1. 1.
    +50 -1
    bi gün arkadaşla geziyoruz sokakta.
    önümüzde bi kız.
    ama nası bi kız anlatamam yani.
    tam önümüze gelince durdu ve:
    -ateşiniz var mı? diye sordu.
    +ben afalladım falan. kafamdan çıkan dumanlar ve gözümde beliren error yazısıyla beraber:
    -yok, teşekkürler. dedim amk :(

    yok teşekkürler ne demek lan?
    ···
  2. 2.
    +35 -1
    Bacağım kırıldı ameliyat oldum 5 kişilik odada 6. olarak yattım sonra kakam gelince bütün refakatçıları ve ziyaretçileri çıkarttırıp sıçtım. 15 dakika sonra yine kakam geldi bi daha boşaltıp odayı bi daha sıçtım. Yalnız kımıldayamazken sıçmak çok zor be binler. Altıma leğen soktular yattığım yerden sıçtım geçmişini gibim. Oda akşama kadar koktu . Ama o günden sonra sıçmamayı öğrendim. 1 hafta sıçmadan durabiliyorum artık...
    ···
  3. 3.
    +21
    7. sınıftamıyım neyim uğur diye bi arkadaş vardı taa 4. sınıftan beri tanıdığım sınıfta kendi halinde bi çocuktu, bir şey oldu işte durduk yere dalaştım buna falan kavga etmiştik çocuğu baya hırpalamıştım ama nasıl pişman oldum sonra tam dedim tamam bu gün gidip özürdilicem hep erteledim sonra 3 gün sonra mı ne çocuk yanlışlıkla babasının silahıyla kuzenine şaka yaparken kendini vurmuş. okula bi gittim hocalar falan ağlıyo içime de doğdu amk bir şey olcağı. sonra rüyamda görmüştüm yani galiba rüyaydı. kardeşim ben seni affettim dedi o an allah belamı verdi zanettim neyse işte atlatdım falan ama o gün yemin ettim haksız yere biriyle kavga edersem anamı avradımı gibsinler .
    ···
  4. 4.
    +21 -1
    hiç unutmuyorum.4.sınıfta altıma sıçmıştım. etrafımda bir insan evladı kalmamıştı amk. oturduğum sıra falan full taktu. leş gibi kokuyordum.en kötü anım budur. hala bunu suratıma vuran huur çocuğu arkadaşlarım var
    ···
  5. 5.
    +31 -11
    küçüktüm babam takdir al bilgisayarını yenilicem dedi köpek gibi çalıştım bi sene aldım takdiri ve babam geldi f5e bastı gitti
    ···
  6. 6.
    +16
    neyse binler ben de bi tane anlatıyım şimdi eve bi ara misafir geldi annemin arkadaşı o sıralar 16 yaşında falanım hiç unutmam bi sıçtım taklar multi multi geliyor tabi kokusu da müthiş oldu. ondan sonra o annemin arkadaşı(kız tabi o da genç amk öyle yaşlı değil 22 yaşlarında) tuvalete bi girdi, 1 dakika oldu olmadı çıktı hemen amk geçerken odamın önünden bana baktı şöyle bi ben tabi biliyorum tuvalete girdiğini o bakışı ömür billah unutmam beyler.
    ···
  7. 7.
    +17 -1
    lan bi tane daha anlatıyım bari bu da yeni oldu

    durakta bekliyorum sabahın 6buçuğu amk hava buz gibi zütüm donuyo tek başımayım durakta. birden bi sıkıştırma geldi alttan osuruk zütün ağzında durdu baktım kimse yok zorrt diye saldım bunu lan hani nefes alırken ağzından buhar çıkar ya arkama bi baktım öyle bi buhar dıbına koyim zütümden süzülüyo hemen elimle yok ettim kimsecikler yoktu allahtan o günden beri soğuk havada osurmam
    ···
  8. 8.
    +16 -1
    dolmuşa bindim bir kızın yanı boştu oturdum naber dedi afalladım kıza dikkatlice baktım dedim bir yerden tanıyor beni sanırım iyidir dedim senden kız cevap vermedi sonradan fark ettim cama yakın olan kulağında kulaklık varmış telefonla konuşuyormuş inş beni duymamıştır kızında gideri vardı :(
    ···
  9. 9.
    +14
    gece yolda giderken bizim orda oturan bi kız var selam verkcetim karşıdan gelio benmde gözler bozuk gözlüde takmadım gece kıza selam verdim kız baktı giblemeden geçti sonra bütün gün düşündüm neden selam vermedi die sonra kız o olmadına karar verdim günü bunu düşünmekle geçti
    edit:başlık değerlenmiş beyler reklam alınır
    ···
  10. 10.
    +12
    bir tane daha anlatayım, geçen gün başıma geldi

    acıbadem hastanesinden çıktık, bilen bilir baya cool bi hastanedir, doktorları da öyle tabi. doktorun odasına randevu için girmiştim, çıkarken doktor hoşçakalın falan dedi, bende salak gibi adama geçmiş olsun iyi günler dedim. geçmiş olsun ne amk
    ···
  11. 11.
    +13 -1
    Bu ne aminakoyim incici olmak için küçükken donuna sicmak gerekiyor da benim mi haberim yok
    ···
  12. 12.
    +13 -1
    bi gün dondurma alcaz yazbuzz alalım dedik yazbuzlar 25 kuruş ben adama 25 kuruşluk yazbuzlar ne kadar diye sordum tam bir malım
    ···
  13. 13.
    +12
    @8 e benzer ama daha acıklı.
    hatunla aynı evde kalıyorum ve gözler acayip bozuk gözlüğü takmamışım aklımı gibeyim anahtarı evde unutmuşum. akşam hatunun dersinin bitip eve gelmesini beklerken benim hatunla aynı boyda, neredeyse aynı kıyafetleri giyen bi kız geldi caddenin başından. ben de "aşkım anahtarı unutmuşum senin desten çıkmanı bekledim. nabıon bidenem" gibi bi cümle kurdum. kız yolun ortasında durup bana baktı. baktı. baktı. ve dönüp gitti. ben o sırada yerin dibinden el sallıyordum.
    ···
  14. 14.
    +13
    bundan 4 sene önce felan yolda yuruyorum biraz da tenha bir yerdi bi araba geldi karsıdan durdu yanımda bakarmısın dedi ince bıyıklı 30 lu yaslarda bir abi. az ilerideki sahil yolunu göstererek bu yol nereye gider dedi. Aklıma o an yılmaz erdoganın şiiiri geldi yol bir yere gitmez o bir durma noktasıdır diye yapıştırsam mı şuna diye 1 saniyelik bir beyin fırtsınası yaşadım ve adama orası sahil yolu abi kurupelit limanına kadar gider dedim. adam işin yoksa beraber gezelim mi biraz dedi. Anladım adamın derdini boş bulundum yok abi saol dersim var benim dedim sonra adam züt versem gibermisindedi. tam duyamadım ben o ara biraz eğildim efenim abi anlamadım dedim. züt versem diyorum gibermisin dedi. şaşırıdım amk beyin eror verdi benim adama ana avrat söveceğime yok abi saol dedim ve devam ettim yoluma aklıma geldikce halen gülüyorum yok abi saol ne amk ben tokum der gibi.
    ···
    1. 1.
      0
      bu ne amk hausdfasadas
      ···
  15. 15.
    +11
    bıçaklasaydın ya şoförü mal
    ···
  16. 16.
    +12 -1
    ilkokul 7'de kız eve çağırdı gel film izliyelim diye tamam dedim ama yiyişiriz anlamın da bir şeyler dedim tamam dedi bu kız da akşama arkadaşımı eve cagirdim film izlemeye ama o bana sevişelim filan dedi demiş babası da bunu duymuş gelsin demiş kızla gittik eve bir baktım babası bu yaşta utanmıyormusun böyle şeylere diyip şlak bir tokat şlak iki tokat gibtir git lan bu evden dedi. okulda dönen muhabbetleri siz düşünün artik
    ···
  17. 17.
    +11
    Hiç unutmam. 2 sınıftayım. son 3. ders. Ders matematik. Hoca zor bi soru sordu. Bilenin defterine yapıştırma yapıştırcak :D ben parmak kaldırıyorum ama soruyu çözdüğümden falan değil. Öyle bir çişim var ki bıraksalar kovalarca işeyebilirim o derece. ben de zeki öğrencilerdendim. Hoca bu bilir diye beni kaldırmıyo. Utangaç çekinden biriyim. Hocaya da seslenemiyorum gidebilir miyim diye. dersin sonu yaklaştı bende tutamadım artık saldım gitti. Salar salmaz hoca bana söz hakkı vermez mi? Söyledim cevabı. bide sessizce parmak kaldırdım diye 2 tane yapıştırdı. 3 ders boyunca yerimden kalkmadım. mevsimde kışdı. zütüm donmuştu. böyle bi sicco anı işte
    ···
  18. 18.
    +11
    kız arkadaşımın yanında hapşururken ağzımdan balgam çıkmıştı
    ···
  19. 19.
    +10
    Benim için evden kurtulmanın tek yolu üniversite sınavıydı. Bi şekilde şehir dışında bir üniversite kazanıp bu evden kurtulmayı planlıyordum. Kötü bir lisenin vasat bir öğrencisi olarak üniversiteyi kazanmam ev içinde pek tahmin edilmiyordu. Şimdi rahatlıkla söyleyebilirim ki; o yıllarda biraz aklım az çalışıyordu. Anadolu Lisesi, Fen Lisesi, Meslek Lisesi hangi lisenin sınavına girdiysem kazanamamıştım. Annem her ne kadar "Bizim çocukta biraz heyecan var, heyecanını bi yense aslında kafalı çocuk. Bi kere yaramazlık yaptığını görmedim sürekli susuyor" diye beni akrabalara karşı savunsa da gerçekten aklım pek basmıyordu çoğu şeye. Hem birçok kereler "kime çekti" tümcesini kendi aralarında konuşurken tekrarladıklarını duymuştum. Bi kere de babamın "Bizde de hata var. Hep ekmekle besledik çocuğu. 4 nüfusa günde 10 ekmek aldık umarsızca. Yiye yiye, ekmek gibi oldu kafası" diye anneme veryansın ettiğini de bizzat işittim.

    işittim ama ben babama katılmıyordum. Ekmekte bi sorun bulunmasının anlamsız olduğu kanısındaydım. Zira yine olsa gözümü kırpmadan yine yerdim. Sorun bence yönlendirilmeyle ilgiliydi. Ortaokul sonrası bütün arkadaşlarımın gittiği mahallemizdeki Mehmet Şam Ticaret Lisesi’ne yollasalardı beni şimdi belki paraya yön veren, piyasalara hâkim bir evlat ile iftihar edeceklerdi... Bütün ağlamalarıma rağmen beni o vasıfsız, dümdüz, devlet lisesine yollamışlardı... Yanlış yönlendirme sonucu bu hale gelmiştim. Kaybolan benim hayatımdı ama suçlanan da yine bendim.

    Eğer kazanamazsam üniversiteyi, bir defa daha denettirirler sonra bi işe verirler diye tahmin ediyordum. Bu evde daha fazla durmak, bu sürekli silinen muşambada daha fazla yemek daha fazla ekmek yemek demekti bu işe giriş. Beni bilen bilir aşk insanıyımdır dostlarım. Sevmeden sevilmeden bi dakika duramam. Öyle tahmin ediyorum ki işe girdiğimin ikinci senesinde bir kız kaçırır eve getirirdim. "Nerden çıktı bu şimdi" demeyin biliyorum. Az çok kendimi tanırım. Aşık olunca gözü kara bi insan oluyorum. En sevmediğim özelliğim bu diyebilirim. Çok tutkulu olmak... Evet, kaçırırdım o kızı getirirdim eve. Böyle bir şeyi yaparak da bir ömür annemle babamla ve sevgili eşimle bir ömür geçirmeyi garanti altına alırdım.

    Bir ömür ailemle yaşamak... Düşüncesi bile korkunç geliyordu. Her gün bu evde bi ızdırap gibiyken, bir ömür geçirmek, yavaş yavaş onlara benzemek. Ben akşam "televizyon karşısında koltukta uyuyacak insan değilim" diyordum kendi kendime. Kimse inanmasa inanmasın ben şehir dışındaki bi üniversiteyi kazanacak, bu evden de bu mahalleden de bu şehirden de kurtulacaktım. Her gece yatarken hayaller kuruyordum. ilk yıl yurtta kalırdım, sonra bi eve çıkardım. Arkadaşlarım gelirdi eve. Çıkıp sabaha kadar sokaklarda gezerdik... Daha önce de söylediğim gibi o yıllarda aklım az çalıştığı için sadece bu iki şeyi hayal edebildim eve çıkınca; "arkadaşlarım gelir, gece sokakta gezeriz".

    Ama bu kadarını hayal edebilmek bile güzeldi be. Bu düşünceler içerisinde benden beklenmeyecek üstün bir çalışma disipliniyle kendimi derslere verdim. Sürekli test çözüyor, bu büyük maratonda diğer öğrencilerle aramdaki farkı kapatmaya çalışıyordum. Onlar bir çalışıyorsa ben iki çalışmak zorundaydım. Buradan kurtulmak için çalışıyordum. Annem babam gibi kanepede televizyon karşısında uyumamak için, onlara benzememek için çalışıyordum. Artık nasıl gaza geldiysem öyle hazırlanmışım sınava gibi bütün şehir dışı tercihlerimi geçip, çok az sayıda yazdığım istanbul içi tercihlerimden birini kazandım. Hem de eve çok yakın bir üniversiteyi... Üniversiteyi kazandığım gün yıkılmıştım.

    Kampüsü, amfisi batsın yıkılsın üniversite diye gittim okula sürekli. Ulan evden kaçmak için üniversite kazandım, kazandığım üniversite liseden daha yakın eve. Liseden çıkışta eve 5 de varıyorsam, kampüsten çıkışta 3 de varıyorum diyeyim siz anlayın gerisini. Daha çok ekmek, daha çok televizyon karşısında uyku ile geçirdim ilk iki yılı. iki yıl sonra isyan bayrağını açıp sınıftan bi arkadaşımla eve çıktık. Gece gezdik, arkadaşlar geldi. Bu konuyu tekrar anlatıp hatırlayarak canımı sıkmak istemiyorum. Beş parasız o izbe evde televizyon bile olmayan o evde ikimizde hem okulda hem evde birbirimize baka baka delirdik. Tek göz odada göz göze gelmemeye çalışıyorduk artık. Bol bol kitap dergi okuyarak, arada bir okuduğumuz kitaptan kafamızı kaldırıp birbirimize bakarak "hala orda tipiği sktiğiminin" diye içimizden geçirip tekrar okuyorduk. Barlara da beraber gittiğimiz için evimize hanım eli değmiyordu hiç. Çöpler içinde bir yıl boyunca kitap okuyup durduk. Ev arkadaşımın kitapların kenarlarına notlar aldığını gördükten sonra evden ayrılmaya karar verdim. Nietzsche’nin kitaplarındaki bazı paragrafları işaretleyip "katılmıyorum", "aptal", "güzel ama ekgib" gibi notlar almıştı. Aynı şeyleri sabahlara kadar başka yazarların kitaplarına da yapıyordu. Hatta Dostoyevski’nin bi hikâyesine müdahale edip, kenara "bence buradan itibaren şöyle devam etse daha iyi olur" diye not düşerek, hikâyeye başka bi final bulmuştu. Yazarlarla kavga ediyor, tartışıyor, küfürleşiyordu. Kafayı yemişti. Ona benzemek istemiyordum.

    Bir hafta sonra çamaşır yıkatmaya gitme bahanesiyle eve geldim. Bir yıl sonra eve ilk defa gelmiştim ve sanki sürekli geliyormuşum gibi karşılandım. Muşamba silindi yemek yendi televizyon karşısına geçildi. Yavaş yavaş göz kapakları ağırlaştı. Annem babam ve ben üçümüzde ağırlaşmıştık. Konuşmadan televizyona bakıyorduk. Gitgide onlara benziyordum, onlara benzemekten kaçmanın imkânsızlığını kavramıştım... Uykum geliyordu...

    Tam o esnada annem "Umut" dedi. "her zamanki gibi git yatağında yat" diyecekti belli ki... "Uyumuyorum anne filmi izliyorum" dedim... "Oğlum bak kafa kalmadı unuttuk. Bugün senin doğum günündü dimi?" dedi. Doğum günü bizim ailede hiçbir zaman özel bi gün olmamıştı. Annem babam ve bütün akrabalarımızın doğum günü zira nüfus kâğıtlarında 1 Ocak olarak kayıtlıydı. "Hmm" diyip gözlerimi kapadım tekrar. "Oğlum söyleseydin pasta alırdık sana. Kafa kalmadı ki" diye söylendi. Uyumak istiyordum "Ya ne pastası anne. Doğum günü ne ya" diyip azarladım, içeri gitti. "Gelirken bi su getirsene anne" diye arkasından bağırdım. Suyu beklerken gözlerimi kapadım bi saat kadar uymuşum.

    Dilim damağım kurumuştu uyandığımda. Babam da yan kanepede uyukluyordu. Televizyona bakarak ayılmaya çalıştım bi ara. Her zaman uyandığımda ev arkadaşımı karşımda görmeye alışmıştım. Babamı görünce nerdeyim lan diye anlayamamıştım eve geldiğimi. Tam kalkıp mutfağa gidecekken, annem elinde yuvarlak gri kocaman bir börek tepsisiyle geldi. Tam ortasında ise kocaman elektrik kesildiğinde kullandığımız beyaz bi ev mumu saplamıştı. Mum üstelik ortasından eğrilmişti. Patatesli kol böreğinin ortasında kocaman eğri beyaz bi mum saplanmış bana doğru geliyordu. Aklım çıktı korkudan resmen. ilk doğum günü partimin hiç böyle olacağını tahmin edememiştim. Yetmedi. Annem içeri girer girmez babam uyukladığı yerden kalktı ve odanın ışığını kapadı. Odayı böreğin ortasındaki mum aydınlatıyordu sadece. Tepsiyi önüme kadar getirdiler. Mumun coşkulu alevi karanlık odada yüzlerimizi aydınlatıyordu. ikisi de çok neşeliydi. "niye kaçıyorum ki lan bunlardan" diye düşündüm. Sarıldık öpüştük. O gün benim hayatımın en güzel doğum günüydü, hem börek de patatesliydi.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 20.
    +9
    ilkokuldayız. andımız okumaya çıkıcaktım ama acayip bir heyecan var üstümde neyse sabah oldu törende başladım andımızı okumaya günaydın arkadaşlaaaaaaaar! -sağol o sırada türküm dogruyum diye devam edecegime alışkanlıktan nasılsınız demiştim müdür de oradaydı sen dalga mı geçiyosun diye bir koydu tokadı bütün okulun önünde millet gülmeye falan basladı hatırladıkça kendimi gibesim geliyo
    ···