the sopranos

yav arkadaş hakkaten anlamıyorum bu diziyi bir insan nasıl beğenmez lan? nasıl?
hani mafya dizisi diye hızlı kurgu, bol aksiyon bol silahlı çatışma falan mı bekliyor da umduğunu bulamıyor? eğer öyleyse sinema tarihinin en önemli mafya filmlerini baştan bir daha izlesin. baba serisi, bir zamanlar amerika, arka sokaklar, sıkı dostlar, casino, yaralı yüz, unutulmayanlar hatta ganster filmlerini de ekliyim mesela ucuz roman, snatch falan. bu filmlerde de bol aksiyon, silahlı çatışma, patlama, vurdu kırdı yoktur. olması gerektiği kadar vardır tıpkı sopranosta ki gibi. yani demek oluyor ki bu dizide aradığı aksiyonu bulamayan gibikler gece atv de yayınlanan içinde mafya, gangster kötü karakterlerin olduğu 3.sınıf aksiyon filmleriyle mest olan tiplerdir. onların ben beynini zikiim bu diziye laf etmeye hakları yok.
ama eğer sebep, bu diziye yapılan aşırı övgülerden dolayı beklenti içine girip izledilerse ve aradıklarını bulamadılarsa ben onların ne beklediklerini merak ederim. eğer bu gruba giren tipler sinemada anlayan mesela scorsese sinemasını seven tiplerse eğer onların beynini yine zikem. çünkü the sopranos tamamen scorsese nin mafya filmlerinin mirasçısıdır devamıdır aynı familyadandır. baba serisine benzetenler hata ederler bi kaç gönderme dışında pek alakaları yoktur. haa yok bu tipler scorsese'yi de sevmiyor veya bilmiyorlarsa gibtirsin gitsinler bu diziyi izlemesinler zaten dıbına çaktığım cahilleri.
3. tipler diziye sıkıcı diyip beğenmeyen tipler. lan bu diziye nasıl sıkıcı dersiniz olum? hele bi de ilk bölüme sıkıcı deyip sabretmeleri gerektiğini söyleyen tipler vardır. olum mal mısınız? ilk bölüm dizinin özetidir harika bir bölümdür. daha ilk sahneden tony nin çıplak kadın heykeline bakışları ve karizmasıyla açılır bölüm. lan pgiboloğa giden mafya babası var bundan ilginç konu mu olur? nasıl sıkılır bir insan? harika görüntü, ışık,müzik, oyunculuk da cabası daha ilk bölümden. sırf tony nin bayılma sahnesi yeter amk! sırf o pgibolog koltuğuna asaletle oturuşu bacak bacak üstüne atışı yeter ilk bölümü sevmeye amk!
dizinin en büyük aksiyonu tony nin kızgınlaştığı ve karşındakine daldığı veya tehdit ettiği anlardır. james gandolfini öyle bir oynar ki karşısında siz varmış gibi tırsarsınız heycanlanırsınız. karizması ekrandan taşar. burnundan soluması, sesini yamultması dudağını dişlerini sıkıp konuşması, vücut dili soktupu laflar ve tehditler, dik duruşu falan çok kısa anlar olsa da seyir zevki insanı orgazm ettirir.
neyse yaa daha yazacak çok şey var da yazmaya değmez.
kısaca bu diziyi beğenmeyenler alışkanlıklarından daha vazgeçmemiş olanlardır. hayatları boyunca kalitesiz, ucuz şeyler tüketmişlerdir. kalitesiz dizi, film, müzik, kitap tüketmişlerdir. ondandır beğenmemeleri... öyle dexter, brekin bed, lost, kuzey güney, ezel bilmem ne izleyerek kaliteli dizi izledim demeyin. oz bile bu dizinin yanında kalitesiz kalıyor çünkü oz daha kolay yoldan etkileme derdinde. izleyiciyi direk etkilemek en birinci hedefi. ama sopranos önce senaryoya, karaktere, gerçeğe en gerçeğe göre haraket ederek etkileyici olma derdinde. ama bunu da minimalizmin takunu çıkararak yapmıyor the wire gibi. tam dozunda yapıyor. belkide italyan amerikalı wise guy ların sıkıcı tipler olmamasıdır bu diziyi the wire dan iyi yapan.
ama "en iyi" olmasının en büyük sebebi james gandolfini'ye sahip olmasıdır. tonyi bir başkası oynasaydı bu dizi işte o zaman the wire, oz seviyesine iner hatta daha da alta iner dexter, birekın bad, game of falan orda takılırdı.