/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +4
    Hayatım boyunca gizlice deli olmayı dilememe rağmen, akıl sağlığımdan korktuğum için kendimi bir pgibiyatri hastanesine yatırdım. Delilik, zihnin sefil zulmünden kurtulmak demekti ve derinlerde tek istediğim gerçekten özgürlüktü.

    Aklımı yeterince gevşetirsem bir gün aklımı kaçırırım diye düşündüm. işte karşınızda asit. Ve ot. Ve içki. insanoğlunun bildiği her sınırı zorlamak istedim. Şimdiden çılgınca geliyor, değil mi?

    Herkes bana "Sen kendi kendinin en büyük düşmanınsın" derdi. Sonunda buna kalpten inandım.

    En büyük düşmanım olduğum için kendimi kendimden kurtarmak için kendimi yok etmeliyim. O zaman aklın ölümü, gerçek aklın, özgürlüğün ve ruhsal aydınlanmanın doğuşu olacaktır. Eminim tüm yasalara saygılı vatandaşlar için aptalca gelebilir, ama bana göre tek kurtuluş, sahip olduğum her doğal dürtüyü tamamen yok etmekti.

    Hastaneye giriş yaptıktan sonra, yeni yoldaşlarımı inceledim: saçlarıyla konuşan kağıt kadar zayıf dişsiz bir yaratık, tekerlekli sandalyede iki eliyle mastürbasyon yapan komik derecede ciddi bir adam, gülümseyen, hoş görünümlü bir beyefendi, her zaman ortaya çıkan türden bir seri katil... Duygusal olarak hâlâ akıl sağlığıma bağlı olmama rağmen, bu insanlara imreniyordum.

    Körü körüne koştuğunuz ve sadece sürüngen ihtiyaçlarınız tarafından yönlendirilen labirentten çıkanlar onlardı: Yiyecek! ciks! Emniyet! Eğlence! Konfor! Labirentin sonundaki geçici tatmin, hayatınızda elde edeceğiniz tek şeydir, tıpkı aynı labirentte koşan diğer tüm fareler gibi, öyleyse koş lanet olası kemirgen! Koş! Öldüğün güne kadar.

    Bu insanlar özgürdü. Labirentleri inşa edecek kadar zeki olan ilkel itaatkâr fareler ve büyük şişko farelerin dünyasında bir boşluk buldular: delilik. Ben onlar olmak istedim. insan olmak istedim, çünkü delilikten daha fazla insan ne olabilir? Ben de teslim oldum.

    Şimdi neden bütün kaçıkların kilit altına alınmasını istediklerini anlıyorum. Çünkü delilik tahmin edilemez. Tamamen labirentlerden oluşan bir toplumda, öngörülemezlik tehlikelidir. Ya labirentte koşmak yerine bazı fareler soru sormaya başlarsa? Ya organize olurlarsa, büyük şişman fareleri yerler ve büyük şişman kafalarını mızraklara yapıştırırlarsa? Düşündüğüm şey buydu.

    6698 Güneş yılında Delilik bildirisini yazdım. Beyaz önlüklü fareler okuyamasın diye bunu odamın duvarlarına tükürük ile yazdım. Ah, onu okumak için can atıyorlar! Devrim gerçekleştikten sonra, gelecek nesiller ona yüzyılın en büyük belgesi diyecek! Hatta milenyumun! Hatta tüm zamanların!

    Ama zafer için bu işin içinde değilim. Amacım bir uyarı vermek: kapalı alanlara dikkat edin. Kırmızı renge dikkat edin. Tüm renklere dikkat edin. Konfora dikkat edin. Akıl sağlığına dikkat edin. Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi 42031 numaralı hastayım. Bu mektubu kim bulup okursa, hemen imha etmenizi tavsiye ederim. Çünkü fareler sizin peşinizde.
    ···
  1. 2.
    +1



    ···