1. 1.
    0
    terkedilmişlikden bahsetmiyorum yani tuvaletin kapısı açık sıçmak, gelen mesajların sadece operatörlerden gelmesi dışarı tek basına çıkman şu bu değil. yalnızlık nedir tam olarak ?
    ···
  1. 2.
    0
    up up up up up
    ···
  2. 3.
    0
    upupupupupupup
    ···
  3. 4.
    0
    upupupupupup
    ···
  4. 5.
    0
    sigaradır
    ···
  5. 6.
    -2
    Yalnızlık bir duygu ve ruh halidir. Sevgiden yoksunluktur. Modern aklın zindanı, ilkel aklın özgürlüğüdür.

    insan ruhunun doğum sancısıdır. Sümük bataklığında yetişen insanı hapşırtan siyah bir çiçektir. Yalnızlık; gölgelerin iktidarında insan ruhunun başkaldırması, madde ve mana egemenliği arasında ise bocalamasıdır. Bu bocalama huzur limanı ile kurt kapanı arasında devam edip gider.

    Yalnızlık; sevgi ve nefrette ölçü kaçırıldığında sevginin dışarıya fışkırması, nefretin ise içe gömülmesidir. Yalnızlık; gölgeler çekildiğinde karanlığın yada ışığın kuşatması altında kalmaktır. Yalnızlık ziplenmiş(sıkıştırılmış) bir duygudur. Öğretmenliği güçlüdür. Yoğunluğu fazladır. Bu yüzden insanın içini acıtır. Yalnızlık; zihnin çöplüklerinde insanı oyalayan ve bedenin her yanından zararlı kimyasal hormonların salgılanmasına neden olan bir duygudur. insan yaşdıbının doğal seyrinde vardır fakat insan doğasına zıttır. Yalnızlık, çözülmesi gereken karmakarışık bir düğümdür.

    içinde yaşadığımız evrenin bu küçük renkli topunda yaşanılan yalnızlıklar; haksız ve acı iktidarsızlıkların, mutsuzluk hezeyanlarının şeffaf olmayan birer örneğidir. Aynı zamanda muhteşem yaratıcının mükemmellik yolunda insanın yüreğine kor ateş olarak emanet verdiği bir armağandır. Bu armağan diğer yandan her iki ayak bileğimize bağlanmış ağır bir gülle gibi hızımızı kesmeye çalışır. Bizi hantallaştırır.

    insan ruhunun; gezindiği sonsuzluk labirentinin içinde dimdik durup, duvarda iğreti asılı bir aynaya bakarak ben gerçekten ruh muyum yoksa maddi bir beden miyim sorusuna cevap aradığında yaşadığı duygudur yalnızlık. Karmaşanın en yoğun olarak yaşandığı zaman dilimlerinde insanın kendi içine hapsettiği bu duygu, onu bir yandan mahpusluktan kurtarıp diğer yandan kendisine mahkum etmektedir.

    incir çekirdeği içinden evrenin genişliğine, maddenin toz bulutundan kurşun külçeye, suyun hidrojen iyonundan okyanusların enginliğine, hücre içindeki bir enzimden insan bedenine bakıştaki ufuk genişliğinin ve ardından gelen hiçlik bilincinin zirveleştiğinde hissedilen efsunlu duygudur yalnızlık. Bu bilinç ile hissedilen yalnızlık şifa verici bir yalnızlıktır. Fakat çizginin hemen ötesinde ise hastalıklı yalnızlık kucaklar insanı. Bu yüzden insan şifa ile hastalık arasında sürekli mekik dokumaya devam eder.

    Saatin yelkovanına aynı saatin akrebinin dönerek “hep beni geçtin bu güne kadar. Bugünden sonra ben senden daha hızlı hareket edeceğim. Geride kalmaya mahkumsun artık.” Dediğinde yelkovanın yaşadığı şaşkınlık ve hayal kırıklığının diğer adıdır yalnızlık. Tıpkı insan tekinin yaşadığı, imkansızı düşünürken imkanların içinde yan yatıp çamura battığında öylesine kala kalıp zihin haritalarını buruşturarak kaldırıp attığında yaşadığı duygudur yalnızlık. Artık yeni ve gıcır gıcır bir zihne sahip olma özlemi duyarak geleceğe ümitle bakmaya başlar insan.

    Diğer yandan zıtlıkların çarpışarak öpüştüğü anlarda ortaya çıkan kıvılcımlar ile ıslak dudakların bıraktığı rutubet ve tattır yalnızlık. Yalnızlık duygusu; dinsel ihtiyaçlar ve inançlar gibi insanlığın genetik kodlarına işlemiştir. Söküp atmak hele hele tamamen yok etmek imkansızdır. insanın hiç düşsüz kalmaması gibi bu duyguya sahip olmaması da aynı şekilde mümkün değildir. insanın düşleri olmasaydı meydana gelen bir çok gerçeklik ortaya çıkamayacak insanın zihni karmaşadan kargaşaya kadar bir çok karışıklığa maruz kalacaktı. Düş ve yalnızlık aslında sırf bu yüzden bir çok gerçeğin anasıdır. . .

    itilip kakılmışlığın ağırlığı ile sevginin aşkın ve hoş görünün hafifliği arasında yüreğimizi yakan ve serinleten kimi zamanda ne hissettiğimizi anlamaktan aciz kaldığımızda yaşadığımız duygudur yalnızlık. itilip kakılmışlık genellikle çoğu insanı üzer fakat nedense bunun aslında bir baş edilememe, kontrol edilmekten aciz kalınmaya bağlı olduğu düşünülmez. Peki o zaman sıradan ve zaten aciz olan insanlar neden itilip kakılmıyorlar. . . Çünkü onlar kendi ruh dünyalarından başlayıp evrenin ruhsal gizemine bir yol bulmaktan yoksundurlar. Onlar bu yoksunluklarının dışında; sorgulamak, okumak, yazmak, araştırmak, kendini ve geleceğini değiştirerek zenginleştirmenin kaygısını içlerinde hiç hissetmemişlerdir. itip kakan acizliğinden itip kakmaya çalışır. Çirkinliğini, zavallılığını diğer insana bir güç gösterisi olarak ispatlama çabasındadır.

    Güç gösterisi kimi iyi insanlarda yalnızlığı en doğal haliyle ortaya çıkarır. Onlar güç gösterisinin ardından geçici olarak ve dönüşümü çok farklı şekillerde olacak olan kibar ve nazikçe yaşadıkları yalnızlığa demir atarlar. Bazen güç gösterisi insanın iradesinden dışarıya fışkırarak bilinçli bir kölelik haline dönüşüp onun alçalmasını sağlar. Gerçekten bu durum insan onurunu son derece ayaklar altına alan ve hatta köküne kibrit suyu dökecek kadar da onu inciten bir ruh hali ortaya çıkarır. işte bu yüzden bilinçli kölelik yada isteyerek yaşanan yalnızlık bir bakıma özgürlük ve iradenin donakalarak kutuplarda sonsuza dek yaşamak arzusundan başka bir şey değildir. Daha da acıklısı özgürlük ve iradenin donup yada yanıp bir yerde kalması yada yok olması günümüzde yaşanan katipliğin egemenliği altındaki bazı memurluklardan farksızdır.

    Yalnızlık; nadiren yada kimi zaman insanın kendisini bir çok etkinlikten koparması, bir köşeye çekilerek diğer insanlardan uzaklaşması, işini bırakması, yaptığı işinden ve tüm etkinliklerinden artık zevk alamamaya başlaması halidir. Böylelikle insan bir bakıma kendi kendisini yalnızlaştırmaktadır. Bu durum hastalıklı bir yalnızlıktır. Burada yaşanan yalnızlık duygusu hasta bir insan tarafından yaşanmakta ve bu durum yalnızlık duygusuna da genel olarak zarar vermektedir. Ciddi bir karar vererek insanın kendisini sosyal ortam içine sokması, günlük verimli aktivitelere başlaması, dostluklarını pekiştirerek arkadaş sohbet ortamlarına girmesi ve yalnızlığını unutması yine kendisine bağlıdır.

    Yalnızlık; aynı zamanda duyguların karmaşası içinde insanın bodoslama çarpışarak diğer duyguları ile olan ayrışmasından arta kalan bir duygudur. Arta kalan bu duygu aslında artı puan kazandırarak insanı karamsarlığının içinden bilgeliğe ulaştıracaktır. Bu arada insanın belki biraz sabır göstermesi gerekecek ve geleceğin açılımı muhteşem bir metanet ile beklenecektir. Geleceğin açılımı bugünden ve şu yaşanılan andan başlayarak değiştirilme imkanına sahiptir. Bunun kısa ve kolay yollarını bilmeli ve belki de insanın bu alanda diğerlerinden ayrışmak ve farklı olmak için en sık yardım talebinde bulunması gereken ekgibliğidir.

    Kendimize yabancılaştığımızda geçmişten günümüze taşıdığımız değer yargılarımızdan, inançlarımızdan ve törelerimizden kopmaya başlarız. . . Her kopuşla yalnızlığa sürüklenirken benliğimizden ödün vermelerle süren sanallaştığını sandığımız gerçek dünyanın bazen saçma sapan bir sürü görüntü ve duygular topluluğu olduğunu anımsarız. Anımsamak hayatımızda unuttuklarımızın olduğunu bir bakıma kabullenmektir. Bu kabullerden birisi de isteyerek yada istemeyerek yaşadığımız yalnızlığımızdır. . .

    insanın içine gömüldüğünde ve kendi içinin derinliklerini toprakla özdeşleştirdiğinde, gerçek anlamın sanal olarak dayatılanlardan üstünlüklerini anlama bilgeliğine erişme sürecinde yaşadığı duygudur yalnızlık. . . Diğer yandan yalnızlık; sanal gerçeklik aracılığıyla klonlanan insanın dünyanın bir illüzyon sathı mahalli olduğunu kavramasıyla kendine dönerek yaşadığı farklı gerçekliği bir algılama saplantısı olarak kabul edip vites kolunu geriye doğru aldığında yaşadığı duygudur. Sanal olanın karmaşıklığından kurtulmuş fakat diğer taraftan almadan vermeyi beceremeyen, beceremediğinden utanan, utancından Yaratıcının Gücünden tedirginlik ve şüphe duymaya başlayan, verdikçe zengin olacağının hiç farkında olamamış insanın yüreğinin mengeneyle sıkışmaya başlamasıyla hissettiği duygudur yalnızlık. . . O aynı zamanda ruhsal dünyanın kendine ve diğer insanlara yönelik cimrisidir. Cömert olanlara akıl sır erdiremez. Tıpkı Sibirya’da yada Afrika’nın balta girmemiş ormanlarında yaşayan yaratılışın bir çok hasletinden uzak insanlar gibi. . . .
    Tümünü Göster
    ···
  6. 7.
    0
    @7 kim okuyacak lan onu. yalnızlık insanın ihtiyaç duydugu bişeydir. iyidir yalnızlık ihtiyaç duyar insan yalnızlıgına ve hatta tek ihtiyaç duyduğu şeyde odur.
    ···
  7. 8.
    0
    aynada kendi suretine bir yabancı gibi bakmaktır. ötesi yoktur.
    ···
  8. 9.
    0
    upupupupupupup
    ···
  9. 10.
    0
    upupupupupuup
    ···
  10. 11.
    0
    http://yalnizligindibi.blogspot.com/
    ···
  11. 12.
    0
    upupupupupup
    ···
  12. 13.
    0
    upupupupupup
    ···
  13. 14.
    0
    yalnizlik bi odadan bagırıp digerinden cıkıp efendiim demektir

    tuvaletin kapısı acık gönül rahatlıgıyla sıcmaktır

    telefonu bi ortamda gönül rahatlıgıylabırakabılmektir
    ···
  14. 15.
    0
    Yanlızlık :Yanında olmayan amlıya denir
    ···
  15. 16.
    0
    bu konu acıldı oc
    ···
  16. 17.
    0
    ELiZABETH DiR
    ···
  17. 18.
    0
    up up up up konuşmak istiyorum bu konu hakkında bende biliyorum açıldı
    ···
  18. 19.
    0
    telefona tl yüklediğinde tüm liralarının telsiz kullanım ücreti adına kesilmesidir
    ···
  19. 20.
    0
    upupupupupupupup
    ···