/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +15 -4
    Ben Bursanın yavuz selim mahallesinde oturan bir panpanızım. Hikayeye 8 yaşımdan itibaren başlıyorum. Benim bir de 17 yaşında bir abim vardı o zamanlar babam sürekli elinde avucunda ne varsa içkiye verirdi. Zaten annemin söylediğine göre önceden zenginmişiz. Sonra babam kumar işlerine girmiş ve tüm mal varlığını kaybetmiş. Evimiz o zamanlar bodrum kattı 2 odalı ve mutfakla tuvalete uzanan 1 koridor tuvalet banyo 1. Babam tatlı satardı günlük kazandığı 40-50 lirayıda içkiye yatırır her gece annemi öldüresiye döverdi. Öyle ki anneme baktığımda suratındaki bıkkınlık, hayattan bezmişlik bana bile yansıyordu.

    not: bi 5 dakkaya geliyorum beyler.
    ···
  2. 2.
    +6
    Evimizin kirası o zamanlar 110 liraydı züt kadar yer yani biz oturmasak odunluk yaparlar o derece. Babam kiraya 1 Hafta kala içmeyi bırakır kirayı öderdi. Dolabımız her zaman boştu. Arkadaşlarımla gün içinde kaplıkayalara çıkar yolda erik ağaçlarına saldırır çips çalardık böyle karnım doyardı. Abimde uyuşturucu batağındaydı. Ölmediysem yediğim erikler cipsler ve ayakkabı boyuyarak kazandığım paralarla karnımı doyurmam sayesindedir. Babam bana akşam ezanı okundumu evde olacaksın bin kurusu derdi. Akşam ezanından sonra eve gidersem beni soyundurur banyoda buz gibi suyun altında nokia şarj aletinin kablosuyla heryerim morarana kadar haşlardı. Bacaklarım hep yara bereydi. Öyle olurdu ki bazen annemi de kabloyla döverdi. Abimse dünyadan bi haber müptezelin tekiydi. Babam özellikle kira günleri yaklaşırken içemediğinden hep annemi döverdi. Bir gün yine annemi döverken dayanamadım hep gebermesini istiyordum babamın. mutfaktan meyve bıçağını alıp annemi bırakmasını söyledim. annemi dövmeye devam edince bıçağı hafiften baldırına sapladım. Öküz gibi böğürmeye başladı ben tam kaçmaya yelteniyordum ki kafamda babam içtiği eski içkilerin boş şişesini kafama attı. Kırık - kegib yoktu ama sersemlemiştim sonra beni üst üste defalarca havaya savurup yere vurdu. Çok kötü acılar çekiyordum yerde mecalim kalmamış bi halde kıvranırken babam odunluktan keser getirdi. Annem napıyosun diyip beni kolunun altına aldı. Annemin kafasına yumruk atıp bayılttıktan sonra beni odunluğa zütürdü ve ellerimi odun kırdığımız tahtanın üzerine koydu. Bir eliyle elimi sabitlerken diğer elindeki keserin ucunu sert bi şekilde parmaklarıma vurdu babam bana göre çok kuvvetliydi. ve bayılacak kadar çok dövmüştü zar zor bi hamle yaparak elimi çekmeye çalıştım ama sağ serçe ve yüzük parmağımı koparmıştı. Sonrasında gözümün önünde sobaya attı annemin acılar içinde kıvranıyordum elimi bezle sarıp bağladıktan sonra ağzımı bantladı. ve bizi öylece bırakıp gitti. Babam gittikten biraz sonra müptezel abim geldi kafası her zamanki gibi güzeldi. Dünyadan bi haber huur çocuğu bizim olduğumuz odaya bile girmeden diğer odada yattı. bende ağlıya ağlıya bağırmak istesemde yapamadan göz yaşları içinde baygın olan annemin yanında uyudum. Sabah abimin bağırma sesiyle uyandım.
    ···
    1. 1.
      0
      Ayrıntı uydurayımda gerçekçi dursun
      ···
  3. 3.
    +6
    Abim başımda çığlık çığlığa bağırıyordu bende ağlayarak ve başımla işaret ederek elimi çözmesini istedim. Annem bembeyaz olmuştu ve yüzüne dokunduğumda buz gibiydi. Hayattaki tek varlığım annemi o gün kaybetmiştik. Bursada bize sahip çıkacak hiç akrabamız yoktu. Babamıda o günden sonra bir daha hiç görmedim. Annemin cenazesini komşuların araması üzerine belediye defnetti. Benide hastaneye zütürüp kopmuş olan parmaklarıma baktılar. Ellerinden geleni yaptılar evimizize geri döndüğümüzde kapının önünde bizim 1 adet koltuğumuz, minderler ve tüplü televizyonumuzu gördüm. Evimizdende olmuştuk. Abim koltuk minder ve televizyonu o gün ne yaptı ne etti. Uyuşturucu karşılığı verdi. Benimse tek ekmek teknem boya sandığım ve malzemelerim kalmıştı. Boya malzemelerim azalmış ve kurumak üzereydi. Yenilerini almam için bozulmadan ayakkabı boyamam gerekiyordu. O gün 10 çift ayakkabı boyuyup 5 lira kazanmıştım(6 sıfırlı paraların zamanı). 3 lirayla yeni boya malzemeleri aldım 2 liraya ise tam ekmek tavuk döner yiyerek karnımı doyurdum. Hava kararmak üzereyken spor kompleksinin altındaki tarlaya indim çimenlere uzanıp uyumaya başladım. Gece saat 4 gibi ensemde nefes soğukluğu ve sesini işitmeye başladım arkamı döndüğümde yanımda büyük bir köpek vardı ayağa kalksa benden bile büyüktür kangal. Gözleri gözümün içine bakıyordu 5 saniye bakıştıktan sonra elimi usulca başına zütürmeye kalktım. Lakin daha sargısı açılmamış elimi dişlerinin arasına aldı. Ben korkudan bagırmaya başlayınca bıraktı. Ayağa kalkıp kaçmak için koşmaya başladım ama arkamdan iki ön patisini vurarak beni yere düşürdü ve yüzümü yalamaya başladı. Biraz yüzümü yaladıktan sonra bıraktı. Korku ve endişe arası bi duyguyla ayağa kalktım köpek sanki bana bir şeyler anlatmak istiyordu. ileri gidip havlıyordu, sonra tekrar yanıma geliyordu. Israrcı görünüyordu beni bi yere zütürmek istiyordu. Boya sandığını alıp peşinden gitmeye başladım. Köpekle beraber Tarlanın aşağı kısmındaki alana girdiğimde etrafımı 10 a yakın köpek sardı
    ···
    1. 1.
      0
      R3z kardeaim efso sarsi beee
      ···
      1. 1.
        0
        yeni part attım panpa
        ···
  4. 4.
    +4
    beyler diğer partları yarın atacağım. çok uykum var az uyim.
    ···
  5. 5.
    +4
    geldim beyler başlayalım
    ···
  6. 6.
    +8
    Köpekler etrafımda sadece bir tur atıp beni kokladıktan sonra çember olacak şekilde yattılar. En azından sahipsiz olmadığımı, Hatta 10a yakın dostumun olduğunu öğrendim. Ve bende ortalarında uyudum. Sabah erkenden kalkıp yola düştüm. Genelde çay ocaklarına girip boyuyalım abi , boyatalım abiii parlasın abiiii tarzı sözler söylüyordum. Lakin çay ocaklarında iş olmadığını anladım ve şehrin batı daha gelişmiş kısmına. Kent meydanı , Altıparmak, Fomara taraflarına gitmeye karar verdim . Oralarda boyadığım ayakkabılardan 2 katı para alırım diye düşündüm. Çünkü oranın insanları genel olarak zengindi. ilk müşterimi bulmuştum. Bilgili abimiz benle sohbet edip nasihat veriyordu. Ayakkabı boyarken beni insan yerine koyup konuşan ilk müşterimdi belkide. Ama söz nerde oturuyorsuna geldiğinde yavuz selim dediğim için abi ayakkabısının boyasını yarım bırakarak geri aldı. Üstüne üstlük 1 liraya boyuyacağım ayakkabının boyası bitmediği halde 10 lira verdi. Bunun sebebini ilerde öğrendim yavuz selim bursanın en tehlikeli semtiymiş. Bir sonraki müşterim bana okulumu ailemi sordu. Bende kem küm ederek ağzımdan zorla laf almaya çalışan abiye anlattım herşeyi. Çok üzüldü ve bana bak oğlum ben hakkari yüksekovada komutanım 32 yaşındayım. Ve benim çocuğum olmuyor gel seni bize zütüreyim hep senin gibi bir çocuğum olsun istemişimdir dedi. Olmaz abi dedim ben kendime bakarım hem beni kolluyan dostlarım var dedim. Çok ısrar etti adamın konuşmalarından bilgi akıyordu ve hep köşeye sıkışıyordum. Bi şart istedim sadece beni her hafta sonları köpekleri ziyarete getirecekti. Kabul etti ve bende ettim beni evine zütürdü 7 yaşında olmama rağmen çok küçük görünüyordum 28 yaşındaki eşine olayı anlattı. Onlarda yurttan çocuk alacaklarmış zaten. Eşi kabul etti beni evlatlık alan abinin adı Murat idi. Hanımının adı Hülya. ikiside beni çok sevmiş gibi görünüyorlardı. Önce Hülya abla beni duş aldırmak istedi kendim yapacağım diyince hayır şofbene boyun bile yetmez diyerek güldü. Utansamda duş aldırdı. Bana
    ···
  7. 7.
    +4
    hazır gelmişken bi nick6 girseniz fena olmaz panpalar (bkz: korkmuyorumhickaranliktan)
    ···
  8. 8.
    +6
    Onlar her ne kadar beni evlatları gibi görseler de. Ben hep onları Murat abi ve Hülya abla olarak gördüm. Bilmiyorum bi anne baba gibi benimsiyemedim onları. Neyse bana evi tanıttılar hayatımda gördüğüm en güzel evdi. 3 oda bir salon odalar oldukça genişti ve bir odanın bana ait olduğunu söylediler. Alacakları çocuk için herşeyi hazırlamışlardı odada yok yoktu. Her türlü oyuncak lüks yatak vs. Murat abi ertesi gün beni okula yazdıracağını söyledi 8 gün izni varmış sözleşmeli uzmandı görevinin başına geçmeden beni okula yazdırmak istiyordu. Velhasıl o gece geçti sabah erkenden fomarada adını hatırlamadığım, hatta bir kere bile gitmediğim bir okula yazdırdılar beni. Rüşvetmi verdi ne yaptı bilmiyorum Murat abinin azizliği müdür yarın gelsin okula dedi. Sonra tekrar eve gittik odama geçtim yine camdan dışarıyı izliyordum. Amk mahallesinde 1 tane bile çocuk yoktu. Oyuncaklarda bi yerden sonra sıkmıştı kendimi mahkum gibi hissediyordum. Zar zor o günü bitirip ertesi gün Hülya ablanın hazırladığı kahvaltıdan sonra giyinip okula gittim, Yalnız Hülya ablanın bakışları bi annenin evladına bakmasından daha farklı gibi geliyordu benle konuştuğunda nutkum tutuluyordu çoğu zaman.
    ···
  9. 9.
    +6
    Oldum olası okuldan hep nefret etmişimdir. Hatta benim özel hayatıma Devlet - vesayre şahısların zorunlu müdahalesi kendimi özgür hissetmediğim hissiyatını veriyordu. Arkadaşlarımla kaplıkayalara çıkıp erik çaldığım, pazar yerlerinde parkeden pazarcı arabalarının arkasından kasa kasa muz, çilek çaldığım günleri. Cips çalıp gülüp eğlendiğimiz aksiyonlu özgür hayatımı istiyordum. Cilli (Bursada miskete denir.) oynadığımız anları beynim istiyordu ve okula gitmemem gerektiğinin sinyalini veriyordu. Çanta sırtımda Heykelden aşşağı santral garaja kadar indim ordan Hülya ablanın verdiği harçlıkla Yavuz selim minibüsüne binip mahalleme gittim ve bizim bin tayfa her zamanki gibi okuldan kaçmış 5 kişi sırtlarında çanta caddede duruyorlardı selamlaştık ve kıraathanelerin önündeki tüm izmaritleri toplayıp sömüre sömüre içtik. Çok keyif alıyordum ciğerlerim taze olduğu için benim için müthiş bir kafaydı sigara içmek.
    ···
  10. 10.
    +8
    O zamanlar metin2nin yeni yeni patlama yaptığı efsane olduğu zamanlardı kafeye gidip oynayacaktık lakin paramız yoktu. Bizde sanayi bölgelerine gidip para kazanmak için gözüme kestirdiğimiz inşaatlardan demir çalıyorduk kilosunu bugünün parası 30 kurusa satiyorduk pc saati ise 25 kuruştu. 5 kişi bayaa yüklü demir alıyorduk çoğu inşaatlar bizim yüzümüzden senelerce bitmedi hatta bu yetmiyordu tüm marketlerin önlerindeki boş ekmek kasalarını çalıyorduk 6 sıfırlı paraların zamanında 1 lira ediyordu teki boru gibi paraydı o zamanlar cebimizi dolduruyorduk. Karnımızı doyurup kafeye gidiyorduk hayat bize göre yaptığımız her şeyin verdiği zevkten ibaretti hepimiz kafa dengiydik. O gün öğleden sonra evde olmam gerekirken gitmedim çantadaki kitaplarıda hurdacıya sattım ve kaplıkayaya yüzmeye gittik. Biz kaplıkayaya cıktığımızda suda yüzen tüm çocuklar hemen çıkıp elbisesini ayakkabısını. Parasını takılarını kurtarmaya çalışırdı. Çünkü yavuz selimin o zamanlar öyle bir namı vardı ki 100 metreden adam benim y.selimli olduğumu anlardı. Gasp edilmemek için kacardı. Bakın 2. Sınıf öğrencisinin lise 4 öğrencisini dövdüğü bir yapıydı bizimki. Lise 4e giden çocuğa zıplıyarak kafa atıp parasını sigarasını alırdım. Konu dağılmasın her neyse o gün güzel para kopardığımız için cocukları gasp etmedik. Sigaramız her şeyimiz vardı. Ayrıca gece ilk defa yapacağımız büyük işin planını anlatıyordu arkadaşlarımdan birisi.
    ···
    1. 1.
      +1
      Tutar hemde cok iyi tutarda gercek mi bilader8m yoksa kurmacami gercekse dicek pek kelime yok ama kurmaca ise gene dicek birsey yok
      ···
  11. 11.
    +7
    Arkadaşım bir dondurmacıyı patlatacağımızı söyledi daha öncesinde mahallenin hızlı abileriyle girmiş 600 lira koymuşlar. bakın sigara o zamanlar 3.25 bi dondurmacıya göre nirvana değil mi? Tabii bunlar 2-3 kere girdik deyince bizimkiler korktu paket olmaktan. Ben dedim senle gelirim bu gece girelim oraya arkadaşlar gitmeyin diyorlardı ama biz kafaya koymuştuk çünkü gideceğim kişi işin ehliydi benim gibi. Hatta bizim hırsızlıkta altın kuralımız sadece işi korkmadan yapmaktı. Velhasıl gece oldu 2 kişi gireceğimiz yerde keşif yapıyoruz kafaya bak. Hıza bak daha 8 yaşındayız ha.
    ···
  12. 12.
    +5
    hazır gelmişken bi nick6 girseniz fena olmaz panpalar (bkz: korkmuyorumhickaranliktan)
    ···
  13. 13.
    +6 -1
    Önce dondurmacı dükkanının ön tarafındaki camlardan içeriyi sözdük demir boşluklu kepenklerden vardı. Dedim olum burdan içeri nasıl girecez? sen benle gel dedi. Tambinanın arka tarafında pvc kapı varmış ve dondurma binasının arka kapısının olduğu yer çıkmaz sokak sanayi bölgesine bakıyor. Gecenin saat 3ü bir Allahın kulu yok arka kapının çevresinde herhangi bir ev yok 2 kişi yüklenip kapının kilidini patlattık plastik zaten. içeri girdik kamera falan yoktu ne sanıyonuz amk o zamanlar tr gelişmemişti. Neyse eğilerek kasaya doğru gittik kasada sadece 4 adet 250.000 lira vardı yani şimdinin 25 kuruşu. Tabi bunun üzerine biraz sinirlendik ama bi yandanda içerde kahkaha atıp gülmeye başladık. Sinirden ordan bi külah alıp dondurma yaptım kendime , arkadaşta yaptı sandalye çekip oturduk yedik tabi bizim gözümüz dönmüş tuvalete girdim su döktüm o sırada aklıma binlik gelmişti. Kasada nasıl para bırakmazdı amk. Çıktım dışarı naapalım ne edelim konuşuyoruz arkadaşla. ben kakao dondurmanın olduğu tenekeye külah doldurup sırtladım. Arkadaşta antep fıstıklı dondurmaya külah ve plastik kasık doldurdu beraber girdiğimiz yerden çıkıp hemen 15 metre ilerdeki parkın bankına oturduk başladık hunharca yemeye. Lakin birazdan yannanı yiyecektik ondan bi haberdik...
    ···
  14. 14.
    +6
    Dondurmayı 5-10 kilo bol bulunca zütümüz kalktı o kaşığa alıp bana fırlatıyor ben ona gülüp eğleniyoruz dondurma savaşı yapıyoruz. Sonra tenekeleri alıp dükkanın biraz yukarısına ana yola çıktık. Eşşeklik bizdeki anayola çıkıyoruz. Bi anda anons sesini duymamla arabadan inen öküz gibi 2 tane sivil polisin üzerime çullanması bir oldu. Polislerin biri beni diğeri arkadaşı aldı ileri zütürdü o ayrı sorgulanıyor ben ayrı yani kurnazlar çarpraz sorgu yapıp durum değerlendirmesi yapacaklar. Ben polisin kolları altında yavaş yavaş yürürken. Arkadaşımın sesini duymaya başşadım abi allah çarpsın babam benim anamı giber öldürür abi allahını peygamberini seviyosan bırak biz bir şey yapmadık abi falan diyordu. Ben sadece ağlamaklı bakıyordum polise. Polis bana dondurmaları nerden aldınız diye sordu abi vallahi şu ilerdeki çöp kovalarının dibindeydi. Yaş sordu kollarıma baktı kegib varmı diye yoktu. Gbt yaptı Şans o ki arkadaşta çöp kutusunun orda bulduk demiş. Bize olum peki tamam da bu saatte burda ne işiniz var? Ananız babanız yokmu sizin dediler. Abi yazın sıcak oluyor yatılmıyor geziyorduk denk geldi aynı böyle hazır bi şekilde bizde yedik dedim. Diğer polis demez mi şurda bi dondurmacı patlatmışlar geçen bi oraya bakalım diye aradada telsiz sesleri geliyor. Dedim aha şimdi yannanı yedik amk kalbim ağzımdan çıkacak...
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      Eeee sonraaaa noldu ag
      ···
  15. 15.
    +3
    Geldim beyler bi nick6 alırım haa
    ···
  16. 16.
    +3
    Hemen aklıma daha sargısı çözülmemiş elimden acitasyon yapmak geldi. Biraz gözyaşı ile abi görmüyor musun? Bu el ile ben ne yapabilirim dedim. Polis dondurma tenekesine parmağını sokup lan zütveren daha buzu çözülmemiş bunun nereye çöp kovasının orda buluyorsun dedi. Ve yavaştan dondurmacıya doğru yürüdük dondurmacının oraya dışardaki kepenklerden yani bizim patlattığımız yerin aksine ön taraftan bakmaya başladılar. Çıkarken kapıyı kapatmıştık. Lakin 2 adet sandalye dondurma salonunun tam ortasında masalardan bağımsız duruyordu. Ve Allahım inşallah görmezler diye dua ediyordum polisler kasa ve dolap tarafına bakmaya çalışıyorlardı. Ha gördüler ha görecekler diye korkudan ölüyodum amk ve cok geçmeden sandalyeleri farkettiler.
    ···
  17. 17.
    +3
    Polisler dükkana daha yakından bakmak için bizi bırakmış sokak direğindeki lambanın cama yansıyan ışığını ellerini başlarına koyup cama yapışarak kapamışlardı. Bu sırada bizi boş bırakmışlardı. O zamanlar böyle çalma çırpma işi çok yaptığımız için aşırı hızlı koşuyorduk. Sandalyeyi görüp birbirlerine baktıkları gibi biz koşmaya başladık. Dalyan gibilerdi ama biz onlara göre daha hızlı ve çeviktik. Sokak aralarında nefesimiz tükenene kadar koştuk. Polislerin biri bizi peşledi. Diğeri arabaya koştu. öyle ki bazen aramızdaki mesafe 1 metreye kadar düştü korkudan köpek gibi depar atıyorduk peşimizdeki polis bizden önce yoruldu. Arayı açmıştık ama birazdan diğer polisin arabayla önümüze çıkacağını biliyorduk. ilk aradan sağa döndük rotamızda hurda sattığımız firma vardı. Çünkü. O hurdacıda çok büyük içi kartonlarla dolu konteynırlar vardı yolda aynı anda konuşuyorduk konteynerlara saklanalım az daha dayanalım diye. Son gücümüzle anayola çıkmamızla polis arabasının önümüze çıkması bir oldu. Neyse ki hemen yolumuzun üstü aşırı taşlık ve otlarla dolu bi tarlaydı oraya girdiğimizde arabayla giremedi. Amma velakin bu tarladan çıkana kadar otlar ve taşlar bizi tüketti. Tarladan çıktığımızda ilk aradan tekrar sağa dönüp içinde tonlarca karton olan konteynırların birine atladık ve kendimizi nefes alabileceğimiz şekilde konteynırın en dibine kadar soktuk kafamız rahattı bulaöazlar diye düşünüyorduk.
    ···
  18. 18.
    +3
    Hadi beyler bi kaç tez alın geliyorum.
    ···
  19. 19.
    +3
    Amk arkadaşın telefonu çalmazmı (çalıntı nokia 3310) kısık bi sesle kapat şunu lan kapat dedim. Heycandan eli ayağı birbirine girdi kapatamıyodu mal. Elinden alıp ben kapattım. Ben telefonu kapattıktan sonra dışardan sesler gelmeye başladı. Bu taraflarda bi yerlere gittiler gel diye bağırıyordu polis. Ardından teker teker yan konteynırlara çıkıp bakmaya başladılar. Tepeden el feneri tutum iniyordu. Bizim konteynıra sıra geldi geçtiler pusuya yatabilirler diye çıkmadık o gece. Sabah hurdacının açmasını bekledik elemanları falan toplanıncada çıktık aşırı yorgunduk ve paramız kalmamıştı son sigaraları yaktığımızda yerde boş arsada sağlam 2 adet lastik gördük oturup bunlar para edermi hesabı yaptık en yakın lastikçi 40 metre ötedeydi çünkü :D
    ···
    1. 1.
      0
      Tez mi rez mi rez babababababa amk bucu
      ···
  20. 20.
    +1
    Çok bitkindik 3-5 2 tam döner parası çıksada karnımızı doyursak dedik aldık lastikleri elimizle itiliye itiliye lastikçiye zütürdük lastikçi bursa taks şampiyonu içeriyi bi görseniz madalyalar, gazete haberleri belki bileniniz vardır Şampiyon Metin arayın çıkar harbi taşşaklı adam. Neyse bağırıyoz bağırıyoz abi bak şu lastiklere diye ses yok. Arkadaş girdi içeri. Montların ceketlerin cebini kurcaladı sonra salça kutusuna benzer bir kutuyu taşşaklarına sokup başladı koşmaya Bana da koş koş diyor. Ben mevzuyu uyanmadım ciddi ciddi lastiklerin başını bekliyom satmak için buda ilerden bana lan koşsana amk zütü diye sövüyor. Ben hala bekliyorum bu arkadaş bu arada benim 2 katım. Baktı benim geleceğim yok geri geldi beni kucakladı başladı koşmaya. ilerdede dediki olum bi kutu bozuk para çaldım hala lastiğin başını bekliyorsun malmısın amk dedi. Lan yarram ben nerden bileyim görmedim amk ışık hızında çıktın . Velhasıl benim köpeklerle tanıştığım spor kompleksinin altındaki tarlaya kadar koştuk veartık geceden beridir cidden tükenmiştik.
    ···