Şimdi düşünün.

Askersiniz. Komando olmak için zorlu bir eğitimden geçtiniz. Başka bir ülkeye savaşmaya gönderildiniz. Yaralandınız, esir düştünüz.

Aylarca süren işkence ve eziyetten sonra, üstünüze bir bidon benzin döktüler. Sizi ateşe verdiler. ibret-i alem olsun diye cayır cayır yaktılar.

Şimdi düşünün. Bir kibriti yakın ve kolunuza bastırın. Fokur fokur kaynayan bir cezve suya serçe parmağınızı daldırın. Ve o sancıyı, vücudunuzun tüm gözenekleriyle hissettiğinizi hayal edin. Ve dakikalarca sürdüğünü. Ta ki beyniniz, kafatasınızın içinde haşlanana kadar.

Şimdi düşünün. Bu ölümü ayakta karşıladığınızı düşünün.

Ve cephe gerisinde milyonlarca AK YALAKA'nın, "Öyle bir şey olmadı. Asker yakıldı diyenler haindir," dediğini.

AK YALAKA: Saçları çok kısa, orduda saç öyle kesilmiyor.
TÜRK: Yahu adamlar aylardır esir. Işid yakmadan önce saçlarını kazımıştır. Hem bak çocuğun yüzü görülüyor, o esir düşen çocuk işte bu. Kaşı gözü burnu kulağı aynı, yanağındaki benine kadar aynı tip.
AK YALAKA: IŞiD'çidir o herif. Asker gibi rol yapıyordur.
TÜRK: Ya diğer asker? Ailesi sinir krizi geçirmiş haberi görünce, annesi günlerdir baygın yatıyormuş. Yalan mı söylüyor fukaralar?
AK YALAKA: Algı operası var. Bir kısım medya sahte röportajlar yayınlıyor.

Şimdi düşünün. Yanarak ölümünüzden sonra, internet yavaşlatılıyor. Ölümünüzü gösteren videolar, fotoğraflar yayınlayan tüm siteler kapatılıyor. On binlerce AK TROLL, on binlerce AK HAiN, "Askerler yakılmadı, yalan haber o, yalan yalan yalan... " diye inatlaşıyor.

Bu kadar pislik ne için? iktidar rahatsız olmasın diye.

Bu kadar ihanet ne için? Emine Erdoğan, sarayında altın kaplı bardağından beyaz çaylarını içebilsin diye.

Şimdi düşünün. Biliyorum, bazılarınız için çok zor, düşünmek. Ama düşünün.