/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 27.
    0
    Upupupupupuoupuou
    ···
  2. 26.
    0
    Upupupupupupuou
    ···
    1. 1.
      +1
      Up layıp durma da yaz olm okuyoz iste
      Daha once bu mektuplarin bu kadar uzun hallerini gormemistim
      ···
  3. 25.
    0
    Upupupupuououou
    ···
  4. 24.
    0
    Upupupupupupupipu
    ···
  5. 23.
    0
    Ipupupupuououououpupu
    ···
  6. 22.
    0
    Upipuououououououou
    ···
  7. 21.
    0
    Upupupupupu
    ···
  8. 20.
    0
    U0upupupu9uouou
    ···
  9. 19.
    0
    Upupupuououo6
    ···
  10. 18.
    0
    Upupupupupupu
    ···
  11. 17.
    0
    Upupupipu
    ···
  12. 16.
    0
    Upupup7p
    ···
  13. 15.
    0
    Upipupup7pupupupi
    ···
  14. 14.
    0
    Upupupipupu
    ···
  15. 13.
    0
    Upupupupupupupu
    ···
  16. 12.
    0
    Upypupupupypu
    ···
  17. 11.
    0
    Upypupupupypupu
    ···
  18. 10.
    +8
    Finall

    Timurun cevabı ;

    "Şimdiye kadar sulh için çalıştım ve nihayet Sivas’a gelmem söz konusu oldu. Kâfire fırsat vermemek, islam diyarlarını harap etmekten endişe edip, Şam tarafına giderek Mısır azizinden intikamımızı aldık. Sizin hasta olduğunuz hususu ağızlarda dolaşırken, biz bunu fırsat bilip dikkate almadık. Ancak siz fırsat bulunca bize bağlı olan Erzincan’a gelip valimizi rencide ettiniz. Adamımız olan Taharten(Muttaharten) sulhu sağlamak için sizin pişman olduğunuzu bize yazmıştır. Biz de güvendik ve sulh için antlaşmaya varılacağı umuduyla birkaç kez mektuplar gönderdik. Ama siz gittikçe artan bir katı tutum içerisinde oldunuz. Tâ ki biz ve askerimiz için kâfir ve kâfirden daha eşed kâfirlerdir demeniz sözü her yerde söylenir olmaya başladı. Elçileriniz olan Sungur ve Ahmed adamlarınız uzun süredir yanımızdadırlar. islamlığımızı ve inancımızı biliyorlar. Hedefimiz Kefe ve Kırım yönüne iken, Şirvan’dan geri dönüp tekrar Erzincan’dan o tarafa varmak icap etti. Semerkand’da bulunan oğlum Muîneddin muhafazid Sultan Bahadır da askeri ile birlikte bana katılacaktır. isteğimiz Erzincan’a varmadan ve askerimiz şehirlerinize girmeden önce Sivas, Malatya, Elbistan, Erzincan ve Kemâh’ın bize bırakıldığını sağlam bir ahit-nâme ile bildirmenizdir. Sulha muhalif değilim ve bağlıyım. Bu sulhun bir sûretini Mekke-i Mükerreme’de Bâbü’l-Harâm’da kapalı muhafaza olunsun ki, kimin bu sulha uyup uymadığı ortaya çıksın. Bu mektup Sungur, Ahmed ve Hacı Bayezid ile gönderildi."

    Beyazıdın cevabı ;

    "Timûr-i köregen hazretleri, ilgi uyandıran antlaşmaya dair mektubunuz, ben Sivas’a geldikten sonra ulaştı. Ben bu sırada antlaşma hazırlığı içerisinde bulunuyordum ki; Nâgâh(vakitsiz saatte) sulha muhalif bir başka mektup Karaman fesatları elinden orduyu humâyûnumuza erişti ve antlaşmanın gecikmesine sebep oldu. Devlet erkânımızdan akıllı kişiler bu durumu şöyle değerlendirdiler. ikinci mektup ilk karışık dönem sürecinde yazılarak elçi ile gönderildi. Karaman topluluğu ki eskiden beri ocağımızın düşmanı olmuşlardır, bunlar elçimizi öldürüp, fitne iyice ayyuka çıkıncaya kadar mektubu sakladılar. Musâlaha olacağı ihtimâlini görünce, bu kez bazı rezilleri üzerimize gönderip bizi şüpheye düşürmüşlerdir. Rezillerin eline düşen mektubun gecikmesinin sebebi dahi biz olmadığımız hususu malumunuzdur. Bu durumu yaltaklanma olarak görürseniz hayır, asla düşmandan yüz çevirmek âdetimizden değildir. Sulh ve cengin cezası ve mükâfatı buna sebep olan tarafa aittir. Eğer bir kimse fitneye sebep olursa, Allah’u Teâlâ onun cezasını versin."
    Tümünü Göster
    ···
  19. 9.
    +9 -1
    Round 3

    Timurun cevabı ;

    "Sungur Çavuş ve Hacı Bayezid ile gönderdiğimiz haberler doğrudur. Sizin küffârla savaştığınızı biliyoruz. Bu tarafta Gürcü kâfirlerle biz savaşıyoruz. Hem siz hem de bizler bu konuda mutluyuz. Bu durumun sayısız faydaları her iki tarafa olmaktadır. Yazdıklarımızda zerre kadar şaibe ve şüphe olamaz. Antlaşma kararı olursa, Mısır’la aramızda olanlardan ıslâh edici olunması isteğiniz uygun görülmemiştir. Çünkü ölen eski Mısır Vâlisi, elçilerimizden Irak ve Acem’in büyük saygı duyduğu Bahaddin Savcı’yı haksız yere öldürdü. Yine uzun süredir hapsettiği Gönültaş’ı serbest bırakması için elçi gönderdiğim halde isteğimi yerine getirmedi ve o günahsızı hiç endişe duymadan katletti. Biz Şam ve Haleb’e geldiğimizde, Mısır’da Hacı adındaki elçileri gelip haps olunan Otlamış’ı Haleb’e gönderelim dediler. Senin, şimdi Mısır Vâlisi olan kimseye oğlumuzdur demeni uygun görmedik. Onu Sultânu’l-Harameyn elkâbıyla anmanız doğru olmaz. Belki Mücâvirü’l-Harameyn demeye lâyık değillerdir. Bize dost olmayanı, kendinize yakın ve sevdiklerinize dahil etmeyiniz. Saltanat işleri nezâkete bağlıdır. Dikkat edilecek yönleri çoktur. Ahmed Celâyir şimdi Bağdat yakınlarına gelmiş, biz de oraya asker göndermişiz. Tekrar size taraf kaçar gelirse sahip çıkmayıp, bilâkis yakalayıp bize teslim etmeniz sizden isteğimizdir. Erzincan’a varıp, yerleri tahrip için şimdilik serhadda durularak elçilerinizin gelmesini beklemekteyiz."

    Beyazıdın cevabı ;

    "Mısır hakimi ile aranızda geçen olaylardan dolayı bizim niyetimizi doğru anlamamışsınız. Biz arzu etsek Mısır’ı feth etmeye her zaman kadiriz. Ahmet Celâyir tekrar geri Osmanlı topraklarına gelirse, Kara Yusuf ile birlikte ikisini size teslim etmemi istemişsiniz. Biliyorsunuz ki Hûlâgu Dârü’s-Selâm’ı alıp iran’ın çoğunu eline geçirdiği sırada, halifenin amcası çocuklarından bir iki kişi Mısır’a Kâhire Vâlisi Baybars’a sığındılar ve onun himayesine girdiler. Hülâgu’nun Bağdat Vâlisi olan Karaboğa Noyan, Baybars’la cenk ettiler. Halifenin amcasını Mısır askeri sanıp, orada şehit ettiler. Kaçanlar şimdiye kadar Kâhire’de kaldı ve Hülâgû Han onları geri istemedi ve takip de etmedi. Şimdi bu dostunuz feleğin tokadını yemiş bir iki kişiyi himaye etmekle hatırınızı kıracak bir durum olamaz. Zira Hülâgû böylesine cüz’i şeylerden vaz geçmiştir. Muradımız Sivas ve çevresinden elinizi çekmenizdir. Bunu yerine getirmeniz güzel bir işaretinizin gereği olduğu anlaşılacaktır. Ancak her hâlde Allah’ın takdirinden kaçılmaz ve bizim kimseden korkumuz yoktur... "
    Tümünü Göster
    ···
  20. 8.
    -1
    https://upload . wikimedia.org/wikipedia/commons/8/8f/Chlebowski-Bajazyt_w_niewoli.jpg

    o mektuplar osmanlı devletinin yıkılma sebebi oldu şimdi bide size 800 yıl hiç yıkılmadan osmanlı devleti yaşadı diye öğretmişlerdir
    ···
    1. 1.
      0
      Yikilmadi ama yikilma donemine girdi daha sonra timur pisman oldu osmanliyi yendim diger kefere ordusuna (bizans) fırsat verdim diye
      ···
    2. 2.
      -1
      yikilma donemi son zamanlarına doğru oldu timur direk osmanlı devletini boylara böldü direk yıktı yani
      ···
    3. 3.
      +2
      Amk salagı seni neyden bahsediyon sen yıkıldıda niye sonradan devam etti abdaval

      Boylara bölünme olayi şöyle oldu osmanlının güç kaybetmesini fırsat bilen diğer Türk boyları bağımsızlıklarını ilan ettiler daha sonra tekrardan hepsini kilıç zoruyla geri aldı osmanlı fetret devrine girdi sadece ve çelebi mehmet osmanlıyı fetret devrinden kurtardı osmanlı yikilmadi yikilmamasinin sebebi saglam bir devlet teskilatina sahip olmasiydi
      ···
    4. 4.
      0
      Yıkılmadı fetret dönemine girdi. Fetret gerileme ve duraklama olarak geçer. Mantığınızı gibeyim 800 yılda değil 600 yıl süren bi saltanattır. Fetret devrinden sonra kaybedilen topraklarda fazlaslyla geri alınmış. Timurlenk fazlasıyla iyi bi komutan ve imparatordu ama kibirli mektup karşısında hiç bir sultan özür ve saygı içeren bir cevap vermez.
      ···
    5. diğerleri 2