/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +4
    Beyefendi başını sallayarak geçen sefer geldiğinde orda olmayan, duvara asılmış gazete küpürlerini gördü.

    -“ Bunlar ne peki?” diye sordu bilgisayar başındakine eliyle işaret ederek.

    -“ Onlar da ‘sayın 3 numara’.Ona da gelicez” dedi gülerek.

    Beyefendi Bilgisayar başındakinin sıkı çalıştığını ve aldığını ücretin karşılığını verdiğini anlatır bir Şekilde göz kırptı ve birşey demeden molozların arasından adımlarına dikkat ederek çıktı.
    ···
  2. 52.
    +4
    Beyefendi, Ekrandaki bilgileri süzüyor, Bilgisayar başındakinin heyecanını anlamaya çalışıyordu.

    Adam, Hande’yi bulmasıyla bu işteki yetkinliğini göstermişti. Ancak Beyefendi’nin Gördüğü ‘aday’, ilgisini çekmiyor gibiydi.

    -“ Deli !” dedi Hayal kırıklığını belli eden bir tonda.

    -“ Deli diyip kestirip atma, Bak şuna ;” dedi bilgisayar başındaki ve alt sekmedeki pencereye tıkladı.

    Pencerede 1.5 sene önce Sultanbeyli’de işlenen bir kardeş cinayetinin haberi vardı.
    Haberde ‘Aday’ın evde ebeveynleri yokken engelli kardeşini boğarak öldürdüğü, soğuk cesedinin başında Anne babası gelene kadar beklediği ve beklerken bir şarkı mırıldandığı yazıyordu.

    Dehşete düşmüş aile’nin verdiği ifadelerden derlenen haberde, Katil’in 18 yaşlarında bir kız çocuğu olduğunu, kardeşini ise ondan utandığı için boğduğunu, öleceğini düşünmediğini söylediği yazıyordu.
    ···
  3. 53.
    +4
    Nedimeyi, getirdikleri o soğuk hücreye tekrar yerleştirdikten sonra, önlüklü kız avukat’a dönerek;

    -“ Seviyo seni belli, yanında çok sakin.”

    -“ Niye ağlıyor?” diye sordu beyefendi.

    -“ Sanrıları işte, Yağmur görmeye dayanamıyor, Cinayet gecesiye alakalı ,terapi seanslarında hep anlatıyordu .”

    Beyefendi’nin merakı artmıştı. Nedense aniden gelen bir istekle,o kayıtları görmek istiyordu.

    Önlüklü adam lafa girdi.

    -“ Bazen hafızasındaki bir sahneyi birebir yaşıyor.Az önce ellerini o yüzden kaldırdı.”

    -“ niye?” diye sordu beyefendi.

    -“ Polislere teslim olduğunu sandığı anı yaşıyordu herhalde.” Diye cevapladı
    ···
  4. 54.
    +4
    şimdi yorumları alayım zütler sizi.
    ···
    1. 1.
      +2
      Devdıbını merkla bekliyorum.. Bekletmeden seri bir şekilde partları paylaşmışın.. Emeğe saygı..
      ···
      1. 1.
        +7
        Bir okur kitlesi tutturmak şuanda tek derdim. Başlık sol framede kaybolunca şevkim kaçıyor. 4 bölüm hazır bekliyor şuanda. Başlığı yukarda tutup daha çok görülmesine yardımcı olmanı bekliyorum
        ···
      2. 2.
        0
        Umarım yeterli okur kitlesine ulaşamadığın için yarım bırakmazsın..
        ···
      3. 3.
        +1
        Güzel. kaybolmaz framede filan devam böyle bu arada çizim on numara olmuş.

        Handenin damagini kanatmasi ve adamin ona viruslu oldugu soylemesi o geceki sizmis cocugun gordugu hosgeldin yazili not harbiden yazim teknigin mukemmel.
        ···
      4. diğerleri 1
  5. 55.
    +4
    iki kere tıkladıktan sonra cevap gelmesini beklemeden içeri daldı ‘avukat’.

    Müdür, Kızın raporlarını bir dosyada toplamış, telefonla konuşuyordu.

    -“ Siz hiç merak etmeyin, emin ellerde,iyi bakıyoruz oğlunuza..” dedi karşısındaki ve iyi geceler dileyip telefonu kapattı.

    Beyefendiye dönüp ;

    -“ Nasıl, rahat durdu mu bizimki?” diye sordu.

    -“ Beni gördüğüne sevindi.o belli.”

    -“ Raporları hazırladım.” Diyip dosyayı avukata uzattı müdür.

    -“ Bende dosyayı bitirdim sayılır. Herşey için sağolun, Başınıza başka bela açmadan bu işi çözeceğiz.” dedi müdürün uzattığı dosyayı alırken.

    -“ inşallah.” Diye telkinledi kendini yaşlı adam.
    -“ Son bir şey, Nedime’nin son 3 ay içindeki terapi seanslarını bir kopyasını alabilir miyim?”
    Müdürün kaşları istemsizce yükseldi.
    Beyefendi ona cevap hakkı tanımadan hemen ekledi;
    -“ EE o kayıtlarda tarih de vardır. Dosyayı tamamlarken kullanırım. Kanıtları güçlendirir.”
    -“ Kız burda, kayıp değil,siz de gördünüz, rapor aldınız.” Dedi müdür.
    -“ Yani, seans kayıtları hastalara özeldir. Dışarı vermek etik olmaz..” diye devam etti.

    -“ Dışarı değil, avukatına..” dedi beyefendi nükteli bir ses tonuyla

    Müdür biraz düşündükten sonra, istemeyerek de olsa ikinci kez önündeki telefondan iki numaralı hane çevirdi.
    ···
  6. 56.
    +4
    [ 11 Haziran 2015 / 14:17 / Kayıt No : 6 ]

    Nedime, Kameraya ürkek gözlerle bakıyordu.Ona sorular soran terapist kameranın arkasında kalmış, kadrajda kızcağız, ellerini koyduğunu masa ve arkasındaki kaplama beyaz duvar vardı.

    -“ Bugün nasılız ?” diye hevesle sordu terapist.

    Nedime ise kameraya kaçamak bakışlar atıyordu.

    -“ iyiyim” dedi utana sıkıla,7 yaşında tahtaya kaldırılmış bir ilkokul çocuğunun utangaçlığı vardı üzerinde.

    -“ ilaçlarını almıyormuşsun Nedimecim? Hani anlaşmıştık ? Söz vermiştin?”
    Nedime önce cevap vermedi.

    Suç işlediğinin farkında olan bir çocuk gibi başını eğiyordu.

    -“ ilaçları alınca, kardeşim gidiyor” diye cevapladı.

    -“ Kardeşin mi gidiyor? Nasıl yani?” diye sordu terapist

    Nedime kameraya tekrar ürkek bir bakış attı.

    -“ Göremiyorum onu,Hep yatağımın yanındaydı. Konuşurdu benle..”diye sayıkladı.

    Terapist bozuntuya vermiyordu. Kızın sanrılarını açıklamaya çalışmak, daha önceden ters tepmişti.

    Beyefendi ,ilgisin çekmeyen bu bölümü biraz ileri sardı.

    Ve denk geldiği sahneyle kaşları istemsiz büyüdü.

    Az önceki çocuksu nedime gitmiş, Yerine yaşın uygun bir genç kız gelmişti.

    ileri sardığı o 8 küsür dakika arasında dağlar kadar fark vardı.

    -“ Ne zaman göndereceksiniz beni?” diye soruyordu nedime. Masum suratını ciddi bir tedirginlik kaplamıştı. Daha aklı başında bir ruh hali var gibiydi.

    -“ iyileştiğin zaman” diye cevapladı terapist.
    -“ Kötü değilim ki ben,Ne yaptığımı biliyorum”

    Terapist biraz duraksadı. Kelimelerini dikkatlice seçmesi gerektiğinin farkındaydı.

    -“ Elbette değilsin, Elbette biliyorsun, Aksini asla düşünmedim” diye cevapladı.

    -“ Hıh,Öyle mi? Peki neden sürekli kendinle çelişiyorsun?” diye sordu nedime .

    Kameraya attığı bakışlar sinirle doluydu. Kendinden emin, aklı başında bir kız gibiydi o an.
    Terapist Nedime' nin akıl dolu cevabı karşısındtutuldu. Refleksif ve bir o kadarda saçma bir şekilde

    -" Çelişmiyorum ki.." diyebildi.

    Beyefendi seasın kalanında kayda değer birşey bulamadı.Ama yakaladığı o ufak detaylar nedime hakkında çok şey anlatıyordu. istediği almış olacak ki,diğer seans'ın kaydını açtı.
    ···
  7. 57.
    +4
    Takım elbisesini çıkarmış,Önündeki sehpada,az önce göz boyamak için hazırladığı sahte raporları çelik bir kasede ateşe vermişti. beyefendi.

    Kağıtların yanık kokusu odaya sindiğinde kalkıp balkon kapısını araladı.

    Televizyon karşısındaki koltuğunun başına, sanki vardiyası bitmiş bir aile babası gibi kuruldu, kanalları gezmeye başladı.

    Oynanan maçın tekrarının verildiği bir spor kanalına denk geldiğinde çevirdi.

    B sınıfı bir aksiyon filmi çıktı karşısına, birazcık gözlerini fimle dinlendirip sıkıldı ve tekrar kanalı çevirdi.

    Ekonomi kanalındaki alımlı spiker bayan’ın gündemdeki haberleri iletmesine kesildi kulağı.

    -“ ... ve borsalar günlük bazda 3,56 puan kaybetti. Böylece 15 günde için menkul kıymetler borsası 8 bin ham puan kaybetmiş oldu. Borsalardaki bu düşüş, akıllara soru işaretleri getiriyor. Küçük yatırımcının gözünü korkutan puan kayıpları, uzmanlara göre sistematik bir manipülasyon ağının ürü... ”

    Beyefendi televizyonu kapattı. Gözlerini kapatıp başını koltuğa dayadı.
    Aklı hala Nedime’deydi.O sahnedeki inanılmaz aurası onu çok çekmişti.
    Nedimeyle olan planları aklına geldikçe dişleri birbirine vuruyordu.
    Derin bir nefes verip bir süre tavanı izledi.
    Yanındaki küçük şeffaf dosyadan müdürden zorla kopardığı seans cd’lerini alıp oynatıcıya taktı.
    ···
  8. 58.
    +4
    Beyefendi, kızı ürkütmemek amacıyla başını yavaşça görevlilere çevirdi.”
    -“ Yağmurluk var mı?” diye sordu.

    Önlüklü kız ikilinin harmonisine gülmekle meşgulken, diğeri elleriyle okeyledi ve içeri doğru yollandı.

    Az sonra sarı bir yağmurluk getirip beyefendiye uzattı.

    -“ Al sen giydir, senle daha iyi anlaşıyor belli,onu hiç böyle sakin görmedim ben..” dedi.
    Beyefendi kızı yavaşça giydirdi.

    Kızın Hiçbirşey söylememesine nedense alışmış gibiydi. Ondan sözlü bir cevap beklemekten vazgeçti.

    Kız en sonunda birşeyler mırıldanmaya başladı.
    -“ Pervanesi küçük tayyare..”

    Kızın sesi beyefendiyi çok etkilemişti. Meleksi yüzüne,o kadife ses tonu çok yakışmıştı.
    -“ Kalbin kimde kaldıysa böyle... ”
    ···
  9. 59.
    +4
    -“ Seni kurtarmaya geldim..” dedi avukat .

    Nedime yine cevap vermedi. Uzun süre beyefendi’nin yüz hatlarını inceledi.

    Beyefendi,bir sohbet içinde olamamanın verdiği sıkıntıyla elindeki kağıtları doldurur gibi yapmakla uğraştı.
    Kız yavaşça elini kaldırdı. Beyefendi’nin suratına dokundu. gözlerini sürekli kırpıyordu. Yabancı bir cisme dokunmak onu tedirgin ediyor ama yine de dokunmak istiyor gibiydi.
    Beyefendi’nin kaşları istemsiz kalkıyordu.Çok tuhaf hissediyordu kendini. Kızın manalı bakışları hareketlerini kitlemiş gibiydi.
    Etraftaki sakin böcek sesleri yerini yağmurun tıkırtılarına bıraktı.
    ···
  10. 60.
    +1 -3
    Cinleri gibeyim rez
    ···
    1. 1.
      0
      nasıl bir pgibolojik travma yaşıyorsun lan cine küfür allahı hafife almalar falan?
      ···
    2. 2.
      0
      Allahci kardes artık yok akşam onu gibip yerine geçtik huahahahahah
      ···
  11. 61.
    +4
    Mırıldandığı şey bir şarkıydı. Herhalde televizyon izletilirken denk geldiği bir kanaldan duymuş olmalıydı.En azından beyefendinin düşüncesi buydu
    görevliye teşekkür etti başıyla ve tekrar müsade istedi.
    Önlüklü kız ise yağmur yüzünden merkezin içine girmişti.
    Nedime, Sakince ayağa kalktı. Yağmurun tıkırtıları hoşuna gidiyor gibiydi.Çünkü ayakta boşlukta birşeylere kulak kesilmişti.
    ···
  12. 62.
    +4


    Üçüncü Bölüm : “Ⓐsalak”






    Beyefendi önlüklü adamın son söylediğiyle Nedime’nin az önceki halini gözlerinin önüne tekrar getirdi.

    Etkilenmişti. Nedime’yi iyice tanımak,ona olan merakını dindirmek için inanılmaz bir açlık hissetti.

    Görevliler Nedime’yi tekrar yatağına bağlamak için içeri girdiklerinde Beyefendide girdi.
    Kızcağız az önceki travmatik sanrısının etkisinde ,gözlerini bir noktaya sabitlemiş, odadakilerin hayal dahi edemeyeceği bir ruh halini yaşıyordu.

    Beyefendi Nedime’nin önünde diz çöktü.Ürkütmemek için fazladan dikkat gösteriyordu.
    Kızın Dizlerine bağlanmış ellerini avucunda birleştirip sıktı.
    Gözlerinin içine bakarak ;

    -“ Senin için tekrar geleceğim. Beni bekle olur mu?” diye sordu kibarca.

    Nedime gözlerini sabitlediği noktadan aldı ve beyefendiye manalı ve derin bir bakış attı.
    Beyefendi kızın avucunda yumruk haline getirdiği ellerini öptü. hafifçe sarstı ve bıraktı.
    Görevlilere müsade edip kapıya yöneldi.

    Nedime’yi ayaklarından ve ellerinden yatağına bağlarlarken, Kızcağızın gözleri hep beyefendinin üstündeydi.
    Beyefendi ona son kez gülümseyerek yavaş adımlarla tekrar müdürün odasına yollandı.
    ···
  13. 63.
    +4
    Ellerini yavaşça yukarı kaldırdı. Gözleri yavaş yavaş sulanmaya başladı.
    Görevli aniden geldi.

    -“ Sanrı nöbeti... ” dedi. Beyefendi de ayaklandı birden.

    -“ içeri zütürmemiz lazım” dedi.

    -“ tamam işim bitti zaten.” Dedi beyefendi.

    Nedime ise yağmurla birlikte ağlamaya başladı.
    ···
  14. 64.
    +4
    Çalışan Çıktı makinesinin cızırtılı sesi ,Molozların kenarlarını doldurduğu odada Adem’in tek arkadaşıydı. internet üzerinden beşiktaş, beyoğlu,kadıköy semtlerinde son 5 ayda meydana gelen polisle mükavemet kayıtlarına bakıyor, sadece bir isme denk gelmek istiyordu.

    Çıktı makinesi sürekli siyah beyah gazete küpürleri basıyor, adem sigarasıyla odayı boğarken bir yandanda onları tabloya raptiyeliyordu.

    -“ Bunu da beğenmezse bir tak bilmiyorum” diye düşünüyordu kendi kendine.

    Bazen yalnızlıktan düşüncelerini kendine sesli bir biçimde okuduğu da oluyordu.

    Bu geçici, hava görmez, kanalizyon şebekesinden yamanmış rutubetli oda, pgibolojisini bozmayı henüz başaramamıştı.

    Küpürleri astıktan sonra tekrar koltuğuna oturdu. Sigarasından derin bir nefes aldıktan sonra çenesini kaşımaya başladı.

    -“ iyi.” Diye sayıkladı.

    -“ iyi ama seni nerde bulacaz dıbınakoyayım?” dedi.

    Beyefendi için Bulduğu ‘3 numara’nın gerekli meziyetleri taşıdığını düşünüyordu.
    Ancak bir sıkıntı vardı. Adem,3 günlük hummalı bir çalışmanın ardından bile bu aday’ın ekgib olan son puzzle parçasını yerine takamıyordu.

    Aday'ın güncel bir açık adresi yoktu.
    ···
  15. 65.
    +3
    Kollarında tüm gece hissetiği kütle’nin ekgib olduğunu farkedince uyandı hande. Gün ışığı yolunu kapadan dev perdenin engeline takılmıştı.Oda’nın içi kirlenmiş halı ve iç çamaşırları kokuyordu.

    -“ Devran!” diye seslendi. Cevap gelmedi.

    -“ binlerinin yanına gitti herhalde” diye sesli düşündü hande.

    Leş gibi olmuş ağzını fırçalamadan ,neredeyse cila niyetine,bir sigara yaktı.
    Etrafa savurduğu eyşalarının arasından deri ceketini bulup, ceplerini karıştırdı.
    Sabah sersemliğinin de etkisiyle önce aradığını kendi bulamadığını sandı.
    Ama beyefendi’nin hande’ye bıraktığı kart,o ceketin cebinde yoktu.
    ···
  16. 66.
    +3
    Adem, sigarasını yerdeki toz birikintisinde söndürdükten sonra, bilgisayar masasının çekmecesinden işporta telefonunu çıkardı. Rehberde aradığı numarayı bulup çaldırdı. Cevap gelmemesine rağmen ısrarla çaldırıyordu. Aranan,sonunda açtığında uzun bir esnemeyle karşıladı adem’i.

    -“ Ne var dıbınakoyayım ne arıyorsun bu saatte?”

    -“ Bak bana, bilgisayarın açık mı?” diye sordu adem aceleyle.

    -“ Açık,hep açık dıbınakoyayım ,he?”

    -“ Selim Koçak”

    -“ Hı?” diye cevapladı karşıdaki, uykusunu bölmüş olmanın sersemliği hala üzerindeydi.
    -“ Selim Koçak,Bu adamı bul bana, adresini bul, telefondan nokta atışı yap. Bekliyorum hadi.” Diye celallendirdi karşısındaki adem.

    Ayaklanma sesleri ve devam eden esnemelerle adem’i biraz beklettikten sonra;

    -“ Kadıköy’de ? Noldu dıbınakoyayım sen bulamıyor musun? Sen öğrettin oğlum bunları bana, hayret bişey ya..”

    -“ Oğlum, dinle,Proxy aracısız nete bağlanıyorum, Emniyet müdürlüğünün ağındayım şu anda. Kayıtlarına giremem.” Diye cevapladı adem.

    -“ Ne emniyet müdürlüğü,Ne taklar yiyorsun yine sen?”
    Adem cevap vermedi.

    -“ Geçen de adli vaka ıvır zıvırları istedin, kimlere çalışıyorsun oğlum sen?” diye sordu aranan.

    -“ Ciddi adamlara” diye cevapladı adem.

    -“ Büyük işler peşindeler,” diye de ekledi.

    -“ iyi, yaraklara yan basma da..” diyerek güldü karşıdaki.

    -“ Gevezeliği keste adresi yolla.” Dedi adem. Karşıdaki onaylayınca telefonu kapattı.
    ···
  17. 67.
    +3
    vay be bi efsanede yalan oldu
    ···
  18. 68.
    +3
    Amk rez aldım da okumuyom ki
    ···
    1. 1.
      +7
      Bol küfür edebilirsiniz dedi beyler doluşun sövmedik yerini bırakmayalım binin

      Edit: ilk şukunu verdim güzel degilse acımam çeviririm çuguya
      ···
    2. 2.
      0
      üstte olsun diye panpa helal et
      vay amk herif bildiğin markalaşmış bu konuda
      ···
    3. 3.
      0
      Süper bir hikâye bence devam etmeli şukulayı
      ···
    4. 4.
      0
      gibici bir hikaye bu beyler
      ···
    5. 5.
      0
      efsane olur bu hikaye muazzam bir emek var ortada
      ···
    6. diğerleri 3
  19. 69.
    +3
    okunmuyor galiba ha? sessizsiniz
    ···
  20. 70.
    +3
    Hande önce biraz panikledi, Pantolonunun da cebini karıştırırken farkına vardı.

    -“ Devran” dedi sert bir nefes vererek. Pantolonu yere fırlattı ve mutfağa doğru yollandı.

    Boş buzdolabından iki yumurta alıp, tezgahtaki kurumuş yağ lekeleriyle dolu tavaya kırdı.
    Ocağı açıp oturma odasına geçti. Sigarası hala elindeydi. Televizyonu açmaya yelteniyordu ki dış kağı açıldı.

    Gelen devrandı.
    ···