/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +42 -4
    Arkadaşlar geçen yaz komando kursunda çok değerli bir komutanımızın anlattığı yaşanmış olayı hatırladığım, dilim döndüğünce sizlere anlatacağım. Şuku falan umrumda değil zaten sözlükte de yeniyim ama sizinde dinlemenizi istediğim için anlatıyorum... (Komutanımızın anlatışıyla anlatıyorum.)

    Özledim, özledim Semra'mı özledim... Ana babamı özledim. Operasyon operasyon aylardır evime gidemiyorum, Semra'mın kokusunu özledim. Ama nasıl bırakır giderimki askerlerimi yakışmaz bana. Konteynerımın küçük penceresinden gördüğüm mavi gökyüzü, o mavilikte Semra'mı görüyorum, anamı, babamı, anılarımı.
    -Tık tık tık
    -Gir
    -Komutanım Tabur Komutanımız sizi emrediyor komutanım
    -Tamam aslanım sen git geliyorum ben.

    Hayırdır inşallah bi gidip bakalım...

    Gökhan'ım kocam... Çok özledim seni nerelerdesin, ne zaman geleceksin, hani yıldönümüzde gelecektin. Olsun sen iyi ol da elbet kavuşuruz aşkım. Sıcaklığını özledim, bana bakışını, elimi tutuşunu...

    -Tık tık tık
    -Giir !
    -Yüzbaşı Gökhan beni emretmişsiniz Komutanım
    -Gel Gökhan gel otur kardeşim
    Gökhan bize yine operasyon çıktı, biliyorum aylardır evine gidemedin eşini özledin aileni özledin o yüzden sana sormak istedim eğer izne gitmek istiyorsan başka birini görevlendireceğim.
    (Gökhan Yüzbaşı çok zeki, çalışkan bir subaydır bölüğü bütün operasyonlardan başarıyla dönmüştür ve tabur komutanı Gökhan Yüzbaşıyı özellikle görevlerde yanında görmek istemektedir.)
    -Emredersiniz komutanım ben ve bölüğüm operasyona çıkacağız.
    -Gökhan emretmiyorum aslanım soruyorum istersen gönderebilirim seni izne zamanın geldi çoktan.
    -Bölüğümü yalnız bırakamam komutanım onlar operasyona çıkarsa bende çıkarım.
    -Senden beklediğim cevapta buydu aslanım hazırlıklara başlayın...

    Ah aptal kafam ah yine yok diyemedim! Ne diyecem şimdi ben Semra'ya, geleceğimi söylemiştim off of...

    Bir kişi bile okuyorsa devam edecem arkadaşlar vizelerim var biraz ders biraz burasıyla ilgileniyorum...
    ···
  2. 2.
    +10 -1
    Konteynerıma geri döndüm, normalde her zaman içen biri değildim ama böyle zamanlarda iyi gidiyordu bir sigara yaktım... Postamı çağırdım ;
    -Aslanım bana Mehmet Teğmeni çağır gel bakalım.
    Mehmet teğmen mezuniyetinin üstünden iki yıl geçmiş olmasına rağmen çok başarılı çok akıllı bir Teğmendi bölüğüme Takım Komutanı olarak düşmesi büyük şanstı.
    -Tık tık tık !
    -Teğmen Mehmet beni emretmişsiniz komutanım
    -Gel Mehmet. Abicim bize yine operasyon yolu gözüktü bölüğün hazırlıklarını başlat istihbarat Şube ile iletişime geç istihbarat haritasının yanında hava durumu raporunu da al güzergahımızı belirleyelim...
    -Emredersiniz komutanım.

    Oğlum kaç zamandır evine gelemiyorsun özledik seni yavrum, ne yer ne içersin oralarda bilmem ki hem hava da soğuk üşümesen oralarda. Ama rahatım diyorsun her zaman hiç operasyon olmuyormuş son zamanlarda durumlar iyiymiş içimizi rahatlatıyorsun böyle diyerek Allah'ım seni korusun evladım.

    -Tık tık tık
    -Geel !
    -Ko-komutanım ıı benim çocuğum olacakta komutanım ben ben eğer müsaadeniz olursa çocuğumun doğumunda e eşimin yanında olmak istiyorum izne gidebilirmiyim eğer mü-müsaade ederseniz
    -Aslanım niye önceden haber vermedin seni askeri konvoyla yollardık bi kaç gün önceden operasyona da çıkacaz ama. Olsun sen git eşinin yanında ol yalnız bırakma böyle bir günde anlıyorum nasıl bir duygu içinde olduğunu.
    -Komutanım operasyona mı çıkıyoruz ?
    -Evet Murat operasyona çıkacaz ama olsun seni yollayalım biz eşinin yanına git sen.
    -Olmaz komutanım olmaz. Gitmem!
    -Murat nasıl konuşuyorsun komutanınla!
    -Komutanım affedin ama gidemem nasıl yalnız bırakırım sizi burda bölüğümü nasıl bırakır evime giderim nasıl hesabını veririm bunun ben. Gidemem ben eve komutanım beni de zütürün operasyona!
    -Eminmisin Murat bak eşinle aran açılmasın sonra ?
    -Komutanım eşimle aram açılmaz hem açılsa ne ben sizi yalnız bırakamam komutanım!
    -Tamam koçum öyle olsun bakalım sende çık operasyona bizle...

    Hazırlıklar yapılır çantalar yüklenir operasyona çıkılır. Ne Gökhan Yüzbaşı ne Mehmet Teğmen ne de Murat ailesine operasyona çıkacağını söylememiştir, hem hiç bir zaman da söylememişlerdir boşu boşuna meraklandırmaya gerek yoktur... Komando birlikleri diğer birliklerden farklı olarak 16-18 kişiden oluşan timlerle hareket eder...
    Soğuk bir Kasım günüdür, hava yağmurlu, sisten göz gözü görmüyordur Gökhan Yüzbaşı ve Mehmet Teğmen pançolarını üzerlerine açıp haritayı yere açmışlardır feneri yakıp haritayı mütaalaa etmektedirler, ışığın görünmesi düşmana yerini belli etmek anldıbına geldiği için üzerlerine pançoyu açmışlardır...
    Tümünü Göster
    ···
  3. 3.
    +12
    Harita mütalaasından sonra Gökhan Yüzbaşı keşif için ilerideki tepeye bir tim göndermeye karar verir. Bu göreve gönüllü olanlardan biri de Murat'tır. Gökhan Yüzbaşı Murat'ı göndermeyi her ne kadar istemese de tamam demiştir...

    Tim hazırlıkları tamamlar bölük bulunduğu yerde emniyeti alıp beklerken keşif timi tepeye doğru intikale başlar... Ortalık sessizdir, ölüm sessizliği hakimdir... Derken gökyüzünü delercesine bir ses hızla Murat'ı bulur. Bacağından vurulmuştur ve şoka girmiştir.

    -Bacağımmmm ahhh bacağııımmmmmm
    -Ölmek istemiyooooruuuummm ölmek istemiyoruuummmmm komutanıııımmmmm!

    Tim ateşe ateşle karşılık vermiştir ancak Murat bulunduğu yerden bir siperin arkasına geçememiştir ortada kalmıştır, Gökhan Yüzbaşı hızlıca karar vermiş ve telsizle time haber vermiştir başınızı siperden çıkarmayın sizin için geliyoruz...

    Ortalık cehennem ateşine dönmüştür mermi seslerinin ardı arkası kesilmiyordur.

    Timden biri bile mevzilerinden çıkarsa vurulacaklardır ateşlerden bu anlaşılmaktadır.

    Mehmet Mehmet bu ses Murat'ın Allah kahretsin Allah kahretsin onu ordan çıkarmamı gerek

    -Komutanım ben giderim beni yollayın!
    -Olmaz Mehmet ya sana birşey olursa ben gideceğim.
    -Komutanm olmaz öyle şey ben giderim derken;

    Gökhan Yüzbaşı Murat'a doğru sürünmeye başlamıştır bile.

    (Burda bir parantez açma gerekliliği duydum. Bizler için askerlerimizden birinin evine gidip oğlunuz benim emrim altındayken şehit oldu ona sahip çıkamadım demek bin defa ölümden beterdir. O kadar asker varken neden Gökhan Yüzbaşı Murat'ı almaya gitti diye düşünenler olursa diye... )

    Gökhan Yüzbaşı sürünerek Murat'ın yanına gelir.

    -Murat sessiz ol ! Sessiz ol yerimizi belli edeceksin ikimizi de öldürteceksin sessiz ol...

    Gökhan yüzbaşı Murat'ı sırtına alıp sürünmeye başlamıştır...
    ···
  4. 4.
    +7
    10 Metre kadar ilerlemiştir ki yağmur olup yağan kurşunlardan biri Gökhan Yüzbaşıyı sağ ayağından yakalar...

    Duyduğu acıyı düşünmemeye çalışarak kol gücüyle sürünmeye devam eder...

    -Bey kalk bey benim içim iyice darlanmaya başladı birşeyler oluyor Gökhan'ımı arayalım !
    -Oooff hanım tamam tamam arayalım...
    -Telefonu kapalı uyuyordur çocuk sabah olsun ararız endişelenme sen.

    Gökhan Yüzbaşı sırtında Murat sürünmeye devam ederken bir kurşun da sırtından yakalamıştır... !

    -Ahhhh kalbim bey kalbim çok kötü hastaneye zütür beni...

    Dışarda siyah bir araba ve ambulans gören Semra birazdan olacakları tahmin etmektedir ama konduramaz... Derken kapı çalınır.

    -Hayır gidin gidin açmıyorum kapıyı gidin dedim size gidinnn...
    Diyerek sırtını kapıya yaslar ve yere doğru çökerek ağlamaya başlar...
    -Aşkım, kocam, evimin huzuru gitme bırakma beni bırakma beni buralarda yalnız...

    Gökhan Yüzbaşı şehit olmuştur. Toprak Gökhan kokmuş Gökhan toprak olmuştur... Yaşanan acıyı kelimeler anlatamaz. Murat Gökhan Yüzbaşı sayesinde hayatta kalmıştır. Nur topu gibi bir oğlu olmuş adını da komutanının adını koymuş yani Gökhan. Gökhan'ım diye sevdi evladını. Kendisi için canını hiçe sayan komutanını hiç unutmadı...
    ···