1. 18476.
    +7 -1
    ..ertesi sabah..

    sarmaş dolaş olduğumuz yatakta öğlenden sonra ancak ayılabildik.. bugün yeni bir gün.. onunda ötesinde yeni bir yıl.. koskoca, yepyeni bir yıl daha.. ebrum ile yan yana, omuz omuza, kucak kucağa geçmesini umduğum bir yıl daha.. öyle çok zaman kaybettik ki..öyle fazla kaybolan yılımız var ki, bunları olsa olsa telafi yılı sayabiliriz kendimize..biz daha, başlamadık bile.. filmin yazıları yazıyor henüz..

    birlikte duş alalım dedim, utandı..o kadar fanteziye gelemezmiş.. şimdilik (:

    ben duşumu alıp üzerimde bornozla koridora çıkınca, asıl niyetinin ne olduğunu anladım, hemen hemen kurulmuş görünen, halil ibrahim sofrasından hallice kahvaltı masasını görünce..

    "oha..ne güzel hazırlamışsın kız.. zeytini nerden buldun?"

    "alttaki dolaptan? plastik küçük bidonun içinde var full dolu? bozuk mu yoksa onlar?"

    "he?..yoo.. valla onun orada olduğunu bile unutmuşum x)"

    "hep abur cubur, kornfileks, büsküvüt yersen unutursun tabi.. nasıl kahvaltı yapıyorsun allah bilir (:"

    "yok kız, peynir filan yiyorum..hep abur cubur değil x) pekmez bile var..vay anasını, neler varmış bizim dolaplarda haberimiz olmamış (:"

    harbiden de, benim varlığını bile unuttuğum ne varsa kahvaltılık, çıkarmış dizmiş masaya, çay demleniyor bir yandan.. gidip yanağından öptüm..
    "çaya ben bakarım.." dedim..

    "tamam, fazla havluların odandaki dolapta demi?"

    "havlu mu? sen boş ver havluyu, benim dolabımda başka bir şey var bakalım onu bir gör ;)"

    "ne?"

    "git bak işte allah allahhh (:"

    bir kaç dakika sonra üzerinde, yılbaşı hediyesi olarak aldığım koyu kırmızı bornozla geldi,

    "rezilsin ya (: bu ne biçim renk böyle x)"

    "ne var kızım, yılbaşı işte.. hepy krismıs.. kırmızı, beğenemedin mi?"

    "çok beğendim teşekkür ederim (x .."

    "hani benim hediyem? kırmızı takserim? he? x)"

    "aman ne yapıcan kırmızı takser i? başka bir şey aldım ben bak arabada o da, birazdan kavuşursun?"

    "ne aldın gı? (x"

    "sürpriz, işte sabret biraz (:"

    "benim bildiğim, hediye arabada olmaz, evde olur, noel baba çam ağacının altına, çorabın için filan bırakır..ee..ya da dolabın içine koyar :p"

    "hıı..e biz odada yuvarlanırken girmeye çekinmiştir belki de? (:"

    "hahaha..sus sus (:..hadi çabuk gir çık, daha bugün uzun, zaten öğlen ettik"

    "sen başla yemeye."

    "yok beklerim.."

    "tolgalara baktın mı? onları da uyandırsak mı? ayıp mı olur?"

    "boş ver ya şimdi girmeyelim odalarına, hangi pozisyondalar bilemeyiz x)"

    "x) peki.. geliyorum ben hemen.. başla sen ya?? (:"

    "başlamam (:"

    kahvaltıdan sonra dışarıya çıktık, soğuk havada fazla direnemeyince kafelerden birine attık kendimizi..o sırada cep telefonuma bir mesaj geldi, begüm yazmış,

    "geç de olsa mutlu yıllar (: beni onunla tanıştırdığın için de ayrıca teşekkür ederim, çok mutluyum çok tsigalko, senin mutluluğun da hiç bozulmasın inşallah :*"

    gülümsedim kendi kendime,

    "begümle ilkay çıkmaya başlamışlar dün gece anlaşılan (:" dedim ebruya,

    "hadi ya (: vay bee.. çift girdiler ha yeni yıla.. begüm mü mesaj attı?"

    "aynen, dün gece ikisinden biri ya da ikisi birden dökülmüş demek ki (:"

    "ay iyi ya hadi hayırlısı olsun.. sana da dua ederler artık ;)"

    "demi? ihtiyacım var dua ya epey..(:"

    "niyemiş?"

    "ee malum işte.. zamanında çok beddua ettiler..:/"

    "hmm..o zaman senin dayağa da ihtiyacın var, onu da ben atabilirim istersen?"

    "olur, bana uyar x)"

    "saçmalama, beddua filan etmedi kimse..ben etmedim en azından.. diğerlerinin ki de tutmaz zaten.. köpeğin şeysi şey olsa.. gökten şey yağarmış.."

    "(: harbi etmedin mi beddua? allah belanı versin filan demedin mi?..sanki ben ettin diye hatırlıyorum yüzüme karşı bile :p"

    "öff.. kapatalım şu konuları olmaz mı?"

    "tamam be hemen arızaya bağlama..sen böyle yapınca ben alttan almak zorunda kalıyorum, sonra kılıbığa çıkacak adımız (:"

    "alma alttan? kavga edelim?"

    "etmeyelim.. üzülürsen, üzülürüm.."

    yüzümü avuçlarının arasına aldı, "etmeyelim o zaman..bak burda ne var.. senin için.."

    deminden beri elinde dolaştırdığı poşedi bana verdi,

    "ne bu?"

    "aç bak?"

    açtım, baktım,

    fenerbahçe forması çıktı içinden.. basketbol forması..

    şoke olmuş şekilde elimde evirip çevirdim..12 numaralı "mrsic" formasıydı elimde tuttuğum..

    "bunu.. nerden ald.. buldun?.."

    "bulurum ben (:"

    dilim tutulmuştu.. gözlerim nemlendi.. ulan..bu kız.. beni çok seviyor... ben..ben bu kız için ölürüm...

    masanın karşısından uzanıp sarıldım.. yanaklarından, alnından öptüm..

    "çok sağ o ebru.. çok teşekkür ederim.. harika bir hediye bu... " dedim güçlükle yutkunarak..

    damardan girmiş, tam kalbimin ortasından vurmuştu beni.. basketbol..fenerbahçe.. ebru..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster