Normalde bugün yazmayacaktım arkadaşlar ama olumlu tepkileriniz beni yazmaya teşvik etti. Seviyorum sizleri arkadaşlar.

Buse yanıma sokuldu göğüsleri koluma değiyordu, ben cidden tahrik olmaya başlamıştım. Normal koşullarda olsa belki Buse ile cinsel bir ilişki yaşayabilirdim ama kız korktuğu için gelmişti. O an ki halini bir görseniz beyler o kadar masum o kadar savunmasızdı ki . Her şimşek çaktığında her gök gürlediğinde bu korkuyor titriyordu. Bir süre sonra titremesi kesildi, baktım uyuyakalmış. Şuan trendde gezen bir kadının en masum olduğu anlar gibi bir başlık var, gerçekten uyurken o kadar masum oluyorlar ki.

Buseye bakıp düşündüm, yaşanan olayları düşündüm. 4 gün öncesine kadar okula gitmediğim müddetçe kimseyle görüşmeyen ben şuan yatağını bir kızla paylaşmıştı. Sonra kapattım gözlerim, yere düşen yağmur tanelerinin ve rüzgarın hazin raksını dinleyerek uyuyakaldım.

Daha fazla düşünmeye tahmin yürütmeye ne hacet dedim. He bu arada kusuruma bakmayın ben kendimden bahsetmeyi unuttum, 1 88 boylarında standart bir tipi olan sözlükteki bir çok kişinin aksine hiçte kaslı bir vücudu olmayan bir dostunuzum. Durun hemen kızmayın nereden dostum oluyorsun diye. Beni tanımasanız da olur. Zaten öyle çok baskın bir karakter de değilim. Yalnız kalabilirim ayrıca, yalnızlık bir çoğunuzun aksine bana güç veriyor. Eğer isterseniz sizinle yalnızlığımı paylaşabilirim.

Dinlemek isteyenler rezlerini alsınlar günlük kontrol etsinler. Asla trend gibi bir amacım yok eğer amacım trend olsa 3 4 partlık bi gibiş hikayesi yazar trende girerim. Yazdıklarıma boş diyenler, eyvallah o da sizi yorumunuz saygı duyarım.

Vay arkadaş o kadar yazdım paylaşmadı.

O gün ben akşama kadar odamdaydım. Yağmurlu havalarda dışarı çıkmayı sevmiyorum. Odam da pinekleyip akşama kadar yatmak istiyordum. O gün akşama kadar Buseyi görmedim, yok gibiydi evde adeta. Hava kararmaya başlamıştı odamın kapısı çaldı, gelen Buseydi,

B: Ben çok acıktım ne yiyeceğiz ?
G: Valla evde de bir şey kalmadı ki . Ben olan malzemelerden bir şey yaparım.
B: Yok sen yat, bugün yemekleri ben hazırlıyorum

Giderken kapıyı kapattı, hava yeni kararmıştı benim odamın ışığı kapalıydı. Bende telefonu kapattım, battaniyeyi üstüme çektim, uyumuşum. Uyandığımda Buse yanıma oturmuş saçımla oynuyordu. içerinden çok güzel yemek kokuları geliyordu ama Buse'nin kokusu o kadar güzeldi ki hiç kalkıp yemek yemek gelmiyordu içimden. Ama Buse, Hadi kalk uykucu, yemek vakti deyip elini çekmesiyle mecbur kalkmak zorunda kaldım.

Buse evdeki son malzemelerden ortaya karışık bir yemek yapmıştı. Doğaçlama takılmıştı. Yemek yedik, Busenin eli gerçekten lezzetliydi.

G: Bu yediğimiz yemeğin adı neydi Buse ? Gerçekten çok güzelmiş.
B: Ahaha bilmiyorum ki adını. Öyle doğaçlama takıldım.
G: Ciddi misin ?
B: Evet.

Bu kıza olan hayranlığım her geçen gün artıyordu. Ama bir şeyi merak etmiştim, bu kızın ailesi bir erkekle beraber tek başına kalmasına nasıl izin veriyordu.

G: Buse, ailen burada benle kaldığını biliyor mu ?

Sabah dersim yoktu. Ben biraz erken gelmiştim. Derse daha 1 saat vardı. Girdim bi kafeye oturdum, şekersiz bi türk kahvesi aldım. Bu ders pgiboloji dersiydi sınıfın dolduğu ender derslerden biri. insanları seyretmeyi, onlar hakkında düşünmeyi çok severim ben. Kahvemi yudumlarken seyrettim milleti. Öyle ki kimsenin derdi yok gibiydi ama hepsi ayrı dünya hepsi ayrı dert taşıyordu. Sonra ben onların hayatlarını düşünmeyi de çok severim. Düşündüm bende şu önümden geçen sarışın kızı mesela. Kız grubunun lideri gibi. Otoriter güç o, belki sözde arkadaşları, daha doğrusu yancıları bile bilmiyor dertlerini, gülüyor mutlu gibi ama belki her gece ağlayarak uyuyor. Belki belkide bunların hiç biri olmuyor gerçekten mutlu.

1 saat sonra yataktan kalktım, şarj da olan telefonumu açtım. Buse'den cevapsız arama vardı. Bir de mesaj atmıştı Sana geliyorum telefonun kapalıydı, gelince ne olduğunu anlatırım Ben evde tek kalıyordum ailem başka şehirdeydi. Maddi durumumuz orta halliydi ama bende part time çalışıyordum. Para sıkıntısı çekmiyordum yani, evde de tek kalıyordum.

Buse mesajı yarım saat önce atmıştı, birazdan gelir diye düşündüm. Çay suyu koydum biraz etrafı düzelttim.

Ders başlamıştı pgibolojik hastalıklar, belkide ilgilendiğim tek ders, bu derste de en sevdiğim konu. Bipolar hastaları manik dönemlerine girdikleri zaman enerjileri çok yüksek olur... Ama sorun şu ki ona bakmaktan gözlerimi alamıyordum. Upuzun dümdüz altın sarısı saçlarıyla adeta masal dünyasından gelmiş gibiydi, kırmızı pançosunun üstüne dokülen altın sarısı saçları ve o masum yeşil gözleriyle dünyanın en huzur veren metasıydı.

Arkadaşlar yorumlarınız için çok teşekkürler. Amacım en uzun hikayesini yazmak, yazarım yazamam. Destekleriniz için teşekkürler. Sabah bi finale girdim yarım saat sonra bi final daha var. Akşam seri bir şekilde yazacağım. Gününüz güzel geçsin.

Bu iyice yanıma sokuldu, Game ben çok üşüdüm sana sarılabilir miyim ? dedi . Bende üşümeye başlamıştım, battaniye çok kalın değildi. Tamam sarıl dedim bende bu bana sarıldı ama göğüslerini kolumda hissediyordum. Nefesi boynuma çarpıyor beni tahrik ediyordu.

Arkadaşlar 1 saati geçkin süredir aralıksız yazıyorum. Bu gece burada bırakıyorum. Yarın çok yazamam çünkü pazartesi 2 tane finalim var ders çalışacağım. iyi geceler beyler.

Ertesi gün olduğunda 3 4 gündür okula gitmediğim için okula gidecektim, benle beraber Buse de gitmemişti okula. Sabah uyandım, kahvaltı yapmak için vakit yoktu, okulda bir şeyler atıştırırdık. Uyandığımda Buse hala uyuyordu. Odasına gittim, yatağının kenarına geldim, saçlarını okşamaya başladım, aynen dün beni uyandırdığı gibi, gözlerini açtı Buse, yanında ben vardım.

G: Günaydın uykucu, sabah oldu, artık okula gidelim. Geç kalacağız, aaa sen hala yatıyor musun ?
B: Tamam be kalktım, ben hazırım bak, kazak giyeyim bir pantolon tamamdır.
G: Tamam o zaman hemen çıkalım da okulda bir şeyler atıştırırız.

Buse hazırlandı okula gittik, sınıfa girdiğimizde bir kaç grup döndü bize baktı, şaşırmışlardı beraber, sınıfa girmemize. Ama Buse benim için sınıftaki sıradan bir kız değil, geçmişini bildiğim ev arkadaşımdı.

B: Ya game, sana anlatmam gereken bazı şeyler var.
G: Bu konuyla alakalı ?
B: Evet bu konuyla alakalı.
G: Seni dinliyorum.
B: Benim annemle babam ayrılmıştı, ben daha çok küçükken. Babam çok zengindi, dostça ayrıldılar diyebiliriz. Annem ayrıldıktan 3 yıl sonra trafik kazasında öldü. Benim vekaletim annemin üstüneydi, maddi olarak hiç sıkıntı yaşamadık babamdan ötürü. Babam benim okul ücretimi ödüyor. Her ay bana para gönderiyor. Açıkçası baba olarak yaptığı tek şey de bu . Ne arayıp ne soruyor, kimle kaldığıma bakacağını daha doğrusu ilgilendiğini pek sanmıyorum.
G: Yani aile olarak yalnızsın ha ?
B: Game, tek yalnız olan sen değilsin bu Dünya'da. Farkında mısın bilmiyorum, hiç dikkatini çektim mi bilmiyorum ama bende yalnızım. Sadece aile olarak değil, arkadaş olarakta. Arkadaşlarım diyebileceğim insanlar iki elin parmağını geçmez.

Bunları anlatırken gözlerinden iki damla yaş süzüldü. Ağlarken bile çok güzeldi. Galiba bende kendimi Buse'ye kaptırmaya başlıyordum.

Ben onun gidişine bile şiirler yazabilecekken, sayfalar süren yazılarla onun gidişini anlatacakken bir anda irkildim. Bir kız sesi, game, hey ?! daldığım seraplardan uyandım adeta, karşımda Buse vardı, hemen buseyi de anlatayım sizlere, Buse bildiğiniz gibiydi, ortalama boylarda, izmirliydi işte, bir izmirli kız nasılsa O'da öyleydi. Güzeldi Buse, hatta cüretkar da giyiniyordu. Doğru söylemek gerekirse fiziği de güzeldi.

... bu dönemde libido artar her önüne gelenle sevişmek gibi bi durum olabilir, ama unutmayın bunlar kitabi bilgiler. hoca cümlesini tamamladığında sınıfta gülüşmeler oldu, hala lise kafasından çıkamamış insanlar vardı. O da güldü, kırmızı giyen kadın. O gülünce sanki bahar yeniden geliyordu. Hayır hayır size onu daha fazla anlatmayacağım, onu tahayyül etmenizi dahi kaldıramam.

Arkadaşlar, kusura bakmayın. Tüm dedikleriniz de haklısınız. Apophiseneniyisi panpamız çok güzel bir öneri verdi. Belli düzen ve belli saat. Bundan sonra, yarın akşamdan bilitibar, gece 10 ile 1 arasında yazıyorum. Eğer ekstra süreler olursa atıyorum gündüz yazacağım vakit olursa, bir önceki yazımda saati belirleyip size bir gün önceden haber vereceğim. Sizleri seviyor ve çok özür diliyorum. Gününüz güzel geçer inşallah.

Ama şimdi ? Şimdi Buse karşımdaydı, gözlerimin içine bakıyordu. Gülüyordu, gözleriyle gülüyordu. Bir kaç farklı duygu okunuyordu gözlerinde ama en son o isteği gördüm gözlerinde. Yaklaştı bana, yaklaştı ve dudaklarım dudaklarıyla kavuştu. Bu çok değişik bir histi. ilk öpüşmem değildi ama hiç biri bana böyle hissettirmemişti. Şehvetle ama yavaş yavaş öpüşüyorduk. Tadını çıkara çıkara. Birbirimize doyarak, bu salt öpüşmek değildi. içimizdeki aşkı paylaşıyorduk adeta, paylaştıkça çoğalıyordu. Her öpüşüm de içim kıpır kıpır oluyordu. O an fark ettim, delicesine arzuluyordum Buse'yi.

Sabah uyandım, gözlerimi daha açmamıştım ama yanımda Buse'nin yokluğunu hissedebiliyordum. Dışarıda hala hafif bir yağmur vardı. Hani klagib sahneler vardır ya kız erken kalkar kahvaltı hazırlar, erkek uyanır burnuna gelen kahvaltı kokusu. işte öyle bir ana düşmüştüm, şaşırmıştım diyebiliriz çünkü okul başladığından beri tek kaldığım için uyanır uyanmaz hazır bir kahvaltıya konamadım. Ben yataktan kalktım Buse tişörtünü değiştirmişti. Yarım tayt üstüne bol biraz uzun bir tişört giymişti. Ben içeri girdiğim zaman kahvaltı sofrasını kurmuştu en son sosis yapıyordu.

G: Oo erkencisin, bir de kahvaltı hazırlamışsın ?
B: Ev sahibime teşekkür mahiyetinde. Dün gece sen olmasaydın be o karanlık oda da ağlaya ağlaya uyurdum.
G: Ama sen beni böyle rahata, hazır kahvaltılara alıştırma yoksa her zaman isterim.

En son söylediğime cevap vermedi, sadece tebessüm etti.

Neyse arkadaşlar ben bunu odama geçirdim, ben size evimi anlatmadım. Ev için 2+1 diyebiliriz. Yada neyse bilmiyorum emlak terimlerini. Ben anlatayım, benim yattığım oda var, bir tane de boş oda var, o boş odayı hiç kullanmadım, olursa kafa dengi bir arkadaş gelirse veya parayı denkleştiremez hale gelirde mecbur biriyle kirayı paylaşmak zorunda kalırım diye. Mutfak amerikan mutfak, salon evin en geniş odası, aynı zamanda TV falan da salonda. Bir de tuvalet banyo var.

Ben bunu odama geçirdim sen geç şimdilik benim yatağımda yat ben koltukta yatarım bi kaç güne de boş odaya yatak alırız sen oraya geçersin dedim.

B: Yok yok yeni yatağa gerek yok ben eski evdeki yatağımı falan getiririm de sen kendi yatağında yatsaydın ya ayıp oluyor böyle de.
G: Daha demin ne konuştuk ?
B: Tamam tamam bir şey demiyorum.

Su kaynamaya yakın kapı çaldı gelen Buseydi. Kapıyı açtım yanında bavulu vardı, sırtında sırt çantası.

G: Hayırdır ?
B: Anlatacağım.
G: Geç içeri bakalım.

Buse içeri geçti, kapıyı kapattım arkasından ben gittim. ilk defa gelmiyordu evime ama hiç içeri girmemişti, sadece kapıya kadar gelip gitmişti. Salonun ortasında durdu etrafı süzdü. Sonra koltuğa oturdu.

B: içecek bir şey var mı ?
G: Çay koydum.
B: Tamam, bir soluklanayım her şeyi anlatacağım sana.

Belki sıkılıp okumayacaksınız ama olsun, boşluğa anlatmak gibi de olsa anlatacağım. Çünkü böyle taktan hayatlarında olduğunu bilmenizi istiyorum. Belki yaşadıklarım bir çoğunuzun hayal ettiği yaşam ama benim için koca pişmanlık. Neyse, ders nihayet bitmişti. Ben kalkmadım yerimden onu seyrettim, kırmızı giyen kadını, kalktı, kitaplarını topladı ve sınıftan çıktı. O gidene kadar arkasından baktım, belkide gidişi bile bu kadar güzel olan başka insan yoktur bu dünyada.

Ya bu gri ekran nedir ya, yarım saattir paylaşamıyorum entry.

G: Seni çok seviyorum.

Üç kelime, Buse'nin üzerinde şok etkisi yaratmıştı adeta . Belkide bunu benden hiç beklemiyordu ama şuna eminim ki uzun süredir söylememi istediği tek cümleydi belki. Aslına bakarsanız benimde uzun süredir söylemek istediğim tek cümleydi. Uzun süredir içimdeydi, onunla olmadığım vakitler onu özlüyordum. Uzun süredir ilk defa yalnızlık bana acı veriyordu. Aslında yalnızlık demek olmaz, Buse'nin yokluğu bana acı veriyordu. inanır mısınız geçenlerde O'nu gördüm, kırmızı giyen kadını, baktım yine uzun uzun arkasından. Ama bir şey fark ettim, eskisi gibi hissetmiyordum. Artık O'nun yokluğu değil Buse'nin yokluğu acıtıyordu canımı. Kim bilebilirdi ki ? Bundan 1 ay önce gelip bana deselerdi ki sen Buseyle aynı evde yaşayacaksın daha sonra onu seveceksin, dalga geçme der kızardım ona. Ama şimdi ?