istersen arkaya atla yerim yok " dedi. " eyvallah " deyip atladım kasaya. bazı muallakler boş arabayla durmuyordu ama bu adamın durması takdir edilesi bi davranıştı.

    okula doğru yaklaşırken bende bi züt korkusu başladı. birisi falan görür rezil oluruz diye hiç düşünmemiştim kasaya atlarken. caddenin tam sonuna gelmeden arabanın yanında kidemir levhaya iki kere vurdum "sağ çek" der gibi. adam köşeye yanaşınca atladım aşağıya. elimi kaldırıp selam çaktım o da kornaya basıp uzaklaştı. biraz fazla yürüyecektim ama olsun rezil olmaktan iyiydi.
    sınıfa girdim ve en arka köşeme oturdum. sınıfta ki huurlardan gamze " sana da günaydın " dedi. ben de " eyvallah " dedim. ben yapmacık bi insan değildim. ne düşünüyorsam dışa da onu yansıtırdım. sevmezdim hiç gamze ve tayfasını. bizden büyük erkekleri kesmekten başka bi taka yaramazlardı.

    öğlen teneffüsünde maç yapmak için toprak alana gittim kimse yoktu. bende geri sınıfa doğru yürürken voleybol oynayan kızlardan seken top bana doğru geliyordu. ayağımın içiyle kızlara doğru vurdum topu. reflekslerini gibtiğimin şişmanı topu tutamadı ve arkası dönük bi kızın kafasına çarptı. top zaten yavaştı, ciddi bi durum da yoktu. yanında ki kızlar gülmeye başladı. kız arkasını dönüp bana baktı ve hafif utanmış bir şekilde güldü. ona bişey olmamıştı ama sanki ben kafama Roberto Carlosun vurduğu topu yemiş gibi oldum. çok güzeldi beyler. hani maçın son dakikasında hakemin penaltı noktasını göstermesi gibi bir şeydi bu. o gülüşte gönlümün verdiği son dakika penaltısıydı.

    kız bana güldü ama ben o an ne tepki verdim hatırlamıyorum. kesin suratımda anlamsız bi ifade oluşmuştu, kız o ifadeden sonra güldüğüne pişman olmuştur amk. sınıfa doğru ilerlemeye devam ettim. normalde okullarda büyük sınıflar üst katlarda olur ama bizim okulda tam tersiydi. merdivenlerden çıkıp sınıfa girdim. maçtan sonra yerim diye düşünerek bıraktığım ekmeğimi kış uykusundan yeni uyanmış ayı edasıyla yedim. stresliydim beyler, bi özür bile dilememiştim kızdan. ama belki de böylesi daha iyi olmuştu. özür dileme bahanesiyle daha müsait bi zamanda yanına gidebilirdim. zaten şimdi özür dilemiş olsaydım en fazla " önemli değil " der yollardı beni.

    çıkışta caddede ilerlerken deryanın seslendiğini duydum. yerimde durdum ve gelmesini bekledim. yine otuz iki diş gülerek geliyordu. gülmek yakışıyordu huurya. bembeyaz dişleri vardı. " naber keskin nişancı " dedi sırıtarak. ben yine utandım anında ve beynim yanaklarıma kızarması için komut verdi. " iyi senden naber " dedim. " iyi işte " dedi. bi süre konuşmadan yürüdük. onun parka doğru döneceği sokağa gelince " görüşürüz " dedim. " sende gelsene yaa" dedi huur gibi a yı uzatarak. gerçi zaten huur sayılırdı. bi an için gitmiyeceğimi söylesemde, kafasına top attığım kız hakkında bilgi alırım düşüncesiyle takıldım peşine. tabi olacaklardan habersiz..
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Devam edicek misin?
      ···
   tümünü göster