/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +142 -26
    Edit : Başlık trend'de beyler, şukulayan ellerinize, okuyan gözlerinize ve en önemlisi düşünen beyinlerinize sağlık.

    6 Şubat - Ankara

    Havada yağmur bulutları, yetersiz oksijen ve herkese yetecek kadar kötülük vardı. Oldum olası sevememiştim Ankarayı. Soğuğunu, sinirliliğini, kızgınlığını, insanlarını.. Ne tak yemeye gelmiştim Ankaraya ? Ne gereği vardı arkadaşların ? Yıllar sonra aynı masada oturmasak da devam etmeyecek miydi hayat ? Sadece bir gün dedim kendime, bir gün kalacaksın, tadını çıkar. Biraz rahatlamıştım, kafamdaki düşünceleri silip attım. Taksiye bindim, nereye gidem galdaş sorusuna, sür bakalım biraz Ankarayı gezelim diye cevap verdim.
    ···
  2. 2.
    +46 -2
    Etimesguta doğru gidiyorduk, yıllar önce geçtiğim yollardaydım, en başa dönmüş gibi hissediyordum kendimi, saat gece 03.54ü gösteriyor, taksici direksiyonun üzerinde uyuyordu, bütün sakinliğimle taksiciyi bir iki kere uyandırmaya çalıştım, bende uyurdum direksiyonda öyle çok matah bir şey değildi, ama taksici uyumuyor, muhtemelen kalp krizi geçiriyordu, direksiyonu yolun sağına kırdıysamda başarılı olamadım, sol şeritte ilerliyorduk ve araba gittikçe hızlanıyordu, el frenini çektiğim halde araba durmamıştı, üstelik taklada atmıyorduk. Ölmek istemiyordum, ama karşıdan gelen araç bunun tam tersini söylüyordu. Gördüğüm son şeyin Ankara olmasını istemiyordum, gözlerimi kapatmıştım.
    ···
  3. 3.
    +40 -1
    Galdaş müziği sevmiyosan değişeyim ? demişti birisi, heryer karanlıktı, cennet veya cehennemde Ankara şivesiyle konuşulmadığına emindim, şimdilik ölmemiştim. Gözlerimi açıp taksiciye baktım, o da bana bakıyordu, değişem mi şarkıyı galdaş, bir sustun sevmedin herhal ? dedi.

    Ne tak dönmüştü burada ? Etrafa bakındım, 3 dk önce kaza yaptığımız aynı yolda ilerliyorduk, aynı şarkının aynı nakaratı dönüyordu kulaklarımda. Nefes almakta zorlanıyordum, kalbim tekliyor, başım dönüyordu. Arabayı durdur dedim sakin bir şekilde, noldu galdaş dedi umursamadan, arabayı durdur demiştim yine, bütün dünyanın susup beni dinlediğine emin olduğum kadar yüksek bir ses tonuyla yapmıştım bunu.
    ···
  4. 4.
    +38 -2
    Ani bir frenle durmuştuk, arkamızdaki araba bize çarpmamak için sol şeride hızlıca geçmişti, sol şeritte ise 10 dk önce farlarını ağzımın içinde hissettiğim bir Audi vardı. Fren sesleri kulaklarımı  tırmaladıktan sonra beklediğim o tok çarpışma sesini duymuştum. Bacaklarım titriyor, taksici araçtan fırlayıp yardım etmek için koşuyordu, Ankara bütün garipliğiyle karşımdaydı yine. Bizim yerimize başka bir araç kaza yapmıştı, sanırsam az önce ölümümü görmüştüm. Kusuyordum, durmadan, bacaklarımda idrarın sıcaklığını hissediyordum. Bayılmak üzereydim.
    ···
  5. 5.
    +41 -1
    Gözlerimi açtığımda hastanedeydim, taksici başımda duruyor, neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Gördüklerim aklıma geliyordu. Şimdilik bunları düşünmek istemiyordum. Taksiciden telefonunu istedim, Ezgiyi aradım ve buluşup buluşmadıklarını sordum. Ankaraya eski arkadaşlarımı görmeye gelmiştim. Nerede ve saat kaçta görüşeceğimizi öğrendikten sonra taksiciye hadi çıkalım buradan, dedim.

    Taksiciye beni buluşacağımız yere yakın bir otele bırakmasını istedim.  Yol boyunca ne o soru sordu, ne ben konuştum, inerken yüklü bir miktar para verdim ve yaptığı her şey için teşekkür ettim. Tam otele girecekken, geri dönüp numarasını aldım, bir yere gideceğimde seni ararım galdaş dedim, gülüyordu.
    ···
  6. 6.
    +41 -1
    Resepsiyondan rastgele bir oda kiralayıp yukarı çıktım. Dün yaşananlarla ilgili hiçbir şey düşünmek duymak istemiyordum. Odaya geçip ılık bir duş aldım. Sigaramı yakıp yatağa uzandım, telefonumla internette gezmeye başladım, twitter, instagram, bildirimler ve haberler. Haberlerde bir şey yoktu, ülkede bomba patlamamış yada herhangi bir terör saldırısı gerçekleşmemişti. Gerisinin pek bir önemi yoktu. Sekmeyi kapatırken gözüme bir haber takıldı, Ankara Etimesgut yolunda dün yaşanan kazada 5 kişinin hayatını kaybettiğinden bahsediyordu. Sigaranın silkelenmemiş külü telefonun ekranına düştü. Ekran ve gözlerim eş zamanlı olarak kararıyordu.

    Haber Linki : http://m.milliyet.com.tr/...i-5-olu-5-gundem-2190277/
    ···
    1. 1.
      -2
      Devdıb panpa
      ···
  7. 7.
    +38
    Ankarada bulunma sebebim liseden arkadaşlarla görüşmekti. Her sene Ankarada eski 6-7 arkadaş toplanıp görüşüyorduk. Eski güzel günlerden, sonsuza kadar unutulamayacak güzel anılardan bahsediyor, gündelik hayatta karşılaştığımız bütün taktan durumları bir kenara bırakıyorduk. Rakı eşliğinde yapılan bu muhabbetlerin gerçekleştiği meyhaneler anason değil, gülen insan kokuyordu.

    Üstümü giyinip akşam için hazırlanmıştım, dünkü taksiciyi aradım, otelde olduğumu ve dışarı çıkacağımı söyledim, 10 dakikaya oradayım la, dedi. Beklemeye başladım.
    ···
  8. 8.
    +27
    Otelin lobisinde oturuyordum, taksici geldiğini belirten bir sms attı. Kapıdaydı, galdaş sağolasın geldiğin için dedim, güldü, arabayı yeni yıkattığını, sıçıp işememem gerektiğini gülerek belirtip, bin galdaş bin takılıyom sana dedi.

    Adresi söyledim ve yola çıktık, yine Neşet Ertaş dinliyordu, ah yalan dünya..

    Nedir abi bu Neşet Ertaş sevgisi, çok mu sıktılar canını ? dedim, başladı anlatmaya, onu dinlemiyor ara sıra başımla onaylıyordum, amacım anlaşmak değil, monologun devdıbını sağlayıp dün gece neden arabayı durdur dediğimi sormamasını sağlamaktı. Meyhanenin önüne gelmiştik, indim arabadan, gece buradan alırsın aradığımda dedim ve meyhaneye girdim.
    ···
  9. 9.
    +31
    Kapıdan girer girmez bizimkileri görmüştüm, her sene olduğu gibi mekanın tam ortasındaki masaya oturmuşlardı, dediğim gibi içerisi anason kokmuyor gülen insan kokuyordu, yüzümde salak bir sırıtma vardı, çok özlemiştim onları. Ben masaya doğru yürürken Ezgide bana doğru yürüyordu, çok özlemişti beni, bu çok belliydi. Özlediğiniz insanlara sarılırken kokularını içinize çekersiniz, Ezgiyi çok özlemiştim, öyle derin soluyordum ki onu, burun deliklerimden geçip kalbime girecek sandım.

    Eşşeek nerelerdesin sen yaa ? dedi, yanındayım buna hala inanamıyor musun ? dedim sırıtarak, masadaki diğer arkadaşlarımla sarılma selamlaşma faslını bitirdikten sonra, her sene olduğu gibi siparişi vermek için garsonu çağırdım.
    ···
    1. 1.
      +12 -5
      Eşşeek'ten sonra tüm ciddiyetim bozuldu. Lanet olası oç kürtler
      ···
  10. 10.
    +28
    Garsona iki 70lik açalım baba, masayıda güzel bi donat, dedim. Sipariş yıllardır aynıydı. Telefonlar kapatıldı başladık muhabbete, zaman hızla akıp gidiyordu. Yan masadaki sesler yükselmiş, küfürler havada uçuşuyordu, garson uyarmak için yaklaştı. Yaşça diğerlerinden büyük olduğunu tahmin ettiğim adam, elini beline zütürdü ve silahını çıkarttı. Bana kimse yamuk yapamaz gibi laflar savurup bağırıyordu, havaya iki el ateş etti.
    ···
  11. 11.
    +32
    Çok sarhoştu, dengesini sağlayamıyor, silahını rastgele sağa sola ateşliyordu, mekandaki insanlar çığlık atıyor, Ezginin başından akan kanlar masadan aşşağıya süzülüyordu, kurşunlardan birisi Ezgi'ye isabet etmiş, Ezgi şu anda muhtemelen ölüyordu, damarlarımda dolaşan kan, ne pahasına olursa olsun, o adamı durdurmam gerektiğini söylüyordu, herkes kaçarken, adamın üzerine yürüyor, korkumu gömüp ilerliyordum, bir el ateş etti, merminin patlarken çıkardığı ışık kümesi gözlerimi kamaştırıyor, fırlayan kurşun ise kalbime saplanmak üzere ilerliyordu.
    ···
  12. 12.
    +31
    Gözlerim kamaşmıştı, açıp kapadığımda, selam vermek için selektör yapan galdaş olduğunu anladım. iyi bir adamdı. Mekana girdiğimde ilk bizimkileri görmüştüm, yine mekanın en ortasındaki masaya oturmuşlardı, birden kalbime bir şey saplandığını hissettim, şiddetli bir şey değildi, uzaklardan gelen çok özür dilerim, istemeden oldu, iyi misiniz diyen garson ve elindeki şampanya şişesi, neler olduğunu anlamama yetiyordu, şampanyanın mantarı, ters fırlamıştı. Şans işte nereye gideceğini bilemezdiniz.
    ···
    1. 1.
      +1
      Kusura bakma ama hap falan almamama ragmen senden çok ben uçuyorum o nasil hikaye lan harika yaziyorsun devam ef
      ···
  13. 13.
    +24
    Ezgiyle sarıldık, çok güzel kokuyordu, onu ne kadar özlediğimi kelimelerle anlatmaya çalışsam, sadece çok derdim. Çok özlemiştim. Çok, sanıldığından büyük bir kelimeydi.

    Eşşeek yaa nerelerdeydin sen ? dedi. Başım ağrımaya başlamıştı, suratımdaki aptal sırıtma yerini umutsuzluk ve şüphe dolu gözlere bırakmıştı. Korkuyordum, masaya doğru yürüdüm ve bana ayırdıkları yerin aynı yer olduğunu gördüm, çatalım yine yoktu, selamlaşırken herkes aynı kelimeleri kullanmış, siparişi almaya aynı garson gelmişti. Başlıyordu, yine olmuştu, biraz önce ölümümü görmüştüm.
    ···
    1. 1.
      +2 -1
      huur cocu her yerim uyuştu yemin ederim kitap yazsan okurum amk
      ···
  14. 14.
    +28
    Neler olduğunu kafamda canlandırmam gerekiyordu, masadakilerden özür dileyip lavaboya geçtim, lavaboya giderken barmenden bir şişe jack istedim, lavaboya getirmesini söyledim, rahatlamaya ve hayatımı kurtarmaya ihtiyacım vardı. Ne olmuştu, ne olmuştu ? Aklıma hiç bir şey gelmiyordu, silah evet silah, kimdeydi ? Kimdeydi ?

    içeri birisi girdi, barmendi, lavaboya içki servisinin olmadığını bana anlatmak için gelmişti, kafasını ellerinin arasına almış kendi kendine bağıran ve duvarı  tekmeleyen birisi ne istiyorsa yapmalıydınız. Tekrar geldiğinde getirmişti. Kafama diktim, rahatlamak istiyordum, kimdeydi silah ? Düşünerek bulamıyordum, lavabodan çıktım, meyhanedeki bütün masalara bakıyordum, yoktu, kafamda kalan yaşam garantim o silüet mekanda yoktu.
    ···
    1. 1.
      +3
      Yarinin sinirinda filmini izledinmi panpa
      ···
  15. 15.
    +26
    Masaya döndüm, sipariş daha verilmemişti, ne tak varsa aynı gibtiğimin siparişini her sene ben veriyordum, garsonu çağırmakla uğraşmadım, stresliydim, oturduğum yerden iki 70 lik masayı donat, diye bağırdım. Masadakiler bir takluk olduğunu anlamıştı.

    Fazla gevelemek istemiyordum, ben iyi hissetmiyorum başka mekana geçelim çok ortadayız, dedim. Dalga geçtiğimi sandılar, yıllardır aynı şehirde aynı mekanda aynı masada aynı kişilerle aynı siparişi veriyorduk.

    istanbul çocuğu olmak böyle bir şey iştee, dedi Ezgi. iyi niyetle ve espri yaparak söylemişti bunu, birazdan ikimizde ölecektik ve kalbini kıracak olmam pek gibimde değildi, ne diyosun Ezgi ? rahat hissetmiyorum gidelim işte, diye bağırdım. Olumsuzdu.
    ···
    1. 1.
      +5 -1
      Nimete bağırılır mı amina koduum kendine gel flashback taktigin iyi hikaye anlatirken güzel oluyo tamamda bagirma kiza aq
      ···
  16. 16.
    +28
    Masadaki herkes bana bakıyordu, meyhane kan kokuyor, gülen insanlar öleceklerinden habersiz "şerefe! " diyerek muhabbetlerine devam ediyordu. Stresliydim, tedirgindim, bütün taktan ruh durumlarını aynı anda yaşıyordum, telefonları kapatalım artık dedi Nazlı, bu yapacağım som şeydi, etrafıma bakınıyordum, boş olan yan masamızda 3 kişi oturuyor agresif bir konuşma yapıyorlardı, bir kişilik yer boştu, önündeki servis açıktı ve sandalyesine ceket asılıydı, lavabodaydı, ayağa kalktım, masadakiler böyle yapacaksan gelmeseydin abi tarzı gibimde olmayan şeyler söylediler, dinlememiştim, duymuştum.
    ···
  17. 17.
    +21
    Lavaboya girdim, birisi elini yıkıyordu, kemerine baktım, silahı belindeydi, tek başıma bir tak yapamazdım, viskinin sarhoşluğu çoktan başlamıştı, viski, evet viski, lavaboda içmiştim, şişesi mermerin üzerinde duruyordu, sadece şişeyi kaldırıp kafasına indirecektim, konsantre olmalıydım, yapabilirdim, hadi ama, hadi. Çoktan ellerini yıkamış ve kapıya yönelmişti, bana doğru geliyordu, yaklaştı, tam karşıma geçip durdu.
    ···
  18. 18.
    +23
    Altıma sıçıyor olmalıydım, korkudan hiçbir şey hissetmiyordum, birden la gardaş çekilsene, dedi bozuk ankara şivesiyle. Kapıda dikeldiğimi farkettim, bir sorun yoktu, sadece çıkıp gidecekti, rahatlamıştım, derin bir nefes aldım. Çıkıp gidecekti, bir sorun yoktu, ne diyordum ben ? Çıkıp giderse dakikalar sonra katilim olacaktı. Daha ne kadar büyük bir sorun olabilirdi dıbınakoyim ? Eliyle beni itip, kapıdan çıkıp gitmişti, Kağan geldi lavaboya, abi iyi misin ya ? garipsin bu gün ? dedi.
    ···
    1. 1.
      +1
      Mükemmel devam
      ···
    2. 2.
      +1
      Rezzzzörvört
      ···
  19. 19.
    +22
    Kağan iyi kalpli ama salak bir çocuktu, sorma kağan yan masada oturan adamlardan birisiyle buraya gelirken trafikte kavga ettik, sorun çıksın istemiyorum, o yüzden kalkmak istiyorum dedim. Olumluydu.

    Abi öyle desene ya, bizde neyi var diyoruz, Ezgiye de bağırdın zaten, tamam abi, uzak bir masaya geçeriz dedi. Pek de olumlu değildi. Kalkmassak Ezginin beyni masadan akıyor olacak ve bunu izlerken sadece zırlayabilecekti, bilmiyordu.
    ···
  20. 20.
    +30
    Lavabodan çıkıp masaya döndük, masadakiler gibimde değildi, yan masayı izliyordum, sohbet gittikçe derinleşiyor, sinirler gerilmeye başlıyordu, 2-3 dakika içinde kalkmassak, adını bile bilmediğim bir camiden cenazelerimiz kalkacaktı.

    Kağan tedirgin olduğumu görmüş olacak ki, eğilip diğerlerine durumu anlattı, kabul etiiler, kalkma hazırlığı yapıyorlardı, aslında masada olan hiçbir taktan haberim yoktu, sadece tahmin ediyordum, kağanın garsonu çağırdığını duydum, garsano uzak bir masaya geçeceğimizi izah ediyordu, ölecektik dıbınakoyim, boş masa var mı ? dedim garsona, var efendim dedi, ne bekliyorsun dıbınakoyim taşısana servisleri diye bağırdım. Bunu yapmamdaki temel sebep garsonun efendim sizi şuraya alalım muhabbetlerini başlamadan bitirmekti, ilk ben kalktım, bulunduğumuz yere en uzak, en köşe masaya oturdum, diğerleride geliyordu.
    ···