1. 1.
    +2
    Yaşasaydı neden inci yazarı olurdu? Korkusuzdur, Muhaliftir, lafı gediğine oturtur. Kim olursanız olun, küfür edilmesi gerekiyorsa dıbınıza koyar.

    Buyurun bir kaç kıta ve hikayesi;

    -ihtiyarlık ile gençlik-

    ihtiyarlık ile gençlik diyerek,
    Şu hayâtı ikiye böldürme!
    Ey büyükten de büyük Allâhım,
    Benden evvel gibimi öldürme (Buna yarıldım omonogoyum :DD)

    Dr. Fahrettin Kerim Gökay ‘içkinin zararları’ konulu konferansını vermektedir. Bir ara: “Rakı’nın her kadehi, hayatımızı bir saat kısaltır” der. Dinleyiciler arasında olan Neyzen yerinden fırlayıp bağırır: “Eyvah, yandık!” Hayrola, diye sorarlar. “Hesap ettim, meğer ben öleli tam kırk yıl olmuş!!!”
    • **

    -Fırka parti diye-

    Fırka, parti diye halkın boğazından sıkarak,
    Milletin on senedir olmuş idi mengenesi.
    Kazdığı câh-ı belâya yine kendi düştü.
    Örsünü, kıskacını gibtiğimin çingenesi

    (cah-ı belâ: bela yolu)

    Bir gün Neyzen’e sorarlar: “Neyzen, çalarken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun zaman mı çalarsın?” Maliye Bakanı hakkında yolsuzluk dedikodularının dolaştığı bir dönemdir. Neyzen: “Maliye Vekili değilim ki, çalarken zevk alayım” der.
    • **

    -Cafer-

    Fabrika yaptı Sümerbank bez için,
    Çok muazzam bir eser bu, lâf değil!
    Dil işinde ehl-i dil tezden dedi,
    Sıçtın Cafer, bez getirsin Başvekil.

    Başvekil ismet inönü’nün Sümerbank bez fabrikasını açtığı günlerde, Türk Dil Kurultayı’nda dil profesörü Ahmet Caferoğlu’nun konuşmasının yarattığı hoşnutsuzluk üzerine söylemiştir bu dörtlüğünü. (1932)
    ---

    -Gönlümün zâviyesinden-

    Gönlümün zâviyesinden dedi bir pîr-i mugan,
    Gözünü yum, sağır ol, yut dilini, kes sesini!
    Bilenin ağzına önce sıçıyor kahpe felek,
    Sonra sille ile patlatıyor ensesini.

    (zâviye: tekke, pîr-i mugan: din büyüğü)

    Neyzen Tevfik bir kez evlenmiş ve ayrılmıştır. Ayrıldığı karı­sına aşık olan Neyzen onu hiç unutamamıştır. içkiyi çok içtiği için yine Bakırköy Akıl Hastanesi’ne kaldırıldığında, karısının ikinci kocası da orada yatıyormuş, tesadüfen onunla tanışmış, ahbaplık kurmuş. O’nu Dr. Mazhar Osman’a takdim etmiş ve: “Bu adama iyi bakın, iyileşsin ki, benim şimdi küfrettiğim bir insanı mut­lu etsin.” demiş.
    ---

    -Asrın yeni bir umdesi var-

    Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
    Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
    Geçmez ele bir pâye, kavuk sallamayınca,
    Kürsî-i liyâkat, pekekent puşt olanındır!

    (umde: ilke, pâye: mevki, kürs-i liyâkat: mevki)
    ---

    -Öyle hürriyete âşık ki-

    Öyle hürriyete âşık ki kadınlar, hattâ
    Hiçbir erkek olamaz onlara yol arkadaşı.
    Çıkar at çarşafı teklîfine karşı, nitekim
    Donu fırlattı zütünden, açacak yerde başı.

    Basın çevrelerinde tanınmış bir hanım bir gün Neyzen’le karşılaşınca, “Aşk olsun, benim için aşifte filan gibi sözler söylemişsiniz.” der, Neyzen elini sinek kovalar gibi sallar ve “Hanım, sen beni tanımıyorsun. Ben herkesin bildigi şeyleri söylemem.” diye cevap verir.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    dıbına kodumun medyası inci sözlükte bilgi yok demesin artık. Bu sözlükteki adamlara atomu ver, bırak bölmeyi bacak omuza yaparlar. Ama hep işin binliğinde bir tayfayız o ayrı *

    En son ne zaman ciddi olmuştuk beyler?
    ···
  3. 3.
    0
    uptullah. bilgilenin binler.
    ···