Tr şartlarında öyle bi ortam kişi başı 4 k

Vakit biraz ilerlemişti ayyaşlar yavaş yavaş kafaları bulmaya başlamış kahkahalar bağırışlar artmış ortam iyice anason ve bira kokusunun esiri olmuştu az ilerden şık giyimli bir delikanlı geldi içeriye girdi elini göğsüne zütürerek "selamun aleyküm" dedi ortamdan ses gelmeyince yavaş adımlarla köşedeki bir masaya oturdu garson geldi ve ne istediğini sordu delikanlı sadece su istedi garson biraz şaşırmışcasına bakarak "tamam efendim" dedi ve gitti meyhaneci bu genci ilk defa görüyordu kasaba küçük olunca müşterileride belliydi bunun üzerine biraz düşündü daha sonra işine gücüne koyuldu garson delikanlıya su getirdi ve delikanlı etrafı yavaş yavaş süzerek suyu içmeye başladı

Delikanlı bir taraftan suyunu içiyor bir taraftan etrafı gözleriyle kolaçan ediyordu köşede yalnız başına otururken insanların hareketlerini inceliyor şarkılara kulak kabartıyor bir taraftanda sigarasını tüttürüyordu

Ortam iyice ayyaşları esiri olmuş gürültü coşmuştu derken ilerde yaşlı bir amca delikanlının yanına yaklaşarak masasına oturmak için müsade istedi genç yaşlı amcanın elindeki bira şişesine biraz ters ters bakarak tabiki amca müsade sizin dedi ve yaşlı adam yavaşça sandalyeye oturdu bira şişesini hoyrat bir tavırla başına dikti delikanlıyı inceleyen gözlerle süzmeye başladı

-Nereden geliyorsun sizi ilk defa görüyorum
-ah evet amca buralara ilk defa geliyorum fakat dedem burada doğmuş büyümüş yıllar sonra atalarımın topraklarını ziyaret etmek geldi içimden..
-hmm peki kimlerdensin ben buraların seceresini bile bilirim
-bize sofiyusuflar derler ailem hep hacı hoca ve imamdır sofi ahmette dedemdir
Yaşlı adam bu aileyi tanımıştı hatta onun dedesiyle babasının arkadaş olduğunu anımsadı
-ah evet bilirim delikanlı dedem senin dedenle iyi arkadaşmış
Delikanlı kibirli bir havaya bürünerek
-,ne yazık ki bu arkadaşlıktan çokta bir şey kapmamışsınız efendim ömrünüzün bu yaşında elinizde bira şişesiyle sizi karşımda görmek bende derin bir üzüntü bıraktı insan belli bir yaştan sonra nefsine hoş gelen şeylerden uzak durmalı bunun bir de öteki dünyası var
Yaşlı adam biraz bozuldu fakat yaşının getirdiği olgunluk ve vakar bir tavırla gencin gözlerine dik dik bakarak birasından bir yudum aldı
-dostum biz buraya içmeye geliriz günahımızda sevabımızda kendimize hadi biz içmeye geliyoruz da senin maksadın nedir bir türlü çözemedim

Delikanlı kendinden emin bir tavırla sigarasından bir fırt çekti umarsızca dumanını havaya doğru savurdu
-ben bu kasabadanım ve istediğim yere gelirim otururum hatta ve hatta bu ayyaş dolu meyhanenin tapusu bile benim
-nasıl senin? Burayı yıllardır serkeş ibo işletir
-ben serkeşi merkeşi bilmem burası benim büyük dedemindi tapusu elimde serkeş ibonun babası sadece burayı dedemden satın almış fakat tapusunu vermemiş gerçi dedem buraya bir meyhane açılıpta haram ve günah yuvası yapılacağını bilse hayatta onlara burayı satmazdı neyse seninle konuşacak mevzum kalmadı bana serkeş iboyu çağır
-yaşlı adam bu küstah tavırların önünde ne yapacağını şaşırdı usulca sandalyesinden kalktı elinde bira şişesiyle sallanarak serkeş ibo'nun yanına gitti durumu biraz izah etti. Serkeş ibo yaşlı amcanın anlattıkları karşısında şaşkın bir edayla delikanlının yanına doğru yürüdü

Serkeş ibo delikanlının masasına yaklaştı

-merhaba efendim
-merhaba serkeş ibo dedikleri sen misin
- ta kendisiyim az önce yanınızda oturan yaşlı amca durumu biraz izah etti fakat her ne kadar bu mekanın tapusu bende olmasada dedem burayı alnının teriyle almıştır bu mekanı elimden alamazsın
Delikanlı kendinden emin ve küstah bir tavra bürünerek çantasından çıkardığı tapuyu masaya vurdu
-haha buna ne diyeceksin?
-bu haksızlıktır eğer böyle bir şey yaparsan seni bu kasabadan sağ çıkarmam
Serkeş ibo kasabada serseri takımınca sevilen birisiydi ağzından çıkacak bir söze bakan düzinelerce toy genç vardı
Delikanlı gençliğiin ve elinde tuttuğu tapunun getirdiği özgüvenle masaya yumruğunu vurdu
-burası benim dedemindir ve bu meyhaneyi yıktırıp yerine cami yaptıracam
-elinden geleni ardına koyma

Delikanlı yavaşça sandalyeden kalktı masaya bı 200 lira fırtlattı ve küstah tavırlarla meyhaneden dışarı çıktı aslına bakarsak kendisinin paraya ihtiyacı filan yoktu sadece orada içmekte olan insanlara karşı derin bir kıskançlık ve nefret duygusu besliyordu ne zaman içen birisini görse sinirleri tepesine çıkar içinden lanetler yağdırır ve beddua ederdi bunda vakti zamanında annesinin bir sarhoşa derin aşk duyguları besleyip onunla cinsel ilişkiye girmesi ve hatta kendisininde bu ilişkinin bir mahsulü olması çok etkiliydi delikanlı bu gerçeği imam hatipe gittiği sıralarda arkadaşlarından duymuş ve annesini çeşitli ızdıraplı sorgulara çekmesinin sonucunda bu realiteyi birinci ağızdan doğrulamıştı böyle bir durumun genç ve dindar bir insanda nasıl onulmaz yaralar açacağı açıktır delikanlı o günden sonra benliğine aldığı bu derin darbenin ardından nerede bir sarhoş görse içten içe buğuz ederdi

cuku vermek icin bu baslikta 2 dakika geciremem